Yeni Üyelik
19.
Bölüm
@biralar88

Nasılsınız aşklarım ?

 

Bol bol yorumlar da buluşalım ❤️💋💋

 

 

19

 

 

Ellerim masada ritim tutmuşken normalde ziyarete gelenlerin oturduğu bahçede oturmuş üsteğmeni bekliyordum , buraya her yemek getirişimde kanka olduğum yemekhanedikler bana çay ikram etmişti oturmuş boş boş çay içerken sevdiğini , kardeşini , ailesini ziyarete gelenleri izlemeye devam ettim. Bütün askerlerin gözlerinin içi gülüyordu peki ya gelemeyenler?

 

Benim gibi eksik olanlar? Kimi kimsesi olmayanlar ? Kalbimdeki ağrıyla iç çektim.

 

Çocukluğumda babasızlıktan o kadar çekmiştim ki artık yüzümde buruk bir tebessüm bırakıyordu sadece , eğer arkanızda duran bir babanız yoksa , canınız yandığın koşabileceğiniz , bazen bir arkadaşınız canınızı sıktığında kalkıp şikayet edebileceğiniz , eve geldiğinizde saçınızı okşayan bir el olmadığında , okula babalar için yapılan dans aktivelerine katılamadığınızda anlıyordunuz yalnızlık ne demek olduğunu.

 

Okul çıkışlarından nefret ederdim mesela , kızlarını almaya gelen babaları görürdüm . Kız çocukları babalarına koşarak ağladığında babasının güvenli kollarına girdiği anda babasının sıkı sıkı sarıp etrafında döndürmesini izlerdim hep ya da annesinin aldığı çocuklara bakardım bense hep tek dönerdim eve. Annem hep çalışmak zorunda olduğu için ve çok yoğun bir cerrah olduğu için hiç bir okul çıkışıma gelemezdi , ya da gösterilerime , mezuniyetimi bile kaçırmıştı önemli bir amaliyatı çıktığı için.

 

İşte insan en çok o zaman kendini yalnız hissediyordu , en çokta eksik. Ağlaya ağlaya çekildiğim mezuniyet fotoğrafımı mesela ölsem unutmazdım , ilkokulda babalarla gösteri yapıldığında benim sadece kenarda durup ağlamamı da asla unutmazdım...

 

Benim bu hayata unutamadığım çok şey olmuştu.

 

" iyi misiniz?" Duyduğum sesle daldığım yerden çıkarken kafamı çevirdim , yanı başımda duran asker üniformalı adama baktığımda elindeki peçeteyi bana uzatıyordu anlamayarak ona baktım bir müddet.

 

" ağlıyorsunuz?" Dedi kibar bir şekilde kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktığında elim istemsizce yanağıma gitti , parmak uçlarım ıslandığından zorlukla yutkundum. Ağladığımın bile farkında değildim ben.

 

" buyrun lütfen." Dedi peçeteyi uzatırken uzanıp aldım elindeki peçeteyi.

 

" teşekkürler. " dedim derin bir nefes alırken omuzundaki rütbe dikkatimi çekti üsteğmen rütbesine bir süre baktım

 

" hadimi aşmak istemem ama neyiniz olduğunu sorabilir miyim?" Dedi bana bakarken , zorlukla yutkunurken omuz silktim sadece.

 

" farkında bile değilim ağladığımın ."

 

" insan fazla dolduğunda bilmeden böyle oluyor evet, her şeyi içinize atmamanızı tavsiye ederim ." Dedi yüzündeki anlayışlı bir tebessümle , dudaklarım kıvrıldı küçük bir gülümsemeyle kafamı salladım.

 

" haklısınız ." Dedim kafamı sallarken , gülümsedi kibarca elini bana uzatığında "Kerem Türk ."

 

" Efsun Dağdelen " dedim elini sıkarken , elimi bırakmadan gülümsedi.

 

" sana tavsiyem güzel gözlerine yazık etme Efsun" dedi tam gözlerimin içine bakarken sözleri şaşakınlıkla ona bakmamı sağlarken hala elimi bırakmamıştı.

 

Ben daha üzerimdeki şaşkınlığı atamamamışken bir elin bileğimi kavrayıp Kerem beyin elinden ayırdığında şaşakınlıkla kafamı çevirmeme kalmadan tam arkamdaki bedenin kokusunu almamla kim olduğunu anlamam uzun sürmemişti.

 

"Tavsiyen için sağ ol Kerem , pek dikkate almadık. " dedi üsteğmen hiç de kibar olamayan bir şekilde ben daha konuşamadan lafa atlarken kaşlarım çatıldı kerem bey kaşlarını kaldırıp derin bir nefes aldı.

 

" ben sana tavsiye vermiyorum üsteğmenim Efsuna veri-"

 

" hanım!" Dedi Han'ın sert sesi araya girerken , aptala dönmüş gibi ortada dönen Konuşmayı anlamaya çalışıyordum üsteğmeni görmesem de sinirli bakışlarını sırtımdan delip geçerken direkt Kerem beyi hedef almıştı. " Efsun hanım!" Dedi dişlerini sıkarken, bir kaç adımda önüme geçtiğinde uzun cüsesinin ardından Kerem beyi göremiyordum.

 

"İzninle bunu benle Efsun konuşalım." Dedi kerem bey burnunu dik tutarak , pekala bunu demesi pek iyi olmadı sanırım çünkü Han'ın sinirli gülüşü pek hayralamet değildi. Bu bir haftada gördüğüm kadarıyla söylemem gerek ki ne zaman bu gülüşü yapsa karşısındakine pek iyi şeyler olmuyordu.

 

"Hanım üsteğmen hanım diyeceksin , sevgilimle konuşacağın şey beni de ilgilendirir!" Sinirle sıktığı dişleriyle konuştuğunda takıldığım tek nota sevgilim kısmı olmuştu.

 

Sevgilim demişti ne de güzel yakışmıştı o güzel sesine sevgilim lafı...

 

"Sevgili mi?" Dedi Kerem bey birden şaşkınlıkla bana bakarken ayağa kalktığımda Kerem beyi artık görebiliyordum.

 

" evet." Dedim üsteğmenin yanında dururken, birden avuç içlerimin arasında hissettiğim parmaklarla şaşakınlıkla üsteğmene döndüm parmaklarını parmaklarımdan geçirip sıkıca ellimi tutuğunda gözleri tam mavilerime bakıyordu , dudaklarım gerçek bir gülüşle kıvrıldı.

 

"O yine de bir hür kadın üsteğmenim kiminle konuşup kiminle konuşmayacağına sen karar veremezsin ." Dedi Kerem bey burnunu hala dik tutmaya çalışıyordu benim gözlerimde duran gözleri birden sinirle kapandığında dişlerini sıktı kendini tutmaya çalışarak.

 

"Kerem bey teşekkür ederim ama bora-" ben daha cümlemi bitiremeden han lafa girdi.

 

" sabrımı sınama üsteğmen !?" Dedi dişlerinin arasında konuşurken resmen boğazındaki damarlar ortaya çıkarken stresle dudağımı ısırdım tuttuğum elini sıktım bir şey yapmaması için Askeriyedeydik ve eğer bir şey yaparsa bunun sonu kötü biterdi.

 

" lütfen yeter artık gidelim hadi ." Dedim ona dönerken bana bakmıyordu direkt gözlerini Kerem beye dikmişti , sanki avını izleyen bir avcı gibiydi.

 

" sınarsam ne olur merak ettim ?!" Dedi Kerem bey ,şaşakınlıkla ona bakmadan edemedim ateşe ateşle gidiyordu resmen üsteğmen ona bir adım atmıştı ki şokla önüne geçtim elimi göğsüne koyarken " Han!" Dedim. Gözlerine bakarken Gözleri bana döndüğünde kafamı iki yana salladım.

 

" lütfen gidebilir miyiz artık?" Nemli saçları anlına dökülürken aklındaki sinirden ortaya çıkan damarı gizleyememişti , üsteğmen dişlerini sıkarken iki elimle tutum elini.

 

" lütfen ." Dedim yalvarır gibi , derin bir nefes aldığında başını başka yere çevirdi alt dudağını ıslatırken Tekrar Kerem'e döndü.

 

" seni bir daha sevdiğim kadının yanında görürsem sonu kötü olur üsteğmen haberin olsun !" Bir şey demesine izin vermeden kolunu belime sarıp beni kendiyle beraber döndürdüğünde geçmeyen siniriyle yürümeye başladığında onu ilk defa böyle görmenin şaşkınlıklığında onu takip ettim. Karargaha girdiğinde arkasından takip ediyordum artık o kadar sinirliydi ki iki yanından yumuk olan ellini görmek pek iyi gelmiyordu bana şahsen.

 

Koridordan geçen her asker ilk Han'a hemen ardından bana dönüyorlardı bense sadece bir adamda takılı kalmış onu izliyordum.

 

Odasının önüne geldiğimizde kapıyı açıp içeri

Girmesiyle açık bıraktığı kapıyla bende içeri girip kapıyı kapatım ardımdan.

 

"Şerefsiz" Sinirle ağzından dökülen kelimlerle şokla ona baktım. " birde kalkmış özel olarak konuşacakmış seninle duydunmu?!" Sinirle konuşurken birden bana dönüp soru yöneltmesiyle şaşakınlıkla ağzımı açamadan sinirle gülüp çenesini kaşıdı sertçe eliyle.

 

" sen kimsin de benim sevdiğim kadınla özel olarak konuşacaksın lan ?!" Dedi daha da sinirlenerek sanki durdukça sakinleşmesi gerekirken daha da sinirleniyordu. Ne yapacağımı bilemez bir şekilde ona bakmaya devam ederken. Camdan atlayıp kaçmayı düşündüm bir an.

 

Kaç katlı burası?!

 

" birde bana meydan okuyor ?!" Dedi daha çok gülerken artık delirdiğini düşünüyordum , dehşetle gözlerimi açmış ona bakıyordum. Resmen kendi kendini daha da sinirlendiriyordu, kendisiyle olan münakaşada acaba araya girse miydim ?!

 

" birde tavsiye veriyor piç güzel gözlerine diye sanane lan sanane?!" Birden sinirle kapıya döndüğünde kafasını iki yana salladı. " yok ben döveceğim bunu!?" Birden yürümeye başladığında şokla ona baktım hızla önüne geçerken kaşlarımı kaldırdı.

 

" saçmalama !" Dedim kızgın boğa gibi duran adama "Efsun çekil!" Dedi sinirle dişlerini sıkarken , korkuyla yutkunurken derin bir nefes verip yumruk olan elini tutuğumda kaşları çatıldı bir anda.

 

Elini tutup Diğer elimi de ona sardığımda sıkıca sarıldım ona. "Seni çok özledim benimle kal." Dedim onu biraz da olsa yumuşatmak için iki eli de boşlukta sallanırken derin bir nefes alıp verdi , kolarını bana sardı sonunda. Burnunu saçlarıma yaslarken derin bir nefes aldı dudaklarını bastırıp narince öptü saçlarımı.

 

" ben senin bu güzelliğinle ne yapacağım sarışın ?"dedi artık sakin çıkan sesiyle, kafamı kaldırdığımda kafasını eğmiş tam gözlerimin içine bakıyordu haylaz bir ifadeyle gülümsedim.

 

" seveceksin artık üsteğemnim mecburen." Dedim dudak büzerek gözleri dudaklarıma döndüğünde durdu , bir eli yanağımda konumlandığında yanağımı okşadı şefkatle.

 

" başım üstüne sarışın ." Dedi nefesi dudaklarıma çarparken , kalbim hızlanırken parmağı bu sefer dudağımın kenarını dokunduğunda gözlerimi kapatmak istedim narin dokunuşuyla. Bana doğru eğildiğinde tam gözlerimin içine bakıyordu gözlerim kapanırken yumuşak dudaklarını dudağımın kenarına bastırdığında kalbimin duracağını hissetim.

 

Nefesim kesildi bütün uzuvlarım işlevini yitirirken bu anın hiç gitmemesini istedim.

 

" seni seviyorum sarışın..." dedi bir kaç santim benden uzaklaşıp fısıltıyla , kalbim durdu ve ben sadece bu ana hapsoldum. Ondan ilk defa bu kadar açık duyduğum kelimelerle kalbim durdu ama ben ölmedim tam tersi yeniden doğmuştum.

 

" seni seviyorum üsteğmenim..." dedim kapalı gözlerimle , dudaklarım her haraket edişinde dudaklarına sürterken bütün uzuvlarım onu öpmem için sızlanıyordu.

 

" o kadar güzelsin ki aklımı başımdan alıyorsun sarışın , tek bir haraketin bende her şeyin silinmesine sebep oluyor..." dedi dudakları daha çok dudaklarıma değdi "sadece benim değil herkesin bakışlarını da çeviriyor ve ben bundan nefret ediyorum , sadece seni ben göreyim istiyorum, sadece benim ol , benimle yaşa , bana bu kadar güzel bak , sadece benden bir parça ol istiyorum sen söyle sarışın ben çok mu şey istiyorum?" Nefesi dudaklarımın arasından sızlarken ensesinde olan elerim saçlarını daha sıkı kavradı.

 

Cevap vermedim onun yerine daha iyisini yapıp dudaklarımızı birleştirdiğimde kolunu belimi sararken beni kendine yapıştırdı iki elimi de ensesine atarken öpüşü derinleşti, yumuşak dudakları arzuyla beni öperken ellerim saçlarının arasına daldırdım ikimizde nefesiz kalınca dudaklarımızı ayırdık gözlerimi açamazken anlını anlıma yasladı bir eli yanağımda konumlanırken yavaşça okşadı elmacık kemiğimi.

 

" seni seviyorum üsteğmenim..." dedi fısıltıyla nefesim dudaklarının arasında geçip gitti.

 

" seni o kadar seviyorum ki sarışın..." dedi içi içine sığamaz bir şekilde o an anladım ki elinde olsa beni içine sokacak ve kimsenin görmemesini sağlayacaktı. Ben bu adama feci şekilde aşık olmuştum...

 

 

 

 

 

___

 

Evetttt

 

Gel gelelim fasulyenin faydalarına...

Loading...
0%