@biralar88
|
Üsteğmen Göktürk yazacağıma Bozkurt yazdım gidip biraz köşemde ağlamak istiyorum izninizle.
18
Elimdekileri masaya bırakıp derin bir nefes aldım sıkıntıyla Tolga yolda bulduğu yaralı küçük bir köpeği veterinere götürmüştü, ilk baş kendisi yardım etmeye çalışmıştı ama. Yaraları ciddi bir durumda olduğu için daha profesyonel malzemeler ihtiyacı olduğu için internetten bulduğu bir kliniğe götürmüştü. Onla gitmek istemiştim ama Anneannem askeriye için yine yemek yapmıştı onları askeriyeye bırakmam lazımdı.
1 hafta geçmişti ve benle üsteğmen hiç olmadığımız kadar iyiydik , onunlayken mutluydum hemde hiç olmadığımız kadar o tuhaf günden sonra Ahmet amcayı da görememiştim açıkçası onun için biraz endişelenmiştim ama Han iyi olduğunu söylemişti ve bende ona inanmıştım. Arabaya zar zor koyduğum tencerelere kısa bir bakış attım nedense bu bir haftada anneannem de çok sessizleşmişti çok anlamasam da anneme canı sıkkın dediğimde dedemden dolayı olabileceğini söylemişti.
Bundan dolayı onu çok fazla sık boğa etmemeye dikkat ediyordum.
Arabaya bindiğimde sesizce yola koyuldum , genel olarak her şey iyiydi bu bir haftada üsteğmen ile daha yakın olmuştuk her gün görüşüyorduk görüşemediğimiz zaman ya konuşuyorduk ya da mesajlaşıyorduk. Her akşam gizlice bahçede oturup saatlerce sohbet ettiğimiz oluyordu , bazense sadece yıldızları izlediğimiz biz yana yana olduğumuz sürece nerede olduğumuz sanki bizim için önemli değildi , nerede ne şartla olduğumuz hangi zamanda olduğumuz sanki bilmiyorduk.
Normalde iki ay kalıp dönerim dediğim yerde iki buçuk aydır duruyordum ve söylemem gerekirse dönmeyi hiç istemiyordum. Mesleğim normalde okul öncesi eğitmenliğiydi bunu okumuştum ama İstanbul'da kendi mesleğimi yaparken buraya gelmek için izin almaya çalışmıştım ancak oranın müdür uyuz adam beni delirtiği için bardaktaki suyu kafasından aşağı boşaltmıştım.
Geri dönünce tekrar çalışırım iş bulurum nasıl olsa diyip çok sorun yapmamamıştım ama sanırım dönmem pek mümkün görünmüyordu, buraya beni bağlayan çok fazla şey vardı.
" hoş geldin Efsun ." Arabanın arkasını açarken gülümsedim her geldiğimde gördüğüm askere , benden önce davranıp. Yemeği hızla dikkatle aldığında yürümeye başladı.
" üsteğmen Göktürk burada dimi?" Dedim merakla etrafta göz gezdirerek.
" antrenman yapıyorlardı yenge ." Dedi artık kanka olduğum çavuş, gözlerimi kısıp ona döndüm.
" sen ne yapıyorsun nasılsın ?" Dedim merakla ona dönerken en son geldiğimde sevgilisiyle arası bozuktu. Sevgilisiyle o önce kapatı diye telefonu kavga etmişti bunu ilk anlatığı da abartısız bir saat gülmüştüm konuya.
" nasıl olayım ya vallaha bu kadın bana ilalah etirdi yav yenge siz kadınlar neden böylesiniz Allah için?" Dedi üniformasının yakasını tutup çırparken gülmeden edemezken kolumu omuzuna atıp güldüm.
" aa delinin zoruna bak!? seninki değişik yengesinin gülü bak bana ben çok medeni bir insanım ,asla gereksiz kavga çıkarmam. " dedim yanağından kendini beğenmiş bir ifadeyle makas alırken gözlerini kısıp bir müddet bana baktı.
" bir tek benimki mi antika?!" Dedi kendi kendine sinirlenirken gülmeden edemezken. Kafamı salladım.
" yine neden kavga ettin?" Dedim merakla yemekleri taşıyan askerleri izlerken.
" yav bu beni aradığında telefonu abi diyerek açtım yanlışıkla abim arayacaktı bakmadan açtım tutturdu yanında kim varda sen bana abi diyorsun , hangi kızın yanındasın diye ." Dedi bıkmış bir şekilde , şokla çavuşa döndüm.
Yemin ediyorum bu kadının kafasını merak ediyorum hayır sen. Ondan onu nasıl çıkartın ??
" Allah kurtarsın çavuş." Dedim dudaklarımı bir birine bastırıp onun haline acırken , elini göğsüne koyup kafasını salladı.
" Allah razı olsun yenge ." Dedi derin bir iç çekerken , kafamı salayıp nefes verdim seslice omuzuna iki kere pat patlayıp ona döndüm.
" beni yakışıklı üsteğmenime götür çavuş!" Dedim ona bakarken gülüşünü duydum , kafasını salarken eliyle ileriyi işaret etti. Beraber yürümeye başladığımız da bana çevirdi başını.
" normalde sivillerin buraya kadar gelmesi yasak ama seni Göktürk komutanın nişanlısı olarak aldık içeri çaktırma. " dediğinde gülmeden edemedi omuzunu kolumla dürtüm.
" ben ayrıcalıklıyım çavuş!" Dedim gülerek , beraber yürürken gördüğüm toplulukla durdum şaşkınlıkla. Üsteğmen en başta Şınav çekerken onun tam karşısında bir dolu adam sıraya girmiş şınav çeliyordu güneşin altında.
Terden ıslanmış teni güneşin altında parlıyordu saçları anlına dökülürken kol kasları daha da ortaya çıkmıştı , bu görüntü boğazımı kuruturken kendime gelmek için Derin bir nefes aldım ağzımdan.
" Allahım sen neler yaratıyorsun yarabim?!" Dedim onu izlerken , çavuş aynı benim gibi koluyla omuzumu dürtüğünde kontrolsüz güçüyle dengemi kaybettim tam düşeceğim anda çavuş korkuyla kolumu tutup çekti.
" afedersin ." Dedi zorla yutkunurken dehşetle ona bakıp Tekrar üsteğmenime döndüm hep bir ağızdan bütün askerler sayıyordu en önde kasırga timi vardı imam nefes nefese kalmıştı yanındaki Çelik'in artık dili dışarıda nefes alamıyor gibiydi. Yanındaki deli gayet iyi görünüyordu ama kanca kesinlikle zorlandığı beliydi en azından çelik kadar berbat bir halde değildi yanındaki örgülü saçı yere değen kadına döndüğümde kaşlarım şaşakınlıkla kalktı. Esmer teni siyah saçları vardı yüzünü tam görmeesem de onun naz olabileceğini düşündüm.
" kaç oldu asker?!" Üsteğmenin sert sesini duyduğumda aynı anda bütün askerlerden ses yükseldi.
" sıfır komutanım !" Dediklerinde şaşakınlıkla hepsine baktım ben geldiğimden beri en az 30 çekmişlerdi ama sıfır mı?!
" İmanımı gevreti imanımı!?" Dedi imam nefes nefese titreyen kollarıyla şınav çekmeye devam ederken onu ben duyuyorsam net üsteğmen de duyuyordu hele hele o köpek kulaklarıyla her şeyi duyuyordu !
" ulan imam ben ölünce cenaze namazımı sen kılma sakın dayak yersin benden ." Dedi Çelik nefes nefese dili dışarıdayken, imam bütün nefesizliğine rağmen ters ters Çelik'e döndü imam.
" sana Fatiha bile okumam lan ben çük kafalı !?" Dedi öfkeyle Çelik'e bakarken.
" ne abartınız lan daha yeni ısınmaya başladım ben !?" Dedi deli dedikleri adam eğilip Kalkmaya devam ederken, kanca ters ters baktı bu sefer deliye.
" lan bak deli meli dinlemem yumruk geçiririm ha sana !?" Dedi kanca sinirle.
" kes lan bok geçirirsin çük beyinli ." Dedi deli sinirle söylenirken , kaşlarım çatılırken yüzümü buruşturarak onalara baktım.
" başlarım lan sizin çük muhabbetinize kesin !" Dedi naz olduğunu düşündüğüm kadın dişlerini sıkarken, deli gözlerini kısıp bir müddet ona baktı sadece.
" hepimizden daha fazlası vardır senden nazlı kız." Dedi deli
" kafanı kuma gömemi ister misin deli?" Dedi gayet sakin bir tonda sesi o kadar tehlikeli çıkmıştı ki ben bile bir an ondan korkmadan edemedim.
" helal olsun vallaha komutanım vurun da kurtulalım şundan " dedi arkalardan bir tanesi.
" asker !" Üsteğmenin yüksek sesiyle korkuyla yerimden sıçradım. " belli ki daha yorulmamışsınız bu kadar çene çaldığınıza göre !?" Dedi öyle kalın sert bir tonda konuşuyordu ki bazen ondan mı çıkıyor diye bu ses dikkatle ona bakıyordu benim yanımda bam başka bir insana dönüyordu resmen. Ayağa kalktığında gözleri sanki adı gibi benim burada olduğumdan eminmiş gibi direkt gözlerime değdiğinde şaşkınlıkla ona baktım.
" hazır ola geç!?" Dedi birden yüksek bir sesle , Birden bütün askerler hazır ola geçtiğinde dikkatle baktım hepsine.
" Anka !" Dedi üsteğmen sert bir sesle naz bir adım öne çıkıp asker selamı verdiğinde sert gözlerle ona baktı hepsinin üstünde aynı renk yeşil tişört vardı , tişörtlerinin üstünden sarkan gümüş künyeleri.
" emredin komutanım." Dedi naz kalın gür bir sesle bütün bu erkeklerden daha gür çıkan sesi ve dik duruşu hayranlıkla ona bakmadan edemedim.
" belli ki fazla hantallaşmışsınız 40 tur koşu karargahın etrafında !" Dedi üsteğmenin bakışları hepsinin üstünde gezerken. Çelikin ağlayan ifadesiyle baktı üsteğmene.
" kanca çek vur beni devrem yoksa ben intihar edecem lan insanız biz insan !?" Dedi ağlayan bir sesle üsteğmenin gözleri direkt ona değdiğinde Çelik hızla çenesini kapatıp yüzündeki İfadeyi yok etti.
" hayırdır Çelik fazla heveslisin koşmaya herhalde ?!" Dedi üsteğmen tek kaşını kaldırarak, çelik birazdan bayılacakmış gibi baktı üsteğmene
"Çook " dedi çenesi titrerken Çelikin ,ağzım şaşkınlıkla açılırken haline üzülmeden edemedim.
" yazık ya..." dedim çelikin haline bakarken.
" iyi 60 yapalım biz onu ." Bütün herkesin gözleri şokla açıldığında üsteğmenin ifadesiz sert yüzü hepsinin üzerindeydi.
" ananı avradını, soyunu sopunu , doktorunu doğuranını, yedirenini içirenini , gelmişini geçmişini , kainatını evrenini!!" Dedi Çelik dehşetle üsteğmene bakarken üsteğmen tek kaşını kaldırdı havaya ee der gibi "ellerinden öpeyim ..." dedi. Ağladı ağlayacak bir ifadeyle.
" senin ben çenenin bağını sikim Çelik anladın mı beni kardeşim ?!" Dedi kanca dişlerini sıkarak üsteğmen hepsine üsten bir ifadeyle baktı.
" Anka !" Dedi üsteğmen Anka sol ayağını sabitlerken sağ ayağını sol topuğuna vurup hiza aldı. " sağa dön!" Dedi bağırarak birden bütün askerler sağa döndüğünde En önde naz vardı.
" maş maş!" Dedi bağırarak birden hepsi koşmaya başladığında aynı anda deliden bir ses yükseldi.
" annem beni yetiştirdi bu ellere yolladı!" Bağırarak söylediği şarkıyla dudağım kıvrıldı, hepsi birden onun arkasından tekrarladı bağırarak.
" güzelim ?" Yakınımdan gelen sesle. Kafamı çevirdiğimde gördüğüm yüzle kocaman gülümsedim.
" her geldiğimde çocuklara işkence ediyorsun ?!" Dedim ters ters ona bakarken gözleri kısıldığında birden dönüp sürüne sürüne koşan time baktı.
" çocuk? Eşşek kadar herifler?!" Dedi Birden tekrar dönüp onlara baktı ardından bana hemen ardından tekrar onlara.
" yazık baksana nefes nefese kaldılar ?" Dedim onları izlerken hala bağırarak şarkı söylerken koşuyorlardı.
" alışıklar onlar yenge alışık ." Dedi çavuş , ters ters ona da baktığımda birden ifadesi düzeldi. " ben gideyim en iyisi ." Dedi bir şey dememize izin vermeden arkasını dönüp gitti.
" formdan düşmemeleri gerekiyor güzelim onların, alışık onlar çavuşun da dediği gibi , zayıf olma gibi bir lüksü yok hiç birinin hepsinin her an aktif olması gerek. " dedi bana açıklayarak ona bir adım atmıştım ki elleriyle engel oldu.
" terliyim yavrum. " dedi üstünü göstererek göz devirip homurdandım.
" ben belki boşsunuz diye göreyim dedim seni ." Dedim ona bakarken dudakları kıvrıldı. Bana bakarken ellerini arkasında bağlarken bana doğru eğildiğinde birden burnumun ucunu öptüğünde şaşakınlıkla ona baktım.
" temas etmeden de temas etmenin yolunu buluyorsun ya pes sana uyuz komutan. " dedim ters ters ona bakarken dudakları kıvrıldı gözleri etrafta dolaşırken gülüşünü bastırmaya çalıştı.
" zamanın var mı?"
" üsteğmenin ben şu an boş gezenin boş Kalfasıyım sizce ?!"
" o zaman bekle beş dakika duş alıp geleceğim tamamı?" Dedi bana bakarken , kafamı salladım hızla.
" beni şurada oturup bekle sen hadi güzelim ." Dediğinde nefes verip ayaklarımı sürüye sürüye yürümeye başladım hava o kadar sıcaktı ki!?
____
Evettttttt
Bitti Bu kadar |
0% |