3.Bölüm
Saat 23.00 olmuştu. Ceren ve Hilal içeri girdiler. Hala konuşmuyorlardı. Elif yatağında uzanıyordu. Defne camdan dışarı bakıyordu. İkisi de Hilal'e döndüler. Hilal konuşmak istemiyordu, geçip yatağına uzandı. Elif kendi yatağından aşağı atladı ve Hilal'in yatağına tırmandı. “Ne oldu, ne oldu ?” Hilal yattığı yerden “Ne olacak, kamera kayıtlarına baktılar. Sonra beni de suçlu bulup akşama kadar yok eğitimde koştuştur yok Kancanın ayak işlerini yap yok numune ver adını sen getir özelliklerimizi raporlamak için akşama kadar Cerenle fightladık falan.” Elif şaşkınlıkla “ Kamera mı varmış ?” Hilal gözlerini kapattı. “Herhalde.” Hilal bu gece erken uyudu. Elif Defne’ye yaklaştı. “Tanışma evresini biraz hızlı geçtik ama yine de ben Elif.” Defne gülümsedi. “Katılıyorum, ben de Defne.” O gece havadan sudan konuştular biraz. 11.30-12.00 civarında da uyudular.
Hilal’nın bakış açısı:
Uyandığımda daha önce hiç olmadığım kadar açtım. Dün akşam çok çalıştığımız için yiyecek bir şeyler vermişlerdi ama kolumu bile kaldıramıyordum bu yüzden çok yemedim. Öteki tarafıma döndüm. Sonra rahat edemeyip kalktım. Bu hayata alışmaya başladım. Henüz kimse uyanmamıştı. Canım sıkıldığı için odadan çıkmak istedim ve bilin bakalım kimler kapı kilitli olmamasına rağmen kapıyı açmıyormuş ? Kanca’nın odasını bildiğimden oraya gitmek istedim. Sonra korktum ama yine de oraya gitmek istiyordum. Dışarı çıkıp kapıyı kapattım. Yürümeye başladım. Yolda beni görüp garip garip bakan kişilere aldırmadan kapının önüne geldim. Kapıyı tıklayınca geri dönüşü olmayacaktı. “Girin !” Korka korka içeri girdim. “Hoş geldin, aferin sana testi geçtin !” Test mi ? “Kapıyı bilerek kilitlemedik, bakalım açık olursa kaçmaya mı çalışacaksınız diye.” Gülümsedim. “Sevdiklerime çok sadığımdır, ama sevmediklerime pek değil.” Ve sen de burada sevmediğim kesim oluyorsun Kanca! Sırf korkudan yanında duruyorum. “Sakın bana beni sevdiğini söyleme, nefretin yüzünden okunuyor.” Fazla deneyimlisin. “Otursana,arkadaşların uyanana kadar konuşabiliriz.” Seninle ne konuşabilirim ki ? “Dün size biraz sert davrandım ama hak etmiştiniz. Verdiğim cezanın da gayet yerinde olduğunu düşünüyorum. Sonuçta siz kavga etmek istiyordunuz ve ben de gereğini yerine getirdim. Pek istemeseniz de.” Bir şeyler demeliyim. “Ama biraz daha iyi davransanız daha iyi olmaz mıydı? En azından yemek yiyebilecek halim kalsaydı.” Kanca ayaklarını masanın üstüne attı. “Benim de işime geldi sizin benim ayak işlerimde falan koşturmanız.” Kanca yüzüme baktı. “Kasma artık ya, öldürmeyeceğim seni. Kıymetlisin, senden başka mavi alev çıkmadı. Yine de çok şımarmasan iyi edersin.” Şımarmadım. Hiçbir şekilde de “Eğer bana şunu almazsanız size itaat etmem,deney yaptırmam,numune vermem.” demem zaten. “Gerçi sen pek şımaracak bir kıza benzemiyorsun. Konuşsana dilini mi yuttun?” Başımı öne eğdim.” Ne demem gerektiğini bilmiyorum efendim. Yanlış bir şey söylemekten korkuyorum.” Kanca başını olumsuz anlamda salladı. “Yanlış cevap. Yanlışlıkla bana olan nefretini kusmak istemiyorsun çünkü biliyorsun ki bana karşı söylediğin ufak bir nefret söylemi bile devamını getirecek ve ben seni öldüreceğim. Beyza beden dili okuma derslerine epey önem verirdi bu nedenle özellikle senin gibi çaylakların beden dilini okumak zor değil.” Dişimi sıktım. Bunu nereden biliyor olabilir ? Çoğu sinir krizini de böyle geçiriyorum zaten. Ufak bir “yapma etme”den sonra “yapma artık yapma !” ve bum ! Kriz geçirmişsin. “Sinirle ilgili bir problemin mi var?” Bunu nereden bilebilir ?! “Bunu nereden bildin ?” Gülümsedi. “Neyse,gel bakalım Beyza ne yapıyormuş ?” Ayağa kalktı. “Hadisene !” Ayağa kalktım. Elini omzuma attı. Bu hareket öyle sinirimi bozdu ki -normalde birinin elini omzuma atması hoşuma gider- ısınmamak için kendimi zor tutuyorum. Başta götürüldüğüm laboratuvar gibi yere gittik. “Naber Bez Bebek !” Kafasını kaldırdı. “Şeref verdiniz! “Aslında çok güzel bir kadın. Sonra gözümü Kancaya çevirdim. O da çok güzeldi. “Bu hanımefendi testi geçti denebilir. Benim odama geldi. Odadan çıktığında kaybetti diye düşündüm ama beni şaşırttı.” Nasıl kazanılıyor ki normalde? İçeri son hızla bir adam dalıverdi “Kanca Hanım,Beyza Hanım deneklerden biri kayıp ! “ Kanca güldü.” Endişelenme bizim yanımızda.” Adam kafasını olumsuz anlamda salladı.” Kayıp olan o değil,410 kayıp!” 410 kim lan ? Kanca resmen kükreyerek “Çabuk bulun şu veledi! Başımıza bela olacak. “Elini omzumdan çekmişti. Yanlışlıkla,bastırdığım sinir nedeniyle alev aldım. “Bak kız bile sinirlendi bir ergene sahip çıkamadınız! Kapıdan mı kaçmış?” Adam başını olumsuz anlamda salladı.” Kırık olan camdan kaçmış.” Kanca dışarı çıktı. Giderken “O odaya kırılmaz cam taktıracağım !” diyordu. Beyza “İstersen seni odaya götüreyim, üzerinde deney yapmayacağım.” Başımı olumlu anlamda salladım.
Ceren geri döndü. Yüzü gözü kan içindeydi. “Ne oldu sana ?” Alnından akan kanı sildi. “Üs dışında yakalandım.”Tuvalete gelin, size anlatacağım şeyler var.” Üçünüz bakıştık ve lider olarak son sözü söyledim: “Geliyoruz.” Tuvalete gittik. “Son bir iki gündür kaçıyorum biliyorsunuz, nereye gittiğimi söylerim ama fikrime katılmasanız bile çenenizi kapalı tutacaksınız.” Duvara yaslanmış ve kollarımı kavuşturmuştum. Elif “Kabul,şimdi anlat.” Kirpiklerini kırpıştırdı. “Eyüp Hoca’nın üssüne gidiyorum,evet o da mafyaymış. Ve onlara element serumu yapabilmeleri için numune veriyorum. Ama dört elementten de numune istiyorlar. Eğer dört elementi de toplarsak bizi özgür bırakabileceklermiş !” Göz devirdim. “Aynı b*kun mavisi. Hem neden dışarı çıkabiliyorken geri geliyorsun ki? Özgürlüğünü kendin kazanabiliyorken neden özgür olmak için bir başkasının yardımına ihtiyacımız olsun ? “Ceren başını olumsuz anlamda salladı. “Anlamıyorsunuz, şu anda kaçarsak…” Elif, Cerenin sözünü keserek “ Kaçmış ve kurtulmuş oluruz lanet karı! Neden bir başka grupla iş birliği yapıp Kancanın dalağımıza bıçağı saplamasını istiyoruz?” Ceren sinirlenmişe benziyordu. “Peki nasıl korunacağız biliyor musun lanet olmayan karı?” Defne lafa karıştı.” E süper güçlerimiz var?” Ceren düşündü. “Haklı olabilirsiniz, peki ne zaman kaçıyoruz ?” Buna cevap bendeydi “ Kanca kırılmaz cam taktırmadan önce. Bugün sabah kapı kilitli değildi. Ben de çıkıp Kanca’nın odasına gittim. Biraz konuştuk,sonra laboratuvara gittik. Oradayken bir adam Ceren’in kaçtığını haber vermeye geldi. Kanca da O odaya kırılmaz cam taktıracağını söyledi.” Elif atladı.”Yani hemen!”