Yeni Üyelik
49.
Bölüm
@biralar88

49

 

Telefonumu takip ettiriyor çok güzel ya her şey çok güzel benim hayatımın kontrolü benden çıkalı çok olmuştu benim haberim yok muhteşem, sinirle gülerken. Kafamı geriye yasladım tek gidebileceğim yeri de biliyordu artık boş boş sokakları dolaşmak dışında ne bir seçenek ne bir yol bırakmıştı benden. Biliyordum ki şu an deliler gibi beni arıyordu ama bu zerre umurumda değildi şu an.

 

Işıklı sokakta göz gezdirirken yüksek bir duvara oturmuş bacaklarımı sallıyordum sakin bir şekilde , düşünmek için bana şu an zaman tanıyan tek yer bu duvardı insanları izlediğim yalnız bir şekilde.

 

Gördüğüm manzarayla dudaklarım buruk bir şekilde kıvrıldı , küçük kız elini tutuğu babasını oradan oraya sürükleyip bir şeyler istiyordu babası da her yok dediği zaman ona nazlanıyor suratını asıyordu. Babası ise kıyamayıp alıyordu yine bir şeye parmağını uzatığında babası gülerek ona bir şeyler söyledi ama bunu duyamayacak kadar uzaktaydım.

 

Benim nazlanacak kimsem olmamıştı çocukken...

 

Hayatım ellerimin arasında. Kayıp gitmişti , kontrolümü yitireli çok olmuştu ne kadar kabul etmek istemesem bile Kaan haklıydı ben en başından beri buna alıştığım için bundan devam etmiştim... peki ya şimdi , şimdi varlığını biliyordum , ellerimi uzatsam tutar biliyordum başıma bir şey gelse koşar bunu da biliyorum çünkü bu kısacık zamanda aslında hep yaptığı şey de buydu. Zorlukla yutkunurken. Gözlerimi kapatıp tekrar açtım , birden bir bedenin yanıma oturduğunu hissetmemle başımı çevirdim gözlerim acı kahvelerle değdiğinde korkuyla geri çekilecektim ki dengemi kaybetmemle tam yeri boylayacaktım ki refleksle hızla beni tutup kendine sabitledi.

 

" sen ne ara geldin ?!" Dedim sinirle ona bakarken , gözlerim şaşakınlıkla duvarın üzerinde dolaştı uçmuş muydu bu adam be ?

 

" hayalet diyorlar bana sence bunu sorgulaman ne kadar mantıklı?" Dedi bana bakarken , kolu hala belimi bırakmazken sinirle göz devirip tutuşundan kurtulup önüme döndüm.

 

" tam düzelicek derken daha da batırıyorum dimi?" Dedi iç çekerek benim gibi sokağı izlerken , parmağı parmağıma değiyordu. sanki bir anda ondan kaçıp gidersem kaybetmekten korkar gibiydi temasını kesmeye çekiniyordu.

 

" seni korumaya çalışırken zarar veren şey asıl benim." Dedi iç çekerek.

 

" sorun ne biliyor musun aslında ?" Dedim gözlerim yola dalarken yorgun bir gülümsemeyle ona bakıp önüme döndüm. " beni korumanı anlayabilirim ama benden bir şeyler saklayıp hayatım hakkındaki kararları kendin vermeni hayır !" Dedim ona bakarken gözleri hızla açıldığında kafasını iki yana salladı.

 

" hiç bir zaman öyle bir şey düşünmedim. "

 

" ama yaptıkların bunu gösterdi , bunu bana anlatsaydın tamam derdim ama sen sakladın yine.." dedim sinirle gülerken başımı salladım.

 

" özür dilerim..."

 

" dileme..." dedim iç çekerek omuz silkerken. " çünkü ben çok yoruldum , yalanlardan , özürlerden , yanlış anlaşılmamdan , verilecek kararlardan , sırlardan... " dedim zorlukla yutkunurken gözlerimi sıkıca kapatırken gözlerimin içi yandı , başımı ona çevirdiğimde gözleri gözlerime değdi kızarık gözlerime değen bakışları duraksadığında elleri birden yanaklarımda konumlandı.

 

" Efsun... " dedi gözlerime bakmasıyla , çaresizce omuz silerken yanak içimi ısırdım stresle.

 

" ben yoruldum..." dedim zorla bir nefes çevirirken , gözümden bir damla düştüğünde sanki onun canı yandı parmak uçlarıyla damlayı düşmeden yakaladı.

 

" biliyorum güzelim biliyorum..." dedi iç çekerek , yüzümdeki elli belime sarıldı beni kendine çektiğinde kollarımı hızla boynuna dolayıp dikkatle ona sarıldım , o kadar sıkı sarıldım ki bütün bu kabuslar geçsin diye bekledim. Uyan artık kabus bitti desin istedim.

 

"Söz veriyorum bütün yaralarını saracağım. " dedi şefkatle omuzuma bir öpücük bırakırken , kollarım daha sıkı sardı onu. Bir eli saçlarımı okşarken gözlerimi kapatım kendimi ona bırakırken her dokunuşu beni rahatlattı , o kadar narin davranıyordu ki kırmaktan korktuğu bir parça gibiydim onun için.

 

" üsteğmen?" Dedim boğuk çıkan sesimle.

 

" güzelim ?" Dedi saçlarımı okşarken.

 

" ne olursa olsun bırakma beni olur mu?" Dedim güçsüz bir sesle , bedeninin kasıldığını hissettiğimde durdu , koları bu sefer daha sıkı bana sarıldığında dudaklarını saçlarıma bastırdı iç çeker gibi.

 

" böyle bir şey imkan dahilinde bile değil sarışın..." dedi iç çeker gibi , saçlarımla oynarken durdu elleri yüzüme gittiğinde beni kendinden ayırmadan sadece yüzümü görebileceği bir mesafeden baktı ,bir eli yanağımı şefkatle okşarken yüzümün her bir santiminde gezdi bakışları.

 

" sarışın..." dedi gözlerime bakarken "sence de artık dönmenin zamanı gelmedi mi , kaçarak bir yere varamazsın. " dedi anlayışla bana bakarken , zorlukla nefes verirken dudağımı ısırdım stresle.

 

" hazır hissedemiyorum kendimi bir türlü..." dedim iç çekerek , anlayışla gözlerime baktı.

 

" biliyorum ama sen görüşene kadar kendini hazır hissetmeyeceksin. "

 

" biliyorum ama..." dedim aklıma bir bahane ararken , bir anlığına duraksarken yine kaçtığımı fark etmemle kaşlarımı çattım derin bir nefes alıp verdiğimde başımı kaldırıp gözlerine baktım.

 

" yarın gidelim. " dedim bir anlık kararla tek kaşı havaya kalktığında emin miyim diye sorguladı uzun uzun.

 

" bekledikçe yeni yeni bahaneler bulacağım ben burada doğup büyüdüm ama sanki artık buraya ait değilim..." dedim ezbere bildiğim

Sokaklarda gözlerimi gezdirirken , omuz silkip silik bir gülümsemeyle kaşlarımla bir yeri işaret ettim.

 

" mesela şu köşede okuldan kaçtığım zaman Tolga ile gizli gizli oraya girer orada eski bir kafe vardı orada hep saatlerimizi geçirirdik , eskiden olsa burada kalmak için can atardım ama şimdi buranın kalabalığı beni yoruyor. " dedim koşturan insanlar bakarken bazıları eve bazıları işe gidiyordu diğerleri ise arkadaşlarıyla eğleniyordu.

 

" hep burada mı kaldınız ?" Dedi merakla etrafa bakarken , iç çekip kafamı salladım.

 

" sen ?" Dedim birden konudan bağımsız merakla.

 

" Hakkari , Gaziantep , Adana , İzmir , Erzurum Diyarbakır , Van , Ankara , Cizre. " dedi düşünürek şokla ona döndüğümde bir süre sadece aptal bir ifadeyle yüzüne baktım.

 

" oha !?" Dedim bir anda engel olamadığım bir halde.

 

" dahası da var.." dedi bana bakarken gülerek, kaşlarım çatılırken ters ters yüzüne baktım.

 

" sen göreve gittiğine emin misin ya da asker olduğuna bir işsiz olarak ben bile bu kadar gezmedim be !?" Dedim ona bakarken , konudan kopmuş bambaşka bir şeye sataşmıştık çünkü ikimizin de buna ihtiyacı vardı.

 

" o senin kayıbın..." dedi bana gülerek , önüne döndüğünde kısa bir an aşağı baktı. birden aşağı atladığında aşaşakınlıkla ona baktım ellini bana uzatmasıyla kaşlarımı kaldırıp bir süre eline bakıp derin bir nefes verdim umursamadım nereye gideceğimizi saatin kaç olduğunu , ellerimi ellerinin arasına bıraktım ve beni şaşırtmayacak sıkıca tutu. Soğuk ellerimi kavrayan sıçak elleri ellerimi ısıtırken Kontrolü bir iniş yaptığımda kolu bedenimi sarıp kendine çekti gözlerimin içine bakarken anlımdan sıkıca öpüp elimi tutarak sokaklarda yürütmeye başladı.

 

" nereye ?" Dedim anlamayarak peşinden giderken aynı zamanda etrafa bakıp nereye gideceğimizi çözmeye çalışıyordum.

 

" gezeceğiz..." dedi çok normal bir şekilde , kaşlarım çatıldığında sinir bozukluğuyla gülüp ona baktım.

 

" sanki hayatımız muhteşem ilerliyor da bir gezmemiz eksik gibi?" Dedim kafamı sallarken homurdanarak , yan gözlerle bana bakıp önüne döndü.

 

 

"Öyle değil ama bir günlüğüne öyle davranabiliriz?" Dedi bana bakarken tekrar , kaşlarım şaşakınlıkla kalktığında sadece ona baktım bir müddet.

 

" hadi sarışın..." dedi beni çekerek , bir şey demeyip sadece ona ayak uydurduğumda beraber hızlı adımlarla insanların arasında kaçarak yürümeye başladık birden beni yanına çekmesiyle önüne geçmem bir oldu , elleri belimin iki yanından konumlanıp beni yönlendirmeye başladığında saçlarımın üstüne sıkı bir öpücük bıraktı, ben daha ne olduğunu anlamadan karşımdaki adama çarpmadan hızlı bir refleksle beni çevirdiğinde bir yere girmemle. Gözüme giren ışıkla gözlerimi kıstım.

 

" han!" Dedim hızla gözlerimin önüne gelen tüyle şokla gözlerim açıldığında kafamı geri çektim hızla , kaşlarım çatılırken oyuncak mağazasında göz gezdirdim.

 

" ne yapacağız burada ?" Dedim anlamayarak , derin bir nefes alırken. Kolları sıkıca belime sarıldı.

 

" oyuncak alacağız. " dedi sanki çok normal bir şeyden bahseder gibi kaşlarım çatılırken beni bırakıp ilerlemeye başladı , arkasından alık alık ona baka kalırken o benim aksine. Oyuncak bebekleri eline almış inceliyordu.

 

" ne yapıyorsun ?" Dedim kapının önünde durmayı bırakıp yanına gittiğimde.

 

" bebeklere bakıyorum ?" Dedi elindeki bebeği beğenmeyip kenara koyarken diğerini aldığında gözlerini kısıp bana baktı bir müddet bir kaç saniyeliğine durduğunda suratımın yanında tutu bebeği şaşakınlıkla ona bakarken bakışlarımı görmesiyle dudakları kıvrıldı. Gülüşünü gizlemeye çalışırken kafasını salladı.

 

" sana benziyor..." dedi birden arkasından bir alışveriş arabası alırken içine attı bebeği, kaşlarımı çattım aptal gibi ona bakarken.

 

" kim alıyorsun bunu?" Dedim anlamayarak sepetteki oyuncağa bakarken o benim aksime koca cüsesinin aksine , insanları ilk bakışta korkutacak heybetinin aksinr sarışın oyuncak bebekleri eline alıyor sıra sıra inceleyip benle kıyaslayıp benziyorsa sepete atıyordu.

 

" sana." Dedi eline bu sefer bir bez bebek aldığında , bir kaç saniye ona bakayım.

 

" neden?!" Dedim anlamayarak ona bakarken.

 

" çocukluğumu yaşayamadım demedin mi? Hiç bir zaman oyuncaklarım olmadı dedin bende sana kaybettiğin her şeyi geri vereceğim...." Dedi gözleri gözlerime döndüğünde yutkunamadığımı hissetim.

 

Çok uzun zaman önce bunu demiştim , unutmamıştı hatırlıyordu en önemlisi gerçekleştiriyordu.

 

" Han..."

 

" sana yeminim olsun sarışın , nasıl bu bayrak için her şeyimi feda ettiysem senin için kendimi feda ederim. Kaybetiğin yaşayamadığın her şeyi sana yaşatacağım..." dedi gözlerime bakarken yutkunamazken boğazımda kocaman bir yumru oldu.

 

" üsteğmen..."

 

" belki geç kaldım biraz sarışın ama-"

 

" kalmadın..." dedim ona bakarken gülümsedim burukça gözlerim dolduğunda kafamı salladım. " sen olduğun sürece ben zaten her şeye sahibim. " bütün her şeyi unutum yalanları saklanan sırları sadece o ve ben vardık.

 

Su ve toprak...

 

" öyleyse?" Dedi elinde bebeği bana sorup tutarken , sinir bozukluğuyla güldüğümde kafamı salladım evet der gibi.

 

Gülerek sepete attığında peluş oyuncaklara çarptım birden gözüme kesişen şeyle dudaklarım kıvrıldı elime aldığımda birden üsteğmene doğru tuttuğumda kaşları çatıldı , anlamayarak oyuncak koca ayıya bakıp bana döndüğünde ters ters yüzüme baktı.

 

" sarışın!" Dedi azarlayan bir tonda gülerek omuz silktim bana ne der gibi sıkı sıkı ayıya sarıldığımda çocuk gibi inat ettim.

 

" bu ayıyı da istiyorum aynı sen !"

 

" aklından bile geçirme sarışın !?"

 

" bana ne !"

 

" sarışın!" Dedi sinirle yapma der gibi , omuz silkip dudaklarımı büzerek ayıyı bırakmadan önüme döndüm.

 

" bu ayı yoksa gelmem bende..." dedim çocuk gibi omuz sikkerken.

 

" bu ayıyı getireceğime kafamı kırarım daha iyi..."

 

 

____

 

 

Evet arkaşlar biraz happyy happyy

 

Ama sonra yine kaos kısa bir ara dimi ama

 

Sizleri seviyorum bol bol yorumlar

 

Benim max erko seçimleri

 

 

 

 

 

Loading...
0%