Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8. Bölüm

@beyzababapro

8 .Bölüm
Hilal başını Yiğit’in göğsüne gömmüş gözleri kapalı keyfi yerinde duruyor ya da çocuğun yüzünü izliyordu. K en arkadan geliyor, Defneyi kaçırmalarına nasıl izin verdiklerini düşünüyordu. Kafasının içinde “All I want is you” şarkısı çalıyordu ama gaza gelmeyecekti. Şimdilik her şey normal ilerliyordu. Ormanın iyice içine girdiler. Açıklık bir alana varınca buraya kurulmaya karar verdiler. K ağaçlarla konuşup meyve veren bir ağacın olup olmadığını sordu. Ağaç ilerde bol meyvesi olan bir ağacın olduğunu ve meyvelerin hepsine yeteceğini söyledi. K’nin aklına su sıkıntısı geldi. Su ihtiyaçları Defne tarafından karşılanıyordu ama artık o gitmişti.

“Kahretsin! Bunları buraya getirerek iyi halt ettiniz şimdi yerimizi öğrendiler.” Eyüp Bey Burhan Bey’in kaçırılmasına olan sinirini adamlarından çıkartıyordu. “Ama efendim artık dört elementin de kilidini açtık. Onları öldürebiliriz.” Eyüp Bey sinirli sinirli güldü. “Aynen öldürelim de Beyza bizi Hiroşima yapsın değil mi? Kafamızda Çernobil patlatsınlar.” Adamları başlarını öne eğdi. “Tahir vazgeçmedi mi?” Adamlar başını olumsuz anlamda salladılar. “İlle de Burhan yani.”

Beyza sabah uyandı,küçük kız hala mışıl mışıl uyuyordu. Beyza hafifçe gülümsedi,kalkıp duşa girdi. Çıkıp üstünü giyindi saçını kurutup topladı. Derken kapı çalındı. “Ali Kemal Bey çocuğu istiyormuş.” Beyza çocuğu uyandırdı ve çocuk daha uyku sersemiyken adamın götürebilceğini söylemesine rağmen kendisi çocuğun elini tutup Ali Kemal Bey’e götürdü. “Vay,yoksa çocuk senin de mi prensesin oldu Beyza?” Beyza yutkundu,yalan söylerse Ali Kemal Bey anlayacaktı. “Ona bu kadar bağlanmamalısın,onun annesi sen değilsin.” Defne “Hayır artık o benim annem. Ben annem olmadan büyüdüm ve anne sevgisini bana Beyza annem tattırdı,artık bizi ayıramazsınız.” Beyza dişini sıktı,bu kadar açık konuşmak zorunda mıydı? “Yoksa Eyüp’ün üssünde siz tanıştınız mı? Bir çocuk ve bir esir,ilginç.” Beyza artık konuşması gerektiğini hissetti. “Sanırım ellerim bağlı olduğundan kapıyı kilitlemiyorlardı, bir gün Defne gelip benimle konuştu ve aç olup olmadığımı sordu. Sonraki günlerde bana yiyecek ve su getirdi,onun sayesinde işkencelere katlandım,aksi taktirde ölebilirdim. Gelip benimle konuştu moral de verdi. Bu süreçte ona çok bağlandım ama asıl siz onu bana emanet ettiğinizde annesi gibi hissettim. Özür dilerim.” Ali Kemal Bey kaşlarını çattı. “Gelin benimle,soru sormayın.” Depoya indiler. Ali Kemal Bey kapıyı açtı.
Geçin şöyle.
Ama…
Geç dedim!
Ali Kemal Bey, Beyza ve Küçük Defne’yi depoya kilitleyip gitti. “Oha, kendi adamını da mı?” Beyza yanlış bir şey yapmıştı,artık iki tarafta da değildi. Beyza kapıyı izlemeyi bırakıp “Hepsi senin veledin yüzünden oldu!” diye bağırdı. “Neden? “ Beyza derin nefes alıp verdi. “Kendimi onun annesi gibi hissettim ve yanlış kararlar aldım.” Burhan Bey gülümsedi “Gerçekten annesi olmaya ne dersin?” Beyza bu çok ani teklif karşısında çok şaşırdı. Dudağını ısırdı, yanakları kıpkırmızı olmuştu. “Bu evet demek mi oluyor?” dedi Burhan Bey. “Evet,evet demek oluyor.” Burhan Bey’in kalbi garip çarpmaya başladı. Beyzanınki daha önceden başlamıştı. Beyza gidip Burhan Bey’i çözdü. Burhan Bey,Beyzaya sarılıp dudaklarını öpmeye başladı. Ceren gözleri fal taşı gibi açılmış şekilde onları izliyordu. Ayrıldıklarında üzerlerinde garip bir his oluştu. “Babam ve annem öpüştü!” Burhan Bey o zaman Defne’nin orada olduğunu hatırladı. “Şimdilik bundan kimseye bahsetme,sen de Ceren.” Ceren başını salladı. Bu bir aşkın doğuşuydu.

Hira hala hava akımlarını kullanarak kendini çözmeye çalışıyordu. Defne çoktan vazgeçmişti. “Bizi niye burada tutuyorlar ki turşumuzu mu kuracaklar?”Defnenin haklı isyanları üzerine Hira da galeyana geldi. “Çok sıkıldım,birlikte bir şeyler yapalım!” Defne sıkıntıyla nefesini verdi. “Şu küçücük yerde ne yapabiliyorsak yapalım.” Hira düşündü. “Koskocaman bir fırtına oluşturabiliriz, hava ve su olarak. Fırtınayı da artık bir tarafımıza… Harbiden ne yapacağız şimdi?” Defne güldü. “Oyun oynayalım.” Hira Defne’nin ciddi olmadığını sandı ama Defne gayet ciddiydi. Gerçekten de oyun oynamaya başladılar.

“Yaran hızlı iyileşiyor. Bunun sırrı ne?” Yiğit işi hızlandırmak için her şeyi yapıyordu. “Senin ilgin. Daha önce bana bu kadar ilgi gösteren kimse olmadı,tabi annem dışında.” Yiğit gülümsedi. Bu Hilal’in gerçek anlamdaki ilk flörtüydü,yaşlar pek tutmasa da. Yiğit Hilal’in alnından öptü. Garip bir şekilde Hilal bunu hiç yadırgamadı. “Yürümüyor uçuyor mübarek!” diye bağıran Elif’in sesini duyunca toparlandılar. “Doktorum olarak lan doktorum olarak!” Elif ve Hilal kahkaha attılar. Yiğit olayı anlamamıştı. “Yankı Helin’e lider ayağına neler yaptı neler.” Yiğit kaşlarını kaldırdı “Neler yaptı?” Elif dudağının köşesini ısırıp elini “neler neler“ anlamında salladı. Yiğit şimdi anlamıştı. Güneş ufukta batarken ateşin başında toplandılar. Hilal “Bence ikişerli ayrılıp Defne ve Hirayı arayalım. Yarın bu saate kadar herkes burada olsun mekanı bulan söyler biz de hücuma geçeriz ona göre. Var mı itiraz veya soru ?K gerindi ve “Ben tek başıma giderim.” Kimse itiraz etmedi. Yiğit Beyza’ya sarıldı. K de tek başına gideceğine göre Elif tek başına gitmek zorunda kaldı.

“Üşüyor musun?” diye sordu Yiğit. “Salak ateşim ben,asıl sen üşüyor musun?” Kahkaha attılar. Hilal hep böyle arkadaş gibi olacağı ilişkiler istemişti zaten. Birlikte güle oynaya gidiyorlardı vallaha.

K ormanda karamsar bir şekilde yürüyordu. İçinde bir gram korku yoktu çünkü bir tehlike anında ağaçlar ve bitkiler ona söyleyebilirdi. Biraz yorulup bir ağaca yaslandı.
Merhaba ağaç!
Merhaba. Tek başına ormanda ne yapıyorsun ?
Sevdiğim kızı kaçırdılar. Onları gördün mü?
Sevdiğin kız nasıl görünüyordu?
Katlı ve hafif sarışın saçlı gözlüklü zayıf bir kız.
Görmedim ama kuşlar görmüş olabilir, bir sorayım.
Teşekkür ederim.
Onlar görmüşler hem de yanında yaşıtı bir kız da varmış sanırım kaçırılırken. Kuzeybatıya git, oradaki bina.
Çok teşekkür ederim bir gün borcumu ödeyeceğim!
K ağacın söylediği yere gitti. Kocaman binayı görünce sığınağın burası olduğunu anladı. Elbette deneklerine böyle gizli yerleri göstermiyorlardı. Güvenlikten sorunsuz geçti ve içeri girdi. Defne ve Hira’nın bulunduğu hücreye geldi.
Hey! Eyüp Bey bana burada durmamı söyledi. Sen gidebilirsin.
Adam uzaklaşınca kızları çözüp camı açtı. “Siz gidip beni bekleyin,benim ufak bir işim var. Kampa bensiz dönmeye çalışmayın çünkü yer değiştirdik.” K gizlice laboratuvar odasına gitti. Laborant çoktan uyuyakalmıştı. Masanın üstündeki bir element serumu şişesi ve bir şırıngayı da yanına aldı. Çabucak çıkıp Defne ve Hiranın yanına gitti. Birlikte kamp alanına döndüler.

Loading...
0%