@beyyzii
|
"Yalnızlık bazen insanın üstüne büyük bir ağırlık olarak Çöker. Ama bazı yalnızlıklar kişi fark etmese de ona iyi gelir, bunu zamanla anlarlar çünkü zaman her şeyin ilacıdır.bu sözlerimi aklınıza iyi kazıyın.Ne kadar az insan o kadar rahat bir hayat." Önümüzdeki pasta kekini süslerken bir yandan da Reyyan öğretmenimizin bize verdiği nasihatlerini dinliyorduk.Her gün hiç sıkılmadan yaşayıp tecrübe edindiği her şeyi bize anlatıyordu.Onun yaptığı hataların aynısını yapmamızı istemiyormuş .Gerçi çoğu zaman onu dinlemek yerine kendi aramızda konuşuyorduk ."Ne zaman susacak bu.Pastama odaklanmıyorum.Sonra da proje notumu düşük veriyor." Zehra pastasının son rütüşlerini yaparken kulağıma eğilerek fısıldamıştı." Tahminime göre hiçbir zaman "dedim. Ağlayacakmış gibi yüzüme baktığında dudaklarımı büküp omzumu silktim. pasta üzerindeki işlemlerime devam edeceğim sırada adımın seslenilmesi ile kalakaldım. "Öyle değil mi Sezgi yılmazer?" Reyyan öğretmen yine bir şeyler anlatmış olmalıydı ki dinleyip dinlemediğimi teyit etmek için bana soru yöneltmişti. tabii ki de dinlemediğimin gayet de farkındaydı. Ama bundan tam anlamıyla emin olup beni bütün herkesin önünde rencide etmenin keyfini çıkartacaktı.İlk başta sessizliğimi koruyarak bakışları bana dönen arkadaşlarıma göz gezdirdim.Ardından birinin kurtarıcım olabileceği düşüncesiyle bakımmaya devam ettim. Bakışlarımız Umutla kesiştiğinde göz kırptı ve dudaklarını oynatarak "o iş bende sen rahat ol "dedi sessizce.öksürük Boğazını temizledikten sonra "öğretmenim pasta bittikten sonra yiyebilir miyiz hemen" dediğinde herkesten hafif bir kıkırtı yükseldi . "Umutçuğum işine bakarsan sevinirim.kusura bakma ama ben de salak değilim. olayın üstünü kapatmaya çalışma" dedi reyhan hoca bir an Um ut'a dönerek. Ardından tekrar odak noktası ben olduğumda ciddiyetimi koruyup bozuntuya vermeden "soruyu tam anlayamadım da yineleyebilir misiniz acaba ?"dediğimde bulunduğum masaya doğru gelmeye başladı. amfide yaptığımız normal derslerde oldukça ciddi olan Reyyan öğretmen mutfaktayken gıcık misafirin çocuklarına dönüyordu .bunaltıcı ve sıcak havadan dolayı tepeden yaptığı büyük topuz üstündeki ayıcıklı mutfak önlüğü ve burnunun ucundaki beyaz krem şantiyele ciddiyetten oldukça uzaktı. Yanımda olan Zehra'ya Reyhan Hoca'nın duyamayacağı bir şekilde fısıldayarak "galiba önümdeki pastayı kafamda parçalayacak yardım et bana" dediğimde hafifçe kıkırdadı.Gülmemesi için direğim ile koluna vurdum .reyyan öğretmen önümde dikildiğinde gözlerime bakarak "siz beni dinlemiyor musunuz Sezgi yılmazer "dedi harflerin üzerine bastırarak .gözlerini gözlerime dikmiş kendince bir cevap arıyordu.göz temasından ilk ayrılan hiçbir zaman ben olmamalıydım yoksa bu yenildiğimin göstergesi olurdu. Reyyan öğretmen gözünü bir kez bile kırpmadan benimle bakışmaya devam ederken ben on saniyede bir gözümü kapatıp açıyordum. "Dinliyorum tabii ki hocam.sadece pastama gereğinden fazla odaklanmışım"dedim 1 dakika önce sorduğu soruyu yeni sormuşcasına. tek kaşını kaldırıp alaycı bakışlarlabeni süzmeye devam ederken " senin jeton fazla köşeli galiba.geç algılıyorsun bazı şeyleri. en yakın zamanda bir doktora görünsen iyi olur .sağlığın için diyorum yanlış anlama" diye laf soktuğunda ben hariç sınıftaki herkes kahkaha atmıştı .Neyse ki bugün derste çok kişi gelmemişti de o kadar rezil olmamıştım .ama bu konunun bölüm grubunda konuşulacağına yüzde yüz emindim Biraz bozulsam da reyyan öğretmen ile yüz göz olmak istemediğim için çenemi kapalı tutmam gerekiyordu .aksi halde onun söylediklerine kulak kabartmamam yetmezmiş gibi bir de öğretmene saygısızlıktan düşük not alamazdım. benden ses çıkmadığını fark edince bunda bundan memnun olduğunu belirten bir gülümseme belirdi yüzünde. başını aşağıya yukarıya sallayıp " aferin ."dedi beni böyle rencide etmesine izin verdiğim için kendime kızsam da yapabileceğim başka bir şey yoktu."bir işe odaklanmak yerine birkaç işi birlikte yapmaya alışmanız gerekiyor. yeri gelecek aynı anda on beş pasta yapacağınızı anlar da olacak "dedi ayıcık önlüklü kadın. gözlerimi devirmemek için kendimi zor tutarken dersin bir an önce bitmesini istiyordum. " on dakikanız kaldı . On dakika içinde bitirenler çıkabilir . bitirmeyecek olanlar diğer pasta keklerini de ıslatmayı başlayabilirsiniz" dedi gıcık sesiyle . neyse ki pastamda ufak tefek süsleri kalmıştı sadece.Reyyan öğretmen hepimizin önünden teker teker geçerken burnu dik bir şekilde yürüyordu . Şimdi tekrardan pastama odaklanmam gerekiyordu .birkaç süsü daha ekleyip pastanın tam ortasına da bir tane çilek yerleştirdim . "Sezgi dersten sonra boş musun?"dedi Zehra fısıldayarak. bölümden en iyi anlaştığım ve çoğu şeyimi anlatabildiğim kişi Zehraydı. onunla bir şeyler yapmak eğlenceli oluyordu ama bugün mecburen reddetmek zorundaydım . "maalesef kafeye gideceğim .istersen sen de gel. benim çalışma vaktime kadar bir şeyler içeriz ." dediğimde "olabilir . şuradan bir an önce çıkalım da "dedi reyyan öğretmeni gösterip göz devirirken.hafifçe hafifçe tebessüm Edip "aynen kök söktürüyor resmen" dedim .Zehra güzel bir kızdı. Boyu benimkine kıyasla oldukça uzundu ve fiziği de manken fiziği gibiydi .Elmacık kemikleri belli olan güzel bir yüzüvardı kahverengi dalgalı saçları ve iri kahverengi gözleri sahipti .kendisi gibi kalbinin içi de güzeldi aynı zamanda . "pastasını bitirenler buzdolabına koyduktan sonra çıkabilirler. iyi akşamlar hepinize şimdiden ."reyyan öğretmenin çıkmamız izin vermesinin ardından pastamın üstünü fanusla kapattım. çok güzel görünüyordu ve canım aşırı derecede çekmişti. " şimdi yiyebilsek keşke"dedim ağzım sulanırken .Zehra da benimle aynı şeyi düşünüyor olacak ki içi giderek kendi pastasına bakıyordu. reyyan öğretmen üstündeki önlüğü çıkarıp mutfaktan ayrıldığında Umut da yanımıza gelmişti. " tehlikemz gitti .birer çatal yesek mi ?ne dersiniz ?" diyen Umut'a ahlaksız bir teklif etmişsine bakarak "aynen .yarın reyyan öğretmen de bizi yesin" herkes pastalarını buzdolabına koymakla meşgulken biz üçümüz adeta nefsimizle savaşıyorduk. en akıllımız Zehra olduğundan dolayı " ayrıca pasta daha oturmadı. yarın yiyeceğiz zaten dediğinde" bir yandan elindeki kremaları temizliyordu .Umut'un ise aklı hala pastadaydı . "işiniz yoksa pasta yemeye gidelim mi ?vallahi hamileyim galiba .pasta aşerdim."diyen umut gözlerimizin içine yalvarırcasına bakıyordu .Buz mavisi gözleri ,sarıya çalan alnını hizalayan dalgalı saçları ve hafiften çıkmaya başlayan sakallarıyla oldukça çekici duran Umut'a "beni kafeye kadar bırakırsan sana pasta ısmarlarım ."diye güzel bir teklifte bulundum .hem işime de gelirdi .otobüse vereceğim parayı cebe indirip kafedeki beleş kuponumu kullanarak pastayı alabilirdim. Gözleri aniden parlayarak" bırakırım tabi ya .ne olacak .Zehra sen de gel "dedi ."iyi geleyim bari .madem pastayı Sezgi ısmarlayacak "diyip göz kırptığın da " sana değil .Umut'a ısmarlayacağımı söylemiştim "dedim alayla." ha Umut'a ha bana ne fark eder ." Zehra koluma hafifçe vurduktan sonra umut " çıkalım artık .Deli gibi pasta yemek istiyorum ."dedi . pastalarımızı buzdolabına yerleştirip üstümüzdeki önlük ve başımızdaki poşet bonelerden kurtulduktan sonra eşyalarımızı da alarak mutfaktan ayrıldık .mutfak okulun en son katındaydı. umut ortada ,Zehra ve ben de iki yanında yavaş adımlarla yürüyorduk. Zehra'yla geçen yıldan beri tanışırken umutla daha bu yıl yeni yeni konuşmaya başlamıştık. bölümümüz zaten iki yıllıktı .o yüzden daha uzun bir süre tanışıklığımız olamazdı. uzun koridoru sessizce geçerek asansörle aşağıya inmiştik .bu okulda bazen nasıl kaybolmadığımı düşünüyordum .labirent gibiydi ve oldukça da büyüktü. okuldan çıkıp otoparka doğru yürümeye başladık . "muhabbetinize de doyum olmuyor ,maşallah" Umut'un alayla söylediği cümle üzerine "seninkine de bayağı oluyor .konuşacak bir şey var ya sanki "dedi Zehra yürümeye devam ederken. bunun üzerine ben hala sessizliğimi korurken onlarda konuşmamaya tercih etmişlerdi .düşünmem gereken ve yoluna koymam gereken önemli şeyler vardı .mesela ne kadar boş vakit bulursam o kadar çok kafede çalışmam gerekiyordu. çünkü ödemem gereken bir yığın ev kirası ve aynı zamanda kredi kartı borçlarım duruyordu .yaklaşık üç yıldır ailemden uzakta farklı bir şehirde yaşıyordum .onlar Antalya'dalarken ben İstanbul'da kendime ait ayrı bir düzen kurmuştum .babamla hiç anlaşamıyorsuk.sürekli üstümde hakimiyet kurmaya çalışıyor, beni kısıtlayıp duruyordu .kendisi tanınan bir iş adamıydı ve benim pastacılık okumama müsaade etmeyeceğini, hiçbir şekilde okul masraflarımı karşılamayacağını söylemişti. onun gibi iş adamının kızı nasıl olur da pastacılık okurmuş .ayrıca kendi istediğim mesleği yapmayacaksam neden boşuboşuna yıllarca okul okuyayım ki ?haksız mıyım ?ayriyeten şu anda pastacılıkta son yılım ve açıktan psikoloji de okuyordum. tabi bundan ailemin haberi yoktu .söyleme niyetinde de değildim .annem ise babama laf söylemeye korktuğu için hep kendi kendimi savunuyordum babama karşı .o yüzden son karar olarak annemle babamı karşıma almış onlardan ayrı yaşayacağımı hiçbir şekilde de bana yardımcı olmalarını istemediğimi belirtilerek İstanbul'a geldim .birkaç gün park çardaklarında apartmanların merdiven boşluklarında sabahlasam da gördüğüm kiralık ev ilanı ile birlikte küçük bir apartman dairesine yerleşmiştim .ev sahibi ile de birkaç aylık kirayı param olunca ödeyeceğime dair anlaşmış ardından bir arkadaşımın yardımıyla şu anki yarı zamanlı çalıştığım bar kafede çalışmaya başlamıştım .Be Sezgi yılmazer .Asıl hikayem şimdi başlıyor.İyi okurlar.
Merhaba arkadaşlar.Oy vermeyi ve hikaye hakkında yorum yapmayı unutmazsanız çok sevinirim. 💖💖💖 |
0% |