@birakinkanasin212
|
Hayatının son noktasında olduğunu anlasan ne hissedersin? Ve hayatının son dakikalarında ne yapmak, kimin yanında olmayı isterdin? Ama maalesef bunu seçemiyoruz ve ben tam da o anı yaşıyordum ... Belki de hayatımın son 10 dakikasını yaşıyordum ve yanımda sevdiğim iki arkadaşım vardı.
Maskeli adam bize doğru yürürken biz arkamıza dönüp merivenlere koşacaktik ki o gün yüzü kumaş ile kapalı adam bizim durmamıza neden oldu. Ağzımda bir el hissettim beni geri çekti ve spor odasının yanındaki depoya götürdü. Yüzüme uzun uzun baktı ve elime bir kağıt tutuşturup bıçağını çıkardı, sonra çenemde bir soğukluk hissettim ve tişörtüme damlayan kan...
Adam çıkıp gitti ve arkadaşlarımın yanına koştum hemen. Onlar iyilerdi, beni görür görmez ikiside üstüme üşüştü ve revire gitmeye zorladılar. Revire gittik ve kaza olduğunu söyledik. Çeneme pansuman yapılıp yara bandı takıldı. Revirden çıktık ve boş sınıflardan birine girip kağıdı açtım.
"Henüz herşey bitmiş değil, en yakın zamanda tekrar" Bu ne demek oluyordu şimdi? Hepimiz aynı ifadeyle birbirimize baktık. Zil çaldı ve sınıfımıza gittik. Ders boyunca hepimiz bu notu düşünüyorduk ve sürekli birbirimize bakıp duruyorduk. Çıkış zili çaldığında yavaş yavaş yürüyordum ve annemlere söyleyip söylememe konusunu düşünüyordum,o an beni üzüntü,korku ve endişe yönetiyordu ve bundan emindim. Eve geldiğimde anneme anlattım ve hemen polise gitmemizi istedi ayrıca arkadaşlarımın da annelerini arayıp onlarla karakolun önünde buluşma sözü aldı. Aradan yarım saat geçti ve karakoldaydık , Eftalya ve Elzem korktuklarını hissetmiştim çünkü ben de korkuyordum. Bir ses yükseldi koridorlarda; "Deniz Altan, Eftalya Arslan ve Elzem kaya" isimlerimiz söylenir söylenmez korku ve endişeye fazlasıyla kapıldık. Sorgu odasına aldılar bizi , bir masa vardı odanın ortasında ve tam tepesinde ise bir tane floresan lamba vardı. Sandalyelere oturduk ve içeri bir polis girdi. Polis; Kahverengi gözleri, simsiyah saçları vardı. Konuşmaya başladı; "Ne olduysa tek bir ayrıntısını kaçırmadan anlatın, o korku evi dosyasından ben sorumluyum ve çözeceğim eğer istediğim bilgileri alabilirsem" hepimize teker teker soru sordu hepsini olduğu gibi anlattık. Sonra polis; "Not nerde eğer yanındaysa verebilir misin bu bir ipucu olabilir!" Cebimden çıkardığım kağıdı verdim ve polis de okudu. Sonra odanın kapısını açtı ve çıkabileceğimizi ayrıca başka herhangi ufak bir detayda yine yanına gelmemizi istedi. "Ben Berk komiser eğer birşey olursa gelip beni sorarsınız" hepimiz başımızı salladık ve çıktık. Annemler endişeli ve meraklı gözlerle bize baktılar ve konuşmaya başladım; "Anne herşey tamam korkacak birşey yok Berk komiser ilgilenecek' Hepsi derin bir nefes aldı sonra evlere dağıldık.
Sabah olduğunda kahvaltı etmeden evden çıktım. Okula geldiğimde arkadaşlarım kapıdalardı. Yanlarına gittim ve içeri girdik ,okula biraz erken gelmiştik ve okulun etrafını turladık birlikte ama kimsenin ağzını bıçak açmadı. Dünki olanlardan sonra herkes okula gelmeye dahi korkuyordu. Bir an duraksadım karnıma ağrı girmişti , arkadaşlarım bana yardım etti ve revire gittik ,sadece yara olan yerlerimden birkaçı kanamıştı. Pansuman yaptılar ve doğru sınıfa geçtik. Sınıfa geldiğimizde kimse yoktu. Sadece Eftalya, Elzem ve ben vardık. Çantamı sıranın yanına asmaya çalışırken birşey fark ettim, sıramın altında siyah bir kağıt vardı. İçinde ; "Siyah kadar yanlız ol" yazıyordu.
Hayatınızın çoğunluğunu yanlız geçirirsiniz ancak belki de bu pek de iyi birşey değildir... |
0% |