Yeni Üyelik
40.
Bölüm
@biralar88

40

 

Annem bir keresinde bana hiç bir zaman kimsenin ilk cümlesine inanma , seni seviyorumlarını duyma derdi insan dediğin varlık yalancıdır asla kimseye inanma derdi yoksa günün sonunda kalbi kırılan tek kişi sen olursun. Hiç bir zaman bir insan varlığına tamamiyle alışma derdi her zaman. Kapıya yakın otur derdi , oturuş bir şey olduğunda çekip gitmen kolay olsun haklıydı her zaman ki gibi , insan dediğin varlık yalan söylerdi bu zamana kadar kimseyi kabul etmeyen hayatında uzun süre tutmayan ben bir acı kahvelere kanmıştım , tek bir bakışıyla kalbimin orta yetinde bir yangın başlatmıştı ve sadece o dindirebiliyordu o yangını.

 

Onun yokluğunda o yangın bile beni ısıtmıyordu , kimsesiz kalmış bir çocuk kadar yalnız hissediyordum onu istiyordum , bana bakan acı kahvelerini , sıcak gülüşlerini , kokusuyla bile beni etkisine alabilen o kokunun bana verdiği o huzuru istiyorum. Ben onunla kapıya yakın oturmak yerine kokusunun afrodizyağına kanmış en ortaya oturmuştum şimdi istesem de çıkamazdım , hoş bunu istemiyordum da ama bir gün istersem biliyordum ki bunu başaramazdım. Onun yokluğu beni buz kesiyordu aynı şu an gibi yoktu ve ben bilincim yerinde değilken bile bunu en derinlerinde hissediyordum...

 

Soğuk ,hissettiğim tek şey soğuktu... beni ısıtacak eleri istiyordum yoktu , normalde beni ısıtan yorganım bile yoktu yattığım yer sırtıma batarken rahatsızlıkla gözlerimi araladım bir kaç saniye anlamsız bakışlarım beton tavanda dolaşırken başımı çevirmemle boş duvarla karşılaşmamla durdum kaşlarım çatılırken. Kendime gelmem bir kaç saniyemi aldı. Aklımdan geçen anılarla korkuyla yerimden dikleştiğimde korkuyla etrafıma baktım. Boş odada beton duvarlar dışında bir şey yoktu bileklerimin acısıyla başımı eğdiğimde gördüğüm iplerle korkuyla nefes alamadım , bacaklarım ve ellerim bağlıydı.

 

Gözlerim etrafı tararken neler olduğunu algılayamıyordum ne oluyordu , neredeydim ben , kim di o maskeli adam ve ben bu lanet yerde ne işim vardı.

 

"İmdat!" Dedim korkuyla bağırırken , gözlerim odada gezerken bir pencere bile olmayan odada tek ışık kaynağı eski tam çalışmayan ampulldü. Korkuyla inip kalkan göğüs kafesimle kendimi geriye iterken sırtım soğuk duvara temas etmesiyle içim titredi. Demir kapı birden sertçe açıldığında gözlerim hızla oraya döndü , yüzü açık olan adam bu sefer bana baktı. Yeşil gözleri gözlerime değdiğinde kaşları çatıldı , bir süre bedenimi süzerken ona baktım.

 

Uzun boyu fazla yapılı olmayan bir bedeni vardı , yüzünün yarısındaki izler bıçak izine benziyordu ve onu korkutucu bir hale sokmuştu soğuk bakışları üzerimde gezinirken sert zemine

Bastığı adım yankı Bıraktı.

 

" sonunda uyanabildin.." dedi gözlerime bakarken bir kaç adımda bana yaklaşırken zorlukla yutkunup korkuyla kendimi daha da duvara itiğimde ki sırtıma değen soğuk duvar bunu engelledi. Bedenim soğuktan mı titrediğini yoksa korkudan mı emin olamazken ürkütücü bakışları üzerimde gezdi.

 

" kimsin sen !?" Sesim korktuğumu yansıtmamak için çabalasam da buna engel olamadım , tek kaşı havaya kalktı adamın bakışları yüzümde turlarken dizlerini kırıp önümde eğdi.

 

"Dostun olmadığım kesin ..." dedi sadece başka bir şey demezlerken kaşlarım çatıldı anlmayarak ona bakarken çenemi sıktım soğukla.

 

" Ali'nin adamı mısın ?" Dedim aklıma gelen tek isim o olurken , bu kadarına cesaret edemezdi biliyordum benden nefret ediyordu ama beni kaçıracak kadar değil her şeyi geçtim nerede olduğumu bile bilmiyordu beni bulması imkansızdı öyleyse bu adam kimdi ?!

 

"Dediğin kişinin kim olduğu dediğin bir fikrim yok." Dedi kaşları çatılırken, şiveli sesi onu anlamak zorlaştırırken fazlasıyla kalın sert sedi buzdan daha serti.

 

" kimsin sen o zaman benim düşmanım yok ne saçmalıyorsun sen , bak yanlışlık olabilir benim kimseyle bir husumetim filan yok !?" Dedim hızla konuşurken başımın başka türlü belaya girmemişti , ben belaya bulaşırdım ama kendime daşman edecek kadar bu kadarına cesaret edecek kadar olan bir belaya bulaşmamıştım bir yanlışlık olmalıydı başka açıklaması yoktu.

 

Allah bilir annem ne haldeydi benle her akşam konuşurdu şu an saat kaçtı beni aramış mıydı açmasam hemen korkardı o , anneannem hele Tolga nasıl da merak etmişlerdir beni.

 

Üsteğmen her yerde beni arıyordu şimdiden çıldırmıştır bile benim burada ne işim vardı neden buradaydım bilmiyordum ama eminim bir yanlışlık vardı başka açıklaması yoktu benim hayatımda bunun.

 

" senin değil zaten sana bağlantılı olan birisinin .." dedi bana bakarken , bacaklarımı kendime çekerken kaşlarım iyice çatıldı anlamayarak ona bakarken kaşlarım çatıldı ne annem , ne anneannem ne de Tolga'nın böyle bir şeyle alakası olmazdı.

 

Öyleyse?

 

" kim ? Ne saçmalıyorsunuz siz bana ne yapacaksınız ne için kaçırdınız beni?!" Zorlukla yutkunurken beni şaşırtacak derecede sert çıkıyordu sesim.

 

" çok konuşuyorsun ve ben çok konuşan insanlardan nefret ederim.."dedi adamın çatılan kaşları ardından ayağa kalkarken , kaşlarım hızla düzeltirken korkuyla Necef verdim titrekçe.

 

" dur ne yapacaksınız bana daha ne kadar durduracaksınız beni burada , siz kimsiniz ?!" Dedim ona bakarken sanki kalbim sıkışıyordu , bütün gücüm çekilmişti sanki bütün kemiklerim sızlarken adamın gözleri bana döndü alayla.

 

" sen kendi değerinin farkında mısın ?" Dedi alayla gülerken kaşlarım çatılırken neyden bahsettiğini anlayamadım " elindeki değerli eşyaya zarar verirsen değeri düşer o yüzden çeneni kapat ve beni sınama değersizleşirsen işte o zaman sonun apaçık belli olur !?" Dedi beni uyarak bir sesle yutkunamazken nefesimin kesildiğini hissetim başka bir ayak sesi duymamla yüzü kapalı bir kadın belirdi kapının önünde elindeki tepsiyle bana döndüğünde gözleri kısıldı bir kaç saniye.

 

" uyanmış .." dedi bana bakarken kahverengi gözlerine baktım kadının , kadın olduğunu belli eden vücut hatları benden daha zayıftı bir kaç saç tutamı yarım maskesinden fırlayıp yüzüne dökülmüştü siyah saçları.

 

" benden ne istiyorsunuz !?" Dedim anlmayarak , neden burada olduğumu , burada ne yaptığımı bilmiyordum beni neden kaçırdıklarını bile bilmiyordum bu kadar soru ancak beni delirtirdi.

 

" senden değil bağlantından bir şey istiyoruz. " dedi adam bana dönerken kaşlarım çatılırken sinirle gözlerimi yumdum.

 

" ben kimseyle bağlı değilim neyden bahsediyorsunuz siz!?" Dedim sinirle ona bakarken adamın tek kaşı havaya kalkarken dikkatle yüzüne baktı.

 

" karşında aptal mı var sanıyorsun sen !?" dedi kadın birden sinirle kalın sesiyle gözlerim ona dönerken alaylı gülüşünü duydum önüme attığı tepside bir kaç dilim peynir ve ekmek vardı sadece kaşlarım çatılırken dişlerimi sıktım.

 

" neyden bahsettiğiniz hakkında sabit fikrim bile yok !?" Derim daha fazla dayanamazken sesim sinirle yükseldi kızın tek kaşı havaya kalktı hızla eğildiğinde o an gözlerim belinde olan silaha erişmesiyle korkuyla nefes alamadım. Tırnaklarım avuç içlerimi acıtırken korkuyla kadına baktım.

 

Beni öldürecrkler miydi?

 

"Bana bak tatlı kız sabrımı sınama benim , seni teslim edip paramızı alıp gideceğiz başka işimiz yok bizim , birazdan gelecekler zaten sorularını onlara sakla!?" Dedi sinirle fısıldarken anlamayarak ona bakarken tam ağzımı açacaktım ki ikisi beraber arkasını dönemleriyle odalardan çıkması bir olurken kaşlarım çatıldı.

 

Gözlerimi kapatırken başımı geriye yasladım bileklerim kızarması da geçip artık morarmaya yüz tutarken bacaklarımın ağrısından gözlerim doldu. Saat kaçtı ben kaç saattir buradayım bilmiyordum ama bileklerime baktıkça uzun süredir burada olduğumu anlamama yetiyordu.

 

Aklım almıyordu kimin benle ne derdi olurdu ki ben anlamıyordum , kiminle bağlantım vardı benim benden ne istiyorlardı bilmiyorum tek istediğim şey hemen bu kabusun bitmesi ve benim eve gitmemdi. Kaç saat boyunca orada o soğuk betonda oturdum bilmiyorum ama kapının açılma sedi beni kendime getirdiğinde balımı hızla kaldırdım , bakışlarım o adamı beklerken bambaşka birisiyle durdum yaşını belli eden adamın tek gözü yoktu bir elinde baş parmağı eksikti , yüzünün yarısında buruşuk deri parçaları midemi bulandırırken bunun sadece yanmaktan olabileceğini biliyordum.

 

" merhaba efsun..." dedi bana bakarken yüzünde bir gülümseme olurken bu gülümseme midemi bulandıracak kadar iğrençti. Zorlukla yutkunurken bir parmağı olmayan eliyle tutuşu bastonla bir adım attı bana doğru. Bacağı aksıyordu...

 

" sende kimsin?" Dedim ona bakarken ellerimi göğsüme çekerken dizlerimi olabildiğince kendime çektim. Soluk duvar bütün kemiklerime batarken ona baktım.

 

" bir genç hanım için fazla kaba bir soruydu ..." dedi gülerek içeri girerken , gülüşü bile iğrençti.

 

" kaçırılıp tutulduğum ve neden olduğunu bile bilmediğim bir odada elim kolum bağlı oturuyorum kabalığı sizden öğrenecek değilim !?" Dedim sözlerim bıçak kadar keskindi korkuyordum ama bunu sonunda sesime yansıtmamayı başarmıştım başım dik bakışlarımla adama bakarken tek kaşı havaya kalktı siyah takım elbisesi vardı.

 

" haklısın..." dedi başını sallarken bastonu kaldırıp iki kere yere vurmasıyla irkilemmek için kendimi sıktırm kaşlarım çatılırken birden iki adam hızla odaya girmesiyle onalar bakmamla şokla bileklerime uzanan ellerle ben ne olduğunu anlamadan ipleri çözmeleriyle hızla ellerimi ondan kurtardım diğeri de bacaklarımı çözdüğünde hızla odadan geri çıkıp kapının önünde beklemeye başladılar.

 

" umarım şimdi olmuştur ?" Dedi gayet sakin bir tonda , bu sakin sesinin altında bile belli başlı bir delilik vardı bazı insanlar sadece bunu bakışıyla bile belli ederdi.

 

Bileklerimin acısıyla ovarken bileklerimi gözlerim yanmış yüzünde oyalandı uzun uzun.

 

" nasıl olduğunu merak ediyor musun ?" Dedi bana bakarken.

 

" sadece burada neden olduğumu merak ediyorum , benden ne istediğinizi merak ediyorum !?" Dedim sert bir sesle ona bakarken yetsene kalkmazken. Gözleri üzerimde dolaştı.

 

" beni bu hale getiren kişi yüzünden bu haldesin eski dostum yüzünden ..." dedi bana bakarken kaşlarım çatılırken sözlerinden bir şey anlamıyordum.

 

" kim ?" Dedim sadece ona bakarken , gözleri yüzümde turlarken dudakları kıvrıldı hastalıklı bir gülüşle.

 

" baban..." dedi sadece , nefes alamazken beynimden vurulmuşa dönüştüm resmen.

 

Baban.... Ne de uzun olmuştu bu lkrlimeyi duymayalı.

 

kaşlarım çatılırken duymadığım hitapla kanım derimin altında dondu bütün bedenim asıl şimdi buz kesti bu sefer beni ısıtacak bir limanım da yoktu yanımda.

 

" ne ?!" Dedim zorlukla konuşurken " benim babam yok ..." dedim zorlukla yutkunurken , boğazımın ortasına kocaman bir yumru oturduğunda adamın tek kaşı kalktı havaya.

 

 

" senin baban var Efsun ama senin ondan haberin yok ,onun senden var hatta herkesin onun kim olduğundan haberi var çok güvendiğin sevgilinin bile..."dedi gülümseyerek , bir şeyler çatırdadı ve ben bunu net bir şekilde duydum.

 

" yalan söylüyorsun , yok..."dedim kafamı iki yana sallarken gözlerimin içi yanarken tırnaklarımı avuç içlerime bastırdım sertçe.

 

"Kabul etmemekte haklısın bende olsam kabul etmezdim ama bu bir gerçek , yıllar sonra ortaya çıkan baban senin başına dert açmak dışında bir şey yapamadı efsun. " dedi dudaklarını bir beşine bastırırken , soğuk bir gülüş kaçtı dudaklarından.

 

" hep söylemişimdir Alfa sadece kendiyle beraber belaya sürükler ..." dedi iç çekerek , kaşlarım çatılırken beynim benden bağımsız çalıştı.

 

Alfa ?

 

Üsteğmenin telefonu çaldı?

 

Alfa arıyordu ...

 

Ahmet amca...

 

Evim başıma yıkıldı ve ben bunu çok net bir şekilde hissetim...

 

"Ahmet eski dostum , yıllar sonra bana yaşatığı duyguları ona yaşatacağım onun evladına kavuşmuşken ellerinden alacağım aynı oğluma yaptığı gibi. " tek bir kurşun sesi yankılandı beynimde , bu benim beynimi delip geçti gerçekte olmadı ama bu beni öldürdü bunu kimse görmedi.

 

Bir kurşun çocukluğuma...

 

Bir kurşun kalbime...

 

Bir kurşun herkese...

 

Ben öldüm ama bunu kimse duymadı ...

 

Ben öldüm ama bunu kimse görmedi...

 

_____

 

 

Sonunda beğğ

 

Kaos kaos

 

Sizce efsun ne yapacak ne yapmalı?

 

Buradan sonrası ne olacak

 

Diğer bölüm üsteğmen den efendim kendinize dikkat edin💋💋

 

Ortalığı karıştırıp yerime dönüyorum.

Loading...
0%