@biralar88
|
Arkadaşlar ben genel olarak üzgün olmaya alışık bir insan değilim yani bir şey için üzülebilirim ama bu kısa sürdüğü taktirde uzun süre boyunca üzülüp suratımı astığımda bu benim canımı sıkar , üzgün içine kapanık olmaktan nefret eden bir insanım kendi kendimi güldürmeye çalışırım mesela bir tek ben mi böyle ruh hastasıyım?
36
" anneanne lütfen..." dedim hızla ona yalvarırken , dediklerimi bir türlü kabul etmezken sinirle bir nefes aldım. İnci sultanın inadı tutmuştu bir kere Nuh diyor peygamber demiyordu şaka gibi hayır bu kadın kime çekti onu da bilmiyordum.
" kızım işim gücüm var!" Dedi beni azarlarken başından kovmaya çalışıyordu , ters ters yüzüne bakmadan edemedim.
" ya bir günde şu mutfaktan çık dün yaptığın yemekleri yeriz be kadın gel hava al!" Dedim ona kızarak , inatçı keçi gibi omuz silkip ıspanakları doğramaya devam etti.
Hayır diyorum seni çıkarıp gezdireyim kabul etmiyor , beraber bir şeyler yapalım diyorum yaşlıyım bırak benim peşimi diyor , ya bari sen otur ben yapayım yorulma diyorum yok diyor. Keçi gibi ya.
" ay anneanne tamam!" Dedim göz devirmek çantamı alırken " çıktım ben dışarı!" Dedim söylenerek ayakkabılarımı giyerken.
Bu bir haftadır her gün ya Ahmet amca ya üsteğmen ya da timdekilerleydim buradaydı şahsen bu kadar beni görmeye gelmelerine fazlasıyla şaşırmıyor değildim ama bu durumdan şikayetçi de değildim fazlasıyla alışmıştım onlara. Tabi Tolga benim aksimi düşünüyordu , her saniye üsteğmen ile laf dalaşına giriyor imama askerliğini anlatmaya çalmışsa da imama inanmıyordu en son delirip çıkıyordu evden. Şimdi ise kasırga timinin acil bir haberle çıkmıştı buna üsteğmen de dahildi ardından Tolga da klinikte kendini kötü hisseden eda hanımın yanına gitmişti.
Sorduğunda yok bir şey diyordu birde uyuz sanki akşam telefon konuşmalarını duymuyordum , önce sen kapa konuşmalarını. Hatırladıkça kusasım geliyordu maalesef onu yan odama verirken kesinlikle böyle bir şeyin başıma geleceğini bilmiyordum , bilseydim yapmazdım inanın.
Üsteğmene ne kadar evden çıkmayacağım desem de maalesef dayanamıyordu ben evde bana geliyorlardı sıkılıyordum , bunalıyordum ben ev kuşu değildim gezmeye alışık birisiydim. Onunla en son konuştuğumda Tolga ile Oturacağımı söylemiştim sonra da işi yoğun olduğu için aradım çıkacağımı haber vermek için ama açmamıştı.
Ee ne diyeyim kendi kaybetmişti...
Arabaya binerken derin bir nefes aldım, evden çıkarken aynı anda telefonumun çalmasıyla dudaklarım kıvrıldı.
" sultanım!" Dedim çoşkuyla , otomatik arabaya bağlanan telefonum sayesinde annemin sesi arabada duyuldu.
" niye aramıyorsun kız sen beni?!" Dedi hızla beni azarlama moduna geçerken , göz devirip yola odaklandım.
" bir gün de nasılsın kızım iyi misin diyerek aç şu telefonu Mihriban sultan be!?" Dedim söylenerek , homurdanmasın duyarken Yolu kontrol edip döndüm.
" bir kere de ben aramadan ara beni kızım !?" Dedi aynı benim gibi üste çıkarken , gerçekten de bu kadının üste çıkma kabiliyeti beni şoka sokuyordu. Hayır bu kadındaki gerçekten de yetenekti haksızken bile haklı çıkmayı başarıyordu.
" tamam annecim tamam!" Dedim söylenerek göz ucuyla arkamdaki siyah arabaya bakıp önüme döndüm.
"Ne zaman dönüyorsun artık sen?" Dedi Annem birden konuya bodoslama dalarken tek kaşım havaya kalkarken bu konu canımı sıktı.
İyi de ben dönmek istemiyordum ki?!
" biraz daha buradayım ..." dedim içime kaçmış Bir sesle , göz ucuyla arkamdaki arabaya tekrar baktığımda kaşlarım çatıldı. Üç kez dönmüştüm ve benimle beraber o da dönmüştü.
" biraz daha ne kadar biraz mesele o , sen oraya iyice yerleştin Efsun iş hayatını bitirdin , arkadaş çevrenle konuşmuyorsun kızım sen burayla herhalde bütün bağlantını kestin!?" Dedi annem anlamayan bir sesle göz devirmek istesem de sıkıntıyla nefes verip biraz daha hızlandım.
" orada arkadaşım yok anne ara sıra görüp selam verirdiğim İnsanlar benim arkadaşım değil ayrıca rica ediyorum iş konusunu karıştırma hala o konuda sinirlerim bozuk!" Dedim hızımı düşürürken, arkamdaki araba da hızını düşürdüğünde tek kaşım kalktı kocaman yola bakıp. Sıkıntıyla nefes verdim.
pekala birisi beni takip ediyor...
" seni oraya bağlayan başka şeyler de var dimi efsun daha anlatmadığın birisi mesela?!" Dedi annemin meraklı bir sesle , onu dinleyemezken kafamı çevirip aracı kontrol edip birden sağa saptım.
" anne seni sonra arayayım mı işlerim var şu an?" Dedim ses tonumdan bile bir şey anlamasına izin vermezken.
" Efsun bu iki oldu her seferinden kaçıyorsun benden ." Dedi annem alınmamış bir sesle , derin bir nefes veririken sıkıntıyla anlımı ovdum.
Hayır ondan kaçmıyordum sadece etrafımdaki faktörler sayesinde ne Zaman anlatacak olsam konu arada kaynıyordu ilki evde Ahmet amca olayı ikincisi ise bu kim olduğunu anlamadığım arabaydı.
Arabayı hızla sağa kırıp hızımı artırdım , benle beraber artan hızıyla dişlerimi sıktım.
" kaçmıyorum anne anlatacağım söz sadece şu an müsait değilim , seni yarın arayacağım seviyorum seni görüşürüz..." telefonu bir şey demesine izin vermeden kapatırken bunu ona çok yaptığım için beni öldüreceğini biliyordum.
" sen kimsin be?" Dedim gözlerimle arabayı kontrol edip aramızdaki mesafeyi açtım , dudaklarım kıvrılırken sinyal vermeden sola saptım bu sefer.
" yanlış fırtınaya çarptın..." dedim gülümserken arkamda daha girememişkrn hızla Sağa kırarken Dönemeçli ışıkların oraya geldim kırmızı ışıkta geçerken 4 aradan bir tanesine girmemle gazı biraz daha kökleyip ara sokağa girdim arkama baktığımda görmediğim arabayla gülerken Çarşıya kadar ara sokaklardan destek alarak arkayı kontrol ederek gitmiştim. Arabamı park ederken gülümseyip indim aşağı çantamı alıp aşağı indiğimde derin bir nefes aldım.
Arabaya girmeyen sokaklardan geçerken etrafı dikkatle izliyordum buraya çok uğraşan fırsatım olamamıştı ama butik kafeleri ve bir kaç Tane klinik vardı apartmanın önüne geldiğimde düğmeye basmamla kapının açılması bir olurken asansöre binip kata bastım. Asansörün aynasından kendimi süzerken derin bir nefes aldım.
Kata geldiğimizin haberini veren ses hemen ardından açılan kapıyla önüme dönüp çıktım açık olan kapıdan gülümseyen kadını görmeme bende gülümsedim.
" hoş geldiniz Efsun hanım !" Dedi birden sevecenlikle gülümseyip ayağıma galoşları geçirip ona döndüm.
" hoş buldum." Dedim gülümseyerek içeri Girerken ferah dizayn edilmiş odaya bakarken bekleme yerine geldim.
" sırada bir işlem var hemen sonra sizi alayım olur mu?" Dedi bana bakarken kafamı salladım hızla , kadın giderken geriye yaslanıp etrafı süzdüm.
Buraya geldiğimden beri bakım nedir , kuaför nedir unutmuştum resmen Instagram rastladığım ilk kliniğe gelmiştim maalesef. Teşefonuma baktığımda görememle kaşlarımı çattım bir anlık panik olsamda telefonumu arabada bıraktığımı hatırlamamla göz devirip dergilerden bir tanesini alıp bakmaya başladım ,Yaarım saatimi burada harcarken çilt bakımından sonra ferahlamış Bir şekilde klinikten çıktım , aşağı kata inmemle kendimi soğuk bir kahve alırken kıyafetlere de göz gezdirerek arabama doğru yürümeye başladım.
Görüş açıma giren arabayla kaşlarım çatılırken adımlarım birden durdu , kaşlarım çatılırken öfkeli bedene baktım bir süre bir oraya bir buraya giden beden öfkeyle bir şeyler söylerken çattık kaşlarla onlara doğru yürümeye başladım.
Ona daha yaklaşamadan gözleri birden hissetmiş gibi bana dönmesiyle bakışları durdu , acı kahveler gözüme değdiği an duruldu. Rahatlamayla karışık derin bir nefes verdiğine şahit olurken yanına adımladım sakince.
" burada ne işin var ? Sizin işiniz yok muydu?!" Dedim merakla arkadaki imam ve kancaya bakarken.
" neredesin sen!" Birden yüksek çıkan sesle kaşlarım çatılırken başımı çevirip üsteğmene baktım.
"Sesinin tonuna dikkat , ne bu hesap sorar gibi. Ne işiniz var ayrıca sizin burada !?" Dedim onlara bakarken , Han'ın inip kalkan göğsüyle sinirli bakışları yüzümde turladı. Kanca ve imam ağzını açmazken bize izin verip bir kaç Adımda bizden uzaklaştılar.
" neredeydin Efsun!?" Dedi sabrının sonuna gelirken , tek kaşımı kaldırırken ona baktım. Elinde tuttuğu telefonumla kaşlarım hızla çatılırken anlamayarak arabaya baktım. " bu telefon neden yanında değil 1 saattir neredesin sen ?" Dedi siniri yatışmazken kaşlarım çatılırken yüksek çıkan sesi sinirlerimi Daha da gerdi.
" tekrar uyarmayacağım üsteğmen ses tonuna dikkat et!" Dedim bende sinirlenmeye başlarken , sesim yüksek çıkarken Han'ın tek kaşı sinirle havaya kalktı güldü.
" bana cevap ver efsun kaç Saattir seni arıyorum sabahtan beri kaç İhtimali düşündüm senin bir fikrin var mı!?" Ses tonu daha da yükselirken artık bende de ipleri kopmuştu .
" karşımda askerin yok bana hesap soramazsın Han kendine gel!" Dedim bu sefer onun gibi bağırırken , sinirle gülerken çenesini kaşıdı sertçe.
" saatlerdir seni arıyorsam sorarım!"
" soramazsın sana hesap vermek zorunda değilim, nasıl buldun sen beni her şeyi geçtim telefonumu nasıl aldın arabadan!?" Dedim hızla uzanıp ondan aldım telefonumu.
" yanında olması gereken telefon arabadaydı neden acaba , neredesin sen Efsun kaç saattir yoksun senim haberin var mı ben kaç Saattir deli gibi seni arıyorum biliyor musun sen !?" Öfkeli sesi açık otoparkı inletirler sinirle gözlerimi yumup sabırlı olmak için kendime sabır diledim.
" komutanım..." dedi imam korkuyla araya girmeye çalışırken ikimizde aynı anda sinirli bakışlarımızla ona döndüğümüzde gözlerini kocaman açıp ellerini havaya kaldırıp salladı.
" bir şey demedim ..." dedi hızla bize arkasını dönerken , üsteğmen sinirle nefes verirken bana döndü.
" tekrar sormayacağım sen neredesin ve neden bu telefona saatlerdir bakmıyorsun neden yanında değil Efsun!" Benle bu ses tonuyla konuşurken hele ki ismimi bu tonda söylediğinde kendi ismimden bile nefret ediyordum. Gözlerim sabır dileyerek kapatm onu umursamadan arabanın kapısını açıp çantamı içeri Fırlatıp Arabaya bineceken birden kapı hızla kapatılmasıyla. Gözlerimi sıkıca kapatıp bütün bedenimin sinirin ele geçirmemesi için çabaladım.
" bana arkanı dönül gitme !"
" bana bir daha bağırırsan seni buna pişman ederim Üsteğmen ses tonuna , sözlerine dikkat et ! Neye delirdiysen benden çıkarma hıncını ben senin öfke taşın değilim !?" Öfkeyle sesim yüksek çıkarken yoldan geçen bir kadın bile şaşakınlıkla dönüp bana baktı kapıyı sertçe açarken bir şey yapmasına izin vermeden arabaya binip kapıları kilitledim bana bakan öfkeli acı kahveleri görmezden gelip gaza basmamla son gördüğüm şey sinirden belirginleşen anlındaki damardı.
—————
Han'ın bir şeyleri toparlamaya çalışırken mahvetmesi......
Nasılsınız aşklarım bu aralar çok yoğun bir sürece gittiğim için bölüm atamadım ama inşallah hemen eski düzenimize geçeriz diyorum 💋 |
0% |