O an ne hissediceğimi, ne yapıcağımı ya da ne söyleyeceğimi bilemedim. Sadece onun yeşil gözlerine baktım. Bana yıllar gibi gelen bir kaç saniye boyunca sadece öylece bakıştık.Sonra bardağı bana uzattı ve önümden çekildi. Onun erkeksi kokusunun benden uzaklaşmasından hiç hoşlanmamıştım.

"Ben de gayet alabilirdim kendim ama yok siz erkeklerin iğrenç egosu okşanıyo böyle değil mi?"

"Ne alakası var Allah aşkına Derin. Ben sadece yardım etmek istedim ama sana iyilik yaramıyor. Sana iyilik yapanda kabahat zaten." dedi ve devam etti "Ayrıca kısa olduğunu ne kadar çabuk kabullenirsen senin için o kadar iyi." Mutfaktan çıkarken son sözleri bunlar oldu ve ben sadece sinirden yerimde tepinmekle yetindim.

Mutfaktan çıktığımda Savaşı göremedim ve bende bunu şans bilip hemen odama çıktım. Burdan çıkmak için tüm umudum babamdı. Olmadı kendim burdan çıkmanın bir yolunu bulucaktım artık.

Duş alıp makyaj masasının önüne oturdum. Cilt bakımımı yaparken telefonuma bildirim geldi. bilinmeyen bir numaradan mesaj geldiğini görünce kaşlarım çatıldı.

"Savaştan uzak dur. Kendi iyiliğin için."

Bu da ne demek şimdi ? Ben sanki keyfimden mi burdayım. Ayrıca benim telefonumu nerden bulmuş olabilir bu şahıs ? Bu konuyu fazla düşünmedim ve yatağıma girip uzun bir uykuya daldım.

... 

Sabah gözlerimi bağırış sesleriyle açtım. Savaş tepemde bağırıp duruyordu. Baya sinirliydi. Beni kolumdan tutarak zorla kaldırınca şok içinde ona baktım ." Ne yapıyorsun be! Bıraksana kolumu"

"Baban burda Derin Hanım karşılamak istersin diye düşünmüştüm oysa ki." Babam mı geldi? Sonunda. Sonunda kurtuluyorum bu lanet yerden, çok bile kalmıştım zaten.

Aşağı indiğimizde babam, Turgut, amcam ve Kaya ,arkalarında da bir ordu dolusu adamla salonun ortasında duruyorlardı. Babamı azıcık tanıdıysam bunun bir on katı da dışarıda vardı .

Tam babama doğru giderken Savaş kolumu tuttu ve beni kendine doğru çekip silahı anlıma dayadı. İrice açılmış gözlerle ona bakarken babam "Ne olucak yani şimdi kızımı rehin alınca benden intikamını almışmı olucaksın? Doğru niye şaşırıyorsam ben de,siz Ataylar hep böyle ucuz ucuz numaralara başvurursunuz" Bu sözler Savaş'ın zoruna gitmiş olacak ki gerilmişti.

"Kızının canı tek bir hareketime bakar bir baba için çok cesur laflar bunlar. Bana bak Abdullah Demirel senin bu adamlarına saldırcak gücüm yok mu, elbette var. Katliam çıksın istiyorsan buyur ama şunu da bil bu katliamda ilk ölen kızın olur"

Duyduklarıma inanamıyorum resmen canım üzerine kumar oynuyordu bu adam ama ne bekliyodum ki zaten. Seninle bir film izledi diye düşman olduğunuzu unuttumu sanki 'Aptal Derin, aptal.'

"Bu iş burda bitmez Savaş Atay. Şimdi gidiyorum ama senden korktuğumdan değil kızımın canı için gidiyorum." Hayır hayır hayır, beni burada bırakamazdı. Olmaz!

"Baba bırakma beni lütfen. "

"Gelicem kızım geri gelicem"

Gözümden yaşlar süzülürken babamın koca kapıdan çıkışını izliyordum. Diğerleri de çıktığında arkamı dönüp Savaş'ın suratına tokatı yapıştırdım. "Senden nefret ediyorum!" Kafası sola doğru düşerken arkama bile bakmadan odama çıkıp kapıyı içerden kilitledim.

... 

Ağlayarak uyuya kaldığımı akşam uyandığımda anladım. Makyaj aynasından kendime baktığımda gözlerimin şiştiğini fark ettim. Aynanın karşısında daldığımdan kapı çalınca irkildim.

"Derin Hanım kapıyı açar mısınız lütfen ?"

"Kimseyi görmek istemiyorum"

"Babanız gönderdi beni, size iletmemi istediği bir mesajı var" Adamın dediklerini duyar duymaz kapıya yaklaşıp kilidi açtım. Etrafı kontrol edip kimsenin olmadığından emin olduktan sonra korumayı içeri aldım ve kapıyı tekrar kilitledim.

"Uzatmadan kısa ve öz ol."

"Derin Hanım babanızın bir planı var"

"Eee neymiş bu plan?"

"Babanız Savaş Atay'ın evlilik teklifini kabul etmenizi istiyor"

" NE? Böyle bir şeyi benden nasıl ister?"

"Sakin olun lütfen ve bağırmayın birileri duyabilir." Bu adam benimle dalgamı geçiyor diye düşünürken devam etti. "Savaş Bey'in karısı olup onun güvenini kazanıcaksınız sonrada kendinize aşık ediceksiniz. Bu işte sizle ben takım olucaz. Savaş Bey'in tüm sırlarını, şirketle ilgili ve diğer tüm bilgileri siz bana bende babanıza ileteceğim."

Ve babam beni gene kendi intikamı için kullanıyordu.

Beni bir piyon olarak kullanıp sinsi sinsi şahı yenmemi istiyordu. Yapacaktım da ama tek bir farkla düşmanında onu mat etmesine izin vericektim ve satranç tahtasında kalan son taş ben olucaktım. O küçümsedikleri piyon kazanıcaktı bu oyunu.

...

Bir süre yatakta öylece uzanıp tavanı seyrettim. Savaş'a ne diyeceğimi düşünüyordum. 'Neden birden kabul ettin üstelik son olanlardan hemen sonra' diye sorarsa ne cevap verecektim.

Ben bunları düşünürken çalışanlardan biri kilitli olan kapımı çaldı. Gidip kapıyı açtığımda sarışın mavi gözlü bir hizmetçi kız ile karşılaştım. Beni görünce yerinde dikleşti

"Merhaba Derin Hanım. Ben Duru. Burada kaldığınız süre boyunca bundan sonra ben sizinle özel olarak ilgileneceğim. Bir isteğiniz olursa bana söylemeniz yeterli."

"Peki Duru sağol. Şuan yalnız kalmaya ihtiyacım var."

"Ama efendim Savaş Bey sizi akşam yemeğine çağırmamı emretti."

Bu kız biraz daha konuşursa onu elimden kimse alamazdı. Tamam sakin ol kızım, belki de artık söylemenin zamanı gelmiştir.

Derin bir nefes alıp Duru'ya geri döndüm. "Tamam sen git. Ben beş dakikaya ineceğim."

Hizmetçi çıktıktan sonra giyinme odama geçtim. Askılıkta ki kıyafetlere baktığımda siyah gömlek yaka, fileli bir elbise çarptı gözüme. Onu alıp üstüme geçirdim ve saçlarımı örgülü topuz yaptım.

Yemek odasına geçtiğimde Savaş baştaki koltuğa oturmuş telefonuyla ilgileniyordu. Bana baktığında yeşil gözlerinde sanki yaptığı herşey için özür diliyormuşçasına bir hüzün vardı. Daha fazla ayakta durmayarak onun karşısındaki koltuğa oturdum.

Ona döndüğümde hâla dikkatle beni inceliyordu. Birşey dememi bekliyordu ama ben hiç konuşmadım. İlk adımı ondan bekliyordum.

Biz bakışmamıza devam ederken hizmetçi yemekleri getirdi. Önüme konulan yemeğe baktığımda acıktığımı yeni farkettim sabah ki olaylar yüzünden kahvaltıda yapamamıştım. Bu sırada Şavaş konuşmaya başladı.

"Bak Derin sana silah çekmem yanlıştı farkındayım. Üstelik evlenme teklifi ettikten sonra çok yanlıştı ama beni de anla. Babama atılan kazıktan sonra hiç birşey yapmadan duramazdım seni öylece babana veremezdim. Ben baba acısı çekerken senin babanda evlat acısı çeksin istedim. Böylece durumlar eşitlenmiş ol-"

Onu yarıda kesip ekledim." Özetle babamdan intikam almak için sende beni kullandın." Herkesin her zaman yaptığı gibi.

"Bunları bana boşuna anlatma çünkü seni anlıyorum ve artık bende babamdan intikam almak istiyorum. Ben onun için canımı hiçe sayıp bu işlere kalkışırken onun beni burda bırakmasına göz yumamam. Evlenme teklifini kabul ediyorum Savaş."

Ben bunları söylerken aslında bir evlenme teklifini değil bir anlaşmayı kabul ettiğimi ikimizde biliyorduk. Babamdan intikamımı alıcaktım, evet ama onuda yok edicektim. Bu oyunu ben kazanıcaktım. Bundan sonra Derin Demirel'in devri başlayacaktı.

___________________ :) __________________

Selam cano

Yeni bölümü umarım seversiniz

Beğendiyseniz; beğenmeyi ve yorumlarda düşüncelerinizi paylaşmayı unutmayın.

Seviliyorsunuz :))

İyi okumalar