Yeni Üyelik
16.
Bölüm
@biralar88

16

 

 

Odamda boş boş otururken Telefona internete geziyordum , Tolga uyumak için odasına çekilmişti anneannem bu gün askeriyeye yemek hazırlayıp götürdüğü için yine yorgundu ve direkt yatmıştı bir ben uyanık kalmıştım resmen . Uyuyamazken saçlarımı tepede toplamış saten şortlu askılı takımımla uzanıyordum yatakta , sıkıntıyla nefes alırken telefonu kapatıp Düşünmeye başladım.

 

Acaba üsteğmen ne yapıyordu sabah beraber kahvaltı etiğimizden beri görmemiştim başka onu ama şimdi aklımdan çıkmıyordu. Telefonuma gelen bildirim sesiyle kaşlarım çatılırken sıkıntıyla oflayarak telefonuma baktım büyük ihtimalle annem ne yaptığımı merak ettiğine dair mesajlar atıyordu ya da hastanedeki dedikoduları kısa bir Özet geçiyordu bana sevgili annem asla geri kalmamı istemezdi dedikodulardan.

 

Ekranda gördüğüm yabancı numara kaşlarımı çatmamı sağlarken mesaja girdim.

 

0545+; aşağı in sarışın seni bekliyorum .

 

Okuduğum mesajla hızla yerimde dikleştiğimde kalbim hızla atı alt dudağımı dişlerimin arasına alırken heyecanla ayağa kalktım tam koşarak çıkacaktım ki aynada göz göze geldiğim tipimle durdum saçlarımı hızla açıp dağıtırken Koşarak odadan çıktım. Merdivenleri seke seke sesizce inerken kapının önüne gelmemle durdum yavaşça kolu indirip açtığımda kapıyı yavaşça çıktım geri örtüp arkamı dönüp bahçeye baktım masaya kalçasını yaslamış kolarını bir birine sarmış üsteğmen ile durdum dudaklarım kıvrılırken hızla koşar adımlarla yanına gitmemle kolarını çözmesi bir olurken boynuna atladım. Kolları bellimi sararken gülüşünü duydum.

 

Sıkı sıkı beni sararken burnunu saçlarımın arasına daldırıp kokumu çektiğini hissetmemele kalbimin duracağını düşündüm , sabah kokladığım kokusunu nasıl da özlemiştim şimdi.

 

" gelmeyeceksin sandım bir an !" Dedim ondan ayrılırken elleri belimi bırakmadığı için Sadece kafamı biraz geri çekmiş yüzünü görebiliyordum tam bir şekilde.

 

Bütün gün onu beklemiştim belki gelir beni görmeye diye ama gelmemişti tam umutsuzluğa kapılacaktım ki şimdi gelmişti , telefon numarasını bilmediğim için ne yazabiliyordum ne arayabiliyordum o benimkine ulaşabiliyordu ama maalesef ben bir asker olmadığım için böyle bir yetkim yoktu !?

 

" işlerim uzun sürdü. " dedi gözlerimin tam içine bakarken bahçeye astığım gece yanan güneş enerjisiyle çalışan bahçe aydınlatmalarına binlerce kez şükrettim , yüzünü tam net bir şekilde görmemi sağlıyordu.

 

" Ahmet amca dimi?" Dedim gülerek , kaşları çatıldı bir anda sorgulayan bir ifadeyle.

 

" sen nereden biliyorsun ?" Dedi merakla.

 

" bizdeydi bu gün dün akşam hakkında konuşmaya gelmiş o ara biraz sohbet ettik diyelim. " dedim gözlerine bakarken kısık gözlerle beni izlerken Önüme düşen saç tutamını parmağıyla itti nazikçe.

 

" hmm..." dedi bütün ilgi odağı benken.

 

" baya bir oturdu ancak sonra. Biraz durgunlaştı gitti anlamadım aslında baya iyiydik hatta Tolga baya bir korktu ondan biliyor musun bizi çok güldürdü , bir ara bizim bir birimize çok benzediğimizi söyledi Ahmet amcayla. " dedim düşünceli bir ifadeyle o ana kadar aslında iyiydi Ahmet amca. Üsteğmenin kaşları çatıldığında merakla bütün ilgisini bana vererek dinlemeye başladı.

 

" evet?" Dedi anlatmama devam etmemi isterken.

 

" aslında benziyoruz bir tık mavi gözler filan işte Tolga akraba olup olmadığımızı bile söyledi , güya hık demişim onun burnundan düşmüşüm ." Dedim gülerek ona bakarken gerçekten de ne çok saçmalamıştı bu gün Tolga uyuzu.

 

Üsteğmen bir anlığına duraksadı bir şeyler düşünür gibi.

 

" albay ne dedi?" Dedi merakla , dudak büzüp bir kaç saniye düşündüm omuz silkip derin bir nefes aldım " bir şey demedi durgunlaştı baya ondan önce eski konulardan konuştuk eski sevdiği bir kadın hakkında filan belki ondan kötü oldu bilmiyorum zaten bir anda kalktı telefonla bir şeyler araştırmalarını filan söylüyordu açıkçası pek anlamadım onu?" Dedim kafam karışmış bir şekilde üsteğmene bakarken.

 

Benden daha iyi tanıyordu pekala davranışlarını anlayabilir nedenini bulabilirdi çünkü daha çatını bitirmeden gitmesiyle şaşkın ördek yavrusu gibi bakmıştım arkasından.

 

" işi çıkmıştır ." Dedi üsteğmen geçiştirerek kafamı salladım sadece. Kaşları hala çatık duran üsteğmene baktım.

 

" madem numarama ulaşabiliyordun neden sabahtan beri bir mesaj atmakla uğraşmadın?" Dedim dik dik ona bakarken ifadesi bozulduğunda dudağı kıvrıldı , tek kaşını kaldırdığında düşünür gibi yapıp nefes verdim.

 

" çünkü zamana ihtiyacım vardı diyelim ." Dedi gözlerimin tam içine bakarken mavi harelerim kahve harelerine kapıldı toprakla su buluştu ve biz beraber nefes aldık.

 

" neden ?" Dedim anlamayarak birden iki eli belimden tutup beni çevirdiğinde şaşkınlıkla oyuncak bebek gibi beni yönlendirmesine izin verdim , birden bir adım ayırıp sağa çevirdiğinde anlmayarak etrafta boş boş bakışlarımı gezdirecektim ki gördüğüm şeyle durdum.

 

Bedenim buz keserken inanamayarak bir kaç

Kez daha. Gözlerimi kırpıştırıp şaşakınlıkla açılan ağzımı kapatmaya açalıştım.

 

" Han?" Dedim gözlerime inanamayarak , çenesini başımın üstüne yerleştirip kollarıyla sıkıca sardı beni.

 

" çok beğenmiştin o gün ?" Dedi napim der gibi yutkunamazken normalde bahçenin boş olacak alanı dikmeme gereken ve her seferinde üşenip kaçtığım yerde şimdi rengarenk çiçekler vardı , bahçe ışıklandırmalarıyla aydınlatılmış çiçeklerin arasında. O gün askeriyeden beni zorla alıp götürdüğü yerdeki beğendiğim bütün çiçekler şu an hepsi bahçemde ekili ve çok güzel duruyordu. Hayranlıkla çiçeklere bakarken bütün çiçekleri nasıl Hatırlayıp bulduğunu merak ettim.

 

" sen unutmamışsın?" Dedim şaşakınlıkla ben bile o günü çoktan unutmuşken o unutmamıştı , üstüne beni düşünüp bahçemde istediğim çiçeklerin daha fazlasını getirmişti bahçeme.

 

Kalbimin göğüs kafesimden çıkacağını hissederken heyecanla ellerimi kollarına koydum , ona döndüğümde gözleri gözlerimde tutundu bana her baktığında yerleşen o ifadeyi izledim sadece bir müddet. O an sadece bana böyle baktığını fark ettim.

 

" senin benim kalbimle zorun ne üsteğmen ?!" Dedim gülümseyerek iki parmağıyla burnumu kıstırdığında güldü.

 

" benim olması için elimden geleni yapıyorum diyelim sarışın. " sözleri nefesimi keserken şimdi heyecandan şuaraya bayılabilirdim , tam gözlerinin içine bakarken gülümsedim kocaman ona bir sır veririm gibi eğildim.

 

" belki de çoktan senin olmuştur üsteğmen ?" Dedim tam gözlerinin içine bakarken, tutuşu daha da sıkılaştı bir eli yüzümü avuçunun arasına aldığında elmacık kemiğimi narince okşadı sanki bana dokunurken koruyordu beni kırmaktan.

 

Kirpiklerimi bile titretebilecek kadar yakışıklıydı üsteğmen.

 

" kalbimi durduracak kadar güzelsin sarışın , ben seninle ne yapacağım?" Dedi fısıltıyla , nefesi yüzümü yalayıp geçerken gözlerimi kapatmak istedim. Onun kokusunda onun kollarının arasında tam şu an da zaman dursun ve beni ona hapsetsin istedim.

 

Ama ikimizde biliyorduk ki ne zaman duruyordu ne bi bu ana hapsolabiliyorduk.

 

" sana ilk rastladığım günde biliyordum bu sarışının başıma belalar açacağını ama bunu kalbimle yapacağını bilmiyordum. " dedi her itirafı kalbime bir darbe indiriyordu elim ayağımın tutmadığını hissediyordum sanki birisi beni alıp bulutların üstüne bırakmıştı.

 

Bu gün yaptığı itirafların sonu başı yoktu, kalbim için hiç sağlıklı bir durum değildi bu...

 

" beni bulutların üstüne çıkarıyorsun üsteğmen ," dedim fısıltıyla gözlerinin içine bakarken. Ellerim göğsünden ensesine gitti ellerim oradaki kısa tutamları okşadı. " düşmeme izin verme ." Dedim gözlerinin içine bakarken.

 

Çünkü düşersem kalkamazdım...

 

Çünkü düşersem toparlanamazdım bu sefer...

 

" düşmene asla izin vermem sarışın ." Dedi bana bakarken sözlerine inanmak istedim ona güvendim ve bundan pişman olmamak için tanrıya yalvardım.

 

" gerekirse seninle beraber atlarım ama asla tek kalmana izin vermem. " nefesim boğazımı zorlarken. Daha da yaklaştım ona Gözlerim kapandığında anılını anlıma yasladığında iki eli yanaklarımda konumlandı.

 

Hangi ara bir birimize bu kadar bağlandık bilmiyorduk.

 

Hangi ara bu kadar vazgeçilmezimiz olduk bilmiyorduk.

 

Hangi ara bir birimizin için bu kadar işlemiştik bilmiyorduk.

 

Tek bildiğimi şey bu kadar zamanda gereğinden fazla bir birimizle bağlamamız ve artık kendimize söz geçirememiz di.

 

 

Derin bir nefes alıp bir kez daha çiçeklere döndüğümde gülümseyerek izledim her birini , aralarından gördüğüm çiçekle durduğumda tek kaşım havaya kalktı.

 

Gül?!

 

" bu ne?" Dedim elimle gülleri işaret ederken kaşları çatıldı üsteğmenin.

 

" Gül?" Dedi anlamayarak , ona dönüp samimiyetsiz bir gülüşle kaşlarımı kaldırdım.

 

" Gül!" Dedim aklıma gelen anılarla sinirlerim tepeme çıkarken kolarından kurtuldum bahçeye dikkatle girerken ekilen gül demetini Hızla tutup sertçe çektiğimde Ters ters gülere bakıp üsteğmene döndüm.

 

" çok seversin gül." Dedim imayla kaşlarımı kaldırırken , üsteğmen elimdeki gülere ve bana bir anlığına baktığında kıvrılan dudaklarını gizlemek için başını başka yere çevirdiğinde sinirle nefes verdim . Sinirle yürümeye başladığımda şeytan git onun kafasında kır gülleri diyordu ama dua etsin ben iyi bir kızdım. Çöpe attığım gülerle üsteğmen yüzündeki gülüşünü gizlemek için baş parmağının tersiyle dudağının kenarını kaçırmış gibi yaptığında sinirle ona baktım.

 

" gülmüş!?" Dedim sinirle. Ona bakarken. Aklıma gelen şeyle sinirle ona döndüm. " en sevdiğin çiçek ne ?!" Dedim merakla ona bakarken. Tam gözlerimin içine bakarken öfkeli mavi hayaletim koyu kahvelerine değdi Kısa bir anlığına sarı saçlarıma baktı.

 

" sarı papatyalar. " dedi tam gözlerimin içine bakarken cevabı birden aklımı başımdan alırken sinirimin bütün bedenimi terk ettiğini hissetim , nefesim beni zorlarken bakışlarım yumuşadı yüzümdeki aptal gülümsemeye engel olmazken sinirimin geri gelmesini bekledim ancak geri

Gelmemek üzere terk etmişti beni.

 

Burnumu dik tutmaya çalışarak gülüşümü gizlemeye çalıştım ama beceremediğim ikimiz de biliyorduk.

 

" tamam şimdi hadi evine git birazdan anneannem uyanırsa görürsün gününü hele hele Tolga uyanırsa beni diri diri gömsen yeridir. " dedim burun kıvırarak kollarımı göğsümde bağlayıp kafamı çevirdim.

 

" o kılkuyruk hiç bir şey yapamaz!" Dedi gözlerime bakarken bir kaç

Adım bana doğu atıp yaklaştığında yerimden bir milim bile kıpırdamadan bana yaklaşmasına izin verdim.

 

" ama anneannen dedenden kalan tabancayla beni vurabilir evet. " dedi kafasını sallarken. Gözlerimi kıstığımda tam karşımda durup gözlerimin içine baktı.

 

" sen komandosun ?" Dedim kafam karışmış bir şekilde, Pekala yaşlı bir kadının silahında kurtulabilirdi.

 

" torpili komandoyum ben ." Dedi omuz silkerken ciddi ifadem bir anda kaybolduğunda gülüşüme engel olmadım dudakları kıvrıldı benim gülmemle kolları beni sıkıca sararken gerçekten de artık bu adamın temas bağımlısı olduğunu düşünüyordum.

 

Bu gün Ahmet amcayla konuşmasam bir ihtimal inanabilirdim buna evet torpili komando olduğu na evet.

 

" üsteğmen." Dedim kafamı göğsüne yaslayıp son kez kokusunu içime çekerken.

 

" hmm?" Dedi. Dudaklarını saçlarımın üstünde hissetmemle gözlerim kapandı yüzümdeki gülümsemeyle.

 

" geldiğin için teşekkür ederim çiçekler içinde. " dedim gülerek aklıma gelen şeyle kaşlarımı çatıp hızla ayrıldım ondan. " güller için etmiyorum teşekkür meşekür ama !?" Dedim ters ters yüzüne bakarken , kıskançlığım fazlasıyla hoşuna giderken gülerek yüzümü avuç

İçlerine aldığında kaşlarımı çatıp kirpiklerimin altından ona baktım yumuşak dudakları burnumun ucunu öptüğünde Çatılan kaşlarım hemen düzelmişti.

 

" ben seni hak edecek ne yaptım sarışın , bu güzel gözlerini , saçlarını , kokunu...?" Dedi fısıltıyla , gülümserken birden kaşları çatıldığında tam ağzımı açmıştım ki kafasını çevirip eve doğru baktı.

 

" sarışın birisi uyandı ." Dedi bana dönerken gözlerim şokla açılırken hızla eve baktım ama kimse yoktu ,ne tek bir ses ve ışık bile yoktu.

 

" nereden anladın?" Dedim anlamayarak ona dönerken tek kaşımı kaldırıp bana baktı bir müddet.

 

"

Komandoyum ben?" Dedi sorar gibi ters ters yüzüne baktım.

 

" torpili komando." Diye Ekledim hızla , dudakları kıvrıldığında bir kez daha dudaklarını burnumun ucuna değdirdi.

 

" ukala sarışın hadi içeri gir yoksa bizi basacaklar benlik sorun yok ama senin başını sıkıntıya sokmanı istemem. " dedi gözlerime bakarken dudak büzüp homurdandım, gitmek istemiyordum yanından hiç ayrılmak istemiyordum. Tam ayrılacağım anda durdum , hızla Ona döndüğümde sıkıca sarıldım o kadar sıkı sarıldım göğsü haraket ettiğini güldüğünü anladım aynı benim gibi sıkıca sarıldığında. Yanağını sıkıca öptüm.

 

" iyi geceler sarışın "

 

" iyi geceler üsteğmen " dedim gülümseyerek.

 

" Efsun neredesin ?" Anneannemin sesini duymamla hızla ondan ayrılıp koşarak içeri girdiğimde üst kata çıkana kadar pencereden gördüğüm kadarıyla hala oradaydı bekliyordu ben odama girip ışığımı söndürene kadar da gitmemişti.

 

Ben gerçekten de fena tutulmuştum...

 

 

_

 

Hızlı mı gidiyoruz?

 

Olabilir hayat daha hızlı devam💋💋

Loading...
0%