Mark'ın bakış açısı

Silahın patlama sesiyle kızın bayılması bir oldu. O kadar asi bir şekilde konuşuyordu ki gerçekten cesaretli sanmıştım. Adamlardan biri patron arıyor deyip telefonu uzattı.

Patron: Mark ne yaptın aldınızmı leyayı?

Mark: Hayır efendim üzgünüm. Adam kızıda alıp kaçmış küçük kızını tek evde bırakmış onunda bir şey bildiği yok gibi öldürelimmi?

Patron: Hayır. Kızıda alıp buraya dönün

Mark: Anlaşıldı efendim.

Hey! Sen ara uçağı hazırlamalarını söyle. Kız da bizimle geliyor toparlanın biz dönüyoruz. Diğer ekip burda kalıp onları aramaya devam etsin.
Laura'nın bakış açısı

Gözlerimi açtığımda arabadaydım. Camdan dışarı baktım ama nerede olduğumu anlayamadım. Her yerde İngilizce ve bilmediğim başka bir dil vardı. Bir süre araba büyük bir malikanenin önünde durdu ve beni zorla içeri götürdüler. İnanılmaz büyük bir yerdi. Çalışma odası olduğunu düşündüğüm bir yere girdik. Beyaz büyük koltuğu oturdum ve tabiki başımda adamlar. Yaklaşık 40 dakikadır burda öylece oturuyordu aşşırı sıkıldım. Etrafa göz gezdirirken masada meyanın bir fotoğrafını gördüm. Tam elime alıcakken biri elimden çekti. Kafamı kaldırıp kim olduğuna baktım. "Ohaaa lannn sen çok yakışıklısın" dediğim anda herkes bana baktı. Hayır yaaa bunu seslimi söyledim ben olamaz diye içten içe kendime sitem ettim. Daha yaşlı biri sanmıştım ama bu adam 24-25 ancak vardır. Ve inanılmaz yakışıklı...

"Rahat durmayı bilmezmişim sen bir daha sakın bir şeye dokunma " dedi sert bir şekilde. "Ne yapayım yaklaşık bir saattir burda boş boş oturuyorum. Üstelik o resimdeki benim ablam" dedim.