Yeni Üyelik
47.
Bölüm
@biralar88

 

47

 

Huzurluydum ve bu benim için alışılmışmış bir şey değildi bu 3 ayda , yerim o kadar rahatı ki hiç uyanmak istemiyordum daha sıkı sarıldım yastığıma nasıl bu kadar huzurlu hissettirebilirdi ki bir yastık bana ?

 

Gözlerimi gelen ışıkla yavaş yavaş açılırken susuzlukla yutkunup kafamı biraz daha sıranştırdım sıcak bedene , gözlerimi geri kapatıp gülümseyerek uykuya dalmaya hazırlandım tekrar uyanmak istemiyordum.

 

Bir dakika...

 

Sıcak beden ?

 

Gözlerim şokla açılırken çığlık atarak yerimden kalkmam bir olurken önümdeki bedeni bacağımla itecektim ki bacağımı tutan eller birden bacaklarımdan çekmesiyle bedenim savrularak ilerledi.

 

" sakin!" Dedi yatıştıran bir ses , gözlerim sese döndüğünde gördüğüm gözlerle dona kaldım.

 

Han...

 

Aklıma dolan anılarla başımdan aşağı kaynar sular dökülürken bir kaç saniye çok yakın olan bedenlerimize baktım şaşkın şaşkın, gözlerim hala bacaklarımın üstünde olan ellerine döndüğünde birden sinirin büyün bedenimi ele geçirdiğini hissetmemle tutuşundan kurtulup kendimi geri iterek yataktan kalktım.

 

" ne işin bar senin burada?!" Dedim soğuk bir sesle yere bakarken , gözlerine bakarsam dayanamazdım biliyorum...

 

" sarışın.." dedi ayağa kalkarken gözleri üzerimde dolaşırken hala dün akşamki kıyafeti vardı üstünde.

 

" adım var benim !" Dedim duymamak için , güzel sesini duymak istemiyordum , kokusunu daha fazla solumak istemiyordum , gözlerine bakmamak istemiyordum susuz kalmış gibi muhtaçtım onun kokusuna verdiği huzur gözlerime baktığımda ahissetiğim duygulara ama unutmak için o kadar çok acı çekiyordum ki başa dönmek istemiyordum. odamdan çıkarken hızlı adımlarla mutfağa yürüyordum , arkamdan geldiğini duyarken mutfağa girmemle ağzından ıslık çala çala dans eden Tolga beni görmesiyle gülümsedi.

 

" günaydın sarı kafa ve komutan !" Dedi gülerek sanki çok normal bir şey görmüş gibi önüne döndüğünde dehşetle ona baktım , kenarıdaki havluyu alır almaz ona fırlattığımda kafasına değen havlu ile şaşakınlıkla bana döndü.

 

" ne oluyor lan ?"

 

" neden aldın onu eve ?!" Dedim sinirle ona bakarken arkamdaki bedeni konuşmamı engelleyecek kadar yakınımdaydı birden bir elin belimden sarıldığını hissettiğimde gözlerimi sıkıca kapatım , kalbim yokluğuyla sızlarken bu kadar yakınımda olup bana dokunması kokusunu içime çekmem bile ağlama isteğimi tetikliyordu.

 

Bedenim bir anda bütün gücüyle geri çekildiğinde Tolga bize bakıp omuz silkip önüne döndü ıslık çala çala yemek yapmaya.

 

" Bırak beni!" Dedim tutuşundan kurtulmaya çalışırken izin vermeyip daha sıkı tuttuğunda bacağımı havada salladım ondan kurtulmak için.

 

Gitme...

 

" konuşucaz." Dedi emin bir sesle birden kendi odama beni sokmasıyla bacağıyla kapıyı itip kapatı hemen ardından bir eliyle beni kendine sabitleyip diğer eliyle kapıyı kilitlediğinde çırpınmaya devam ettim ondan kurtulmak için. Beni bırakmasıyla hızla ondan uzaklaştım.

 

" konuşmayacağız sen konuşma hakkını çoktan kaybettin !" Dedim başım kendi bağırmamla bile çatlıyacak gibi ağrıyordu ama bu en son ki sorunum bile değildi.

 

" sarışın!" Dedi kapının önünde dururken , sinirle gülerken onun yanından geçip kapıyı açmak için uzanmıştım ki kolunu belime sarı beni kendine çekmesiyle sırtım göğsüyle buluştu nefesim silikleşirken birden omuzumda hissettiğim dudakları ile bütün algım yerle bir oldu.

 

"Çok özledim n'olur böyle yapma..." dedi yalvarır gibi , ses tonu beni olduğum yere çivilerken birden ses gelmesiyle kaşlarım çattıldı kapıdan kiliti alıp cebine sakladığında kendime gelmem bir olurken hızla ondan ayrıldım.

 

Yapma Efsun varlığına kapılma , toprağı suya bulama...

 

" Efsun..." dedi yapma der gibi , çenemi dik tutarken gözlerine bakamadım bakarsam yapamazdım biliyorum.

 

" git buradan !" Dedim yüzüne bakmadan.

 

" Sarışın..." dedi iç çekere gibi , gözlerimin yanmasına engel olamazken alt dudağımı ısırdım. Zorlukla yutkunurken.

 

" istemiyorum seni , beni kandıran birisini istemiyorum hayatımda!" Dedim sesimin kırık çıkmasına engel olamazken, bir kaç adım attığını hissetim bana doğru.

 

" uzak dur benden !" Dedim titreyen sesimle , zorlukla nefes alırken kalp atışlarım ağzımda atıyordu sanki boğazıma koca bir yumdu oturmuşken başımı kaldırmadan yere bakmaya devam ettim.

 

" gözlerime bak..." dedi sadece bakmadım dibimdeki bedenini görmezden gelmeye çalıştım ama buna kokusu engel oldu. " Efsun gözlerime bak !" Dedi çenemden tutup başımı kaldırırken mavi kızarmış gözlerim onun toprak gözleriyle karşılaştığında duruldu , gözümden bir damla düşerken dillerimi sıktım.

 

" bende nasıl bir enkaz bıraktığını görmek için mi ?" Dedim ona bakarken gözleri gözlerime bakarken orada yanan ateşi gördüm , çektiği acıları gördüm , pişmanlığını gördüm. Görmemi istediği için gördüğümü biliyordum.

 

"Söylemek istedim yemin ederim istedim ama-"

 

" ama söylemedin , gözünün önünde nasıl acı çektiğimi gördüğün halde söylemedin ! Beni aptal yerine koymaya devam ettin , ettiniz!" Dedim sinirle gülerken başımı iki yana sallarken gözümden bir damla daha düştü.

 

" nasıl senin baban bu diyebilirdim Efsun , albay benden zaman istedi kendisi hepsini söylemek istedi buna saygı duymak zorundaydım kendisi sana söyleyecekti zaten her şeyi." Dedi n'olur anla beni der gibi , sinirle gülerken eliyle yüzümü kapatıp başımı salladım.

 

" ne olursa olsun üsteğmen bana yalan söylemeyecektin , ne olursa olsun yok diyecektin bir şekilde bana söyleyecektin !" Dedim sinirle sesim yükselirken.

 

" bu o kadar basit değil , sadece kendi tarafından bakıyorsun! Anlamak istediğin gibi anlıyorsun !" Dedi bana bakarken anlamam için artık gerçekleri suratıma haykırıyordu.

 

" sorun da bu üsteğmenim ben hiç anlamamışım ki zaten gözümün içine baka baka yalan söylediğini anlamamıştım , o kadar güvenmiştim ki sana ne yaparsa doğru demişim. Bir şey yapıyorsa beni düşünüyor , bir şey söylerse doğrudur bana yalan söylemez , beni üzmez...." Dedim bağırırken , sesimiz Tolga'ya kadar gittiğinden eminim ama bunu umursamadım o da zaten bizi umursuyor gibi durmuyordu.

 

" Efsun..." dedi bana bakarken , sesindeki ton ile yutkunamazken canım yandı gözümden bir damla daha düştüğünde çaresizce omuz silktim.

 

" ben her şeyi boşverip, gözlerimi bağladım sana yaslandım sende en başından beri bana yalan söylüyormuşsun zaten. Bana neden bunu yaptın ki ?!" Dedim çaresiz bir şekilde ona bakarken , canım yanıyordu ve ben arttık bu cam kırıklarını içimde tutamıyorum.

 

" mecburdum söyleyecekti sana o söylemeden söyleyemezdim !" Dedi anla artık beni der gibi , sesi o kadar çaresiz ve korkmuş gibi çıkıyordu ki anlamam için daha ne yapması gerektiğini bilmiyordu.

 

" bana inanman için ne yapmam gerekiyor , ayaklarına mı kapanayım? Kapanırım! Kendi kafama mı sıkayım ;sıkarım sen bana dön diye dünyayı tersine çeviririm ben sarışın çünkü ben sensiz nasıl yaşanır bilmiyordum , sen geldikten sonra benim bir hayatım olmadığını gördüm şimdi sensiz nasıl yaparım bilmiyorum!?" Dedi artık o da çıldırmış gibi bağırıyordu, gözümden bir damla düşüp yeri boylamasıyla sıkı sıkı kapatım gözlerimi.

 

" uyuyamıyorum ben kadın , aylardır uyumuyorum ben senin kokunsuz nasıl uyunuyor bilmiyorum..." dedi sona doğru kısılırken , tırnaklarımı avuç içime bastırırken zorlukla derin bir nefes aldım , boğazımdaki yumru giderek daha da büyüdü.

 

" seni uyarmıştım !" Dedim sinirle , nefret ediyordum bundan , nefret ediyordum şu an olduğumuz durumda ona sarılmak istiyordum sıkı sıkı beni sarsın istiyordum. Yine eskisi gibi olalım istiyordum onu o kadar özlemiştim ki, onun yüzünden yaralıydım ama yine ona o kadar ihtiyacım vardı ki.

 

" evet uyardın !" Dedi birden sinirle bağırarak, anlındaki damar belli oldu sinirle. " uyardın ve ben yine yaptım pişmanım isteyerek yapmadım ama sen bunu duymuyorsun o kadar odaklanmışsın ki gitmeye !?" Dedi sinirle gülerken kısa bir es verdi. " ama ben yapamıyorum , lanet olsun küfür de etsen , nefret de etsen. olmuyor Efsun olmuyor ben seni çok seviyorum be sarışın..." dedi çaresiz bir şekilde bana bakarken.

 

Bu onu ilk defa bu kadar çaresiz görüşümde , bu onu ilk defa bu kadar acı çekerken görüşüm oldu ve bu onu unutamayacağım anım oldu. Yutkunmazken dudağımı ısırdım.

 

" gözünden düşen tek bir damla beni mahvediyor sarışın , buna benim sebebi olduğum gerçeği ise öldürüyor beni. Zamansa zaman verim ama benden gitme nolur yapma bana bunu öldürme beni ," elleri ellerimi sıkı sıkı tutarken bir daha bırakmayacak gibiydi.

 

" Zaman istiyorsan al senin olsun bütün zamanlarım ama yanımda ol , yine düşün taşın ama benden uzak olma ben yapamıyorum. Beni öldür daha iyi sarışın..." deri gözleri birer silah gibi beni delip deşti , canım yanarken gözlerimden ard arda iki yaş düştüğünde ellerimi tutan ellerine baktım.

 

" senden nefret ediyorum..." dedim fısıldayarak gözleri hayal kırıklığı ile bana döndü , bakışlarında büyük bir yıkım gördüm. Ellerimi ellerinin arasında çekerken ondan uzaklaşmamı beklerken kolarımı birden boynuna dolamamla dondu , bedeni dona kalırken ayların acısını çıkartacak kadar sarıldım ondan.

 

" seni hala affetmedim..." dedim fısıltıyla koları birden beni sıkı sıkı sardığında sanki tek bir beden olmuştuk.

 

"Biliyorum..." dedi rahatlamış bir nefes veririken kafasını boyun girintime sokup derin bir nefes aldı huzurla , sanki aylar sonra yeni nefes alıyordu.

 

" seni çok seviyorum sarışın..."

 

 

Bende üsteğmenim...

 

 

_____

 

 

Şimdi koşabilecek olanlar var evet hemen affettiği için ama arkadaşlar tam affetmedi yarım affettim...

 

 

 

Şimdi bir şey fark ettim uzun süre boyunca sevdiklerim için kendi sosyal hayatımdan fazla vaz geçtim kendimden bertaraf ettim ve yapmam dediğim şeyleri iyi niyetle yapıp karşılığında boş boş şeyler aldım.

 

Açıkçası ben böyle bir insan değilim tam tersi ben umursamam birisi bana küsüyorsa küsebilir yalnız kalacaksam kalabilirim ve şu an uzun süredir böyle olmadığımı fark ediyorum.

 

Arkadaşlar siz benim gibi bir anlık salaklığa düşmeyin yeter aşkolarım silkelenin kendinize gelin ve exlere tekme koyup yenilere geçin.

 

Ve ne olursa olsun bu hayata saç kırıklarınızdan başka şeyleri önemsemeyin tşk

Loading...
0%