@birbakipcikiyorumm
|
⭐️Bölümümüzü yıldızlamayı ve yorum yapmayı unutmayınız⭐️ . . .
Şimdiki zaman Armina'nın anlatımıyla,
"Operasyon adı, Yok et."
"Allah hepinize kolaylık versin çocuklar."
'"Sağ ol!"'
"10 dakika içimde hepiniz tam teçhizat pistte olun."
'"Emredersiniz."' Albay odadan çıktığı gibi ayağa kalktım.
"İmha, teçhizat odasına." dedim. Hepsi ayağa kalktı.
"'Emredersiniz konutanım.'" dediler. Miraç Üsteğmen yanıma geldi. Harekat odasından çıktık.
"Bu taraftan Komutanım." dedi Miraç Üsteğmen. Sanki bilmiyormuş gibi başımla onayladım ve yürümeye başladık.
10 dakika sonra Armina'nın anlatımıyla,
Hepimiz hazırdık.
"İmha, hazır mısın?" dedim. Bu isme alışmam biraz zaman alacaktı.
'"Evet komutanım!"'
"Kalkış pistine gidiyoruz."
'"Emredersiniz komutanım."' Odadan çıktık. Miraç Üsteğmen pistin yerini tarif etmişti. Sanki hiç bilmiyormuşum gibi dikkatle dinlemiştim.
Piste geldiğimizde Albay zaten buradaydı. Hızla önüne dizildik. Bir adım öne çıktım.
"İmha Timi, Kızıl Gölge, bir Kıdemli Üsteğmen, üç Üsteğmen, beş Teğmen, üç Astsubay Kıdemli Başçavuş ve bir Astsubay Başçavuşla emir ve görüşlerinize hazırdır komutanım!"
"Rahat, İmha. Dikkat edin kendinize. Burnu bile kanayan istemiyorum."
'"Emredersiniz!"' dedik hep bir ağızdan.
"Allah yar ve yardımcınız olsun."
'"Sağ ol!"' Bu ses değiştirici gerçekten çok işime yarıyordu.
"İmha, helikopter bin!" dedim. Tüm tim çantalarıyla beraber helikoptere doğru ilerlemeye başladı. Tam bende gidecektim ki albay seslendi.
"Kızıl Gölge," Hızla Albayıma döndüm.
"Emredin komutanım."
"Sana emanetler. Operasyonu ben takip ediyor olacağım. Lütfen, yaşadığımı bir kez daha yaşatmayın bana." Ne demek istediğini anlamıştım. Kararlılıkla konuştum.
"İstekleriniz benim için bir emirdir komutanım! Canım pahasına İmha'yı koruyacağımdan şüpheniz olmasın."
"Kendine de dikkat et Kızıl Gölge, hiç yapmadığın bir şey isteyeceğim senden her görev öncesi istediğim gibi. Askerlerini koruyacağını biliyorum. Lütfen kendini de koru."
"Emredersiniz." dedim.
"Allaha emanet olun."
"Sağ ol!" Time doğru ilerlemeye başladım.
Helikoptere bindim, kapıları kapattık ve havalanmaya başladık.
6 saat sonra Armina'nın anlatımıyla,
Helikoptere bindiğimizden beri, Albayın verdiği tüm dosyaları incelemiş, planı ayrıntılı bir şekilde ayarlamıştık. Deniz Kuvvetleriylede iletişime geçmiş, plan üstüne konuşmuştuk. Artık her şey hazırdı.
Tim dosyasını elime aldım. Evet, Ecel'in tetiğe basmadan önce kaç kere nefes aldığını dahi biliyordum fakat Alaca'yla ilk operasyonumuzdu. Tekrar tekrar bakarak onlara hakim olmalıydım.
Piyade Kızıl Gölge
Cinsiyet, bilinmiyor.
Ad, bilinmiyor.
Doğum yılı, bilinmiyor.
Rütbe, bilinmiyor.
Özel Kuvvetler.
Tim komutanı.
Uzmanlık alanı, keskin nişancılık.
Bomba imha ve sıhhiye alanlarında yeterlilik.
Üst düzey stratejik düşünme becerisi.
Her türlü ateşli silah hakkında üst düzey bilgi, tamir becerisi.
Her silahın tetik hassasiyetini en ince detayına kadar hesaplama, hava koşullarına göre silah hazırlama becerisi.
Üst düzey dövüş becerileri.
Üst düzey gözlem yeteneği.
Piyade Kıdemli Üsteğmen Korkmaz
Cinsiyet, Erkek.
Ad, Miraç.
Doğum yılı, 1995.
Rütbe, Kıdemli Üsteğmen.
Özel Kuvvetler.
Tim komutan yardımcısı.
Uzmanlık alanı, İstihbarat.
Fiziksel çeviklik.
Her türlü arazi koşulunda üst düzey kamuflaj yeteneği.
Piyade Üsteğmen Güçlü
Cinsiyet, Kadın.
Ad, Asena
Doğum yılı, 1997
Rütbe, Üsteğmen
Özel Kuvvetler.
Uzmanlık alanı, Bomba İmha.
Üst düzey özel keşif ve istihbarat toplama yeteneği.
Keskin nişancılığa yatkınlık.
Piyade Üsteğmen Görgülü
Cinsiyet, Erkek.
Ad, Çınar
Doğum yılı, 1996
Rütbe, Üsteğmen
Sivili tehlikeye atma ve emre itaatsizlikten 2 yıl rütbe yükselmeme cezası.
Özel Kuvvetler.
Uzmanlık alanı, Keskin nişancılık.
Üst düzey gözlem yeteneği.
Sıhhiye alanında tecrübe.
İstihkam Üsteğmen Keskin
Cinsiyet, Kadın.
Ad, Banu.
Doğum yılı, 1997.
Rütbe, Üsteğmen.
Özel Kuvvetler.
Uzmanlık alanı, sıhhiye.
Üst düzey yakın dövüş yetenekleri.
Bomba imha konusunda orta düzey bilgi.
Piyade Teğmen Korkmaz
Cinsiyet, Erkek.
Ad, Araz.
Doğum yılı, 1997
Görevde emre itaatsizlikten dolayı 1 yıl rütbe yükselmeme cezası.
Özel Kuvvetler.
Uzmanlık alanı, keskin nişancılık.
Sıhhiye alanında yeterlilik.
Üst düzey hızlı düşünme becerisi.
İstihkam Teğmen Aktan
Cinsiyet, Erkek.
Ad, Uraz.
Doğum yılı, 2001
Rütbe, Teğmen.
Özel Kuvvetler.
Uzmanlık alanı, Bomba imha.
Her türlü arazi koşulunda üst düzey kamuflaj yeteneği.
Piyade Teğmen Yılmaz
Cinsiyet, Kadın.
Ad, Yazgı.
Doğum yılı, 2001.
Rütbe, Teğmen.
Özel Kuvvetler.
Uzmanlık alanı, Bomba imha.
Keskin nişancılığa yatkınlık.
Hızlı karar alma becerisi.
Kara Hava Teğmen Aslan
Cinsiyet, Kadın.
Ad, Ceyda.
Doğum yılı, 2001
Rütbe, Teğmen.
Özel Kuvvetler.
Uzmanlık alanı, İstihbarat.
Üst düzey analiz becerisi.
Bazı görevlerde, taaruz helikopterleri ile manevra unsurlarına yakın hava ateş desteği sağlamak, keşif, emniyet ve hava muhabereleri yapmak. (Kara Havacılık)
Kara Hava Teğmen Özütürk
Cinsiyet, Erkek.
Ad, Ufuk.
Doğum yılı, 2001.
Rütbe, Teğmen.
Uzmanlık alanı, hareket ve taaruz.
Üst düzey kamuflaj becerisi.
Fiziksel çeviklik.
Bomba İmha hakkında yüzeysel bilgi.
Bazı görevlerde, taaruz helikopterleri ile manevra unsurlarına yakın hava ateş desteği sağlamak, keşif, emniyet ve hava muhabereleri yapmak. (Kara Havacılık)
Piyade Astsubay Kıdemli Başçavuş Egeli
Cinsiyet, Erkek.
Ad, Efe.
Doğum yılı, 2001.
Rütbe, Astsubay Kıdemli Başçavuş.
Özel Kuvvetler.
Uzmanlık alanı, sıhhiye.
Üst düzey özel keşif ve istihbarat toplama yeteneği.
Piyade Astsubay Kıdemli Başçavuş Çetin
Cinsiyet, Erkek
Ad, Bartu
Doğum yılı, 2001
Rütbe, Astsubay Kıdemli Başçavuş.
Özel Kuvvetler.
Uzmanlık alanı, hareket ve taaruz.
Bomba imha orta düzey bilgi.
Piyade Astsubay Kıdemli Başçavuş Kalyoncu
Cinsiyet, Erkek.
Ad, Mert.
Doğum yılı, 2001
Rütbe, Astsubay Kıdemli Başçavuş
Özel Kuvvetler.
Uzmanlık alanı, İstihbarat.
Üst düzey analiz becerisi.
Keskin nişancılığa yatkınlık.
Üst düzey dövüş becerisi.
Piyade Astsubay Başçavuş Şimşek
Cinsiyet, Erkek.
Ad, Emre.
Doğum yılı, 2002
Rütbe, Astsubay Başçavuş.
Özel Kuvvetler.
Uzmanlık alanı, Keskin nişancılık.
Ateşli yakın/uzak mesafe silahları üzerine üst düzey bilgi. Tamirlerini ve bakımlarını yapabilme donanımı.
Gerçekten hepsi çok kıymetli askerlerdi. sadece burdan değil, görev başarı istatistikleri mükemmele yakındı.
İmha Timi, gerçekten de çok güçlü bir tim olmuştu.
Aklıma gelenlerle başımı hızla saate doğru çevirdim. 1 saat kadar yolumuz kalmıştı.
Yeni timim, kendi arasın da sohbet ediyordu. Bense sohbetlerine katılmayı tercih etmeyip, dosyaları ve planı tekrar tekrar gözden geçiriyordum.
Ateş Timiyle iletişim kurmak için olan telsizi elime aldım.
"İmha 1'den Ateş'e"
"Ateş 1 dinlemede."
"Yaklaşık bir saat kadar var. haber vereyim dedim. Siz ne durumdasınız?"
"Her şey ayarladığımız gibi komutanım, beklemedeyiz."
"Tamam, önemli bir şey olursa haberleşiriz."
"Emredersiniz." Telsizi kenara koydum. Time döndüm.
"İmha," Hepsi ciddileşti.
'"Emredin komutanım."'
"Yaralı istemiyorum."
'"Anlaşıldı komutanım."'
"İmha ne durumdasını?" Albay'ın sesini duydunca hızla telsizi elime aldım.
"İmha 1 konuşuyor. Teğmen Kara 1 saatimiz kaldığını söyledi komutanım."
"Anlaşıldı İmha, haberdar edin."
"Emredersiniz." telsizi geri koydum.
"İmha, planın üstünden son kez geçelim."
1 saat sonra Armina'nın anlatımıyla,
"Komutanım, inişe geçiyoruz."
"Tamam, teşekkürler." Time döndüm.
"İmha, hazır mısın?"
'"Her zaman komutanım."'
Helikopterin tekerlekleri yere değdi. Pilot konuştu.
"Komutanım, kapıları açıyorum."
"Sağol aslan parçası." dedim ve dememle birlikte kapılar açıldı. Sıra sıra hepimiz indik. Bir kaç dakika sonra helikopter uzaklaşmaya başladı. Helikopterin sesi artık duyulmamaya başlayana kadar konuşmadım.
Helikopterin sesi artık duyulmamaya başlayınca konuştum.
"Daha önce Kızıl Gölge kimliğimle ve bir timle göreve çıkmadım." Hepsi pürdikkat beni dinliyordu.
"Kendime ait bir timim var, bunu bilmeniz yeterli şimdilik."
"Hepinizin hangi alanda, hangi konuda be kadar yeterliliğiniz var biliyorum."
"Operasyonu defalarca konuştuk," Ellerimi arkamda bağlamış, ip gibi dizilen timimin önünde yavaş adınlarla yürüyordum.
"İçinde en ufak bir oturmayan kısım olan varsa şimdi söylesin, bir daha sormayacağım." Bir kaç saniye bekledim. Kimseden çıt çıkmadı.
"Peki. Şimdi,"
"Ateş Timiyle buluşacağımız nokta epey uzakta. Burdan 1-2 günlük yürüme mesafesinde. İCO'nun adamları her yerde." Nefes aldım ve devam ettim.
"Deniz'e yakın bir yerde inseydik, hemen fark edilirdik. Şu andan itibaren gideceğimiz rota belli."
"Hava kararana kadar durmadan yürüyeceğiz. Aydınlandığı vakit kendimize bir yer bulup dinleneceğiz. Şu an Hatay-Suriye sınırlarına yakın bir yerdeyiz. Bu istikamette ilerleyip, denize ulaşacağız."
"Allah yar ve yardımcımız olsun."
"Sağ ol!
6 saat sonra Armina'nın anlatımıyla,
Hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı. Artık duracak bir yer bulmalıydık.
Yol boyunca sohbet etmiştik. Bende aralarda onlara katılmıştım.
Karşımıza hiç bir terör unsuru çıkmamıştı.
"İmha, dinlenecek bir yer bulalım."
"Emredersiniz komutanım."
Yürümeye devam ettik. 15-20 dakika sonra kayalık bir alanla karşılaştık.
"İmha gelin şuraya bakalım." Tamam anlamında kafa salladı hepsi. Kayalıklara doğru yürümeye başladık. İlerledikçe kayalar artıyordu. İleride mağara tarzı bir şey gördüm. Tam konuşacağım sırada Görgülü'nün sesini duydum.
"Komutanım, 400 metre kadar ilerde dağın yamacına doğru mağara tarzı bir şey görüyorum." Abim ve gözlem yeteneği. Her şeyi en ufak ayrıntısına kadar inceler, çevresini çok çabuk kavrardı. Etrafını çok iyi gözlemlerdi. Abim timin gözleriydi.
İkimiz, Ecel Timinin keskin nişancılarıydık.
"Bir bakalım." dedim. O tarafa doğru yürümeye başladım. Timde arkamdan geliyordu.
5 dakika kadar sonra alana yaklaşmıştık. Gerçektende küçük bir sığınak gibiydi.
"İstihbaratçılar, çevreyi kontrol edin." dedim. Kalyoncu ve Aslan öne çıktı.
"Emredersiniz komutanım." dediler. Aslan, Mert'e dönerek konuştu.
"Kalyoncu, mağaranın arka tarafını sende."
"Emredersiniz." ikisi de uzaklaşmaya başladı. Tugayla iletişime geçmek için olan telsizi elime aldım.
"İmha 1'den yuvaya." Bir kaç saniye sonra karşı taraftan ses geldi.
"Yuva dinlemede."
"Albaya bağla beni."
"Emredersiniz komutanım." Bir kaç saniyenin sonunda Albayımın sesini duydum.
"İmha, ne durumdasınız?"
"Komutanım, mola verebileceğimiz bir yer bulduk. İstihbarat Aslan ve Kalyoncu çevreyi kontrol ediyor. Terör unsuru şu anlık mevcut değil."
"Anlaşıldı İmha 1." Albay telsizi kapattı. Bende telsizi kenara koydum.
"Ee gençler, hadi geçin bakalım." dedim ve mağarayı gösterdim. Hepimiz beraber mağaraya yürümeye başladık.
"Ufuk,"
"Efendim Efe?" dedi Ufuk bezmiş bir sesle.
"Ben çok sıkıldım."
"Yani Efecim? Ben ne yapabilirim senin için?"
"Birlikte voleybol oynayalım mı?" Gülmemi zar zor da olsa bastırdım.
"Görevde?"
"He ya, can yeleğini şişirir oynarız." Ufuk derin bir iç çekti.
"Allahım sen bana sabır ver." Sonra Efeye baktı ve ekledi.
"Vaz geçtim Allahım, sen Efeye akıl fikir ver." Demesiyle hepsi gülmeye başladı. Eğer Ecel Timinin konutanı Üsteğmen Kırşan olabilseydim ben de kahkahalarla gülerdim. Ama şimdi, İmha timinin komutanı Sangre Rojaydım.
"Komutanım," dedi Emre. Elimdeki fotoğrafta okan bakışlarımı ona çevirdim.
"Efendim?"
"İzninizle sivile geçebilir miyiz?"
"Rahat olun." dedim. Sözlerimle hepsi rahatladı.
"Yazgı," dedi.
"hm?"
"Sinem annem nasıl oldu? Konuşamadık."
"İyi iyi, tansiyonu düşmüş bir şeyi yok." Tüm Aşaca timinin ağzından 'Çok şükür.' tarzı mırıltılar döküldü. Uraz konuştu.
"Biz, tanışmadık sizinle. Yani sivil olarak." dedi Uraz. Bakışları Ecel'e kaydı. Hepsi başıyla onay verince bakışları bana döndü.
"Komutanım, biraz kişisel olacak ama-"
"Sorun yok." dedim. Ne diyeceğini merak etmiştim.
"Ben Uraz, Uraz Aktan."
"Ailemi hiç tanımadım, bebekken sokağa atmışlar."
"Bir kadın görmüş, yetiştirme yurduna bırakmış. 6 yaşındayken kaçtım o lanet yurttan."
"7 yaşında Kırşan komutanım buldu beni. O da yetiştirme yurdundan kaçmış."
"Günlerce, hatta haftalarca beraber sokaklarda yatmıştık, çöpten yemek yemiştik, hatta komutanım benim için işe bile girmişti. Artık kendisi için değil benim için endişeleniyordu. Üstelik henüz kendisi 11 yaşındaydı."
"Bir gün, çok hastalanmıştım. Ablam başımda bekliyor, ıslak bezi başıma ve vücudumun her yerine koyuyor, göz yaşları döküyordu. Benze onu üzmemek için iyiymiş gibi davranmaya çalışıyordum. Saatler sonra ateşim düştüğümde hadi gel, demişti. Ben ordan kaçtım ama kalacak başka bir yerimiz yok. Sana bir şey yapmalarına izin vermem. Belki benim kaldığım yurdu beğenirsin? Beğenmezsen sana söz veriyorum seni ordan götürmenin bir yolunu bulurum."
"Kaçtığı o cehenneme sırf benim için geri dönmek istemişti."
"Kırşan komutanım., bu dünyada görüp görebileceğiniz en iyi insanlardan bir tanesidir."
"Size bunları neden anlattım?" dedi.
"Yıllar sonra, Kırşan Komutanımın doğumda karıştığını öğrendik."
"Peki ya biyolojik ailesi kimmiş?"
"Korkmaz Üsteğmen'in ailesi." Herkes bu gerçeği bildiği için kimse şaşırmamıştı.
"Sizin o arkasından konuştuğunuz ablam olmasaydı, bu 6 kişi Türkiye'nin en iyi Bordo Bereli timi karşınızda olmazdı."
"Yani, komutanıma sivilde veya askeriyede laf ederken bir kez daha düşünün."
"Çünkü sizin eceliniz olacak altılı tamda burda." Alaca Timinin hepsinin yüzünün üzgün olduğunu gördüm. Araz ve Miraç ise hayatımın belkide binde biri bile olmayan bu küçük anıyla sarsılmışa benziyordu.
Bir kaç saniye sonra Kalyoncu ve Aslan'ın bu tarafa yaklaştığını gördüm. Aslan hazır ola geçti ve konuştu.
"Çevre temiz komutanım."
"Sağ ol Aslan, rahat olun." dememle ikiside yere oturdu.
Uraz'ın sözleriyle herkes sessizleşmişti. Banu ve Mert ise ne olduğunu anlamamış gibi bakıyordu.
"Siz, oturun. Ben biraz hava alacağım." dedim ve yanıma bıraktığım sırt çantamdan fotoğrafı aldım. Bu fotoğraf, bende kalan 11 yaşından küçük olduğum tek çocukluk fotoğrafımdı.
Annem babam ve abimin çekildiği fotoğrafta kenarda, duvarın köşesine oturmuş onları izliyordum. Bu fotoğrafta ben 8-9, abim 15-16 yaşlarındaydı.
Annem abimin saçlarından öpüyordu. Babam annemi ve abimi kolları altına almıştı. İkisine bakarak gülümsüyordu.
Bense bacaklarımı kendime çekmiş, kollarımla kendimi sarmalamıştım. Saçlarım kulak hizamda ve dağınıktı. Gözlerim dolu doluydu. Boynunda büyük bir yarık izi vardı.
Elim istemsizce boynuma gitti, yaranın acısını hissettim. O sızıyı, her nefes alışımda artan o acıyı, yemek yerken lokmaları yutamayışımı, haftalarca acı içinde kıvrandığımı hatırladım. Acıyı hatırladım. Sonradan fark ettim ki ben acıyı hiç unutmamıştım.
"Belki bir gün, seni kurtacağım küçük kız çocuğu. Belki bir gün intikamını alacağım. Biliyorum, o zaman ereceksin huzura. Biliyorum, o zaman mutlu olabileceğim gerçekten. Ama senin acılarını sana unutturmak, emin ol ki tek başıma yapabileceğim bir şey değil." derin bir nefes aldım istemsizce.
"Gözlerimin içine bakamıyorum küçük kız çocuğu, sana bakmaktan utanıyorum çok utanıyorum. Engel olamadığım için, özür dilerim küçük kız çocuğu. Sen bunları hak etmedin. Üzülme kız çocuğu, çünkü biz bunları hak edecek bir şey yapmadık. Sadece doğduk küçük kız çocuğu, sadece doğduk."
"Göz yaşlarını kendine sakla küçük kız çocuğu , mutlu etme göz yaşlarınla onları. Başaracaksın, en büyük hayalini gerçekleştireceksin küçük kız çocuğu. Bak bana, ben sana bakamıyorum ama sen bana bak. Gurur duy kendinle başardın işte, başardık işte."
Arkamdan gelen adım sesleriyle fotoğrafı hızla cebime attım. Arkamı döndüm.
"Komutanım,"
"Ne oldu Korkmaz?"
"Bir şey yok komutanım, iyi misiniz meral ettim."
"Yalnız bırak beni Korkmaz." dedim. Arkamı döndüm ve uzaklaşmaya başladım.
"Komutanım." sesiyle durdum.
"Komutanım, bize katılsanıza."
"Korkmaz," dedim ve arkamı döndüm.
"Beni, rahat bırak. Emir tekrarı yaptırma bana."
"Emredersiniz." dedi ve isteksizce arkasını döndü.
Saatler geçti, ben karşımdaki büyük boşluğu izledim, izledim, izledim. Başka hiç bir şey yapmadım. Bir kaç kişi yanıma gelmişti fakat hepsini kovmuştum. Sadece etrafımı izledim.
Şafak sökmeden yola çıksak iyi olurdu. Saate baktım, saat 01.42'ydi. Timin olduğu mağaramsı yere doğru yürüme başladım.
"İmha," sesimle beraber kendi arasında sohbet eden timim hızla bana döndü. Hepsi ayağa kalktı ve esas duruşa geçtiler.
'"Emredin komutanım."'
"Toparlanın, gidiyoruz."
'"Emredersiniz konutanım."' dediler. Dışarıya adımladım. Bir kaç dakika sonra hepsi dışarıdaydı. Bartu elinde çantam ve telsizlerimle bana doğru yaklaştı.
"Komutanım, albay sizinle konuşmak istiyor." dedi.
"Sağ ol Başçavuş." dedim ve telsiz aldım.
"Kızıl Gölge, emredin komutanım."
"Kızıl Gölge, yakın çevrenizde bir köyü terör unsuru basmış, köyede tüm kadınları kaçırmışlar. Bölgeye en hızlı intikal edebilecek tim sizsiniz."
"Ayrıca, MİT'ten İCO'nun içine sızmış bir istihbaratçımız silah sevkiyatının 3 gün erteleneceğini bize bildirdi. Bu durumda buraya gitmeniz için bir sorun kalmıyor. Koordinatları göndereceğim."
"Tamam komutanım," dedim ve Miraç Üsteğmen'e seslendim.
"Korkmaz," hemen yanıma geldi.
"Emredin komutanım."
"Albaydan koordinatları öğren, bana bildir."
"Emredersiniz." dedi. Telsizi ona verdim.
"İmha 2 dinlemede." dedi ve Albayla konulmaya başladım.
"İmha, teçhizat kontrolü yap. Her şey yerinde mi bak. Ona göre bir yol izleyelim. Bombaları tek tek kontrol edin Bomba İmhacılar."
'"Emredersiniz konutanım!"' dediler hep bir ağızdan. Bende çantamdan bu bölgenin haritasını çıkarttım.
Miraç Üsteğmen yanıma geldi, koordinatları söyledi. Harita üzerinde köyü işaretledim. Uzak değildi.
Miraç Üsteğmen'e elimle telsizi gösterdim. Hızla verdi.
"Komutanım, fazla uzak değiliz. Bir kaç saate orada oluruz." dedim.
"Anlaşıldı İmha1 yola çıkabilirsiniz."
"Emredersiniz." Albay telsizi kapattı. Bende telsizi kulağımdan uzaklaştırdım.
"İmha, MİT'ten gelen bilgiye göre sevkiyat üç gün ertlenmiş. Ayrıca bize yakın bir sınır köyüne baskın düzenlenmiş ve köydeki tüm kadınlar kaçırılmış. Arif Albay, bölgeye intikal etmemizi istedi. Rotamızı biraz değiştirceğiz."
'"Anlaşıldı komutanım!"' dediler hep bir ağızdan.
. . .
~2435 kelime~
Merhabalar!
Nasılsınız, iyisinizdir inşallah.
Bence bu bölüm baya uzun oldu ha?
Hiç uzatmayacağım çünkü yarına baya ödevim var🥹
Bölümü kontrol edemedim, yazım hatalarım varsa affola.
EN MERAK ETTİĞİM KISIMA GELDİKK
Bölüm hakkındaki düşünceleriniz👉🏻
Bir sonraki bölüme kadar sağlıcakla kalın! |
0% |