
Selamm
Final bölümüne hoşgeldiniz
Sınır henüz dolmamıştı ama yoğun isteğiniz üzerine artık finali yazmak istedim.
Bu zamana kadar bana eşlik ettiğiniz için teşekkür ederim veda konuşmasını sonda yaparız hemen bölüme geçelimm
Bölüm şarkısı: İkimizden Biri- Fatma Turgut
Lavin
Arın kimdi? Neyimdi? Şimdi ne olmuştu bize? Her şey bitmiş miydi?
Sanırım evet, ikimizinde hayatında farklı birisi vardı. Ben ölüm tehlikesiyle burun burunayken o hala o kızın elini tutuyordu.
Burda anlamıştım her şeyin bittiğini. Kendimi suçlamayı kestim. Evet aldatmıştım onu ama o da beni. İkimizde birbirimizi sevmiştik. Ama aşık olmamıştık.
Çünkü aşk bitmezdi.
Yağmur bastırıyordu ve hava kararmıştı. Salona tekrar dönüp çantamı ve paltomu aldım. Bu sırada diğer davetlilerde toplanıyordu çünkü babamın gerçek yüzü ortaya çıkmıştı.
Berger örgütü çökmüştü. Örgütü biz çökertmiştik. O an aklıma geldi. Belki de her şey yalandı. Arın beni örgütü çökertmek için kullanmıştı.
İşi bitince de bir kenara atmıştı. Aynı benim yaptığım gibi. Ama bir fark vardı ben ona bir zamanlar gerçekten duygular beslemiştim, onu kullanmamıştım.
Doğu da yanımda benim eşyalarımı almamı bekliyordu. Eflah ve Vural ile vedalaşmak istiyordum ama Arın' ın yanında olduklarını bildiğim için bunu yapmadım.
Dışarıdan gelen siren seslerinden polislerin geldiğini anladım. Abimi ve babamı almak için. Büyük ihtimalle bizi de alıp sorgulayacaklardı.
Şu an bunun için hazır değildim başım çatlıyordu. Ama bir an önce bu işlerden kurtulup Doğu ile beraber güzel bir hayata atılmak istiyordum.
Eşyalarımı toplayıp Doğu' nun koluna girdim ve mekanın çıkışına doğru yürüdük.
Mekanın dışına çıktığımızda sağanak yağan yağmur yüzünden ıslanmaya başlamıştım bile.
Saçlarımı savurmak için kafamı sola çevirdiğimde gördüğüm yüzle olduğum yerde kaldım.
Arın.
Yutkundum. Siyah saçları sudan yüzüne yapışmıştı. Ve onunda koluna girmiş biri vardı. O kız. Gözlerimi devirip önüme döndüm.
Yanıma doğru geldiğini adım seslerinden anlamıştım. Gözlerimi kapatıp derin bir nefeste alıp verdim.
" Lavin " diye seslendi. Doğu' ya bizi biraz yanlız bırakması için işaret ettiğimde bizden biraz uzaklaştı ve şimdilik yağmurun altında sırılsıklam bir şekilde baş başa kalmıştık.
Ve bu son baş başa kaldığımız an olacaktı.
" Ne istiyorsun? " Dedim simsiyah gözlerinin içine bakarak.
Elini koluma götürdüğünde hızla kolumu geri çektim. Bu hareketimle birkaç saniye koluma bakakaldı. Sonra tekrar gözlerime çevirdi bakışlarını.
" Lavin gerçekten hiçbir şey göründüğü gibi değil. Ayrılmak istiyorsun beni istemiyorsun. Çünkü hayatında artık yeni biri var. Anlayışla karşılarım ama her şeyi yanlış anladığın bir ayrılık istemiyorum. Doğruları bil ve öyle ayrılalım. " Dedi damlalar yüzünden süzülürken.
Kafamı salladım. "Anlat dinliyorum."
" Eda benim gerçek sevgilim değil. Formaliteden. Babam istedi Lavin. " Dediğinde bunu beklemiyormuşcasına ona baktım.
" Ben seni gerçekten sevdim Lavin. Biz bir zamanlar gerçekten çok güzel bir çift olduk. Teşekkür ederim sana. Bana aşkın nasıl bir his olduğunu tattırdığın için. " Dediğinde yüzümden akan suların bir kısmına göz yaşlarım dahil oldu.
" Beni kullanmadın değil mi Arın? " Dedim kendimi buna inandırmak istercesine. Çünkü o böyle konuştukça kendimi suçlu hissediyordum.
" Asla Lavin. Böyle bir şeyi asla yapmadım. "
" Arın ben bilmiyorum. Gerçekten özür dilerim. Evet bir zamanlar bende seni sevdim. Ama sadece sevdim. Aşık olamadım. Aşık olsaydık bitirmek istemezdik. İkimiz içinde en iyisi bu olacak sanırım. Bana bu zamana kadar eşlik ettiğin için bende sana teşekkür ederim. Umarım ileriki hayatında karşına sana layık çok daha iyi biri çıkar. Ama ben senin sevgini haketmedim Arın. " Dedim yüzüme yapışan ıslak saçlarımı önümden atarak.
" İkimizde hatalar yaptık Lavin. Bu ilişkinin bitmesinde sadece senin suçun yok. Ayrıca örgütün çökmesine yardım ettiğin içinde teşekkür ederim. "
Gülümsemeye çalışarak kafamı salladım.
" Şu kız Eda seni gerçekten seviyor gibi. " Dediğimde kafasını Eda'nın olduğu yöne çevirdi. Sonra bana dönüp hüzünlü gözlerle baktı.
" Bitti mi? " Diye sordu.
" Bitti. " Dedim. En iyisi buydu. İkimiz içinde.
O sırada polislerin yanıma doğru geldiğini gördüm ve bakışlarımı Arın' dan çekip yüzümü sıvazladım.
Polisler Fransızca bizimle merkeze gelmeniz gerekiyor dedi. Doğu ve Arın' ın ekibi de bizimle beraber polis arabasına bindi.
O geceyi karakolda geçirdik. Sorguya çekildim ve serbest bırakıldım. Abimi ve babamı görmek istediğimi söylediğimde Doğu da beni yanlız bırakmadan peşimden geliyordu.
Ellerini elime değdirdi ve sıkıca tuttu. Sanki varlığını hissettirmek istiyordu. Ona dönüp gülümsedim.
" Her şey geçecek. "
" Biliyorum. "
Abim ve babam yan yana nezarethanelerde kalıyordu. Benim girdiğimi görünce ikisi de ayaklandı.
" Ee Berger' ler sonunuz mu geldi? " Dedim sinir bozucu bir tınıyla.
Babam güldü. " Senin o sevgilin salağın tekiydi ondan kurtulmana sevindim ama bu da aynısı haberin olsun. " Dedi Doğu' yu işaret ederek.
" Konumuzun bu olduğunu düşünmüyorum baba. " Dedim eğlenerek.
" Bakıyorum da mutlusun biricik kardeşim. " Dedi abim.
" Çok " dedim ikisinin yüzüne de tiksinti ile bakarak.
" Bir yandan sizi düşünüp üzülüyorum. Yıllarca yapacaksınız siz bu rutubetli yerde. Sizin yerinizde olsam şimdiden kendi canıma kıymanın yollarını arardım. " Dedim
Abim demirliklerden kollarını çıkarıp bana ulaşmaya çalışınca Doğu belimden tutup beni biraz geriye çekti.
" Aa birileri cezasının üstüne birkaç yıl daha eklemek istiyor herhalde. " Dedim sırıtarak.
" Defol git buradan süt kuzusu. " Dedi abim
" Ben miyim süt kuzusu asıl sensin o babasının prensi olmak için kardeşini öldürmeye çalışan bir aciz. " Dedim işaret parmağımla onu göstererek.
" İstediğini elde ettin işte Lavin şimdi defolup git buradan. " Dedi babam.
" Gideceğim zaten sizin yüzünü görmeye bende zor dayanıyorum ama insanlık yapıp vedalaşmak istedim onu bile çok görünüyorsunuz. "
" Defol! " Diye bağırdı abim. Sinirden çıldırmak üzere görünüyordu.
" Yeni don ihtiyacınız falan olursa ayda bir gönderirim isterseniz." Dedim alayla.
O sırada arkamda duran Doğu' nun güldüğünü kısıkta olsa duydum.
" Git Lavin. " Dedi babam sakinliğini korumaya çalışarak.
" İyi madem hoşçakalın tabi pek mümkün olmasa da. " Diyerek siyah topuklularımı yere vura vura çıktım oradan.
" Vay be senin içinde böyle bir asaletin yattığını düşünmezdim leydim. " Dedi Doğu hayranlıkla yüzüme bakarak.
" Bizde de bir şeyler var be mösyö."
" Fark ettim onu. " Dedi ve alnıma minik bir buse kondurdu.
Sıra bizimkilerle vedalaşmaya gelmişti.
Koltukta otururlarken Eliz hariç hepsi beni görünce ayağa kalktı.
İlk önce Eflah' ın yanına gittim.
Gözümden bir damla yaş süzülünce Eflah beni göğsüne bastırarak "Ağlama, bu bir son değil başlangıç Türkiye' ye dönsen bile bol bol konuşuruz telefondan. Her zaman ara beni. Sana her zaman müsaitim." Dedi şefkatle sırtımı okşayarak.
" Teşekkür ederim Eflah, her şey için çok teşekkür ederim. Sende her zaman arayabilirsin beni. İyi ki tanımışım seni. " Derken bizi bölen Vural oldu.
" Hadi ama duygusal sarılmanız bittiyse sıra bende. " Dedi. Söylediğine gülümseyip Eflah' tan zorda olsa ayrıldım.
Vural ile pek bir konuşmuşluğumuz yoktu ama iyi çocuktu.
" Dikkat et kendine Lavin. Güçlü bir kızsın hep de öyle ol. Bir şey olursa beni aramaktan çekinme. " Dedi beni uzun kollarının arasına alarak.
Geri çekildiğimde "Sende dikkat et kendine, hep arkamda sizin gibi arkadaşlarım olduğunu bildiğim için belaya bulaşmaktan hiç çekinmeyeceğim ve bu sayede sürekli sizi arayıp yardımınızı isteyeceğime emin olabilirsiniz. "
Gülümsediğinde vedalaşma sırası koltukta yayılarak oturan ve bakışları yere kilitlenmiş olan Eliz' deydi.
Vural Eliz' o dürttü ve bu sayede Eliz' in boş gözleri bana döndü. Belki şu anda benden sevgilisini yani abimi hapsine attırdığım için nefret ediyordu ama bunu yapmam gerekiyordu.
" Özür dilerim Eliz. " Dedim. O da oturduğu yerden " Özür dileyecek bir şey yapmadın Ege bunu hak etmişti. Senin suçun değildi. Hayatında hep mutlu olursun umarım Lavin. Bir şey olursa beni de aramaktan çekinme." Dedi ondan hiç beklemediğim bir şekilde ve ayağa kalkıp bana sarıldı.
O sırada kurumuş olan göz pınarlarımdan tekrar yaş geldi.
" Sende beni ara. Çok teşekkür ederim anlayışın için Eliz. " Tebessüm ederek geri çekildi ve yerine oturdu.
Sırada Arın ve Eda vardı. Arın' a sarılmak konusunda tereddütlüydüm. Çünkü onun önünde tekrar ağlamak istemiyordum.
" Lavin" dedi Arın. Ve kollarını açtı.
Hafifçe gülümseyip ona sarıldım ve Eda' ya da.
" Çok mutlu olursunuz umarım. " Dediğimde Eda " Sizde " dedi ben ve Doğu' yu işaret ederek.
Gülümsedim. Bu sefer biraz zor olmuştu ama yine de gülümsedim.
" Çok teşekkür ederim hep yanımda olduğun ve olmaya devam edeceğin için. " Dedim.
" Bende çok teşekkür ederim. " Dedi Arın o da aynı benim gibi bitmiş bir haldeydi.
Biraz geri çekildim ve Doğu' da hepsiyle vedalaştı. Sonra zor da olsa onlara son bir kez bakıp karakolun çıkışına doğru adım attım.
Bu öylece bir adımdan ibaret değildi. Bu yeni hayatıma attığım güçlü ama birazda yorgun bir adımdı.Doğu kolunu belime sardı ve siyah arabaya doğru beraber ilerledik.
Şimdiyse yolumuz Türkiye' ydi. Evimize.
2 gün sonra
Yemyeşil çimleri olan bahçeli, havuzlu ve iki katlı beyaz bir villanın önündeydik.
Ellerimiz birbirine kenetliydi.
" Mutlu sonlara inanır mısın leydim?" Dedi bana dönerek Doğu.
Mutlu sonlar, sadece kitaplarda olurdu. Böyle hikayelerin sonu hep mutsuz biterdi. Ama bizimki mutlu bitecekti. Mutlu bitmesi için elimden geleni yapacaktım.
" Senle her şeye inanırım mösyö. " Dedim ona bakıp gülümseyerek.
Ve yeni evimize doğru adımladık.
2 ay sonra
" Hayatım ben çıkıyorum. Birkaç saate dönerim. " Dedim koltukta oturmuş telefonuyla uğraşan Doğu' nun yanına giderek.
" Tamam güzelim dikkat et. " Dedi ve alnıma minik bir öpücük bıraktı bende ona gülümseyerek kapıyı kapatıp dışarı çıktım.
Avukatlıkta stajyerlik yapmak için birkaç büro ile görüşecektim.
Bunun için arabama bindim ve bürolarla görüşmek üzere yola çıktım.
İlk büro ile olumlu bir konuşma olmuştu bende bu yüzden ikinciye gerek duymayarak arabama bindim ve eve doğru yol aldım.
Evin önüne arabayı park edip önce topuklularımla bahçede yürüdüm ve evin kapısının önüne geldim.O sırada gördüğüm bir görüntü ile kaşlarım çatıldı. Kapı yarıya kadar açıktı.
" Doğu kapıyı niye açık bırakıyorsun? " Diye seslenerek kapıyı ardıma kapattım ve topuklularımı çıkardım.
Çıplak ayakla salona doğru yürüdüğümde o şeyi gördüm. Hayatımı alt üst eden o görüntüyü.
Doğu' nun yerde kanlar içinde yatan o cansız bedenini görmemle adını haykırmam bir olmuştu.
" Hayır Doğu lütfen, lütfen söz vermiştin bırakmayacaktın beni lütfen. " Diye bağırarak yanına çöktüm.
Silahla tam kalbimden vurulmuştu. Kurşun bana deli gibi aşık olan o kalbini delip geçmişti.
Göz yaşlarım durmaksızın akıyordu. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu.
" Hani her şey çok güzel olacaktı. Olmadı işte çünkü mutlu sonlar sadece masallarda olur! " Diye bağırdım onun yüzünü avuçlarım içine alarak.
O sırada bedenin yanında duran bir kâğıt parçasını gördüm. Üzerinde kan lekeleri vardı. Doğu'mun kanı.
" Hayır eğer sensen hayatını cehenneme çevireceğim senin lan. Fitil fitil burnundan getireceğim hepsini. Benim sevgilimi hayatımdan çalmak neymiş göstereceğim sana! " Diye çığlığı basarak kağıdı yerden aldım ve okudum.
" Her şeyin bir bedeli olur bu hayatta güzel kızım. Ben acı içindeysem sende olacaksın. Mutlu son hayali kurarken tepetaklak olmak en büyük acıdır. Bu acıyla baş etmek ise en büyük güçtür. Ama sen bu güce sahipsin. İnsan sevdiğinin gitmesine de elbet bir gün alışır merak etme.
- Biricik baban"
" Hayır bu kadar şerefsiz olamazsın, bu kadar şerefsiz olamazsın. Lanet olsun! " Diye bağırdım.
Göz yaşlarım Doğu' nun yüzüne düşerek onun yüzünü de ıslattı.
" Bu benim meselemdi onun meselesi değildi. Ne yapacaksan bana yapsaydın ona değil adi herif ona değil! " Diye feryatlarım devam etti.
" Hepsi benim suçum, hepsi benim suçum. " Diye mırıldandım.
" Özür dilerim mösyö seni koruyamadım özür dilerim. " Dedim ve cansız dudaklarına bir öpücük bıraktım.
Mutsuz sonları severdim çünkü akılda kalırlardı. Ama acılı sonlardan nefret ederdim. Ve nefret ettiğim başıma gelmişti.
2 yıl sonra
Mahkeme binasının önünde banklardan birine oturmuş davamın başlaması için olan saati beklerken sigaramı içiyordum.
Dumanını soğuktan kurumuş dudaklarımın arasından hafifçe dışarı bıraktım.
O sırada yanıma birinin oturduğunu hissettim. Kafamı çevirip baktığımda ise siyahlar içinde kapüşonlu biri olduğunu gördüm.
Kaşlarım çatıldı. " Kimsiniz? "
Yanımdaki yabancı boğazını temizleyerek konuştu.
" Cumartesi günü yeraltının en ünlü mekanlarından biri olan Minuit de olacak o şerefsiz. İntikamını alman için iyi bir şans. Eğer hala intikam almak istiyorsan tabi. " Dedi.
Bu ses çok tanıdıktı.
" Kimsin? Ve beni nereden tanıyorsun? " Diye sorularımı yeniledim
Kapüşonlu adam hafifçe bana döndü. Ve o sırada fark ettim ki o kapüşonlu aslında bir yabancı değildi hatta bir zamanlar çok yakınımdan biriydi.
Bu kişi Arın' dı.
" Arın? "
" Şşş sessiz ol. Cumartesi günü mekanda ol. Bende olacağım. Sana yardım ederim. O şerefsizin işini bitirelim. Sende intikamını al. "
" Bundan senin çıkarın ne ki? " Diye sordum.
" Hiçbir şey. " Dedi soğuk sesiyle.
Değişmişti. Kötü yönde değişmişti. Artık ruhsuz birine benziyordu. Anlaşılan onun hayatında da yolunda olan hiçbir şey yoktu.
" Yapacak mısın? " Diye sordu bana bakarak.
" Yapacağım. " Dedim kararlılıkla.
Bu kararımdan pişman olup olmamak şu anlık umursadığım son şeydi. Çünkü aklımda bir tek o adamın sonunu ellerimle getirmek vardı.
Kapüşonlusunun altından bir silah çıkardı. Bunu görmemle gözlerim büyüdü.
" Bunu al. Lazım olacak. " Dedi
Kafamı salladım ve silahı ceketimin içine yerleştirdim.
" Cumartesiye kadar kendine dikkat et ve kimseye bu konu hakkında bir şey söyleme. Cumartesi bu işi bitir."
" Tamam " dedim.
Bedeni ruhsuzca yanımdan kalktı. Gözden kaybolana kadar onun gidişini izledim.Sonra etrafta kimsenin olmadığına kanaat getirince silahı çıkarıp okşadım.
Ve o an gözlerim parıldadığını içimdeki o intikam ateşinin harlandığını hissettim.
Her şey bitecekti. Her şeyi bitirecektim. Belki bu içindeki o boşluğu kapatmayacaktı. Ama intikam ateşini dindirecekti.
Ya da ben öyle düşünüyordum. Birini öldürdükçe devam etmek isteyip bir ölüm makinesine dönüşeceğimi bilmiyordum. İntikam alındıkça devam etmek isteyen bir duyguydu. Ve bende bu duyguya kapılmıştım.
Hiçbir şey bitmemişti. Lavin Aymaz şimdi doğuyordu.
⭐⭐⭐
Eveet bir kitabımızın daha sonuna geldik. Sanırım hiçbirimiz böyle bir son beklemiyorduk.
Şahsen bende kendimden beklemiyordum.
Kitapla ilgili düşüncelerinizi çok merak ediyorum. Umarım beğenmişsinizdir.
Yazdığım ve kendimi geliştirmemi sağlayan çok güzel bir kurgu oldu şahsen.
Bu yolculukta bana eşlik ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Veda etmeyi pek beceremediğim için çok uzatmayacağım ve sözü size bırakacağım.
Sizin cümlelerinizi de buraya bekliyorum
Diğer kitaplarımda tekrar buluşalım
Bu kitap Arın' ın Lavin' e değer verdiği gibi değer verenlere...
Lavin gibi hayatı altüst olmuş olanlara...
Hoşçakalınn
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |