
Merhaba!! Ben Derin, 19 yaşında bir öğrenciyim. Babam Abdullah Demirel bir mafyadır bu yüzden 8 yaşımdan beri silah atış ve dövüş eğitimleri alıyorum. Çünkü beni işinin başına getirmek istiyor.
Annem ben 7 yaşımdayken kanserden vefat etti. Onun ölümü beni çok sarsmıştı. Babam sayesinde ölümünü çabuk unutmuştum 1 yıl sonra.
8 yaşımdan 16 yaşıma kadar İstanbul'da yaşadım. Sonrasında Üniversite için İspanya'ya geldim ve mimarlık fakültesi 3.sınıf öğrencisiyim. Şu anda yaz tatiline girdiğimiz için İstanbul'a dönüyorum.
Sabah erkenden uyanıp yatağımı topladım ardından da kişisel ihtiyaçlarımı halletmek için banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladıktan sonra banyodan çıktım.
Dün akşam telefonu şarja takmadığım için şarja taktım ve giyinme odama gidip üzerime tayt ve büstiyer giyip ayağıma Nike beyaz çorap giyip taytımın üstüne çıkardım. Ardından saçımı düzeltip sıkı bir at kuyruğu yapıp aşağıya indim. Spor çantamı hazırlayıp ayağıma spor ayakkabılarımı giyip evden çıktım.
Daha kimse uyanmadığı için çok sessiz ve doğanın içinde koşu yapmak için ısınma hareketleri yapıp kulağıma kulaklığımı taktım ve koşuma başladım.
Yurt dışındayken alışkanlık edindiğim bir şey varsa erken kalkıp koşuya çıkmaktır. Koşmayı çok severim küçüklüğümden beri bu yüzden asla atlamayacağım bir günlük rutinimdir. Hedefim 10kilometre koşmaktı. Bazen daha az bazense daha fazla koşmuşluğum var. Koşarken kulaklığımdan çalan parkıyla daha motive oluyordum.
Şarkı: STAY (The KidLAROI)
Koşuya başlayalı bir buçuk saat olmuştu toplam 15 kilometre koşmuştum.
Olduğum yerdeki çimlere oturup sırtımı ağaçlardan birine yasladım. Kulaklığımda çıkarıp biraz doğanın sesini dinledim. Ardından eve kadar tekrar koşmaya başladım. Eve vardığımda hiç soluklanmadan bodrum katındaki spor salonuna indim ve 1 saat boyunca da orada dövüş çalıştım.
Yorulup 1 saati doldurduğumda odama çıkıp duşa girdim. Duştan çıkıp saçlarımı hiç kurutmayıp sadece taradım ve giyinme odama geçip üzerime kot şort ve beyaz bir croptop giydim. Telefonumun şarjının dolduğunu tahmin ederek şarjdan çıkardım ve salona indim. Salonda otururken babamın sesini duydum.
"Günaydın kızım, nasıl geçti yolculuğun?” diye sordu ardından " Dün akşam depoda acil bir işim çıkmıştı, kusura bakma olur mu?” diye devam etti sözüne.
"Yolculuk yorucu geçti baba, zaten bende eve gelince banyoya girip ardından uyudum o yüzden sorun yok. Sonuçta ileride bende aynı işle uğraşacağım.” dedim.
Babam içi rahatlamış bir şekilde yanıma oturdu ve beni dizine yatırdı.
"Anlayışlı kızın benim.” dedi saçlarımla oynarken.
Evet babam mafya lideriydi fakat bana karşı çok iyi davranıyordu. Bu yüzden babamı seviyorum.
Babamla salonda otururken hizmetçi salona gelip kahvaltının hazır olduğunu söyledi. Bu yüzden babamla birlikte yemek salonuna geçtik ve kahvaltımızı ettik. Kahvaltıdan sonra babamla sağ kolu çalışma odasına geçti. Bende odama çıkıp biraz ders çalıştım.
Lisedeyken üniversite çok rahat, hiç ödev verilmiyor diye düşünürdüm ama öyle değildi. Üniversiteye geçtiğinizden itibaren her şeyi kendiniz üstleniyorsunuz ailenize geç kalsanız, gitmeseniz bile haber verilmiyor. Öğretmenler bile sınıfa gelip dersi anlatıp gidiyor, anladınız mı anlamadınız mı umursamıyorlar. Bir de yurt dışında okuyorsanız her şey daha da zorlaşıyor.
___________________ :) ___________________
SELAMMM
NASILSINIZ? UMARIM İYİSİNİZDİR
BÖLÜM HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZİ BELİRTMEYİ VE BEĞENMEYİ UNUTMAYIN
SİZİ ÇOK SEVİYORUM 🩷🩷🩷
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |