@biralar88
|
38
Gizli adımlarla merdivenleri inerken olabildiğince sessiz olmaya özen gösteriyordum, ayakkabımı giymeden elime aldım. Kapıyı yavaşça açarken nefesimi tutum gerginlikle. Hızla kendimi dışarı atıp koşarak dışarı çıktığımda kaşlarını çatmış arabasına yaslanmış üsteğmen anlamayarak bana bakarken çıplak ayaklarını umursamadan koşarak yanına gitmemle tam ağzını açmıştı ş hızla elimle ağzını kapatıp beceriksizce ittirdim.
" çabuk bin çabuk Tolga yokluğumu fark etmeden hızlı!?" Dedim fısıltıyla , resmen nefes nefese kalmıştım şaka gibi. Kendi evimde kaçak hayatı yaşıyordum , Tolga hala üsteğmen den son derece gıcık aldığı için ve benim onu hemen affettiğim için sinirliydi.
Görüşmemize izin vermeyen canım arkadaşım yüzünden resmen baskıcı ailesi olan kızlara döndüm , sanki babamdan sevgilimi gizliyordum hayret bir şey.
" o kılkuyruktan bu kadar korktuğuna inanamıyorum !?" Dedi üsteğemn homurdanarak göz devirip arabaya hızla binerken aynı anda bir ses yükseldi.
"sarı kafa!" Tolga'nın sesi evi bile geçip bütün sokakta yankılanırken ağlayan bir ifadeyle tavana baktı , ne günahım vardı ya benim !?
" sür şunu sür!?" Dedim hızla Han'a dönerken , han hiç istifini bozmazken sabır dileyen bir nefes alıp arabayı çalıştırmasıyla gaza bastı , evden uzaklaşırken derin bir nefes aldım.
" bu kadar projeksiyona gerçekten de ihtiyacın var mıydı güzelim ?" Dedi Han bana yan gözlerle bakarken , ona dönüp ters ters yüzüne bakıp tekrar arkayı kontrol ettim dışarıda mı diye.
" Tolga'nın çenesiyle hiç aynı evde kaldın mı sen ?!" Dedim homurdanarak, gerçekten de yakınen her gün yaşayan bir insan olarak söylüyorum ki ölümden daha beterdi.
" Allah korusun.." dedi birden kafasını iki yana sallarken gülüşüme engel olamazken bana döndü Han , yüzündeki gülümsemeyle o da güldüğünde birden uzanıp beni öpmesiyle şaşakınlıkla ona baktım hızla şokla ona odaklanırken oldukça rahatı.
"Ya Han..." dedim gülüşüme engel olamazken kaşları havaya kalktığında bana dönmüş tam ağzını açacaktı ki durdu , arabanın telefon tutma aparatına astığı telefonu çalmasıyla başımı çevirip ekrana baktım.
" alfa kim?" Dedim ekrana bakarken , Han'ın ağzından çıkan küfürleri duymamla sinirle gözlerini yumup geri açtı.
" Allah belamı versin bu adam sana yaklaştığımda hissediyor !?" Dedi kendi kendine sabır dilerken kaşlarım çatılırken bir kez daha döndüm çalan telefona aklıma gelen isimle gözlerim açılırken gülümsedim kocaman.
" Ahmet amca mı ?" Dedim merakla ona bakarken , göz ucuyla bana baktı Han sinir bozukluğuyla gülerken. "Ben açayım mı lütfen ..." dedim hızla ona dönüp dudak büzerken , başımı omuzuma yatırıp gözlerine baktığımda gözleri bana değdi. Dudakları kıvrılırken uzun uzun baktı gözlerime o arada telefon durup hemen ardından geri çalmaya başlamıştı.
" aç yavrum ..." dedi gözlerini tekrar yola çevirirken , dudaklarım kıvrılırken heyecanla telefonu elime alıp kulağıma yasladım açarak.
"Senin ben ağzına sıçayım neredesin lan sen Allahın hayaleti , amına koyayım arkanı dönüyorum lan yoksun şerefsiz nereye siktir olup gittin lan !?" Bağıran sesiyle şokla gözlerim açılırken. Zorlukla yutkundum , Han bir an bana bakıp önüne dönecekti ki ifademle duraksadı.
" şey benim Ahmet amca..." dedim içime kaçmış bir sesle , bir kaç saniye telefondan ses gelmezken ağzının içinden bu sefer kendine küfür etti.
" Efsun kızım sen miydin ben o şere- yani hayalet dingili açtı sandım ." Dedi sıkıntılı bir sesle.
" şey o araba sürüyor da ben ondan açtım .."
" bütün söylediğimi duydun mu?"
" yani evet ..."
" hepsini mi?"
" hemde hepsini ..." dedim dudağımın kenarını ısırırken.
" o şerefsiz yine neden senin yanında ulan ben iş kitliyorum hangi ara yapıyor hangi ara ortadan kayboluyor bu anlamıyorum !?" Dedi kendi kendine kızar gibi daha çok , göz ucuyla üsteğmene baktığımda dudağının kenarı kıvrılmış yola bakıyordu.
"Şey Ahmet amca daha az iş verir misin onu özlüyorum ben ..." dedim çekingen bir sesle , üsteğmenin gözleri bana döndü bir kaç saniyeliğine o kadar güzel baktı ki bana bir an gözlerinde ölmek istedim.
" Efsun kızım her sözün benim için emir dedim ama sende beni zorlamasan mı be kızım bunu benden isteme .." dedi sıkıntıyla bir nefes alırken kaşlarım çatılırken dudaklarımı bir birine bastırdım. Üsteğemn gülmemek için dudaklarını bir birine bastırdığında bizi nasıl duyduğunu anlamaya çalışıyordum telefon hoparlörde değildi çünkü.
" tamam." Dedim küskün bir şekilde.
" ben senden bir şey istiyim ?" Dedi hızla , kaşlarım çatılırken kafamı salladım.
" tabiki , ne istersen yaparım."
" o dingilden uzak dur kızım sosyal mesafeye dikkat edin tamamı karşı karşıya oturun yan yana değil bak karşı karşı diyorum temas yok!" Dedi hızla sesi yükselirken şokla gözlerim açıldı.
Keşke ne istersen yaparım demeseydim...
" şey denerim..." dedim içime kaçmış bir sesle , tek kaşı havaya kalkan Han hızla bana döndü.
" hah afferim benim kızıma , o dingili söyle seni erken bıraksın eve onla işim var ." Dedi sonda ciddi bir sesle
" tamam "
" görüşürüz kızım..." dedi iç çeker gibi.
" görüşürüz ." Telefonu kapattığımda bir kaç saniye arabada sessizlik olduğunda göz ucuyla Han'a baktım.
" seni çok sevdiğini söyledi ..." dedim beceriksizce yalan söylerken Han'ın tek kaşı havaya kalktığında ciddi misin dercesine bana baktı.
" birde beni erken bırakacakmışsın ve sonra onun yanına uğrayacakmışsın seninle işi varmış..." dedim hızla lafı çevirerek, burnundan güldüğünde başını salladı.
" benden uzak durmayı aklından bile geçirme sarışın.." dedi emin bir sesle arabaydı park ederken kaşlarını çatıp ona baktım.
" ama Han..."
" sarışın, seni benden uzak tutabilecek bir insan kulu yok bu hayata bu alfa da olsa ..." dedi kesin bir sesle , arabanın kapısını açtığında homurdanarak arabadan indim. Bende hızla ayakkabılarımı giyip arabadan indiğimde elini bana uzatmasıyla dudaklarım kıvrıldı , soğuk ellerim sıcak elleriyle buluştuğunda ellimi avuç içine alıp sıktı ısıtmak ister gibi.
Sadece elim değil ben ona baktığım an kalbim bile ısınıyordu , illa dokunmama gerek yoktu ...
Beni iyice kendine çekerken beraber mekana girdik , ezbere bildiğimiz masalardan geçerken yüzümde aptal bir gülümseme oldu , teras katına geçtiğimde büyük masada oturan time baktım aralarında Kaan da vardı.
" o hoş geldiniz .."dedi bizi gören Çelik ve hemen ardından diğerleri de gülerek hepsine karşılık verdiğimde Üsteğmen hızla bana sandalye çekip yanıma oturduğunda sandalyemi biraz daha kendine yaklaştırdı. Elimi bırakmadan otururken diğer herkes de gülüyordu.
Gerçekten de temas bağımlısıydı bu adam ...
" nerede kaldınız ya bir an gelmeyeceksiniz sandık ?" Dedi kanca geriye yaslanırken kolunu sandalyesine atıp bize baktı.
" abicim herkes senin gibi sap mı belki arabada aşk yaşayıp geldiler hala hala sana ne ?" Dedi imam gülerek ona sataşırken kanca tek kaşını kaldırıp ters ters ona baktı.
" sen sus lan !" Dedi ters bir sesle.
" başlamayın yine , çelik bitti sıra sizde mi?" Dedi Naz göz devirerek.
" abi ben ne zaman aşık olacam ya şöyle helalinden temiz süt emiş bir kız ?" Dedi Çelik dudak büzüp yalandan ağlayan bir ifadeyle tabağına bakarken.
" boş ver aşık olma Çelik , aşk sadece bir intihardır." Dedi deli çenesini ovarak göz ucuyla Naz'a bakarken, Naz'ın yüzünde alaylı bir gülüş peydah olurken başını dışarı çevirdi. Kaşlarım hızla çatılırken gözlerimi kısıp bir süre aralarında mekik dokudu gözlerim.
" sanki bunların arasında bir şeyler var?" Dedim hızla üsteğemen dönerken , beni uzun süredir izleyen han ile ona dönmemle yüzlerimizin arasındaki mesafe neredeyse yok denecek kadar azdı. Birden bütün algım kaybolup giderken Han'ın dudakları kıvrıldı kaşlarını çatarken.
"Hemen de anladı benim sevgilim ," dedi parmağıyla yüzüme düşen saçı geri iterken , sanki çocuk tebrik eder gibi konuşuyordu. Masada dönen muhabbeti duyamazken gülümsedim kocaman.
" yaa Han..." dedim gülerek , dudakları iyice kıvrılırken kaşlarını kaldırdı.
" hmm?" Dedi aynı benim gibi uzatırken.
" komutanım bari gözümüzün önünde aşk yaşamayın vallaha ayıp oluyor ya olan var olmayan var !?" Dedi Çelik hızla araya girerken , üsteğmen sinirle gözlerini kapatırken gülmemek için dudaklarımı kapatım.
" ulan sizin bizimle ne alıp veremediğiniz var lan sıra sıra mı gönderiyor Allah sizi bana !?" Dedi sinirle Çelik'e dönerken , Çelik bu ani tepkiyi beklemezken korkuyla açıldı gözleri.
İlk Tolga , ardından Ahmet amca şimdi ise Çelik...
" estafurulah komutanım .." dedi çelik korkudan içine kaçmış bir sesle.
" karışmasana Çelik , bazıları korkusuzca da aşkını yaşayabiliyor işte tebrik etmek lazım." Dedi Naz ifadesi sert bir sesle tabağına bakarken , delinin kaşları havaya kalktığında sanırım lafın ona çarptığını anlamıştı.
Çelik'in gözleri şaşkınlıkla açılırken hızla yanında oturan delinin kolunu dürtü " sana laf soktu duydun mu ?" Dedi hızla sanki salağa anlatır gibi.
Deli sinirle gözlerini yumarken ters ters ona bakmasıyla imam hızla çelikin ensesinden tutup kendine çevirdi.
" oğlum gider ayak kendini öldürteceksin Sussana !" Dedi hızla imam.
"Kocam ne derse o!" Dedi hızla Çelik ona sırıtarak bakarken daha da yaklaştı. " dimi aşkım ?" Dedi gevşek bir şekilde gülerken. İmam sinirle ensesine bir tane yapıştırmasıyla acıyla sızlandı Çelik.
" kocan siksin seni" dedi imam. Ona yaklaşıp fısıldarken normalde duyamayacağım şeyi ağzını okuyarak anladığımda şokla ona baktım , Çelik şerefsiz şerefsiz sırıtıyorken omuz silkti.
" nerede kocam çok utangaç göster diyorum göstermiyor bile. " dedi daha da imamı delirtmek için yalandan iç Çekerken gülmemek için dudaklarını bir birine bastırırken imam sinirle ona vuracaktı ki hızla geriye kaçtı Çelik.
"Oğlum bu masa giderek yılışık şeylere dönüyor yeter lan !" Dedi Kaan birden hepsini azarlarken , bir biriyle bakışan Naz ve deli onun arasında masum kalan Kança ve bir birine sataşan Çelik, imam, onların yanına oturan Kaan bıkmış bir şekilde.
Nedense bu masada bu akşam fazla şeyler olacak gibi duruyordu.
____
Etkileşimi çoğaltmak için bir arkadaşınızı etiketler misiniz aşklarım.
Nasılsınız bebeklerim.
Oy ve yorumlar çok az bu yüzden seri üzgünüm kitabı kaldırsam mı acaba güzel mi değil diye düşünmeye başladım... |
0% |