Yeni Üyelik
48.
Bölüm
@biralar88

48

 

 

Saçlarımı ellerimle düzeltirken merdivenleri hızlı hızlı inmeye devam ettim , telefonumda çalan şarkı ile kapıyı açtığımda temiz hava bedenime enjekte ettiği an titremeden edemedim bir kaç saniyeliğine , tek kulağıma dolan kulaklıkta çalan şarkıyla başımı sallarken kafamı kaldırmış tam motoruma doğru gidecektim ki gördüğüm bedenle durdum.

 

" ne işin var senin burada ?" Dedim karanlık havaya bakıp tekrar ona dönerken , elindeki çay ile oturmuş bankta keyfine bakan Kaan bana bakıp 32 diş sırıttırken abartılı bir ifadeyle elini havada salladı.

 

" kumam!" Dedi heyecanla , ters ters gözlerine bakarken etrafta Han'ı aradım ama görmeyince karşısına geçip oturdum.

 

" kuma deme bana !" Dedim ters bir sesle söylenerek , göz devirip çayından höpürtede höpürtede içtiğinde omuz silkti.

 

" kumam değil misin sana ne yenge ?!" Dedi çok mantıklı bir şey söyler gibi , göz devirirken kolarımı göğsümün altında birleştirdim.

 

" yengende değilim ben biz sevgili değiliz !"dedim sonra alışılan sesimle , sabah konuşmamızın üstünden saatlerce öyle kalmıştık ne o konuşmuş ne ben konuşmuştum hemen ardından çalan telefonu yüzünden acil bir şekilde çıkmıştı sonra da haber alamamıştım ona bir kaç saaat oluyordu o gideli.

 

" vallaha mı?!" Dedi birden heyecanla yerinde dikleşirken kaşlarım çatılırken ters ters yüzüne baktım , dost mu düşman mı bu da belli değil.

 

" ana vallaha süt gibi oğlan bana kaldı!" Dedi Kaan gevşek gevşek sırırtırken , aklıma Çelik geldiğinde sinir bozukluğuyla güldüm.

 

" sende ne değişik bir manyaksın be ?!" Dedim sinirli ifademi bozmamak için kaşlarımı çatmaya çalıştım.

 

" teşekkür ederim yengecim.." dedi tekrar aynı şeyi söylerken.

 

" iltifat değildi ?"

 

" benim için bir iltifatı..." dedi sırıtarak , sinir bozukluğuyla gülerken başımı iki yana sallayıp geriye yasladım sırtımı , gözlerimi kısıp ona baktım dik dik.

 

" sende biliyordun dimi?" Dedim ona bakarken ciddileşti bir anda , gözleri bana döndüğünde iç çekip Kafasını salladı dürüst bir şekilde.

 

" albayın baban olduğunu mu , evet ." Dedi benim söylemekten çekindiğim gerçekleri pat diye suratıma söylerken , bir anlığına açık açık duymayı beklemediğim için bocaladım içime koca bir ağrı oturduğunda yutkunamadım. Birisinin suratıma pat diye bütün gerçekleri söylemesine hazır değildim hem de hiç bunu Kaan söylediğinde fark etmiştim.

 

" neden söylemedin ?" Dedim ona bakarken donuk bir ifadeyle , tek kaşını kaldırdığında alayla gülüp omuz silkti.

 

" duymak istemediğin bir şeyi sana neden söyliyim , ayrıca hangi vasıfla kalkıp sana söyleyecektim ki bunu?" Dedi kendince haklı bir sebep sunarken , kaşlarım çatılırken anlamayarak ona baktım.

 

" duymak istemediğim ?" Dedim kaşlarım çatılırken ona sordum , omuz silkti açık açık.

 

" sen görmek istemediğin için görmedin bunları yenge yanlış anlama onlar kendilerini açık edecek çok fazla şey verdi senin eline ama sen itinayla görmekten kaçtın, görmek istemediğin içindi bu da." Dedi bana bakarken kaşlarım çatılırken ağrıyan başımla anlımı ovdum.

 

" yıllar boyunca hep babamın eksikliği ile büyüdüm şimdi ise neden onu bilmek istemiyim ben ?!" Dedim sinirlenerek , Kaan yerinde dikleşirken derin bir nefes aldı. Ciddi bir ifadeye büründüğünde ellerini önünde birleştirdi.

 

" bak şimdi yengecim , ben sevdiğim kadını bir görevde kaybettim. Bunun olacağını asla düşünmedim çünkü gözümde kendini öyle bir yere koymuştu ki ben şehit düşerim o düşmez demiştim , şehit haberi geldiğinde görev dönüşü ona evlenme teklifi etmek için süpriz hazırlıyordum inanamadım , inanmak istemedim. " dedi anlatmaya başlarken sözlerine düşen hüzün benim canımı yakarken ilk defa duyduğum hikaye ile yutkunamadım onun acısını hissederken ona baktım dikkatle.

 

Bu kadar gülen bir adam , eğlenen bir adamdan asla böyle bir hikaye beklemiyordum.

 

" sonrası zaten inanamadığım , kabullenemediğin için komutanlarım göreve çıkmama yasak koydu tedavi olmamı şart koydular yoksa elimdeki son kalan şeyimi de alacaklardı benden , mesleğimi... ben yetimim ne anam var ne babam beni büyüten adam Azizin babası , hiç bir şeyi benden eksik koymazdı Aziz ne alırsa bana da alırdı ondandır bu azizle kardeşliğim biz gerçekten de kardeş olarak büyümüştük çünkü. Tedaviyi mecburen kabul ettim gittim de ve artık psikologlardan daha çok psikolog oldum yenge. " dedi sonda gülmeye çalışarak ortamdaki hüzünlü havayı bozmak için , gözlerim dolarken dudağımı sertçe ısırdım.

 

" üzgünüm..." dedim ne diyeceğimi bilemeyerek , sevdiği kız onun gibi askerdi ve onu kaybetmişti. Düşünüyorum da ya şimdi Han göreve gitse ve Allah korusun orada şe-

 

Nefesim kesildi birden.

 

" olma ben kendi halime çok üzüldüm çünkü başkası üzülmesin diye , psikoloji kitaplarında şu yazıyor yengecim bir insan görmek istemediği bir şeyi gösterseniz de bunu anlamaz beyin bunu kabul etmez. Sen onun yokluğunu o kadar alışmış benimsemişsin ki , yokluğunu var sayıp acı çekmeye o kadar alışmışsın ki var olabileceği bir gün karşılaşma ihtimalinizi hiç kabul etmemişsin. Sen kendi ellerinle kendini kör etmişsin. " dedi bana düzgünce açıklarken , sözleri öküz gibi içime oturdu , haklıydı ve en çok bundan nefret ettim.

 

" seni haklı konuşurken görmek tuhafıma gidiyor ?!" Dedim söylenerek , birden sinir bozukluğu ile güldüğünde başını salladı.

 

" burada kimsenin bir suçu yok ne senin , ne de babanın. " dedi babanın kelimesi tüylerimi diken diken ederken gözlerim zorlukla ona döndü.

 

" adam senin varlığından bile haberi yokken sen ona beli etmişsin, peşine düşmüş sonra da sana nasıl söyleyeceğini bilememiş , açıkçası bu nasıl söylenir bende bilmezdim. Yanlış anlama yenge bunu onları korumak için söylemiyorum anlaman için söylüyorum , burada kimsenin bir suçu yok Aziz sana söyleyemezdi sen zaten görmek istemiyordun ve bu onun görevi değildi. Baban ise zaten yeni yeni idrak ettiği gerçekler ile yıllardır kayıp parçasını buldu onu daha tam kavuşamamışken kaybetmeyi göze alamadı annense zaten pişmanlığı büyük , kendinden nefret ediyor şu an. " dedi dudaklarını bir birine bastırırken , aklımdaki düşünceler son sözleriyle dağılırken anlamayarak ona baktım.

 

" neden ?"

 

" haberin yok mu?" Dedi bana bakarken kaşlarım bir anda çatıldı " annen ve babanın hikayesini bilmiyor musun ?" Dedi daha büyük bir şaşkınlıkla ,kaşları kuşkuyla çatıldı.

 

" onlarla hiç mi konuşmadın ?" Dedi bana bakarken.

 

" uzatmasan Kaan ?"

 

" yıllar önce deden onların evlenmesine izin vermeyince albay ve annen kaçmaya karar vermiş , annen yıllar önce aldatıldığını sandığında aslında her şeyi yanlış anlamış , baban o gün ona kaçacağından haberi yokmuş bir önceki akşam ondan haber gelmeyince vaz geçtiğini düşünmüş ertesi günü gizli görev çıkmış. Görevde Han'ı gül ile gördüğün görev gibiydi , format bizim için her zaman beli ve basit ama bu eşler araya girince bocalıyor o akşam annen ona kaçmış ve geldiğinde-"

 

" onları yan yana görmüş..." dedim zar zor çıkan sesimle , benim hayatım aslında bir yok uğuruna mı bozulmuştu ondan mu bu kadar sene yalnız başıma geçirdim ondan mı ayrı yollarımı geçirmiştim ondan mı o kadar acı çekmiştim ben?

 

Nefes alamadığımı hissederken elimle boğazımı ovdum kazır gibi.

 

" gitmiş seni de alıp gitmiş senden hiç bir zaman babana bahsetmemiş zaten ona kaçmayacağını vaz geçtiğini düşünen albay onu sevmediğini düşünmüş asker olduğu için bunu yaptığını düşünmüş ipler o anda kopmuş. " dedi iç çekerek Kaan , gözlerim dolarken nefes alamadım burnumdan alıp ağzımdan vermeye başladığımda Kaan bana zaman tanıdı bir süre.

 

" benim hayatım bir hiç uğruna bozuldu yani. " dedim sinirle gülerken birden, kafamı salladım birden ayağa kalkarken Kaan bana bakarken temkinli bir ifadeyle izliyordu sanki kendime bir şey yapamamdan korkar gibiydi.

 

" bu hikayede herkes masum Efsun?" Dedi anla der gibi , gözlerimi sıkıca kapatırken daha da ağrıyan başımla ovdum anlımı.

 

" ya böyle olmasaydı ?" Dedim gözlerimi açarak karanlık geceye baktım. " annem o gün sorup durmuş olsa ona anlatmış olsaydı bütün herşey

Düzelseydi araları ben böyle yalnız bir hayat yaşar mıydım ?" Dedim

 

" olmuşla ölmüşe çare yok Efsun bende ara sıra düşünüyorum , ya o gün şehit düşmeseydi biz evlenseydik..." dedi yüzünde bunun hayalini çok kurduğu belli olan acı bir tebessüm oldu, omuz silkti silik bir şekilde.

 

" aynı Nur'a benzeyen güzel bir kızım , Nur gibi böyle dim dik duran bana bakıp gülen Nur yanımda olan varlığı. " dedi hayaliyle bile gözleri dolduğunda gözlerimin dolmasına engel olamadım yüzünde buruk bir gülüş olduğunda birden burnunu çekip kafasını iki yana salladı kendine gelmek için.

 

" bende aile kavramı hep yarım yenge bu yüzden ona rastladığımda tamamlandım dedim ama yine yarımım. " dedi iç çekerek. Elimi elinin üstüne koyduğumda sıktım destek olmak için , buruk bir şekilde gülümsedim ona.

 

" kumam yaptım ya seni bizim aileye katıldın sende artık .." dedim gülerek , birden güldüğünde kafasını salladı.

 

" helal kız sana yenge senden iyi kuma mı bulucam ben?!" Dedi birden kaşlarını çatarak gülerek ona bakarken kafamı salladım ortamdaki havayı değiştirmek için.

 

" o bu değilde ne işin var senin burada ?!" Dedim ona bakarken , yüzünde ağlayan bir ifade olduğunda. Kafasını iki yana salladı.

 

" senin bu Allahın belası yüzünden , yeter anasını satayım bu nedir ya dağda adam avlayacağım yerde gelmiş kapında bekçilik yapıyorum yeter be 3 aydır !?" Dedi sinirle söylenerek kaşlarım birden çatıldığında anlamayarak ona baktım.

 

" nasıl yani ?"dedim birden şaşakınlıkla konuşamazken

 

" sen geldiğin günün ertesi günü bizde buraya geldik yeter ya siz burada nasıl yaşıyorsunuz yenge yemin ederim bu ne akın akın insan var ?!" Dedi İstanbul'un kalabalığında şikayet ederken kaşlarım çatılırken aklım tek bir noktada takılı kalmıştı.

 

" iyide siz benim burada olduğumu nereden öğrendiniz ?!" Dedim kaşlarım çatılırken, gözleri duraksadığında bir müddet bana baktı uzun uzun , zorlukla yutkunurken çenesi titredi.

 

" yenge biz bordo bereliyiz.." dedi lafı çevirmeye çalışarak , kaşlarım çatılırken tavrını anlamaya çalıştım.

 

" tamam da tam konumumu bulmanız imkansız yani derimin altına çip filan yerleştirmemişseniz bileme-" sözlerim yarıda kesilirken gözlerim telefonuma değdi , bakışlarım duraksarken sinirle gözlerimi yumup güldüm.

 

Elbette.

 

" bak hemen sinirlenme albayın kızı olduğunu öğrendikerinde senin peşine düştükleri zaman korkup yüklemişti-" Kaan ssözlerini bitirmesine izin vermeden telefonumu alıp kalkmamla ağzının içinden bir dolu küfür etti.

 

" sabah daha konuştuk adamla akşamında yine aynı!" Dedim sinirle bağırırken telefonuma bakışlarım değdiğinde kenarı fırlatıp anahtarımı çıkartım Kaan hızla bana yetişirken motoru çalıştırdım.

 

" Efsun ba-" sözlerini bitirmeden hızla oradan uzaklaşırken küfürlerini çok net bir şekilde duyuyordum.

 

 

————

 

Kaan güzel başlayıp sonda sıçtı...

 

Sizde ben aralarını düzleştiniz sevinirken ben tekrar bozdum...

 

Kaan = ben

 

 

Bol biralı günler aşkolar.

Loading...
0%