@bilinmeyennokur
|
Büyük ölülere matem gerekmez, fikirlerine bağlılık gerekir.
~Mustafa Kemal ATATÜRK
Selam! Nasılsınız?
Yeni bölümle karşınızdayım!
Beğenip yorum yapmayı unutmayın!
GERÇEK Mİ YALAN MI?
.
Yarım saat sonra konağa varmıştık. Taksi 200 lira tuttu. Zaten kıt kanaat geçiniyorum. Otobüs kartı çıkarmak farz oldu. Korumaları geçmiş kapının önünde boş boş dikiliyordum. Bir cesaret kapıyı çaldım. Çok kısa bir süreden sonra kapı açıldı. "Kızım!" Diye sıkıca sarıldı Narin Hanım. "Çok korktum. Gittin sandım." Dedi. Ağlıyordu. Benim için ağlıyordu. Benden ayrıldığında Narin Hanımın yüzünü daha net gördüm. Gözleri kızarmış ve hafif şişmişti. Çok mu ağlamıştı benim için? "Ben iyiyim Narin Hanım sakin olun." Dedim. Başını salladı. Bir eliyle elimi tutuyordu. "Hanım izin ver de kızım içeri girsin." Dedi Mehmet bey. Narin Hanım sırtımdan beni içeri doğru yönlendirdi. İçeri hole doğru girmiştik. Tam salon kapısının önünde durmuştuk. Abiler içeride oturuyordu. Benim geldigimi daha görmemişlerdi. Kardeşlerde oradaydı sanırım bilmiyorum açıkçası artık çok da ilgilenmiyorum. İstediklerini yapabilirler. Benim için Miran, Adar ve Kardeşler önemliydi. Mehmet bey gelip sarıldı. "Bir daha bizi habersiz bırakma olur mu kızım?" Dedi. Mehmet Bey. Başımı salladım. Mehmet beyin bana ithafen konuştuğunu duyan içeridekiler ayağa kalkmıştı. 3 iri yarı adam koşa koşa üstüme geldi. Bunlar tabi ki Miran, Adar ve Burkimdi. 3'ü de aynı anda bana sıkıcı sarıldılar. Onlarla bir sıkıntım yoktu bundan dolayı onlara karşılık verdim. Bir süre sonra üçüde yüzlerini buruşturacak benden ayrıldılar. "Leş gibi kokuyorsun içtin mi sen?" Dedi Miran. Burak rol yaparak üzgünken bana baktı. "Bensiz içtiğine inanamıyorum kedi gözlüm." Dedi. Gözlerinden yaş akmış gibi gözlerini sildi burnunu çekti. "Ben ben can ciğer Burkin olmadan tamam öyle olsun öyle olsun." Dedi. "Ahh!" Dedi Burak. Adar Burak'ın kafasına vurmuştu. "Biz varken seninle mi içecek Burak Bey?" Dedi. Burak hızlı ve sakın bir sekilde "Evet." Dedi. Bu sefer Miran ile dalaşmaya başladılar. "Ben duştayım." Diyip yukarı çıktım. Beni duyanlar Narin Hanım ve Mehmet bey oldu. Başlarını sallayarak beni onayladılar. Üst kata çıkıp odama girdim. Odam toplanmıştı. Dağılan eşyalarım özenle yerlerine yerleştirilmişti. Poşetimdeki çerçeveyi dikkatlice komodinime yerleştirdim. Bu çerçeve gayet hoş durmuştu. Giyinme odasından rahat bir şort ve tişört aldım. Normalde süsüme pek düşkün değilim sadece özel günlerde ama çoğunlukla daha rahat şeyler tercih ediyordum. Mesela dünkü gibi bir otele gidecek olsam daha şık giyinebilirdim. Ama inat işte yapacak bir şey yok. Soğuk bir duş aldım duşum uzun sürmüştü. Üstümü giyinip aşağı indim. Salonda boş olan Hakan'ın yanı vardı. Miran'ın ve Adar'ın ortasında Burak oturuyordu. Burak'ı önünde durup "Kaysana Burki." Dedim. Yer olmadığını biliyordu. Sağa sola bakıp "Cık kayamam. Başka yere otur." Dedi. İnat ettim bir kere ben oraya oturmam. Burak'ı zorla Miran'a doğru ittirmeye başladım. Azıcık bir boşluk oluşunca hemen oturdum. Burak ittirdiğim için neredeyse Miran'ın kucağında oturuyordu. "Ne yapıyorsun oğlum!" Diye kızdı Miran. Bu halimize tabi evdekiler gülüyordu. Poyraz yoktu. Etrafa baktığımı fark eden Adar "Poyraz ufak bir tatile gitti." Dedi. Başımı sallayarak onu onayladım. Koltukta Adar ile beraber sallanıyorduk çünkü Miran ve Burak çok fena itişip kakışıyorlardı. "Biz geldik!" Diye Narin Hanımın sesini duydum. Elinden tuttuğu minik bir bey vardı. "Benim aslan oğlum gelmiş!" Dedi ve Miniğe kollarını açtı. "Baba!" Diye koşarak sarıldı Mehmet Beye. Baba oğul konuşmaya dalıp gittiler. Ben boş boş halının desenlerine bakmaya başladım. Ben fakir kaldım ya. Ye, iç sonra fakir kaldım diye yırtın hiç oluyor mu? İçmeden önce düşünecektin! Deme iç ses. Deme zaten çok dertliyim. Bana o kadar para yetmezdi. Ek iş ise ne zaman yapacaktım. 24 saat nöbetten çıktıktan sonra evin yolunu zor bulurdum. Nasıl çalışacaktım. Hele ayakkabılar ve çantalar bayılıyorum ama genekde daha rahat giyinirdim.Normalde çok bir harcamam olmadığı için param bana çok fazla yetiyordu. Ama bu borç her şeyi alt üst etti. Ek işte çalışamazdım. O zaman çantalarımı ve ayakkabılarımı mi satacağım. Cesedimi çiğnersiniz. Onları asla kat'iyen satmam. Mehmet beyden yardım alamam. Abilerin bunu duymasını istemiyorum. Erken konuştun Adacım. Ne? Ne oldu? Salondakilere odaklandığımda davul zurna sesleri duydum. Nereden geliyordu bu ses? Telefondan geliyordu. Bora 'nın telefonundan geliyordu. Bora 'nın bu zamana kadar bana bir zararı dokunmamıştı. Poyraz ile o olay yaşanırken evde bile değildi. Bora şaşkındı. Kaşları neredeyse saçlarına değecekti. Kafasını kaldırıp bir bana bir telefona bakıyordu. Sonra o ses duyuldu. Sağır olsaydım da duymasaydım. "Çatlayın bakalım! Çat, çat, çat! Patlayın bakalım! Pat, pat, pat!" Bu benim. Bu benim sesim. Ben İnternete mi düştüm. Burak "Ada!?"dedi şaşkınca. Ben galiba iyi değilim. Bayılacağım şimdi şuraya. "De Burkim." Burak bi bana bir de Bora'nın telefonuna bakıyordu. Diğerleri mi? Diğerlerine çevirecek yüzüm mü var? "Bensiz içtin tamam dedim ama bensiz nasıl sosyal medyaya düşersin?!" Dedi Burak. Gerçekten buna mı takıldın Burak? Aykırılığın bu kadarı. Kafamı yavaşça diğerlerine çevirdiğimde hepsi şaşkınlıkla bana bakıyordu. Hakan Bora'nın elindeki telefonu çekiştirerek aldı ve sesim odada bir daha yankılandı. ''Çatlayın bakalım! Çat! Çat! Çat! Patlayın bakalım! Pat! Pat! Pat!" Hakan inanamaz gibi bir bana bir telefona bakıyordu. Açıklama yapmak için Mehmet Beye baktım. "Eğlenirken biraz fazla dağıtıyor olabilirim." Herkes bana aynı şekilde bakmaya devam edince ellerimi iki yana sallayıp "Ama insanız bu herkesin başına gelebilir." Dedim. Telefon herkeste teker teker geziyordu. Açımdan zevk alıyorlar. O çat patı duymak belki bana acı veriyor. "Tabi bu yaptıklarımı doğru bulmuyorum ama haklıyım." Daha ne kadar batabilirsin gerçek merak ediyorum Ada. "Yani eğlenmek hakkımız. Fazla eğlenmişsem bu benim sorunum olmamalı." Daha da batabilirmişsin... Sus iç ses sus. Burda bir şeyleri yapmaya çalışıyorum. "Hata ettim gençliğime verin." Savunmamı bu şekilde sonlandiriyorum hakim bey. Eğer eğlenmek bir suçsa takın kelepçeleri elimize boynumuz kıldan incedir. "Hahahahaha çok komiksin Ada abla ya." Sağol minik Kandemir. Mehmet bey elindeki telefona bakarak "Açıkçası ne diyeceğimi bilmiyorum. Sadece bu kadar eğlenirken nerede eglendigine dikkat et ve kameraya çekilip çekilmediğini kontrol et." Dedi. "Hih! Söylemeyi unutuyordum. Akşam Bozok aşiretinin düğünü var. Gitmeliyiz Mehmet sonra kan çıkmasın." Dedi Narin Hanım. Kan mı? O sadece filmlerde olmuyor muydu? İki gün sonra berdele kurban gider miyim? Bunca insan vermez heralde. Bakıyorum da erken güvendin Kandemirlere. Sus iç ses. Sus. " Hangisi evleniyor? Kızı mı oğlum mu? " Diye sordu Murat. Artık içimden sadece Mehmet Beye ve Narin Hanıma Hanım bey diyeceğim. Yoruluyorum sonra. "Kızı evleniyor büyük olan Raziye."dedi Narin Hanım. Adar yandan elime çekirdek tutuşturdu. Onlaraka baktığımda hepsi çekirdek çitliyordu. Omuzlarımı silktim bana uzatılan çekirdeği aldım. Bende çitlemeye başladım. "En son Raziye evli değil miydi?" Diye sordu Bora. "Ay yok boşadı onu. Hatta hamileymiş en son." Herkes Narin Hanıma soru soruyordu Narin Hanım da büyük bir ciddiyetle cevap veriyordu. Gözüm Alp'e takıldı ona baktığımı görünce babasının kucağından kalkıp benim yanıma geldi. Hiç yadırgamadan kucağıma aldım. Sonuçta çocuklara karşı büyük bir hassasiyetim var onlar benim için dünyanın en masumları. Onlar kendi aralarında konuşurken bende elimdeki çekirdeklerin bazılarını çitliyor , bazılarını elimle açıp yemesi için Alp'e veriyordum. Mehmet Beyle gözlerimiz denk geldiğinde duygulu gözlerle bize baktığını gördüm. Açıkçası beni en mutlu eden durum gündemin çabuk değişmesi oldu. "Ben kaçırdım oraları şimdi bu Raziye hamileyken mi evleniyor?" Diye sordu Miran. "Ay evet dedim ya oğlum hamile şu an. Hatta bebek bugün evleneceği adamdan diyorlar." Dedi Narin Hanım. Salonda bir aaa nidası döküldü. Bizim böyle yaptığımızı gören Alp de aaa Dedi ama bizden sonra dediği ve o tatlı sesiyle dediği için çok komik bir şekilde söylemişti. Dayanamayıp yanağından kocaman öptüm. Öpünce yanakları al al oldu ve başını göğsüme sakladı. Ben bu çocuğu yerim ya çok tatlı. Diğerleri bizim bu halimizi içten bir tebessümle izledi.
Bölüm nasıldı? Ada hakkında ne düşünüyorsunuz? Ya da diğer ev halkı?
Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayınnn!
Öpüldünüz! 😘
|
0% |