@biralar88
|
13
" Çelik saat dört yönünde kaçırırsan seni ben vururum ." Üsteğmenin sert sesini duyuduğumda ortamdaki silah sesleri daha da artı üsteğmen beni gibi duvarın arkasına daha da sakladı, dediiği gibi kulaklarımı daha sıkı kapatıp Olabildiğince küçüldüm yerimde.
kafasını çevirip iyi miyim diye kontrol edip hızla geri önüne döndüğünde elindeki silahı daha sıkı tutu hiç Düşünmeden sıktığında silahın sesiyle ben korkarken o sanki kendinden bir parça gibi tutuyordu.
" az kaldı biraz daha dayan güzelim az kaldı. " dedi birden saçlarımın üstünde hissettiğim dudaklarıyla buna bile şaşıramayacak kadar korkuyordum şu an , Tolga'nın güvende olduğunu söylemişti ona güveniyordum ama korkuma da engel olamıyordum.
" kesin lan sesinizi belgeleri aldınız mı " dedi birden sinirle bağırırken Han , ona göz ucuyla baktığımda boğazındaki damarlar sinirden ve gerginliklten daha da belirginleşmişti gözleri dikkatle avını kesen bi yırtıcı gibiydi bir noktaya takılı kalmış onu hedefliyordu.
" kanca koridoru kontrol et bitirin lan artık şunu !?" Dedi öfkeyle bağırırken , Gözleri beni kontrol etmek için bana döndüğünde bu sefer ona baktığımı fark etmesiyle durdu korkuyla ona baktığımı fark ettiğinde kenarı gelip önümde eğildi silahı kenarı bırakırken tam gözlerimin içine bakıyordu iki eliyle yüzümü avuçlarının arasına aldı.
Titreyen ellerim bana zorluk çıkarırken korkuyla yutkundum.
" bana bak sarışın , ben olduğum sürece kimse sana zarar veremez anladın mı beni ." Dedi gözlerimin içine bakarken , kulaklarıma silah seslerinden daha baskın geldi sesi o an anladım bu sözlerinin gerçekliğini ve buna güvendim.
" şimdi beni dinle güzelim , sana dediklerimi harfiyen dinle bitti anladın mı beni şimdi seni buradan çıkaracağım ama senden tek bir şey istiyorum gözlerini kapatmanı. " dedi gözlerimin tam içine bakarken yutkunamazken bunu neden istediğini anlamam uzun sürmedi.
" Tolga ?" Dedim korkuyla.
" iyi ." Dedi sadece güven veren sesle o an silah sesleri kesildi, ellerimi indirdiğimde hala elleri Yüzümdeydi. Yüzü daha da yakınıma girdiğinde nefesi yüzümü yalayıp geçti gözleri gözlerime sıkı sıkı tutunurken ona bakıyordum gözlerimi bile kırpmadan.
" hadi yavrum sözümü dinle kapat gözlerini ." Dedi önüme gelen saçımı geriye iterken nazikçe kafamı salladım titreyen vücudumla gözlerimi kapatım onun varlığına kokusuna güvenerek bir, elleri yüzümden uzaklaştığında aynı anda bedenimde hissettim elini . Bedenimin havalandığını hissettiğimde sıkıca tutundum göğsüne kafamı göğsüne saklarken kapatım gözlerimi bu sefer , kan kokusu burnuma geldiğine midemi bulandırdı ellerim daha sıkı kavradı bu sefer boynunu. Midem çalkalandı kokuyla , boyun girintisine kafamı gömüp kokusuyla bastırdım kan kokusunu.
Merdivenlerden ilerlediğini duyduğumda hala kulağımda tuhaf bir uğultu vardı, sesleri tam anlayamazken bir kaç kişinin sesini işitim ama sözü bitiremeden sesi yarıda kesildi. Dışarı çıktığımızı vücuduma değen soğuk havayla anladım Gözlerim hala kapalıydı o aç diyen kadar da açmayacaktım.
" Efsun!" Dedi yüksek bir ses Tolga'nın sesine benzetim ama üsteğmen gözlerini açma dediği için açmadan bekledim.
" aç gözlerini güzelim. " dedi kulağıma fısıldayarak gözlerimi açtığımda doğru düşündüğümü anladım dışarıdaydık ve karşımda bana koşarak gelen Tolga'yla durdum.
" iyi misin bir yerine bir şey oldu mu ?" Dedi korkuyla bana bakan Tolga , üsteğmen beni kucağından indirmedi hoş bende kollarımı çözmedim indirmesi için tam aksine varlığına daha sıkı sarıldım.
" iyiyim sen ?" Dedim çatalı titreyen sesimle ona bakarken.
" aptal sarışın senin yüzünden bir gün öleceğim korkudan. " dedi kalbini tutarken dudaklarım yorgun bir biçimde kıvrıldığında üsteğmenin tek kaşını kaldırmış ters ters Tolga'ya baktığını fark ettiğim ona yönelik bir açıklama yaptım.
" arkadaşım Tolga , bu üsteğmen. " dedim evet hala üsteğmenin kucağındaydım , soğuktan mı korkudan mı anlamadığım titremem yüzünden bütün gücüm çekilmişti resmen.
" böyle tanışmak istemezdim , hadi Efsun eve ." Dedi Tolga bana bakarken , üsteğmenin tutuşu daha da sıkılaşırken kaşları iyice çatıldı gerilen bedenini hissederken. Gözlerim ona döndü ama o bana değilde Tolga'ya bakıyordu.
" benimle gelecek. " dedi kesin bir dille, kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktı , bundan benim de şu an haberim olmuştu evet. Tolga'nın kaşları çatıldığında hızla bana döndü.
" öyle bir şey olmayacak Efsun' u bu halde hiç Bir. Yere bırakamam. " dedi Tolga korumacı bir abi tavrıyla.
" onu benden alabiliyorsan al ." Dedi üsteğmen Meydan okuyan bir tavırla korkuyla ikisine baktım bu hayata asla Tolga'yı kimseyle kıyaslayamazdım ve şu an üsteğmen Tolga'yı tanımadığından ona fazlasıyla sert davranıyordu. Hızla araya girdim.
" ben sana yazarım olur mu ? Lütfen Tolga kendimi iyi hissetmiyorum anneannem böyle görmesin beni bir arkadaşında kalmış dersin olur mu ya da sabah erkenden işi vardı çıktı dersin bir şey uydur lütfen. " dedim ona bakarken yalvaran gözlerle sinirle bana baksa da sabır dileyerek başını iki yana salladı, yine kendi bildiğimi okuyacağımı bildiği için bana döndüğünde ters ters baksa da derin bir nefes verip çenesini kaşıdı.
" telefonun açık olsun sana ulaşacağım her an!!" Dedi uyararak , kafamı hızla saladığımda son kez bana bakıp iyi Olduğumdan emin olunca gitmişti, gözlerim üsteğmene döndüğünde o da bana baktı.
" arkadaşıma düzgün davran!?" Diye azarladım onu , tek kaşı havaya kalktı birden, sinirle bir nefes verirken yürümeye başladı.
" sarışın bu gün fazlasıyla sabrımı sınadın daha fazla sınama tavsiyem. " dedi bana değilde yola bakarken bir arabanın önünde durduğunda kaşlarımı çattım arabanın kili açıldığında ı karşıma baktığımda gördüğüm imamla durdum üstüne vale takım elbiselerinden vardı.
" yakışıklı olmuşsun ha imam , boş zamanlarında valelik mi yapsan iyi kız tavlarsın fazla yakışıklı olmuşa-"
" sarışın!" Dedi üsteğmenin yüksek sesi beni bölerken sinirli gözleri bana döndüğünde hızla susup yerime sindim , tamam bazen korkutuyordu bu herif beni aşısı var mıydı acaba ısırır mıydı beni?!
Kafamda deli sorular...
" buyrun komutanım." Dedi imam gülüşünü bastırmaya çalışarak. Kapıyı açarken , üsteğmen bu sefer sinirle ona baktığımda o da nasibini almıştı sinirli bakışlarından. Açıkçası benden uzaklaştığı sürece kime uğraştığı kimi harcadığı pek de umurumda değildi.
" o üstündekileri yok et imam!" Dedi bir anda üsteğmen sinirle imama bakarken imam şaşkınlıkla ona bakıp bana döndüğünde gülüşümü bastıramazken dudak büzüp omuz silktim elimle deli deli der gibi hava da saladığımda bu sefer üsteğmen sinirle bana dönmüştü.
Bu da nasıl bu kadar sinirliydi ya , bünyeye zarar yemin ederim.
Üsteğmen eğilip beni yan koltuğa bıraktığında tam çekileceği anda sıkıca tutum onu gözleri bana döndüğünde dibimde olan yüzü ile şaşkınlıkla nefesim kesildi. Resmen yüzlerimizin arasında milimler vardı.
Gideceğini düşünüp sıkıca kavradım onu
" gitme..." dedim gözlerinin tam içine bakarken , gözleri mavi harelerimde hüküm sürdü bir müddet. Kokusu beni mest ederken Yüzlerimizin arasındaki mesafeyi sıfırlayıp burnumun üstünden öptü nazikçe, otomatikman kapanan gözlerim bana itaatsizlik yaparken öpüşü her bi hücremi işleve geçirdi. Kanım kalbimden pompalanıp bütün derimin altında kaynaya kaynaya geziyordu.
" seni asla bırakmam. " dedi fısıltıyla gözlerimi açtığımda tam gözlerimin içine bakan gözleriyle ölebileceğimi düşündüm. Sözleri benim için bir yemin gibiydi ,inandım ve güvendim ona.
Onu bıraktığımda geri çekilip emniyet kemerimi bağlayıp Arabanın kapısını kapatı , onu izlerken o imama dönüp bi şeyler söylemişti İmam asker selamı verdiğinde ciddim sert bir ifadeyle etrafa bakıp arabaya bindi hızla arabayı çalıştırırken ilk işi klimayı açmak oldu. Bütün klimaları bana çevirip sıcak havayı açtığında onu izliyordum sadece.
" nereye gidiyoruz?" Dedim merakla , göz Ucuyla bana bakıp Arabayı yola çıkardığında o an restoranda olan askerleri görmemle şoka girdim hiç birini görmemiştim hangi ara gelmişlerdi ?!
" bana." Dedi çok normal bir sesle şaşkınlıkla ona döndüm , kaşlarım havaya kalkarken bana göz ucuyla bakıp önüne döndü ardından aklıma gelen şeyleri tahmin etmiş olacak ki hemen geri bana döndü.
" kadın!" Dedi kızar gibi " aklındaki bütün düşünceleri def et !?" Dedi kızarak gülüşüme engel olmazken. Önüme döndüm.
" ne beni eve atıyorsun resmen yazık yazık bu halimden yararlanıyorsun dimi!?" Dedim ayıplayarak arabayı fazla hızlı sürüyordu ama kontrolü tamamiyle elindeydi.
" bana bak sarışın delirtme beni!?" Dedi kızarak , ayıplayan yaşlı teyze ifademle Başımı iki yana salladım.
" resmen beni kandırdın!?" Dedim ayıplayarak onu, tek kaşını kaldırıp bana döndü " seninde pek bir kanasın varmış anlaşılan , hiç İstemiyor gibi durmuyorsun. " dedi bana bakarken.
"A delinin zoruna bak tabiki dünden razıyım ben ." Dedim ne saçmalıyorsun der gibi , tutamadığı gülüşü ağzından kaçarken bende güldüm kollarımı bir birine dolayıp geriye yaslandım.
" umarım ev arkadaşın yoktur üsteğmenim ." Dedim yolu izlerken açıkçası davetsiz misafir olarak bir anda yırtık çoraptan fırlar gibi çıkmak istemiyordum.
" daha çok sen beni kötü emelerine alet etmeye çalışıyor gibisin kadın. " dedi alayla bana dönerken bir site kapısına geldiğinde ona döndüm tek kaşımı kaldırıp göz kırptım ona.
" gazozuna ilaç attım fark etmedin mi ?!" Dedim yalancı bir şaşkınlıkla gülüşü kulaklarıma gelirken ilk defa bir erkeğe bu kadar gülmenin yakıştığını duyuyordum.
" nedense buna hiç şaşırmam. " dedi söylenerek.
Arabayı park edip bana döndüğünde vücudumu ona döndürmüş onu izliyordum birden elini bana uzatıp burnumu iki parmağına kıstırdığında şaşkınlıkla açıldı gözlerim hızla ellini geri itip ondan kafamı çekerek kurtuldum.
" in hadi." Dedi uyararak kapımı açıp indiğimde o da benim gibi indi yanım geldiğinde belime sarılan koluyla beni yönlendirmeye başladı , apartmanın önünde durduğumuzda etrafı inceleye inceleye merdivenleri çıktık , en son bir kata durduğumuzda kapıyı cebinden çıkarttığı anahtarla açtı. Tam eğilip ayağımdaki ayakkabıyı çıkartacağım an benden önce eğilen üsteğmen ile resmen küçük dilimi yutacaktım .
Tek dizini kırmış eğilen üsteğmen elleri ayak bileğimdeki topuklu ayakkabının bandına gittiğinde tek bir hamlede çözdüğünde Dikkatle çıkarttı ayakkabımı nefesimi keserken alt dudağımı dişlerimin arasına aldım . Diğerini de çıkartırken kalbim bir maraton yarışına katılmış gibiydi , bu davranışları boğazımı düğüm düğüm ederken gözlerim hayranlıkla onu izliyordu ayağa kalkmadan kafasını kaldırıp yüzüme baktı uzun bir süre ayağa kalktı.
" Gel bakalım " dedi üsteğmen elimden tutup beni içeri çekerken bana her temas edişinde derim resmen çayır çayır yanıyor her tarafım karıncalanıyordu. Salona girdiğimizde etrafa dikkatle bakarken koltuğa oturdum.
" burada mı kalacağım ben ?" Dedim şaşkınlıkla ona bakarken , üsteğmen kafasını salladığında Ayağa kalktım.
" gel bakalım ilk önce seni şu bez parçasından kurtaralım. " dedi elbiseme ters ters bakarken kaşlarım çatılırken elbiseme baktım.
Özene bözene aldığım elbiseme bez parçası mı demişti o ?!
Arkasından giderken ters ters bakıyordum ona.
" bez parçası mı dedin sen benim en sevdiğim elbiseme. "
" en sevdiğin şey gerçekten sen bir bez parçası mı dedi ?!" Dedi odasına girerken bir anlığına girmeye tereddüt etsem de kapının ağzında durduğumu görmesiyle elini bana doğru uzatığında tereddüt etmeden tutup içeri Girdim. Dolabını açıp kıyafet çıkarırken dikkatle etrafı inceliyordum. Fazlasıyla moderne dizilmiş az eşyalı fazlasıyla temiz ve düzenli odasına baktım.
Fazla düzenliydi , bense fazla dağınıktım ...
" bunları giyebilirsin. " dedi , esnememe engel olmazken kafamı salayıp yorgunlukla aldım Kıyafetleri kendine de kıyafet alırken odadan çıkıp kapıyı ardımdan kapatı giyinmem için hızla üstümdeki elbiseden kurtuldum açıkçası sevsem de bir tık rahatsızdı inkar edemiyordum ama tabiki bunu asla o yalı kazığının yanında söylemezdim saniyesinde sazan gibi atlardı buna ve gömerdi canım elbisemi.
Siyah uzun büyük tişörtu giydim hızla altına verdiği bana bir kaç beden büyük gelen dizlerimin atında biten şortunu giydim belinden büzüp belime göre ayarlamaya çalışsam da hala tam üstüme durmuyor kasıklarıma kadar düşüyordu aynada kendi yansımamla göz göze geldiğimde dudaklarım kıvrıldı.
Onun kıyafetlerinin içine fazlasıyla iyi hissetmiştim kendimi. Tişörtün ucundan tutup kokladığımda beklediğim koku yerine buram buram yumoş kokusu almamla homurdandım , gerçek bir hayal kırıklığıydı bu tişört benim için şu an.
Kapı tıklandığında gidip açtım üsteğmen altındaki eşorfman ve asker yeşili üstüne yapışmış bir tişörtle bana baktı bir müddet beni süzdü , gördüğü görüntüden memnun olduğunu beli olurcasına dudakları kıvrıldı bir kez daha esnediğimde gözleri bana döndü.
" senin yatma zamanın geldi sarışın , sen burada yat. " dedi elleri saçlarıma uzandığında şaşakınlıkla ona baktım dağılan saçlarımı düzeltirken aynı küçük bir kız çocukla konuşur gibi konuşuyordu benle , bu kalbimi o kadar hızlandırmıştı ki bir an sesini duymasından korktum.
" sen?" Dedim merakla ona bakarken kirpiklerimin altından fazlaca uzun olan boyu yüzünden çenem bile göğsüne tekabül ediyordu.
" salonda yatacağım bir şey olursa seslen hemen uyanırım. " dedi bana bakarken ne diyeceğimi bilemez bir şekilde kafamı salladığımda ilerleyip dolaptan yorgan ve yastık alıp bana döndü.
Beraber de kalkabilirdik aslında...
Ne saçmalıyorsun Efsun?!
" ben rahatsızlık vermiyim aslında sen burada yat ben salonda yatarım /" dedim dudağımı bir birine bastırıp ona bakarken tek kaşını kaldırıp ters ters bir müddet bana baktığında sustum hızla.
" sarışın ," dedi gözlerime bakarken " saçmalama. " dedi sadece hızla çenemi kapattığım da derin bir nefes alıp verdi.
" iyi geceler sarışın. " dedi gözlerime bakarken.
Neden buraya gelmemi istemişti Merak ettim.
Neden buraya geldiğimi merak ettim.
" iyi geceler üsteğmen ." Dedim gözlerine bakarken odanın kapısını kapatıp. Çıktığında derin bir nefes aldım telefonumu alıp Tolga'ya iyi olduğum dair uzun bir mesaj atıp yatağa girdim Fazla rahat olan yataktan ona dair bir koku bekledim ama sadece temiz detarjan kokusuyla hayal kırıklığıyla nefes verip geriye yaslandım. Burnumdaki iğrenç kan kokusu sanki hava vardı ve şu an üatepemnşn kokusuyla bastırmak isterken o yoktu.
Cidden mi üsteğmen !?
Gözlerimi kapatıp uyumayı denedim en azından sanki az önce ağzı yırtılacak gibi esneyen ben değilmişim gibi uyuyamıyordum, Bir saate yakın yatakta bir oraya bir buraya dönüp durmuştum yatakta. İçeriden sesler de gelmiyordu uyumuş muydu acaba?!
Duvarla bakışmaya bir son verip kenardaki yastığı alıp suratıma bastırdım ağlayan bir ifadeyle. Uyumak istiyordum !?
Merakıma yenik düşüp ayağa kalktım saçlarımı karıştırarak odadan çıktığımda. Salona adımladım sesiz adımlarla karanlık olan salona camdan giren bina ışıkları fazla aydınlatıyordu. Üsteğmen gözleri kapalı bir Şekilde uzanıyordu koltukta koltuğu açmış resmen çift kişilik bir yatağa dönmüştü. İfadesiz bir şekilde uyuyordu bir eli başının altında diğeri ise yorganın içindeydi bir müddet sadece onu izledim.
Tamam şu an Tolga burada olsa suratıma tükürüp aptal sarışın derdi bana ama bunu görmezden geldim ve aklıma geleni yaptım düşünmeme fırsat vermeden.
Gözlerim bir anlığına odaya dönse de dayanamayıp yanına gittim , Boşluk bıraktığı köşeye oturduğumda battaniyeyi yavaşça onu uyandırmadan kaldırıp uzandım Yanına. Gözlerimi kapattığımda artık kokusunu alabildiğim için huzurla gözlerimi kapatım işte şimdi olmuştu tam uyuyacaktım ki birden belimden sarılan kollarla çekilmem bir oldu üsteğmen beni iki kolunu sararak kendine çektiğinde şaşkınlıkla gözlerimi açtım. Göğsüyle birleşen bedenimle ona baktım bir müddet kapalı gözleriyle dudakları kıvrılmış bir şekilde beni kendine çekti iyice.
Pislik herif uyumuyordu!?
" sen uyumuyor muydun ?!" Dedim şaşakınlıkla fısıldarken , ben daha ne olduğunu anlamadan kafamı göğsüne yaslarken kolarını belime sardı.
" Şşt uyuyorum ben." Dedi aynı benim gibi fısıldarken gülüşüme engel olamazken bende sarıldım sıkıca. Gözlerimi kaptığımda bu sefer direkt uykuya dalmıştım.
Ben gerçekten tolganın dediği gibi yanıyordum hemde çayır çayır...
___
Fazla uzun bir bölüm.
Aynı sizin bana olan sevginiz gibi.
Kısa diyeni döverim baştan söylüyorum. |
0% |