@bibliophile_00
|
Yazardan....
Onur Albay, Alev'i yanına çağırmıştı. Kapı çalınca yüzüne ciddi bir ifade takıp "Gel." dedi.
Alev odaya girip kapıyı kapattıktan sonra hazır ola geçip tekmil verdi.
"Yüzbaşı Alev Çetin. Adıyaman. Emredin komutanım!"
"Yüzbaşı Alev Çetin, yeni görev var. Jack Albert adında bir İngiliz, diğer örgütlere silah satışı yapıyor, yaptıkları bazı silah satışları Türkiye de ki örgütlere de yapiyor. Eğer onu yakalarsak diğer örgütlerin yerini de öğrenebiliriz. Detaylar dosyada, çıkabilirsin." dedi ve dosyayı dolapdan çıkardı.
Alev ise dosyayı alıp baş selamı verip odadan çıktı. Timin yanına gidiyordu bi yandan da dosyayı inceliyordu timin yanına gittiğinde hepsi oradaydı.
"Yaman Timi toplantı odasına." dedi Alev ciddi bir ses tonuyla.
Yaman Timi hemen toplantı odasına gitti. Aradan Alev geldi. Derin nefes alarak konuşmaya başladı. "Yaman Timi görev var, Jack Albert adında bir İngiliz, örgütlere silah satışı yapıyor. Yaptığı silah satışların bazılarını Türkiye'de ki örgütlere yapıyor. Eğer onu yakalarsak diğer örgütlerin de yerini bulabilir, önemli bilgiler öğrenebiliriz... Yaman Timi toplantı bitmiştir, dinlenin sevdiklerinizle vedalaşın. dedi Alev, odadan çıktıp odasına gitti.
🔥
Alev Çetin'den…
"Tim helikoptere." dedim teker teker binerken en son Ateş bitecekti ki göz göze geldik. İlk defa yüzünü incelenmiştim. Koyu kahverengi saçları ve koyu kahverengi gözleri haddinden fazla uyumluydu. Daha fazla göz teması kurmadan helikoptere bindi. Daha sonra ben de bindim. Kulaklığımı takıp yerime yerleştim. Helikopter kalkmıştı, bizim tim her yaptığımız gibi marş söylemeye başladık.
"Koç yiğidim bahadırım ozanım. Alp dadaşım yağız efem ozanım. Koç yiğidim bahadırım ozanım. Alp dadaşım yağız efem ozanım." dedi Demir.
"Bir narada dokuz tümen bozanın Bir narada dokuz tümen bozanın Tuğ kaldırıp yürüyecek Bozkurtum," dedi Ali Asaf.
"Tanrı Türk'ü koruyacak. Bozkurtum Tuğ kaldırıp yürüyecek Bozkurtum Tanrı Türk'ü koruyacak Bozkurtum." dedi Halil İbrahim.
"Dört yaman sızım var inceden ince Vatanca bayrakça törece dince Dört yaman sızım var inceden ince Vatanca bayrakça törece dince." dedi Pusat.
"Ayyıldızın ışığını görünce Ayyıldızın ışığını görünce Arsız otlar çürüyecek Bozkurtum," dedi Naz.
"Tanrı Türk'ü koruyacak Bozkurtum Arsız otlar çürüyecek Bozkurtum Tanrı Türk'ü koruyacak Bozkurtum." dedim
"Bizim ilde doğan olur baz olur Karataşa pençe vursa iz olur Bizim ilde doğan olur baz olur Karataşa pençe vursa iz olur." dedi Yavuz.
"Bir yiğide yedi kafir az olur Bir yiğide yedi kafir az olur Orduları kürüyecek Bozkurtum Tanrı Türk'ü koruyacak Bozkurtum Orduları kürüyecek Bozkurtum Tanrı Türk'ü koruyacak Bozkurtum." dedi Ateş.
"Orduları kürüyecek Bozkurtum Tanrı Türk'ü koruyacak Bozkurtum Orduları kürüyecek Bozkurtum Tanrı Türk'ü koruyacak Bozkurtum." dedik tüm tim.
Biraz daha konuştuktan sonra gelmiştik, merdivenden inmeye başladık. Hızla adımlarla dağ da yürüyorduk mağaranın yaklaşık beş yüz metre ötesinde durmuştuk. Bir kayanın arkasına geçip konuşmaya başladım.
"Pusat, sen önümdeki kayanın arasına geç. Naz, sen Pusat'ın yanında ki kayanın arkasına geç. Ali Asaf, sen de sağda ki kayanın arkasına geç, Yavuz, Ali Asaf'ın yanın da ki kayaya geç. Halil sen de solda ki kayanın arkasına geç, Ateş sende Halil sağında kayaya geç." dedim.
"Emredersiniz komutanım." dediler kısık sesle.
"Komutanım geçen kurtardığımız öğretmen buraya yakın bir köyde çalışıyormuş." dedi Yavuz kıkırdarken.
"Yavuz, aslanım dayak mı istiyorsun haa?" dedi sinirli bir ses tonuyla.
"Yok komutanım dayak istemiyorum, sevgilim hacker olduğu için araştırmasını istedim o kadar." dedi Yavuz gurur dolu ses tonuyla.
"Senin sevgilin mi var? diye sordu Halil İbrahim.
"Evet komutanım." dedi yine gururla.
"Timi'nin en küçüğü olasın ama ilk sesin sevgilin olun. Şans damlıyor çocukta." dedi Ali Asaf.
"Bu sefer haklı." dedi Pusat.
"Ben her zaman haklıyım."dedi Ali Asaf.
Beyler, susun mağaranın girişini de hareketlilik var.
"Pusat mağaranın girişin de kaç kişi var?" diye sordum.
"On iki komutanım." dedi dürbünle mağaranın girişine bakarken.
"Ali sağ da kaç kişi var."
"Altı komutanım."
"Ateş solda kaç kişi var?"
"Üç komutanım." dedi Ateş.
"Beyler soldan ilerliyoruz susturucuları takın."
Tim hızlıca susturucuları taktı. Sürünerek ilerliyorduk üstümde çalı kamuflajı olduğu için fark etmiyorlardı. Salaklar harbi.
Hemen yanlarına gittik, elime çakımı alıp bıçağını açtım. Kulaklığına "Öbür dünyada görüşmek üzere." diyip şah damarına çakıyı vurdum.
Tam bir terörist bana sıkacaken Ateş ikisini de vurdu. Başımı teşekkür edercesine sallayıp tebessüm ettim.
Diğerleri ise girişi indiriyordu. Hemen timin yanına doğru ilerledik, iki leş indirdim. Yaklaşık yirmi dakika geçtikten sonra kurşun sesleri susmuş yerler leş doluydu. Mağaranın girişini kontrol ettikten sonra "Temiz." dedim. İçeriye doğru ilerledik. Burada olması gerekiyordu
"Komutanım nerede bu piç?" diye sordu Ateş
"Yanlış mağaraya gelmiş olamayız dimi." dedi Yavuz
"Pusuya düştük." dedim sinirle. Boynuma vurulan cisimle bilincim kapandığı hissettim...
~Sevgili dostlar bölüm nasıldı? Umarım beğenmişsinizdir.
~Vatan için 🇹🇷
|
0% |