Bölüm 2
Ceren sanki hayatında ilk defa kırık cam görmüş gibi bakıyordu. “Kimin kırdığını bilmiyorum ama şu kızların üçü dün fısır fısır bir şeyler konuşuyorlardı hatta konuşmalarında ‘Kaçmak’la ilgili bir şey duyduğuma eminim.” Adam başını olumsuz anlamda salladı. “Hikayenizi Kanca Hanım’a anlatırsınız. Ayrıca kırıp döktüklerinizin de hesabı sorulacak.” Soğuk soğuk terlemeye başladım çünkü zarar gören neredeyse her şeye ben zarar vermiştim. Adam bizi önüne katıp koskocaman bir salona götürdü. Kanca tek başına trübün gibi bir yerde oturmuş telefonla konuşuyordu. Bizi görünce telefonu kapattı. “Beklediğim grup bunlar mı?” Adam başını olumlu anlamda salladı. “Ayrıca kavga etmişler efendim. Ve bu kavga olayından bağımsız olduğunu düşündüğüm bir de cam kırma olayı var. Odanın camı kırık ve iç mekanda hasar var.” Kanca derin bir nefes alıp verdi. Hareketleri yavaş ve istikrarlıydı. “Sen gidebilirsin, anlatın bakalım neden kavga ettiniz ?” Başımı öne eğdim ve söze başladım. “ Sabah uyandığımızda Ceren odada değildi ve cam kırıktı. Aramızda bir lider seçme kararı alıp beni lider seçmiştik öncesinde. Ceren döndüğünde nereye gittiğini söylemesi için baskı yaptım çünkü sizin bize kızacağınızı biliyordum. O da camdan kocaman sarmaşıklar sokup sarmaşıklarıyla beni yakaladı. Ben de kurtulmak için alev patlaması yaptım, iç mekan da o zaman zarar gördü.” Ceren hemen “Yalan söylüyor!” diye bağırdı. “Sesini alçalt ! Burada bir tek ben bağırabilirim. “ Kanca’nın ani tepkisiyle sessizliğe büründük. “Siz peki, ne gördünüz ?” Elif “Hilal doğru söylüyor!” diye çıkıştı. Defne olumlu anlamda başını salladı. “Şimdilik bu olayı bir kenara bırakalım. Lider,in sahaya ve gücünü göster.” Arkama baka baka sahaya indim. Ellerimden yaptığım alev saldırısını, patlamayı ve alev topu adını verdiğim bir hareketi gösterdim. Son harekette kendimi yakarak bir alev topuna çeviriyordum ve bunu yaparken yerden birkaç santim yükseliyordum. Sonunda elimde bir kılıç belirdi ve ateşten kanatlar oluşturdum. Uçmakla ilgili alıştırma yapmam gerekiyor ama kılıç çok havalı. Sonra yukarı çıktım. Kanca beni alkışladı. “Havalısın.” Bu kadar mı yani? Sonra Defne indi sahaya. O da garip buz hareketleri yaptı. Kalanları sonra savaş sahnelerinde öğrenirsiniz ;) Tam yukarı çıkacaktık ki Ceren “Hilal,sana meydan okuyorum. “ Doğrudan Kancaya baktım. Kanca” Eğer kabul edersen birbirinizi öldürmeden savaşmanıza izin veririm.”
İlahi bakış açısı:
Ceren aslında odadaki kavganın rövanşını istiyordu. İkisi sahaya indiler. Kanca’nın komutuyla meydan okuma başladı. Hilal kanatlarını ve kılıcını oluşturdu ve yükseldi. Ceren yerden çıkarttığı bitkileri kendi vücuduna dolayarak yükseldi. Hilal kendini ateş topuna çevirdi ve Ceren hücuma geçti. Pek çok sarmaşığı Hilal’e dolamaya çalışıyordu ama Hilal kılıcıyla sarmaşıkları tek hamlede kesebilecek kadar güçlüydü. Fakat ceren bütün sarmaşıkları kendine öyle dolamıştı ki Hilal orayı kesemeyeceğini anladı. Elif tribünden “ Hilal hücuma geçsene !” Sonra Hilal büyük bir gürültüyle yere atladı ve ayağını yere vurduğu anda büyük bir ateş patlaması yaşandı. Ceren bitkilerinin tutuştuğunu fark edince hemen aşağı atladı. Hilal ,Ceren’in etrafına ateşten bir çember oluşturdu ve savaş Ceren’in yenilgisiyle bitti. Kanca Defne’ye sahaya inip alevleri söndürmesini söyledi. İkisinin de üzerindeki kıyafetler biraz yanmıştı ve ikisi de epey bitkin gözüküyorlardı. Bir de -Defne sağolsun- sırılsıklam olmuşlardı. “Hava ve su kız, odaya çıkın. Doğa ve mavi ateş, siz kalın.” Cerenle Hilal birbirine baktı. İşte şimdi yanmışlardı.