@bir_dua
|
Babam söylemek istediği herşeyi söyleyip gitti. Kafam alla bullak olmuştu, ne düşüneceğimi bile unutmuştum. Hayat hep gittiğim yönün tam tersine mi rüzgar estirecekti? Yoksa ben miydim rüzgara aleyhime yön veren? Hangi yola doğru yol alsam bir engel çıkar karşıma, geldiğim onca yolu pişman ettirir bana. Bu karmakarışık duyguların içinde kaybolacak gibi oldum. Bir an kendime zarar vermek bile istedim, fakat ne zaman böyle düşünsem hayatta bana yaşattıkları aklıma gelir, bende inat edip böyle birşey yapmaktan vazgeçerim.
Kendimce düşünüyorum bana yapılan bunca haksızlığı, zorbalığı elbet bir gün yüzlerine vuracağımı. Elbet diyorum er yada geç bir gün muhtaç olacaklar bu küçük adam lakaplı çocuğa. Ne zaman çıkmaza sürüklensem hep aklımda ki şu cümle beni kendime getiriyor. "Bir gün herkes mizanda Rabbi'nin huzurunda hesap verecek."
Bu cümleyi düşündükçe kendime geliyorum. Bu karmakarışık duyguların içinde yine defteri aldım elime birşeyler çizmek istedim. Belki bir an bile olsa tüm bu yaşadıklarımı unuturum diye.
Defteri açtım ne göreyim bir gün öncesinden çizdiğim resim bir hevesle bekleyip Doktur geldiğinde göstermek için sabırsızlandığım aklıma geldi. Fakat Doktur bana o kadar darılmıştı ki kararımı açıkladığım günden beri odama gelmemişti. Bir çocuk olarak bu kadar çok düşünceyle başbaşa bırakılmam hiç adil değildi.Kalemi elimde evire çevire nasıl bir çizim yapayım diye düşündüm fakat yaşadıklarım ve bana söylenenenler engel oluyordu düşünmeme. Elimde ki kalemi çizim için kullanacakken stresten kalemin arka ucunu kemire, kemire açmıştım. Ben kalemi kemirirken, rüzgarın etkisiyle kapanan pencerenin sesiyle irkildim. Kemirerek açtığım kalem ucu diş etime batmıştı. Onun acısıyla Aaaa diye bağırdm. Benim için bir kelime bile söylemek büyük bir başarıdır.
O acıyla kendime söz verdim. Bu hastanede kaldığım her gün kendi kendime harfler konuşarak dilimde bağlanmış düğümü çözmeye çalışacağım. Böylelikle bir umutla belki konuşabilirim. Kendimi ifade etmek için kullandığım defteri böylece değişik resimler çizerek kullanabilecektim.
Bir karar verdim artık ne olursa olsun kendimi üzmeyecektim herşeyi oluruna bırakacağım. Artık yeter dedim, bu yaşımda şiddet gördüğüm yetmezmiş gibi şimdi çok yıprandım. Artık hayatta kalma arzum bile kalmamıştı. Birşeyleri düşünmekten hep bir karara mecbur bırakılmaktan bıktım. Elimdeki kalem ve defterle, aklımda ki düşünceler ve allak bullak olan kafamla çizim yapmaya başladım. Nasıl birşey çizeceğim hakkında hiçbir fikrim yok gelişi güzel çizmeye koyuldum. Çizimi yaptım fakat düşüncelerimden kopmamış bir resim çizdim. Benim kafamın içinde bir umut arayışında olan küçücük düşünce. Resmetmiştim tüm duygularımı. Anlatamadığım hislerimi, kendi elimle çizmiştim deftere. Çıkmazda kaldığım kafesin anahtarı bende miydi? Yoksa başkasında mı? Hiçbir fikrim yoktu. Şu cümleyi benim ruh halimi anlatan resmin bir köşesine yazmıştım. "Yolunda gitmeyen ne? Yada kafan da yerli yerinde olmayan ne?"
Hani ben, ben olmaya karar vermiştim? Şimdi neden içinde sıkıştığım kafesin anahtarı bende değildi? Ben kimdim ve nereye gidecektim? Kaybettiğim ben kimliğimin anahtarı kimdeydi? Doktor da mı? Babam da mı? Yoksa beni bir karara mecbur edip giden görevlilerde mi? Mendil satma yolculuğum bitmişti fakat şimdi ben kimliğimi aramam vakti gelmişti. Düşüncelerle çıkmazda kaldığım kafesin anahtarını bulmaya gidiyorum. Dua edinde bu ben kimliğimi bulma yolculuğunda ebediyen kaybolmayayım...
|
0% |