@biralar88
|
61
Siz hiç sınandınız mı sevdiğinizde , canınızdan can olan bir adamla ? Ben sınandım karşımda acı içinde olan bedenini gördükçe benim canım yanıyordu , her bir yara benim bedenimde açılıyor onun kanaması durmuş yarlarına rağmen benimki devam ediyordu. En kötüsü ise bunun ilk defa olmadığını bilememdi , kaç kere o bedeni yara almıştı , kaç kere ölümden dönmüştü ?
Benim sevdiğim kaç kere canıyla sınanmıştı.
"Hala aynısın mı düşünüyorsun üsteğmen , konuşmayacak mısın?" Dedi başkan denilen adam elini yüzümden çekip Han'a dönerken , Han'ın yüz ifadesi silinirken ona baktı sadece.
"Keyfine bak." Dedi Han , bu sözü hiç beklemediğim bir anda canımı yakarken kaşlarımı çattım gözlerine bakarken. Yalan olduğunu bilmeme rağmen canım yandı...
"Getirin aletleri. " dedi başkan acımasız bir sesle , kanım derimin altında donarken sadece Han'a bakıyordum o ise ben dışında her yere.
Canın yanıyor sevgilim ve ben bunu hissediyorum , biliyorum ki sende beni hissediyorsun...
"Başkan Cemal gelmiş. " dedi birden dışarıdan ses gelirken başkan denilen adamın dudakları kıvrıldı , kapıya dönerken bir anlığına bize bakıp yürüyemeyen başladı.
" ufak bir ara komutan bir dakika sonra yanınızdayım. " dedi giderken peşinden saçlarımdan tutan adam giderken ikisi de mağaradan çıksana kadar sessizdik Han ile tam çıktıkları anda konuşacaktım ki Han kaşlarını kaldırdı hayır der gibi , sözlerimi yutarken bir kaç saniye boyunca gözleri çıkışı yokladı.
" ne işin var burada Efsun!?" Birden öfkeli çıkan sesi ona dönmemi sağlarken gözlerimin içi yandı , burnumun ucu sızlarken Han'a baktım.
" Han..." dedim titreyen sesimle gözlerine bakarken engel olamadığım bir yan yaralarını süzerken titreyen bacaklarımla ayağa kalktım zorlukla.
" Efsun.." dedi nefes alamaz gibi , sesindeki çaresizlik ve korku benim canımı yakarken dudağımı ısırdım. Bir kaç adım atıp ona yaklaşırken gözlerim yaralarındaydı.
" bana bak Efsun onlara değil bana bak güzelim " dedi n'olur der gibi , dolu gözlerim gözlerilerine değdiğinde canım yandı.
" burada olmaman gerekiyordu yavrum burada olmaman gerekiyordu , elimi kolumu bağladın be güzelim. " dedi içi yanar gibi.
" yapamadım yemin ederim denedim ama yapamadım sen yoktun Han dayanamadım kötüydüm hissediyordum. " dedim gözlerimden peşi sıra bir iki yaş düşerkenHan önüne geldim , o güzel kokusu yerine kan kokusu burnuma dolarken bu kokudan nefret ettim bunun olmasından nefret ettim.
" ağlama n'olur ağlaam , ellerim bağlı Efsun ağlama güneşimi batırma .." dedi n'olur yapma der gibi gözlerindeki çaresizlik bana çok tanıdık geliyordu , bir aydır onun yokluğunda ondan haber alamazken aynı bu haldeydim çaresizdim.
" özür dilerim..." dedim gözlerine bakarken , kafasını iki yana saladı .
" ben özür dilerim bir tanem senin böyle bir cehnneme düşürmene sebep olduğum için seni buradan kurtarmaadığım için özür dilerim , affet beni özür dilerim. " sözleri birer birer canımı yakarken çenem titredi.
" han..."
tam ağzımı açmıştım ki kaşları çatılırken bakışları eski yerime dönmesiyle dediğini anlayıp bir kaç adım geri gidip eski yerime diz çöktüğümde gözlerim gözlerindeydi.
" nerede kalmıştık komutan?" Dedi başkanın sesi , han onun geleceğini bilir gibi bir halde ifadesizleşti bakışları gözlerini benden çekerken yere odaklandı.
" ne bileyim amına koyayım dinlemiyorum seni." Deri han sıkılmış bir sesle başımı geriye atıp gözlerimi kapatırken , soğuk sakin sesinin aksine içinde kopan fırtınaları duydum.
Birden bağlı ellerimin iplerinde bir el hissettiğimde az önceki saçlarımdan çeken adam ellerimden çekerek beni tutarken gözlerim ona dönmedi , Han'da takılı kalan bakışlarım hiç bir şeyi görmedi o dışında.
" eğlence zamanıydı başkan. " dedi ellerimi tutan adam keyifle sırtına astığı silahın izin verdiği kadar haraket ederken o bile emanet duruyordu ona.
" doğru. " dedi başkan birden duyduğum sesle kaşlarım çatılırken basımı çevirmemle gördüğüm bıçakla kaşlarım çatıldı, başkanın elindeki bıçağı havaya kaldırırken gözleri bir süre bıçakla oyalanıp bir kaç adımda bana yaklaştı.
" son şansın bu komutan konuşuyor musun başlayayım mı ben ?" Dedi tehtikar sesiyle gözlerim yere dönerken dişlerimi sıktım , ne olursa olsun dayan Efsun , ne olursa olsun oruspu çocuklarına istediklerini verme.
" sıkılmaya başladım ben başlamayacak mısınız ?" Dedim birden kendimden bile beklemediğim soğuk bir sesle adama dönerken , başkan dedikleri adamın kaşları çatışırken gözleri gözlerime döndü iğrenç saçlarını eliyle okşarken tek kaşını kaldırdı.
" hayırdır kadın cesaret hapı mı yuttun?" Dedi bana bakarken.
" sizin gibi oruspu çocuklarından korkmak prensibim değil diyelim. " dedim omuz silkerken Başım dik bir şekilde konuşurken adamın çenesi kasıldı , başkışları bile öfkeyle yer değiştirirken birden yüzümde hissettiğim tokatla başım yana düşerken yanağımda varlığını koruyan sızı ince ve tizdi. Sıkı sıkı kapattığım gözlerimi açarken saçlarımın yüzümü koruduğuna sevindim.
" korkmak neymiş öğreteceğim ben sana bekle. " dedi saçlarımdan tutup başımı sertçe kaldırdığında saç diplerim acıyla ağladı, çoğu saçlarım yüksek şiddeten dolayı bana veda ederken nefret dolu olan gözlerim başkan dedikleri adamın gözlerine çevirdim.
" daha fazlasını beklerdim şahsen bir tokatla kolay kolay yıkılmam. " dedim alayla , kaşarlı çatılırken sinirle sıktı yumruğunu , beklemediğim bir anda yanağımda hissettiğim yumrukla canım yanarken dudağımı sızısıyla dişlerimin arasına yollayıp sıırdım sertçe , kanatacak kadar sertçe ısırdım.
Sakın Efsun sakın!
" daha fazlasını görmüşlüğüm oldu ama bu da iyi daha iyisi olabilir. " dedim çenemi zorlukla haraket ettirirken canım yanarken acıyla gözlerim dolmasın diye sıktım dişlerimi , gözlerimi kaldırıp ona çevirirken o an Han ile göz göze geldim gözlerindeki cehennemi gördüğümde büyük ihtimale patlamış dudaklarımda oyalandı gözleri dişlerini sıkarken gözlerini sıkı sıkı kapatıp başını başka yere çevirdiğinde ellerini yumruk yaptı.
" hala iyiyim. " dedim bunu onlara değil de Han'a yönelik söylerken iyi olduğumu bilsin istedim , değildim ama öyle bilsin istedim bunu da gördü zaten.
" dövün lan şunu belli durmayacak bu sürtüğün çenesi!" Dedi birden sinirle bağırırken , bileklerimi tutan ellerimi adam bırakırken yüzündeki iğrenç gülümsemeyle önüme geldiğinde ona baktım.
" gözlerini kapat. " dedim sadece , han beni duydu anladı ama kapatmadı. Yokmuşum gibi davrananları seslerimi duymazdan gelemedi benim yüzüme yediğim darbeler karnıma yediğim tekmeler sanki ona işliyor gibi canı yandı ve ben kendi canım tek yandı sanarken aslında onun içi yandı.
Yapamıyordu beni buradan çıkarıp alamıyordu içi yanıyordu , kendini o kadar çaresiz hissediyordu ki bütün çaresizliğini içimde hissediyordum sanki benden çok onun canı yanıyordu.
" konuşmak için son fırsatın hayalet!" Dedi başkan bağırırken.
" seni feriştahını sikeceğim oruspu çocuğu seni elimden kimse alamayacak , senden geriye toz zerresi bile bırakmayacağım lan!"
" nefesini hiç boşa yorma bu daha başlangıç çünkü. " dedi başkan bir kaç adımda önümde biterken yerdeki bedenimi saçlarımdan tutup kaldırdığında yüzümü yüzüne yaklaştırdı.
" karını kadınım yattığımda ne yapacaksın ki ?" İşte bu kadar dı bütün her şey buraya kadardı , sabrı buraya kadardı , dayanma gücü bana kadardı. Han'ın öfkesinin bedeninden taşıp bana ulaştığını hissederken her şeyi mahvetmek için ağzını açmıştı ki hızla ağzımdaki kanı adamın suratına tükürdüm, saçlarımı aniden bırakırken kafasını çekti.
" oruspu sürtük!"
" çok açık sözlüsün kendine karşı!" Dedim ona bakarken , elinin tersiyle yüzünü silerken dişlerini sıktı öfkeyle birden bıçağını çıkarıp açtığında zorlukla yutkundum.
" karnını açın şunun. " dedi birden bağırarak , Han'a bakamadım ifadesini görmek istemedim bunu görmesin istedim.
Birden elimden tutulup duvara sabitlendiğimde hissederken gözlerim son bir saniye Han ile kesişti gözlerindeki öfke ve korku benim içini yaktı kendini zor tuttuğu belli olurken elleri artık bem beyaz olmuştu sıkmaktan.
Tişörtümün bir el tarafından yarısına kadar sıyrıldığını hissederken gözlerim Han'ın gözlerinin içindeydi sanki o olduğu sürece bana bir şey olmazdı varlığı yeterdi benim iyi olmam için. Korkmuyordum çünkü yanımda Han vardı...
" bakalım birazdan da hala öyle konuşabilecek misin ?" Bir şey diyemedim Han'ın gözlerinin içine bakarken kelimlerimiz olmasa da gözlerimiz vardı ben konuştum o anladı , ben söyledim onun dışında kimse beni duymadı. Ona sığındım ama bunu kimse fark etmedi.
Birden bıçağın karnımda sivri varlığını hissederken etimi yırtan bıçakla gözlerimi sıkı sıkı kapatırken çığlığım bütün mağara da değil dağlarda yankı yaptı , canım yanarken bıçağın varlığı durmadı çığlığım boğazımı yırtan derecede şiddetliyken gözlerimi daha sıkı kapatım. Bıçağın varlığı karnımdan çekildiğini gözlerimi açana kadar fark edemedim , gözlerimden yaşlar boşalırken buna engel olamıyordum nefes alamazken karnımdan oluk oluk akan kanlar üstümü mahvetti. Hissettiğim ağrıyı tarif edecek kelimeler bulamazken dişlerimi sıktım acıyla.
" Başkan!"
Nefes nefese başımı geriye yaslarken bedenim bir et yığını gibi yere düşerken Han'a bakmak istemedim , gözlerime baktığı anda benden çok canı yanağından bilincinde olmak istemedim.
" ne var lan !"
" çok ses çıkıyor herkesi uyandıracak ." Dedi tanımadığım ses , gözlerimi açmadım nefes alamazken hissettiğim ağrıdan uzaklaştırmaya çalıştım aklımı.
Düşünmezsen hissetmezsin ağrıyı, düşünme Efsun düşünme !
" oruspu karı !" Dedi öfkeyle dişlerinin arasında fısıldarken acıyla güldüm.
" kuyruğun sıkıştı tabi seni bulurlar diye. " dedim acıyla nefes nefese kalmış bir sesle , o an Hanın rahatlatmış nefesini hissetim.
" lan var ya elimde kalacaksın !" Tam bana yürüdüğünü hissederken arkadaki ses ona engel oldu. " boş ver durmaz Türk kızı o ." Dedi tanımadığım adam dudaklarımdan alaylı bir gülüş kaçarken canımın yandığını bastırmaya çalışıyordum , sanki kan kaybetmiyormuşum gibi.
" Türk diyince nasıl da kuyruğunuz sıkışıyor ama !" Dedim gülerek.
" nereye kadar sıkışacak kuyruğunuz ama , seni uyardım başkan hangi ceheneme gidersen git bizden kurtulamazsın gölgen oluruz yine geliriz , hayalet oluruz fark etmezsin bizi. " Han,ın sesini duyduğumda gözlerimi açtım o an gözlerinde bir şey fark ettim.
" ondan mı buradasın asker?"
" seni her seferinde tekrar tekrar uyardım ama ben demi başkan , ben istemediğim , izin vermediğim sürece sen benim ne gölgemi duyabilirsin ne sesimi işitebilişsin ben buradaysam ben izin vermişim demektir. " dedi Han onlara bakarken kaşlarım çatılırken anlamayarak ona baktım.
" o ne demek ?" Dedi anlamayarak başkan.
" biz bordo bereliyiz başkan , ne yerde ne gökte bizi duymazsın hissetmezsin hele hele lakabı hayalet bir insanı siksen göremezsin ." Dedi ona bakarken gözlerindeki güçten güç aldım bende.
" yani ben buradaysam ben izin vermişim demektir , seni normalde öldürüp gidecektim ama şimdi sikseler seni benim elimden alamazlar canımın parçasına dokunan ellerini teker teker kırmadan seni kimse elimden alamaz!" Dedi yüzündeki tehlikeli gülüş beni bile korkuturken başkanın kaşları çatıldı korkuyla.
" tuzak!" Dedi Cemal dedikleri adam birden korkuyla,aynı anda iki el silah sesi duyuldu , cehennem asıl şimdi başlamıştı ama biz kurtulduğumuzu sandık... |
0% |