Yeni Üyelik
6.
Bölüm

Hastanelik olduğum gün.

@bir_dua

Yazmaya başladım. Nasıl başlamalıydım? Çok kararsız kalmıştım.Tüm olumsuz düşüncelerden sirkelenip kendime geldim. Ben daha çok küçüktüm. Bu olmadı sanki ben hâlâ küçüktüm. İlk önce neden konuşmuyorum onu anlatacağım sizlere. Benim ailem beni konuşmamaya zorladı. Ne zaman konuşsam. "Sen sus konuşma sırası sende değil" derlerdi. Ne zaman konuşma sırası bana gelecek oda aşikar.

Bir zamandan sonra anladım, konuşma sırası bana gelmeyecek sadece beni buna inandırmışlardı ve bende afedersiniz ama mal gibi inanmıştım. Öyle duruma gelmiştim ki beni mendil satmaya gönderdiklerin de konuşmadığım için kimse mendilleri almıyordu. Bende her gün mendil satmadan eve geldiğim için hiç hoş olmayan davranışlarla karşı karşıya kalıyordum. Sizi duyar gibiyim.

Evet ben dört yaşında mendil satmaya mecbur bırakıldım. Kreşe gidecek yaşlarım da cadde cadde, sokak sokak gezip mendil satmaya çalışıyordum ama ne yazık ki satamıyordum. Kimin yanına gitsem mendil alırmısınız diye sormak için konuşamadığım için ne mendil fiyatını anlayabiliyorlardı, nede mendil satan diğer çocuklarda olduğu gibi mendillerimi alıyorlardı.

Arkadaşlarım sabah başladıkları mendil satma mesaisinde, öğlen olmadan evlerine giderken ben yatsı namazına kadar sokaklarda gezip mendil satmaya çalışıyordum gün sonunda elimde iki kuruş olmadan eve dönüyordum. Aslında yatsıya kadar sokakta kalma sebebim, bir kaç saat bile olsa biraz daha geç maruz kalacaktım yaşayacaklarıma.

Bir gün yine mendil satmadan eve gittim, emin olun ki açlıktan bayılacak durumdaydım.

Biliyordum eve parasız gideceğim için beni yemek yemeden de mahrum bırakacaklardı. Sonunda eve vardım kapıyı açan babam. Hiçbirşey demeden elime baktı,elimde duran mendilleri alıp saydı her sabah elime sıkıştırdıkları on mendil hâlâ duruyordu mendilleri saydı, dokuz ve on.

Elimden tuttuğu gibi beni boş ve eşyasız odaya götürdü. Ben hem açtım hemde yorgun. Beni öyle bir duruma getirdi ki kendimde değildim artık. Beni öyle bırakıp odayı üstüme kitleyip çıkmıştı. Tabi ki ben kapının kilitli olduğunu sabah kendime geldiğim de fark ettim. Çok açtım ve birşeyler yemem gerekiyordu bodrum katta olduğumuz için odaların pek pencereleri de yoktu. Bütün gün açlıktan odada bir o yana, bir bu yana gidip geldim. Artık açlıktan halim kalmamıştı gece olmasını bekledim gece oldu odanın küçük penceresini açtım. Küçük olduğum için ordan çıkabilirdim biraz gayretle çıktım, çıktığım gibi babamla karşı karşıya kaldık o da yeni işten gelmişti. İş demeye bile utanır insan başkalarının çocuklarını çalıp dilendiren insana çalışıyor demek, alnının akıyla çalışan insanlara hakaret olur. Ensemden tuttu kapıyı açıp beni eve attı. Yine ben ve yine bomboş oda. Yine istediğini yaptı ve artık ayağa kalkacak hâlim kalmamıştı. Bu sefer ağladım çünkü bu sefer çok acı çektim.

Vücudumda ağrımayan tek bir kemiğim bile kalmamıştı o kadar acıyordu ki, yediğim darbelerin yeri bağıra, bağıra ağladım beni konuşmamaya zorlamışlardı ama izin vermeyecektim ağlamama engel olamayacaklardı. Ağladım, ağladım sonunda ağlamamın kesilmeyeceğini anladı yine ensemdem tuttu bu sefer beni odaya değil de sokaya attı.

Beni sokaya attığı gece bana araba çarptı ve hastaneye kaldırıldım. Biliyorum başımdan geçenlerin hepsini anlatmadım. Sadece hastaneye kaldırıldığım günü anlattım bir günde bir çocuk bu kadar çok şey yaşarken, siz birde hayatının her gününü görün.

—Doktur "Evet küçük adam umarım herşeyi anlatmışsındır."

Aslında ben herşeyi değil sadece bir günümü anlatabildim. Ama neyse ki ilk başta hastanelik olduğum gün diye yazmıştım. Doktur anladı o günü anlattığımı.

Okumaya başladı. Her satır okuyuşun da

—Doktur "Aman ALLAHIM der."

Okumaya devam eder. Birden gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Baş ucumda ki masada duran mendili uzattım.

—Doktur "Mendil mi? Ah be küçük adam sen neler yaşamışsın öyle."

İç çeke çeke oflarla bitirdi yazdıklarımı. Çok üzüldü yaşadıklarıma. Benim ihtiyacım yok acınmaya benim asıl ihtiyacım olan biraz sevgi ve ilgi. Bu sevgi dedikleri şey, çok mu zor? Birden kalktı ve bana sımsıkı sarıldı. Doktur bana sarılırken çok garip hissettim. Sanki içimde bir şeyler oldu çok uzak olduğum duygulardı. Bana sarıldı, yazdığım sayfayı defterden koparıp gitti sadece dediği tek kelime.

—Doktur "Tekrar geleceğim."

Geleceğinden emindim, çünkü bu hastaneye geldiğim günden beri, hep beni koruyup kulladı. Ne zaman geleceğim derse, gecikmeden geliyordu. Doktur gitti yine oda ve yalnızlık galiba ben yalnızlığın kitabını yazacaktım hastanede. Biliyorum ben hayatımı hep bir kağıda yazdım hastanede defterdi burda ise bir kitaba yazıyorum. Umarım defterde olduğu gibi kitapta da okunur hayatım... Gelecek bölümde hayatımı anlatmak için müsade isterim.

 

Loading...
0%