5. Bölüm

4. Bölüm

Beyza
beyzaimal19

"Evet, bana soracaksın oldu mu?” diye cevap vermesiyle diğer elimle yüzüne tokadı yapıştırdım.

Yüzünü gülerek geri bana doğru çevirdiği anda ayağa kalkıp beni kuytu bir yere çekti ve beni duvarla arasına aldı.

Korkmuştum ama belli etmemeye çalışıyordum.

Önüne gelen saçımı kulağıma sabitledi ve kulağıma "Fazla kaşınma bence güzelim,” dedi ve toplantı yerine geri geçti ardından bende kendime çeki düzen verip babamın yanına geldim. Gelmez olaydım babamla Savaşın birbirlerini öldürecekmiş gibi bakışlarıyla karşılaştım.

Babam "Ne yaptı bu sana?” diye sorunca " Hiçbir şey yapmadı baba öylesine bir şeyler konuştu ve gitti o kadar,” dedim ama babam bana inanmamış gibi baktı konuyu fazla uzatmak istemediğimi anlayınca kolumu işaret ederek "Soğuk kompleks uygula baya morarmış bileğin ardından da krem sür,” dedi bende kafamı sallayıp barın oradan buz aldım ve koluma koydum. Ardından da babamın korumalarından birine (yani Umut'a) *Umut kim diye sorarsanız 5.bölümde tanıtıyorum* eczaneden morluklara sürülen kremden aldırdım.

Savaş pisliği kolumu nasıl tuttuysa çok acıyordu ve bu morluk 2-3 günde anca geçerdi.

Buz eridiğinde korumanın getirdiği kremi sürüp bir locada etrafı izleyip Savaş gelmeden önce sipariş ettiğim kokteyli tek başıma içmeye başladım.

Birkaç saat geçmişti biz bu sürede babamla eve gelmiştik.

Şu an ise odamda televizyonu açmış Maxton Hall izliyordum. Bu filmi ikinci kez izlesem de James'e çok sinir oluyorum. (Aynı düşüncede olanlar kimler yorumlarda bekliyorum.) Gül gibi Ruby Bell'imi ailesi yüzünden terk etmişti ve o kadar yaşadıkları anılara rağmen eskisi gibi konuşmamak ve onun tekrar görünmez olmasını istiyordu.

Film bitmişti bende telefonumdan saate baktığımda 1.30 olmuştu bu yüzden yatağıma yatıp telefonumu şarja takıp uyudum.

Uyandığımda sabah olmuştu yatağımı toplayıp banyoda ihtiyaçlarımı karşılayıp giyinme odama geçtim. Üzerime siyah tayt ve kısa kollu siyah bir crop giyip giyinme odamdan çıktım ardından telefonumu şarjdan çıkarıp saate baktım.

Saat 8.30'du bu yüzden aksatmış olduğum sporumu ve koşumu telafi etmek için yanıma alacağım çantamın içine şu, kulaklık ve havlu koydum.

Ayağıma Puma'nın siyah spor ayakkabısını giydim ve evden çıktım. Biraz vücudumu ısıtıp kulaklığımı taktım, adım sayacımı başlattım ve koluma başladım. Hedefim 5 bin adımdı.

Ormanda koşarken hem ormanın kokusundan kaynaklı hem de en sevdiğim şarkı eşlik ettiğinde içim çok rahatlıyordu ve motive oluyordum.

ŞARKI: Koş koş koş koş - Cem Özcan

1 saattir koşuyordum sayacıma baktığımda 7 bin adım atmıştım bu yüzden çimlerde biraz oturup eve dönecektim ki çok yakından silah sesi geldi.

O tarafa doğru hızla koştuğumda bir kadının intihar etmeye çalıştığını gördüm ve hızla yanına gittim.

"Abla ne yapıyorsun Allah aşkına?” diye sordum kadının yanına gittiğimde. Silah tutmakta o kadar beceriksizdi ki tutuşundan, eline ve ona baktığımda tir tir titremesinden belli oluyordu.

"Sakın yaklaşma!” diye bağırınca bende ona belli etmeden yavaşça yaklaştım ve hemen elimden silahı aldım ve silahın şarjörünü kapatıp yere attım.

Kadın silahı elinden aldığım anda tuttuğu göz yaşlarını bıraktı ve yere çöküp ağlamaya başladı. O kadar çok ağlıyordu ki sadece yanına çöküp sarılabildim.

Ağlaması bitene kadar bekledikten sonra "Neden kendini öldürmeye kalktın?” diye sordum o ise kısık bir sesle anlatmaya başladı. "İşten çıkmış eve gidiyordum yürüyerek, hava çok karanlıktı. Arkamda birinin beni takip ettiğini anladım. Adımlarından erkek olduğunu fark ettiğim anda hızlandım fakat ben hızlanınca o da hızlanmaya başladı. İzimi kaybettirmek için ıssız bir ara sokağa girdim. Keşke hiç o sokağa girmeseydim. Beni takip eden adam peşimi bırakmamıştı ve üstüne bir de adamaları olduğunu düşündüğüm 3 kişiyle birlik olarak beni ara sokakta sıkıştırdı. Etrafım 4 erkekle çevrilmişti ardından birden hepsi üzerime gelince korkudan yere düştüm. Bu adamların niyetlerini geçte olsa anlamıştım. İlkin beni tecavüz ettiler ardından da dövmeye başladılar. En son yerde bayılmış yatıyordum, kendime geldiğim anda direk nereden bulduğumu bilmediğim bir silahı alıp buraya geldim. Sen gelmeseydin şu anda belki... Sana ne kadar teşekkür etsem azdır,” dedi ben ise onun dediklerini ağzım açık bir şekilde dinledim.

O adı şerefsizleri bulup kadına yaptıklarının daha fazlasını onlara yaşatmak istiyordum. "Merak etme O adı şerefsizler yaptıklarının cezasını çok güzel ödeyecek,” dedim o ise " Hayır, polise şikâyet edersek mahkeme kararı ile sadece 3 ay yatarlar, çıktıklarında ise asla uslanmaz ve başka kadınlara/kızlara da aynısını yaparlar," dedi çok haklıydı adalet bakımından çok gerideydik ve günümüzde kadın hakları hiçe sayılıyordu fakat onları polise zaten vermeyecektim. Onları, ben kendim cezalandıracaktım. "Abla istersen evime gel buraya yakın bir yerde oturuyorum,” dedim ve cevabını beklemeye başladım.

"Tamam olur.” dediği zaman oturduğum yerden kalkıp yere attığım silahı aldım ve spor çantama attım ardından kadınla eve gitmeye başladık.

"Bu arada ismim Deniz, 22 yaşındayım bana abla diyordun ama yaşımı bilmiyordun.” dediği anda "Memnun oldum Deniz, bende Derin 20 yaşındayım.” dedim o da karşılık olarak " Bende memnun oldum Derin.” dedi ve sohbet ederek eve yürümeye başladık.

Evin önüne geldiğimizde Deniz çok şaşırmıştı. "Oha burası senin evin mi?” diye sorduğunda "Aslında ev babamın onunla yaşıyorum,” dedim.

"Peki ya annen?” diye sorunca "Annemi 7 yaşımdayken kanserden kaybettim,” dedim gözlerim dolmuştu anne lafını duyunca çünkü annemi çok özlemiştim. " Başın sağ olsun, çok üzüldüm,” dedi "Teşekkür ederim. Neyse hadi eve girelim artık,” dememle Deniz'de kafasını sallayarak beni onayladı.

____________________ :) ____________________

 

 

SELAMMM

 

 

NASILSINIZ? UMARIM İYİSİNİZDİR

 

 

BÖLÜM HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZİ BELİRTMEYİ VE BEĞENMEYİ UNUTMAYİN

 

 

SİZİ ÇOK SEVİYORUM 🩷🩷🩷

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 04.07.2025 17:54 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...