@bilinmeyennokur
|
Çarşamba günü itibariyle yanlış bilmiyorsam sınavlar başladı.
Umarım istediğiniz puanı alırsınız!
Herkese başarılar!!!
Eğlenceli bir bölümle sizlerleyim.
İyi okumalar!
KAFA DAĞITMAK BENİM DE HAKKIM!!
.
Ahmet bey amcayla vedalaştıktan sonra çarşının çıkışına doğru ilerledim. O eve bugün geri dönmek istemiyordum. Bir otelde kalmalıydım. Telefonumun arkasında kredi kartım vardı o konuda bir sorun yaşamayacaktım. Yanlış hatırlamıyorsam Mardin 'de Kandemirlerin otelleri vardı. Mümkünse öyle bir yere denk gelmek istemiyordum. Ama denk gelirsem de yapacak bir şey yoktu. Çarşıdan çıkmıştım. Yolda gördüğüm bir taksiyi hemen durdurdum ve lüks bir otele sürmesini söyledim. Biraz şımarabilirdim. Lüks bir otel, jakuzi kaliteli bir kırmızı şarap iyi gelebilirdi. Aslında lüksüme o kadar da düşkün değildim ama olacaksa da kalitelisi olsun taraftarıydım. Taksi bir otelin önünde durmuştu. Cebimdeki nakitten ödemeyi yapıp taksiden indim. Otel Kandemirlere aitti. İsmi Kandemir Otel 'di. Yavaş adımlarla otelin lobisine doğru ilerledim. "Hoş geldiniz efendim." Dedi görevli bayan. "Merhaba kral dairesinden bir oda istiyorum." Dedim. "Tabi efendim kimlik alabilir miyim?" Dedi. Daha soyadım değişmemişti. Onun için bir sorun olmazdı. Yani fark edeceklerini sanmıyordum. İşlemleri halledip bir görevli eşliğinde odaya çıktım. Görevliye dönüp "Kokteyl ve kırmızı şarap getirirseniz iyi olur." Dedim. Bugün biraz kafa dağıtma günüydü. Eğlenmek bizim de hakkımız. Hakkımız iç ses. Hakkımız. Balkona çıkıp koltuklardan birine oturdum. Cebimden sigaramı çıkardım ve yaktım. Sigaram bitmişti ve kapı çalmıştı. Görevli içkilerimi getirmişti. Teşekkür edip içkilerde göz gezdirdim bol sayıda kokteyl getirmişlerdi. Ama önce telefonumu şarja takmam lazımdı. Çekmeceler biraz kurcaladıktan sonra bir şarj aleti bulamadım. Lobiyi arayıp telefonumun modeline göre şarj aleti söyledim. Kısa süre içinde gelmişti hemen telefonumu şarja taktım ama açmadım. Kimse ile uğraşamayacaktım. Måneskin 'in I Wanna Be Your Slave şarkısını açıp içerek anlamsızca dans etmeye başladım. Şarkılar değişiyordu ve ben hoparlör bulmuştum ya da lobiden istemiştim orasını tam hatırlamıyordum. Açıkçası 3 bardaktan sonrasını idrak edememiştim. Zaten ickilerim de bitmişti. Biraz yorulduğumu fark edip yere uzandım. Saçım ıslaktı ve şampuan kokusu geliyordu. Duş almıştım galiba. Canım biraz daha içki istediği için sadece oda anahtarını alıp odadan çıktım. Otelin içindeki bara gidene kadar yalpalamıştım. Gece kulübüne geldiğimde biraz daha içtim. Sonra biraz daha. Bu kadar içmeden sonra odama çıkmayı akıl edebilmiştim. Odama geldiğimde kapıyı açmak istediğimde kart şeklindeki anahtar yere düştü. Bir daha denedim. Bir süre sonra başardım. Odaya girdiğimde kendimi hemen yüzüstü yatağa attım ve sızıp kaldım. Sabah saat 13.00 civarı... Gözlerimi yavaşça açtığımda başım çatlıyordu. Yattığım yerde doğrulduğumda ilk başta nerede olduğumu sorguladım. Ben dün gece içmiştim. Hatta çok fena içmiştim. Yüzümü yıkadım ve lobiden kahvaltı istedim. Kahvaltımı yaparken dün gece yaptıklarım aklıma geldi. İlahi bakış açısı ile dün gece yaşananlar... Ada bara geçmiş ve uzun süre içmişti. Bu kadar içtikten sonra sahnedeki Dj 'ye yalpalayarak ilerledi. "Hey dj şeysi istek şarkı alıyon mu?" Dedi. Kelimeler ağzından düzgün çıkmamıştı. "Sizi mi kıracağız nedir istek şarkı?" Diye sordu Dj. Ada ne istediğini anlattıktan sonra oradan uzaklaştı. Kulüpte bir müzik durdu. Bir anlığına ışıklar gidip geldi. Sonra o şarkı duyuldu. Rumeli Orhan ve Kemal 'den Geliyor Havalı Geliyor... Ada bu sırada kıvırarak içeri girmişti. Bu durumu gören müşteriler çok şaşkındı. Bazıları bu durumu garipserken bazıları sadece Ada'ya gülümseyerek bakmıştı. Ada kendinden geçmiş bir şekilde oynuyor ve şarkıya eşlik ediyordu. Ada bir süre tek başına kıvırttıktan sonra içeri davul zurna ekibi girdi. Davulcu Ada'nın önünde durup davulu yere koydu. Ada bu sefer bir ayağını davulun üstüne koyarak oynamaya başladı. Oradan ayrılıp onu izleyenlere yönelirken "Oturmaya mı geldik beyaaa!" Diye bağırmıştı. Ortamdaki çoğu insan Ada'ya katılmıştı. Katılmayanlar bir çoğu erkeklerdi. Kadınlar güle oynaya eğleniyorlardı. Ve işte o an gelmişti. Ada bağırdı, "Hava bizde mi?!" Herkes bağırdı, "Bizde!" Ada bağırdı, "Çalım bizde mi?!" Herkes bağırdı, "Bizde!" Ada bağırdı, "Para bizde mi?!" Herkes bağırdı, "Bizde!" Herkes sessiz oldu. Şarkıda Çatlayın bakalım Dedikten sonra herkes gür bir şekilde "Çat çat çat!" Dedi. Herkes tekrar sessiz oldu. Şarkıda Patlayın bakalım Dedikten sonra herkes tekrar gür bir şekilde "Pat pat pat!" Dedi. O gece insanlar Ada sayesinde çok eğlendi. Şimdiki zaman ve Ada 'dan devam... Hatırladıklarımla elimdeki çatal tabağın içine düştü. Ne yaptım lan ben?! Beynimin ağrıdan çatlamasına şaşmamalı. Rezil oldum herkese umarım bu durum Mehmet beylerin kulağına gitmez. Kahvaltım bittiğinde duşa girdim. Soğuk bir duş aldım. Belki kendime gelirim. Aslında çok da şey yapmaya gerek yoktu hem kim nereden duysun ki? Artık eskisine göre çok da kötü kokmuyordum. Biraz üstüm kokuyordu ama ona da yapacak bir şeyim yoktu artık anlarlarsa da anlasınlar. Telefonumu açtığımda bir sürü bildirim düştü. Butak 'tan 39 cevapsız arama 67 mesaj Miran 'dan 49 cevapsız arama 70 mesaj Adar 'dan 30 cevapsız arama 40 mesaj Narin Hanımdan 50 cevapsız arama 10 mesaj Mehmet beyden 57 cevapsız arama 17 mesaj Bir de Ahmet bey amcadan 2 cevapsız arama ve 1 mesaj Mesajları görünce bir bunalma geldi Bunlar ne ya? Burak bilirdi beni sakinleşince döneceğimi. Ahmet bey amcaya kısaca bugün gelemeyeceğimi onun isterse başlayabileceğini bildiren bir mesaj attım. Odadaki eşyalarımı alıp odadan çıktım. Lobiye geldiğimde anahtarı teslim ettim. Kral dairesinin ücretini ödedikten sonra gidiyordum ki lobideki bayan ödemem gereken bir ücret daha olduğunu söyledi. Doğru mu duydum. "Ne ücreti?" Diye sordum. "İçkilerin ücreti Ada Hanım dün çıkışınızı yaparken ödeyeceğinizi söylemiştiniz." Dedi. Şimdi bir gözüm korkmadı da değil yani. "Peki ücreti ne kadar?" Diye sordum. Önüme bir hesap cüzdanı koydu. Cüzdanı açtım ve içindeki fişi çıkardım. Fişi çıkardığım gibi yere kadar uzandı. Gözlerim! Bu gözler doğru mıu görüyor? Ben iyi değilim şuraya bayılacağım şimdi. Hesabın sonundaki rakamı gördüğümde gözlerim sanki açılabilirmiş gibi daha da açıldı. 960.000₺ NEĞ!? Ben ne içtim bu kadar ya? "Tamam sarhoştum ama ben bu kadar şeyi içmedim ki! İçsem komaya girerim!" Dedim. "Dün gece bazı müşterilerin de içkilerinin ücretini ödediniz Ada Hanım. Kral dairesinin ücreti 100.000 ₺ zaten Ada Hanım. Ve dün gece 89 yıllık 2 içki artırmışsınız onlar ise 300.000 ₺ tutuyor Ada Hanım. Geri kalan ise diğer müşterilerimize ısmarladığınız İçkilerin ve dün gece getirttiğiniz davul ve zurna ekibinin ücreti Ada Hanım." Dedi. Deme... Hiçbir ifade barındırmadan öylece kadına bakakaldım. Kaşlarımı çatarak "Müdürünüzle ile konuşmak istiyorum! Hemen şimdi!" Dedim. Lütfen bizim aileden biri olmasın lütfen. Görevli kadın telaşla yerinde kıpırdandı. "Bir kusurumu mu gördünüz Ada Hanım lütfen kusura bakmayın sorun nedir?" Dedi. Kaşlarım çatık bir şekilde "Ne sorun olacak size burda 1 milyonluk ödeme yapacağım müdürünüz bir kahve ısmarlar heralde! Derhal müdürünüzü çağırın!" Dedim. Kadın beni onaylayıp yanımdan ayrıldı müdüre gitti heralde. Müdür evet derse taksit yaptırmayı düşünüyordum mümkünse 96 yıllık. Müdür geldiğinde "Beni görmek istemişsiniz Ada Hanım nasıl yardımcı olabilirim." Dedi. "Merhaba odanızda bir kahve içebiliriz." Dedim. "Hay hay buyrun Ada Hanım." Dedi. Ve bana yolu gösterdi. En üst katta bir odaya girdik. Deri koltuklara karşılıklı şekilde oturduk. Bir süre kahvenin gelmesini bekledim. Konuya girmedim. Bacak bacak üstüne atıp konuya girdim. "Evet Mustafa bey Mustafa diyorum. Benim şimdilik o kadar miktar banka kartımdan bulunmuyor. Biz taksitlendirme yapabilir miyiz?" Diye sordum. "Tabi yapabiliriz Ada Hanım en fazla 4 taksit yapabiliyoruz. Ben gerekli kağıtları getireyim." Dedi. "Olmaz o çok az 36 ayda anlaşalım." Dedim. "Ada Hanım yapmayın ne söylediğiniz farkında mısınız? Yapamayız öyle bir şey." Dedi. Yerimden kalkıp Mustafa 'nın kafasından tuttum. "Bak Musti kendimi açıklayamadım galiba. Bende bir fotoğraf var-telefonumu açıp fotoğrafı gösterdim- bak kimmiş bunlar Musti sen ve yanında bir kadın -şaşırmış gibi yapıp- öpüşüyorsunuz Musti. Ve o senin karın değil. Bunu karına atmamı ister misin?" Diye sordum. Aslında karısı olup olmadığını bilmiyorum. Yani bu benim karım dese göt gibi kalırım ortada. Ayrıca karısını tanım etmem. Başını hızlıca iki yana sallayıp "Hayır atma. Ama ben 36 ay taksit yapamıyorum en fazla 24 ay taksit yapabilirim. Olur mu?" Diye sordu. Adam boncuk boncuk ter döküyordu. "Eh öyle yapalım bari Musti yapacak başka bir şey yok çünkü." Dedim. Musti sağ olsun göt korkusundan bütün evrakları hızlıca halleti ve ilk taksidi aldı. Gitti paralarım bu ay geçinmem için 4.000₺ kalmıştı. Ve maaş alacağım zamana daha 3 hafta var. İstanbul 'da özel bir hastanede staj yaptığım için 50.000₺ para alıyordum ama devlette 40.000₺ alacaktım. Bu da taksit tutarı ediyordu. Yani benim ek bir işte çalışmam lazım nöbet olmadığı zamanlar. Elimi Musti'ye sallayıp "Hadi selametle Musti. Bir daha karını aldattığını görmeyeyim ha ona göre." Dedim. Ve odadan çıktım. Bir rahatlamadım değil şimdi. Normalde birikmiş bi 150.000₺ param vardı ama o para birikirse araba alacaktım kendime. O parayı aç kalsam dahi ellemem. Otelden çıktığımda içime temiz bir hava çektim. Leş gibi alkol kokuyorum. Yapacak bir şey yoktu ama. Normalde böyle günler yapardık ama bu sefer tektim. Bu partileri Burkim düzenlerdi. Güzel bir mekan bulurdu. Bayağı uğraşırdı. Boş bir taksi bulup durdurdum. Kandemirlerin evini tarif ettim ve yola koyulduk.
Bölüm nasıldı?
Sizce Ada iyi eğlenmiş mi?
Fikirleriniz benim için önemli!
Beğenip yorum yapmayı unutmayın!
Öpüldünüzz! 😘
|
0% |