Ateş Kaya'dan...

Karargaha gidiyorduk, araba çıt ses yoktu. Neden karargahta konuşalım dedi ki? Cevapsız sorum umarım cevabını bulur. Kırmızı ışık da durduk arkadan birisi arabaya sağlam çarpmıştı, gitti güzelim araba. Yüzümüze maske takıp aşağı indik, çarpan salak da aşağı inmişti. Maskeli bir adam arabadan indi, şüpheli.

"Lan gerizekalı hadi giden araba çarpılır da duran arabaya çarpılır mı? Bi' de kırmızı ışıkta, kırmızı!" dedi Alev birazda kızarsan kulaklarından duman çıkacak.

"Görmedim abla, kusura bakma."

"Lan mal özürlü o gözlükle ben de görmem! Bi' de 'kusura bakma' diyor Allah'ım sabır." dedim sinirle.

Adam zararlı çıkmıştı aslında bizden daha fazla hasar almıştı. Bizde sadece bagaj tarafından çökük vardı.

"Abi numaranı ver yarın tamirciye gidelim."

"Lan şerefsiz köpek nerden bilecez senin terörist olup olmadığını ha? Verelim numaramızı sonra gel dolandır bir şekilde? Başka isteğiniz var mı?"

"Sherlock Holmes harbi." diye fısıldadı. Ne sandınız komutanım.

"Tamam abi kızma." Allah'ım sen bana sabır ver, lütfen rica ediyorum.

"Kardeşim sen arabana bin bas git şurdan benim sinirlerimi de bozma."

"Abi araba senin mi şurada ki güzel abla sürüyordu."

"La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim, benden günah gitti." Tam yumruğu geçireceğim sırada Alev komutan kolumu tutarak.

"Lan dur tamam, sakın ol siktir et gerizekalıyı."

"Tamam komutanım, sakinim."

"Hadi bin arabaya bende tek kullanımlık numara var onu veririm."

Alev komutan tek kullanımlık numarayı verdikten sonra arabaya bindi, konuşmuyorduk ama neden? Bir şey var o belli aklıma bir şey geliyor ama umarım değildir.

Karargaha geldikten sonra direk Alev komutan odasına geçerken bende kamuflajımı giydim ve Alev komutanım odasına doğruilerledim. Kapının önüne gelip derin nefes alıp verdim, kapıyı çalıp 'gel' komutunu duyunca içeri girdim ve tekmil verdim.

"Üsteğmen Ateş Kaya. Gaziantep. Emredin komutanım!"

"Gel Ateş otur yirmi dosya var on tane ben on tane sen bakacağız öyle daha çabuk biter" oturmadım. "Ateş otur."

"Emredersiniz komutanım!" Oturdum önüme bir tane bana bir tane kendine dosya çıkardı ve dosyaları hallediyorduk, onuncu dosya da artık parmaklarımı hissetmiyordum, yeter! Canımda fevkalade bir şekilde çay istiyor ama neden şimdi ki?

"Üsteğmen ben bitirdim çay içeceğim, gelecek misin?" dosyaları yerine yerleştirerek. Biliyor musun yüzbaşım canım çok istiyordu, tabii ki geliyorum.

"Valla hayır demem komutanım."

Kafeteryaya gidip çay alıp kafeteryada ki masalardan birine oturup içmeye başladık. Sırada günün sorusu var yüzbaşım? "Neden benim vatanıma ihanet edebileceğimi düşündünüz komutanım?"dedim kısık sesle.

Kafeteryaya göz gezdirip konuştu kısık sesle, "Pusuya düştüğümüz günü hatırlıyor musun orada planımı uygularken siz uyanırsınız neden üsteğmenim?" dedi tek kaşını kaldırırken. Bana Sherlock Holmes diyor ama kendisi az dikkatli değil.

"Komutanım,tam arkanızda ben vardım bende belimde ki çakıyı çıkarıp kendi ipimi kestim, tam size yardım edecektim ki bir şerefsiz size nişan almıştı bende sakince bayıltıp yere bıraktım daha sonra zaten siz timin ipini Kara denen şerefsize çözdürdünüz."

'Yemin ediyorum Sherlock Holmes hatta Albert Einstein!"

"Sağ olun komutanım. Komutanım bir şey soracağım Pusat bana sırasıyla birbirimiz de yemek yiyiyoruz dedi sıra kimde ve ne zaman toplayacağız?"

"Bende ve yarın." Ne? Kafamı sallamakla yetindim.

"Ben dışarı çıkıyorum nöbeti devralacağım Sherlock Holmes." diyip kafeteryadan çıktı.

Ne Sherlock Holmes'miş amına koyayım, yeter!

🔥

Alev Çetin'den…

Yemin ediyorum Ateş Sherlock Holmes.

Telefonumun kilidini açıp Ateş'in adını Sherlock Holmes yapıp kapattım. Ali Asaf'dan nöbeti devralıp yerime geçtim...

🔥

~Selam Sevgili Okurlar, umarım keyifler yerindedir? Sorayım dedim malum ülke artık öldüğü için aşağı yukarı herkesin keyfi yerinde dibinde. Hep gülün olur mu?

~Sizce sonra ki bölümde neler olacak? Diğer bölümlerde Alev ve Ateş'in geçmişine bir yolculuk yapacağız.

~Vatan için 🇹🇷