Yeni Üyelik
4.
Bölüm

Ayağım

@bir_dua

 

Çikolatamı bitirdim. Kapı çaldı gelenler Doktur ve polisti.

—Doktur "Merhaba küçük adam nasılsın,iyimisin?"

İyi değildim fakat iyi olmadığımı söyleyemiyordum. Polis Doktura ayağım hakkında soru sordu Dokturun dediğine göre ayağım hiç iyi bir durumda değildi. Artık ayağıma ne olduğu hakkında biraz olsun bilgi alacaktım. Bunun için birşeyler yapmam gerekiyordu. Yoksa hiçkimse bana neler olduğu hakkında tek kelime etmeyecekti. Defteri elime alıp. Bana ne oldu? Sizden rica ediyorum herşeyi anlatın, en önemlisi ayağım. Ben neden ayağımı hareket ettiremiyorum? Diye yazdım defteri Doktura uzattım. Defteri elimden aldı yazdığımı okudu ve bana doğru baktı.

 

—Doktur "Nasıl olur da sen yazabiliyorsun." Yine yeteneklerimden dolayı şaşırıp beni soruya boğan biri daha.

 

—Polis "Ne,sen ne diyorsun. Bu çocuk yazı yazmayı mı biliyor?"

 

—Doktur"evet biliyor baksana." Doktur şaşırmıştı. Defteri elinden alıp. Tekrar yazdım bırakın şaşırmayı benim ayağıma ne oldu? Diye yazıp defteri tekrar Doktura uzattım

 

—Doktur "Tamam sana herşeyi anlatacağım ama sende nasıl okuma ve yazmayı öğrendiğini nasıl bir ailen ve hayatın olduğunu söyleyeceksin."

 

Ben ve onlarla konuşmak, konuşamazdım ama belki defterle anlatabilirdim. Ben sizinle konuşamam ama belki deftere yazabilirim yaşadıklarımı ve ailemi diye yazdım. Doktur onaylarcasına başını salladı polisle birlikte odadan ayrıldılar. Bir daha geleceklerinden emindim. Onlar gitti ama benim yine aklımda tek soru.

Ayağıma ne oldu? Bir kaç saat sonra Doktur odama geldi bu sefer tek başına gelmişti. Sandalyeyi benim yatağımın yanına çekip oturdu.

 

—Doktur "Evet küçük adam. Hadi yaz bakalım, hayatını başından geçenleri. Kaç gündür bu hastanedesin, fakat seni arayan soran olmadı. Bir ailen yok mu senin?"

Ben ise deftere sadece şu cümleyi yazdım. Benim ailem mi? Benim ailem hiç olmadı ki.

—Doktur "Sorumun cevabı bu değil. Bak küçük adam senden rica ediyorum hakkında ki herşeyi anlat. Senle kabaca konuşmak istemiyorum fakat sen beni kabaca konuşmaya zorluyorsun senin hakkında bilgi sahibi olmak bir doktur olarak benim en doğal hakkım."

Deftere yazmaya devam ettim. Bu sefer uzun yazdım. Bak Doktur diye başladım. Benim hiçbir zaman bir ailem olmadı olmuşsa da ben hiçbir zaman hissetmedim bir ailem olduğunu. Bu küçük yaşımda, yaşamadığım tek zorbalık ve hakaret kalmadı şimdi ben size ailemi nasıl anlatayım. Ailemin tek iyi bir yanı yok ki. Siz benim yerimde olsaydınız, nasıl anlatırdınız böyle bir ailenizi?

 

Defteri ona uzattım. Defteri elimden aldı ve okumaya başladı okudukça iç çekercesine derin bir nefes alıyordu. Her nefes alışında ağlamamak için, parmağını göz pınarına koyup bastırıyordu. Okumayı bitirdi ve dediği şu cümle hâla aklımda.

 

—Doktur "Özür dilerim, senin yaralarına tuz bastım. Sen bu hastanede unutmak istediğin aileni ben sana yeniden hatırlattım seni derinden üzdüm."

 

Senin hiçbir suçun yok ki. Benim yarama tuz basan sadece sen değilsin. Merak etme ben alıştım yaralarımın kabuklarının her seferinde sökülmesine. Defteri alıp yazdıklarımı okudu.

—Doktur "Artık anlatman için ısrar etmiyeceğim. Ne zaman istersen o zaman anlat bilki artık polisler de konuşman için gelip seni zorlamayacaklar. Eğer istersen psikoloji dokturuda gelmeyecek." Psikoloji Dokturu mu? Benim Psikolojim gayet yerinde. Neden böyle bir şeye ihtiyaç duydunuz?

—Doktur "Mecburduk küçük adam sen konuşmayınca konuşmama sebebini öğrenmek için Psikoloji Dokturunun gelmesi gerekti. Dediğim gibi eğer istersen artık gelmeyecek." Aslında ne kadar kızmış olsamda Psikoloji dokturunun gelmesini istiyorum. Çünkü ilk defa biri bana sakince yaklaşıp beni konuşmaya zorlamadı. İlk defa hissetmiştim birinin gerçekten beni önemsediğini. Hayır engel olmayın, Psikoloji Dokturu gelsin, diye yazıp defteri ona uzattım. Yazdıklarımı okuyup başını salladı. Ayağa kalktı derin bir nefes aldı.

 

—Doktur "Peki küçük adam, dediğin gibi olsun. Ooo özür dilerim, yazdığın gibi olsun demek istedim. Şimdilik görüşürüz."

Tam gidecekti ki serumun bittiğini farketti.

—Doktur "Yada dur serumunu değiştirip öyle giderim."

 

Aslında istemiyordum daha çok serum takılmasını ama onlarda mecburdu, herkes iyileşmem için çabalıyordu. Doktur gitti ve ayağım hakkında hiçbir şey sormadım artık istesemde soramazdım. Odadayken unuttum sormayı o bana istediğini sordu fakat dediği gibi ayağım hakkında bilgi vermedi. Acaba oda unutmuş olabilir mi? Hastane odasında ne yapacaktım uğraşacak hiçbir şeyde yoktu sabahtan akşama kadar ben duvarlara, duvarlar bana bakıp duruyordu. Yine kapı ve yine yarım kalan düşüncelerim. En azından ailem demeye çekiniyorum fakat onların yanındayken, düşüncelerim yarım kalmıyordu. Bu hastanede sakin sakin, düşüncelere dalmak da yok. Neyse kapı çalmıştı kim diye sormadan kapı hafiften açıldı. Yavaş yavaş açıyordu kapıyı. Ben ise merakla kapıdan içeri kim girecek diye başımı kapıya doğru çekip baktım. Gelen kim olabilir? Umarımbeni sorulara boğacak biri değildir.

 

Loading...
0%