@biralar88
|
"Benim aklımda fikrim de vatanımken gözüm kendi ailemi bile görmezken hangi ara gelip kalbime yerleştin sen kadın?"
3
Anneannemin yanında geçirdiğim zaman 2 hafta olmuştu , Her gün annemle konuşuyor iyi olduğundan emin oluyordum bu süre zarfında da anneannemin evindeki şu dağınık eski görüntüyü yok etmeye çalışıyordum. Geldiğimden beri evdeki eski eşyaları kulanılmayanları atıyor kullanılabilecekleri ise baştan Temizleyip boyayıp tamir ediyordum kendime fazlasıyla eğlenceli bir uğraş bulmuştum, anneannemin yemekleri annemin dediği kadar vardı annem hep anneannemin çok güzel yemek yaptığını o kadının mutfakta var olmak için doğduğunu söylemişti bana.
Şimdi daha iyi anlıyordum onu.
" bal kızım " anneannemin sesiyle kafamı kaldırdım yukarıdan bana sesleniyordu yine , elimdeki fırçayı bırakmamla yüzüme dökülen saçlarımı geriye ittim , içeri girip merdivenleri hızlıca tırmandığımda yine her zamanki gibi anneannemi ocağın başında bulmuştum kaynatığı çorbayı bir kez daha karıştırıp altını kapatmıştı.
" tontişim sence de biz Ordu mu besliyoruz bu ne ?!" Dedim şaşkınlıkla yanına gidip koca tencereye bakarken , kenarından kaşık alıp tadına bakacaktım ki hızla elime vurmasıyla acıyla inleyip şaşkınlıkla ona baktım.
Bu kadın iyi alıştı elime vurmaya.
" kız sıcak dokunma " dedi azarlayarak kenarıdan derin bir kap çıkarırken Göz ucuyla ona baktım diğer kapları almak için arkasını döndüğünde hızla kaşığı çorbaya daldırıp tadına baktığımda dilim yansa da tadıyla mest oldum. Bu kadın cidden mutfakta harikalar yaratıyordu.
" seni varya yarışlara soksak Türkiye'nin değil bütün dünyanın birincisi olurdun be sultanım. " dedim. Bir parça ekmek koparıp çorbaya batıracaktım ki. Bir kez daha elime vurup ekmeği elimden almasıyla homurdandım.
" kız çorbayı mundar edeceksin bırak bu sana değil!?" Dedi beni geriye iterken şaşkınlıkla ona bakarken bir de koca tencere çorbaya ve böreklere baktım. Nasıl bunlar bana değildi.
" tontişim acaba benim görmediğim varlıklarımı görüyorsun hayatımın anlamı bizden başka kim var bu evde ?!" Dedim şaşkınlıkla ona bakarken şahsen ben ünlü bir varlıkları daha kabul edebileceğimi sanmıyordum heleki delirmiş bir anneanneyi.
" bunlar askeriyeye " dedi. Börekleri üst üste büyük tepsiye koyarken iki tepsi böreğin hepsini bir tepsiye dağ gibi dizip üstünü sofra beziyle kapatı.
Tamam askeriyeye çok yakındık hatta yürüme mesafesindeydi askeriye de ne alakaydı onu anlamıyordum.
" bu nereden çıktı. " dedim kaşlarımı çatarak börekten bir dilim alıp masaya oturarak yemeğe başladım. Bana göz ucuyla baktı anneannem.
" bu gün askerlerin izin günü anasını babasını görmeye gidenler var , " dedi içine kor düşmüş Bir şekilde. Anlamayarak kafamı salladım " ee ne güzel işte ne var bunda kız ?" Dedim ona bakarken.
" annası babası olmayanlar da askeriyede kalır , anne yemeklerine hasretler yavrucuklarım bunlar onlara hepsine. Hepsi benim yavrum sayılır onlara. " dedi anneannem. Büyük bir İç çekişle yüzümdeki umursamaz ifade silinip giderken ağzımdaki lokmayı zar zor yuttum, nasıl da zordu insanın yarım kalması bunu çok iyi bilirdim , boğazım düğüm düğüm olurken anneannemin gözleri doldu. Yazmasının ucuyla Yüzünün yarısını kapattığında Derin bir nefes aldım.
" senin kalbini yerim ben kadın." Dedim dayanamayarak yanağından öperken gülümsedi bana kocaman , saçlarımı okşadı şefkatle sanki anneannemin her dokunuşunda ayrı bir şefkat vardı içimi ısıtıyordu insanın.
" nasıl götüreceğiz bunları ?" Dedim merakla ona bakarken , kolumu koluyla dürtüp göz kırptı. " ben değil sen götüreceksin ehliyetin yok mu senin kızım ?" Kaşlarım çatılırken kafamı salladım.
" var da araba var mı?" Dedim merakla ona bakarken göz kırptı bana gülerek sır verirgibi kısa boyuyla bana doğru eğildi.
" gel peşimden. " dedi önden yürüyerek aşağı inip bahçeye çıktığımızda depo olduğunu düşündüğüm yere gitti. Yukarıdan zinciri çekmesiyle kapı açıldığında şaşkınlıkla ona baktım ama asıl içlerideki arabayı gördüğümde daha büyük bir şaşkınlık yaşadım siyah büyük bir Jeep vardı.
" bu kimin anneanne ?" Dedim merakla arabanın yanına giderken. Dikkatle etrafına baktım fazlasıyla iyiydi tertemiz ve yeni duruyordu.
" dedenin o yaşlı huysuz Fazla takmıştı bunlara bir tane aldı ama kullanmak nasip olamadı. " dedi yüzündeki buruk gülümsemeyle dedem bir , iki yıl önce vefat etmişti açıkçası onu pek tanıma şansım olmamıştı annemi sildiği gibi beni de yok saymıştı ama anneannem hep beni arar benle konuşurdu. Huysuz bir adamdı anneannemin de dediği gibi.
" E artık sen kullanırsın boşuna durmasın burada ." Dedi gülümseyerek dudak büzüp kolumu anneannemin omuzuna atıp. Yanağını öptüm dedem öldükten sonra yalnız kalmıştı o da , derin bir nefes alırken silkelendim üstümdüzdeki hüzünlü havayı dağıtmak için.
" hadi bakalım götürelim yavrularına yemek " dedim yanağından Makas alırken kaşlarını çatıp elimi ittirdi hemen.
" Hadi hadi zevzeklik yapma da taşı arabaya onları. " dedi beni iterken gülerek bir makas daha alıp yanından kaçtım hemen , koşarak üst kata çıktığımda mutfağa girdim. Çorba tenceresinin ağzını kapatıp onu da sofra bezine sardım , derin bir nefes alıp Kenarlarından tutum.
" yaparsın bunu sen kızım hadi Efsun." Dedim birden kaldırdığım çorba tenceresiyle gözlerim şokla açıldı dudaklarımı bir birine bastırıp zorla yavaş yavaş indirdim. Tencereyi , anneannem de peşimden salatayı indirirken zorla Jeepin arkasına yerleştirdim tencereyi , derin bir nefes verirken tekrar yukarı çıkıp börek dolu olan tepsiyi zorla kaldırdığımda ruhumu teslim etiğimi düşündüm bir kaç saniye , anneannem yardım etmek istese de zaten fıtığı vardı birde bunu taşırsa mahvolur diye izin vermeyip bende fıtık olma pahasına arabaya yerleştirdim.
Çantamı telefonumu kimliğimi aldım yanıma.
" eğer kim olduğunu sorarlarsa inci neneniz gönderdi beni dersin torunum olduğunu söyle hepsi seni sıcak karşılar tamamı kızım ." Dedi anneannem beni uyararak kafamı sallarken Arabaya bindim.
" dikkatli git dikkatli gel Ahmet komutana da selam söyle " dedi bana dikkatle bakarken kafamı salayıp arabanın kapısını kapatıp pencereyi açtım.
" karşılaşırsam adamla söylerim tanımıyorum sonuçta kimseyi ya ?" Dedim hayırdır gibi Göz ucuyla beni süzüp kafasını salladı.
" ona benim torunum oldunu söyle unutma." Dedi birden kaşlarım çatılırken anlamayarak ona baktım.
" anladım be kadın senin torununum herkesle tanışır tanışmaz diyeceğim ki ben incinin torunuyum. " dedim göz devirerek gülümsedi anneannem.
" heh aferin kızıma hadi git yavrucaklarım beni bekliyorlardır şimdi yardım et hem onlara. " dedi kışkışlayarak şaşkınlıkla ona bakarken kafamı iki yana salladım , bazen anneannemin ne yaşadığını gerçekten sorguluyordum. Arabayı çalıştırıp burada bir çok kez çarşıya çıkarken gördüğüm askeriyeye doğru sürmeye başladım yavaş yavaş gidiyordum çünkü yemeklere bir şey olmasın dökülmesin diyeydi buranın yolları biraz bozuktu tümseklerle doluydu resmen.
Askeriyenin önüne geldiğimde Demir sürgülerin olduğu kapının ardında nöbete olan askerlere baktım.
" kolay gelsin " dedim arabanın yanına gelen askere kafasını sakladığında ilk kimliğimi uzatım direkt.
" ben inci nenizin torunuyum size yemek getirdim nenem bunu söylersem beni içeri alacağınızı söyledi " askerin nenemin adını duymasıyla gözleri parladı dudakları kıvrılırken kafasını salladı ilk kimliğimi sorgulatı ardından ne kadar incinin torunu da olsa arabanın her yerini kontrol edip öyle içeri Almışlardı beni. Arabadan inip arkayı açtığımda arkamda bekleyen asker topluluğuna baktım.
" ulan şu kadına hastayım yemin ediyorum Allah ondan bin kez razı olsun " dedi kalıplı Saçları üç numara olan asker dudaklarım kıvrılırken O öne çıkıp yemek dolu tabakları almaya başladıklarında hiç Yardım etmeye çalışmadım açıkçası benim ruhumu teslim ederek taşıdığım hepsiyle tencereyi adamlar tek eliyle taşıyordu resmen.
" abla sen inci nenenin torunu musun " dedi daha genç olan asker dudaklarım kıvrıldı kafamı salladım.
" ben sadece bir kızı var diye biliyordum o da uzaktaydı gerçi " dedi diğeri.
" E artık yemekleri ben getireceğim için beni de bilirsiniz "dedim gülümseyerek .
" Allah senden de razı olsun bacım. " dedi bir tanesi ela gözlerine baktım hayranlıkla. Kafamı salladım.
" sizden de " dedim iç çekerek vatanı korumak için canımı ortaya koruyan her askerimizden Allah razı olsun , onlara çok şey borçluyduk şehit olan gazi düşen. Vatan sevgisi taşıyan herkesten Allah razı olsun.
" gel buyur bacım sen yedin mi bizimle otur. " Dedi diğer asker Samimiyetlerine kibarca gülümsedim , açıkçası pek yok diyesim yoktu anneannem izin vermemeliydi yememe.
" vallaha yerim ya anneannem size gönderecek diye tadına bakmama bile izin vermedi" dememle Hepsi beraber güldü
" lan kanca düzgün taşı lan şunu yemin ediyorum salataya limon yerine seni sıkarım" dedi. Üç numaralı tıraşı olan çocuk diğer askere
" kolaysa sen taşı lan komutan zaten anamızı beledi içtimada " dedi diğeri söylenerek kaşlarım havaya kalkarken beni fark eden diğer asker kanca denen adamın kafasına vurdu.
" lan burada bir hanımefendi var hanımefendi şerefsiz düzgün konuşsanıza " dedi hepsine kınayarak gülmeme engel olamazken kafamı iki yana salladım.
" burada Ahmet komutan varmış nerede acaba ? Nenemin selamı vardı ona özellikle iletmemi tembihledi" dedim göz devirerek , gerçekten de selam söylemeden dönersem beni öldürebileceğini bile düşünüyordum.
" odasındadır o bacım seni ona götüreyim istersen , komutanım çok sever inci nenemi " dedi kanca diyen çocuk gülümsedim hafifçe ona. Saçlarımı geri itip kafamı salladım ona.
" buyur güzel hanımefendi ben size eşlik edeyim ." Dedi aralarındaki en uzun boylusu. Eliyle ileriye işaret ederken Kanca ensesinden tutup geri çekti onu.
" yok sen eşlik etme , Karataş sen eşlik et şeye-" dedi ve durdu gözleri bana döndüğünde gülümsedim hafifçe " Efsun. " dedim kafamı sallarken.
" Efsun bacıma. "
" imam Niye götürüyor ya ben götüreyim?" Dedi az önceki Öne atlayan adam.
" yok kardeş yok sen götürme hadi imam" dedi kafasıyla işaret ederek. İmam dedikleri adam hızla asker selamı verip kafasını salladı eliyle ileriyi işaret etmesiyle beraber yürütmeye başladık.
" sana neden imam diyorlar. " dedim anlamayarak, kafam karışmış bir şekilde ona döndüğümde gülümsedi hafifçe.
" imamlığı tuturacaktım askerlik geldi ." Dedi omuz silkerek kaşlarım çatılırken şaşkınlıkla ona döndüm.
" o nasıl oluyor be ?" Dedim şaşkınlıkla gülerek kafasını iki yana salladı " fazla düşünme delirirsin" dedi gülerek anlamayarak ona baksam da kafamı salladım. Bir odaya geldiğimizde kapıyı çaldı ilk gel komutuyle içeri İlk o girdiğinde geride durup etrafı inceledim. Yanımdan geçen askerler dönüp bana bakıp öyle geçiyordu , ne kadar tuhafıma gitse de askeriyede kadın görmeye çok alışık olmadıkları için normal karşıladım birazda.
" gelebilirsin" dedi imam içeriyi girmemle göz göze geldiğim gözler bir olurken adımlarım olduğu yerde çakılı kaldı.
Göktürk.
____
Evet...
Bitti bu kadar . |
0% |