@biralar88
|
33
" annecim iyiyim lütfen ..." dedim iç çekerek annemin dün akşam hiç telefonunu açmadığım için haliyle fazlasıyla korkmuştu ve şimdi iyi olduğumdan emin olmayana kadar durmayacaktı , ne kadar iyi olduğumu söylesem de inanmıyordu dinlemiyordu bu kadın bazen beni cidden delirtiiyordu.
" niye açmıyorsun o zaman telefonumu!" Telefondan bana cırlarken tek gözümü kapatıp telefonu kulağımdan uzaklaştırdım , sanırım sağır olmuştum.
Teşekkürler annecim...
" sen yaşlandıkça huysuzşaştın ha Mihriban sultan !?" Dedim kulağımı ovarak homurdanırken , masanın üstüne oturmuş bacaklarımı sallıyordum boş boş çocuk gibi.
" nerem yaşlı kız benim seni bile cebimden çıkarırım ben!?" Dedi annem bu sefer daha yüksek bir sesle çırlarken , gözlerimi yumdum sıkıca. İç çekip derin bir nefes aldım, telefonu hoparlöre alıp saçlarımı düzeltmeye başladım.
Yalan değildi annem beslenmesine , sporuna , bakımına her şeyine fazlasıyla. Önem verirdi herkes onu beni ablam sanardı bazen.
Bu kadın başlı başına kıskanılma sebebi.
Kapı açıldığında gözlerim oraya döndü , Ahmet amca girdiğine kocaman gülümsedim ona.
" anne tamam en güzelimiz sensin anladık tamam!" Dedim göz devirirken Ahmet amcanın bana doğru gelen adımları birden bıçak gibi kesildiğinde gözleri gözlerimde asılı kaldı.
" güzelim tabi Efsun!?" Dedi annem beni azarlayarak , göz devirip gözlerimle telefonu işaret ettim Ahmet amcaya bıktım der gibi.
Zorlukla yutkunurken gözleri telefonda asılı kaldı Ahmet amcanın zorlukla bir adım atarken fazla sessizdi.
" aksini söylemedim anne?!" Dedim homurdanarak, bazen cidden çok inatçı oluyordu bu kadın.
" söyleyemezsin zaten ne anneni ara ne de sor sonra de yaşlandın !?" Dedi annem beni azarlayarak sıkıntıyla nefes verirken Kafamı şimdi masaya gömecektim.
" tamam annecim misafirim var seni sonra arayayım mı seni seviyorum öptüm görüşürüz !?" Telefonu birden bir şey demesine işin vermeden suratına kapattığımda derin bir Nefes aldım.
" telefonun suratına kapatılmasından nefret eder..." dedi birden Ahmet amca hipnoz olmuş gibi telefona bakarken kaşlarım çatıldığında kafamı salladım doğru der gibi.
" normal şartlarda beni öldüğrr ama tamamiyle uzakta olmamıza güvendiğim için yapabilirim !" Dedim gülerek omuz silkerken Ahmet amca bana döndüğünde zorlukla gülümsedi, önümdeki sandalyeye işaret ettiğimde ikiletmeden oturdu.
" nasılsın ?" Dedi merakla bana bakarken , dudak büzüp kolarımı göğsümün altında birleştirdiğimde omuz silktim.
" han beni aramadı bu gün hiç?!" Dedim onu şikayet ederken , kaşları havaya kalktığında Bu sefer gerçek bir gülüş kaçtı dudaklarında.
" bak sen eşek herife ." Dedi gözlerimin içine bakarken , kafamı salladım evet der gibi.
" dün akşamdan beri yok..." dedim iç çekerek , kaşları çatıldığında derin bir nefes alıp masaya döndü bakışları başımı sallarken.
" işleri vardır kızım , o bir asker unutun mu?" Dedi ufak bir detayı bana hatırlatır gibi , dudak büzerken başımı salladım haklısın der gibi.
" affedilebilir bir sebep. " dedim gülerken , kafasını sallarken derin bir nefes aldı.
" bir sorun var mı ?" Dedi merakla bana bakarken kaşlarım çatıldı anlmayarak.
" ne sorunu olacak aynı şeyler Tolga dönmek istiyor canım biraz ona sıkkın gitsin istemiyorum Ahmet amca ..." dedim iç Çekerek , kaşları havaya kalktığında dudakları kıvrıldı.
" sen nasıl benim kızımı yalnız bırakırsın diye kızimi ona?" Dedi babacan bir tavırla gözlerim açıldığında gülmeden edemedim.
" senden zaten çok korkuyor yemin ederim bu sefer kalpten gider ..." dedim gülerek kafasını salladı evet der gibi.
" biz İstanbul'da alt alta oturuyorduk normalde benim odam yangın merdivenine bakıyor direkt camdan yangın merdivenine atlıyoruz ikimizin de öyle. " dedim anlatmaya başlarken , dikkate beni dinlerken hiç bir detayı kaçırmamaya dikkat ediyordu. " ben evde her zaman yalnızdım , en korktuğun şey yalnızlıktır benim bu hayata annem cerrah hep hastanende bazen seminerlerde yurt dışında bende hep evde tekim , öyle zamanlarda gizlice yangın merdiveninde tırmanır Tolga'nın odasına girer yanında yatardım. " dedim buruk bir gülüşle.
" Tolga her sabah kalkıp beni azarlar kovardı ama ben arsız gibi hep giderdim çünkü korkardım , sarılabileceğim kimse yoktu. Tolga hep beni kovardı ama her akşam da o camı ben gelirim diye açık bırakırdı. " dedim gülümseyerek , Tolga bu hayata bana arkadaştan çok her şey olmuştu bazen bir baba bile olmuştu.
"Okuduğumuz okul , yediğimiz ,içtiğimiz hiç Bir şey ayrı değil annemle bile uzak kalmaya dayanabilirim ama Tolga'ya aşlışık değilim ..." dedim dudaklarımı bir birine bastırırken gözlerim Ahmet amcaya döndüğünde gözlerini kaçırdı benden.
" bakma öyle korkak olduğuna okulda kavga ettiğimde herkesin annesi gelirken Tolga benim yanımda olurdu , bana karışan çocukları bulup döverdi şebek deli meli ama o benim her şeyim.." dedim duygusallıkla , dudakları kıvrıldı Ahmet amcanın anlayışla , öyle bir iç çekti ki omuzları düştü sanki ağırlıkla ama ona rağmen bile dim dikti.
Sanki dünya yıkılsa bu adam yıkılmazdı öyle bir duruşu vardı öyle bir iç Güdüsü
"Sarı kafa- hasiktir !" Tolga birden gördüğü Ahmet amcayla geri geri düşerken gülmeden edemedim.
" gel buraya salak. " dedim söylenerek ayağa kalkarken Ahmet amca da gülmeden edemezken. Kolundan tutup kaldırdım onu, Tolga'nın gözleri fal taşı gibi açılırken göz ucuyla bana baktı.
" albay gelmiş oğlum niye söylemiyorsun?!" Dedi hızla kolunu benden kurtarırken göz devirmeden edemezken o benim tutuşumdan kurtulup hızla asker selamı verdiğinde göz devirdim.
Salak dı cidden benim arkadaşım.
" Ne istersiniz komutanım çay su oralet ?" Dedi hızla konuşurken kaşlarım çatılırken anlmayarak ona baktım.
" bizde oralet yok ki lan ?!" Dedim anlmayarak koluyla kolumu sertçe dürtüpünde Kaşlarımı çatıp ona baktım ters ters.
" ne vuruyorsun be ?!" Dedim çirkefçe .
" Efsun'un elinden bir kahve içerim ." Dedi Ahmet amca birden topu bana fırlatırken kaşlarım havaya kalkarken hemen kafa salladım.
" olur tabi sade dimi?" Dedim ona bakarken kaşları şaşakınlıkla havaya kalktı.
" nereden bildin ?" Dedi merakla bana bakarken
" çayı da hep sade içiyorsun kahveyi de öyle içersin diye tahmin ettim " tek kaşı havaya kalktı , dudakları kıvrıldığında kafasını salladı kafamı sallarken Tolga'nın yanağından makas alıp sekerek içeri Geçtim mutfağa geçtiğimde içeriden gelen kuran sesiyle durdum.
Anneannem kuran okuyordu büyük ihtimalle , Mutfağa geçerken kahve makinasını çıkarıp fişe taktim içine kahve ve su çıkardığımda içine Ekleyip karıştırdım kahve makinasını çalıştırırken telefonumu çıkarıp mesaj bölümüne girdim.
Üsteğemenim mesaj sayfasına girdiğimde özledim yazıp gönderdim , derin bir nefes alıp kahveyi bardağa döküp makinenin içine iki şeker atıp karıştırdım bu sefer. Bir kez daha kaynadığında ikinci fincana döküp Fişini çekip yıkayıp kenara koydum tepsiye kurabiyelerden ekleyip su da ekledim iki bardak , tepsiyi alıp mutfaktan çıktım merdivenleri inerken Derin bir nefes verdim bahçeye çıktığımda Ahmet amca ve Tolga'yı karşı karşıya oturmuş bir şekilde bulduğum da Tolga'nın çatık kaşlarını görmemle anlmayarak ona baktım.
" ne oldu be ?" Dedim ona bakarken ifadesini hızla düzeltirken gözleri uzun uzun üstümde dolaştı , kahveleri masaya koyduğumda sade kahveyi Ahmet amcanın önüne koyup şekerliyi de Tolga'nın önüne bıraktım.
" hiç öyle konuşuyorduk. " dedi Tolga derin bir nefes alırken kafamı salladım sadece , derin bir nefes alıp oturdum Tolga'nın yanına. Kafamı Tolga'nın omuzuna yasladım.
"Ee ne konuşuyordunuz?" Dedim meraka ikisine bakarken Ahmet amca kahvesinden bir yudum aldığında göz ucuyla Tolga'ya baktı.
" burada kalmaya karar verdim bir süre daha ." Dedi Tolga birden şaşakınlıkla kafamı kaldırıp ona baktığımda gözleri Bana döndü gülerek.
" Nasıl?" Dedim merakla heyecanla.
" seni o üsteğmene bırakayım da beni aptal sarışınımı kandırsın , zaten sende kandırılmaya dünden razısın adam sana gelme dese bile atlarsın sazan gibi!?" Dedi homurdanarak , göz devirip omuzuna vursam da gülüyordum , kolarımı sıkıca boynuna doladım.
" yaa Tolgi volki seni çok seviyorum uyuz !" Dedim birden sevgiye gelip yanağını sıkıca öperken , gülerek beni iterken elliyle kış kışlıyordu.
" hadi be oradan arkanı toplayacağım için seviniyorsun ondan !" Dedi beni azarlayarak , gözlerimi kısıp masum ayaklarına yatıp kaşlarımı çattım.
" kim ben mi iftira !" Dedim Ahmet amcaya dönerken gülerek kafasını salladı doğru der gibi.
" hadi be oradan sarı kafa seni!" Dedi gülerek yanağımdan makas alıp ,güldüm.
" sen onu bırak da böyle motor sürmeyi nereden öğrendin onu anlat bakalım." Dedi birden Ahmet amca bana bakarken , duraksadığımı hissederken dudaklarımı bir birine bastırdım. Ona dönüp Şirince gülümsediğimde tek kaşını kaldırdı sorgular bir biçimde.
" motor yarışlarına katılıyordum eskiden oradan ." Dedim masum bir şekilde gülümserken kaşları hızla çatılırken " ne!?" Dedi şaşakınlıkla.
" senin nereden haberin oldu ayrıca o uyuz üsteğmen mi söyledi ?!" Dedim homurdanarak huysuzca , tek kaşını havaya kaldırıp beni süzdü.
" güvenlik kameralarına baktım. " dedi kısaca , işte bu kötü olmuştu o abartı diyip işin içinden çıkacakken bu olmamıştı.
" Bu yarışlar yasal mı?" Dedi dikkatle bana bakarken , zorlukla yutkunurken bir albaya bunu söylemek ne kadar mantıklı diye düşünmeden edemedim.
" bir albaya bunu söylemek mantıklı mı diye düşünmeden edemiyorum." Dedim köşeye sıkışarak.
" değil..." dedi Ahmet amca ben söylemeden beni anlarken " neresiymiş bu yarışların yapıldığı yer söyle bakalı. Bana?" Dedi bana bakarken gözlerim şokla açılırken zorlukla yutkundum ona bakarken.
" unutum!" Dedim bir anda , tek kaşı havaya kalktı inanamayarak . Tolga gülmemek için savaşlar veririken iyice köşeye sıkışmıştım.
" unutun ?" Dedi Ahmet amca inanamayarak.
Zorlukla yutkunurken başımı salladım " unutum..." dedim zorlukla.
Ne kadar dil döksem de bütün akşam öğrenmeye çalışmıştı yeri benden bense her seferinden söylemekten kaçıyordum , anneannem yemekteyken motor lafını bile duyunca kalbini tutup tövbeler çekiyordu resmen.
____
Motor sevgimizi kimse sorgulamasın .... |
0% |