@birbakipcikiyorumm
|
⭐️Yıldızlamayı ve yorum yapmayı unutmayınız⭐️ . . .
Bir yapboz parçası daha yerine oturmuştu, Jülide Taşkıran, kızına vermek isteği ismi gerçekten vermişti. Kızıysa babasının izinden gitmişti. Ve annesinin yıllar önce ona vermek istediği ismini kullanarak fazlasıyla zekice oynamıştı.Bu hamleyi asla çözemeyeceğimizi düşünmüşlerdi fakat Ama unuttukları bir şey vardı, karşılarındakiler onlardan daha zekiydi, Türk Silahlı Kuvvetleri.
Bakışlarımı etrafta gezdirmeye başladım. Korkmazlara ilişti ilk önce bakışlarım. Annem, babam ve kardeşlerime. Hepsinin başı dikti. Asya'nın ağlayacağını düşünmüştüm ama hiç korkmuş gibi bir hali yoktu. Ya çok iyi rol yapıyordu ve korkusunu gizliyordu, ya da çok iyi rol yapmıştı ve o gün korkmamasına rağmen korkmuş numarası yapmıştı.
Bakışlarım Arslanlara ilişti. Kağan'ın, Yüzbaşımın, Anneleri olduğunu düşündüğüm kadının, Gökçe'nin ve babaları olduğunu düşündüğüm adamın, hepsinin başı dikti. Karşılarındaki kadına öfkeyle bakıyorlardı. Almak istedikleri bir intikam varmış gibi büyük bir kin ve hırs vardı gözlerinde.
Üzerindeki gözleri hissetmiş olacak ki o iğrenç bakışlarını üzerimden çekti. Arslanlarda tek tek gezdirdi.
"Evet, merak ettiğiniz soruyu cevaplayayım. Göksel'i ben öldürdüm. Son sözleri çok acıklıydı. Anlatmamı ister misiniz?" dedi ve kahkaha attı.
"Kes sesini!" Doktor öyle bir bağırdı ki kulak zarlarımın yırtıldığını an be an hissettim. Saatlerdir gördüğüm işkenceden sonra yüksek desibeldeki ses baş ağrımın artmasına sebep olmuştu.
"Kağan, yapma abim." dedi Yüzbaşım.
"Aa evet Kağan, abini dinle. Yoksa senin için iyi şeyler olmaz. Daha Gökselle olan anılarımı anlatacağım. Hemen celallenme." dedi. Tam tekrar konuşacağı sırada, kapıdan içeriye az önce giden it girdi.
"Heval, videoları gönderdim. Gördüğü gibi burada bitecek." dedi.
"Seni acıdan kıvrandıracağım Üsteğmen, o videoları izledikçe kahrolacaksın." dedi ve kahkaha attı. Kahkaha attığı sırada bakışlarımız kesişti. Kahkaha atmayı bıraktı.
"Neredeyse seni unutuyordum." dedi ve bana yaklaşmaya başladı.
"Sana işkence etmek zevkliydi Sangre Roja." dedi ve kahkaha attı. Onunla beraber odada ki 15-20 itin hepsi kahkaha attı. Bir konuşma yaparcasına konuşmaya başladı.
"Karşınızdaki, Sangre Roja! Resmiyetteki lakabı Kızıl Gölge. Türk Silahlı Kuvvetlerinin en gözde askerlerinden kendisi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kimliği bu kadar gizli tutulan tek askeri. Öyleki, çok yüksek rütbedeki köstebeklerimiz dahi kimliğine ulaşamadı. Ve kendisi," dedi yüzüme hırsla bir tokat yapıştırdı. Başım yana doğru eğildi. Hızla başımı yeniden dikleştirdim.
"O yüksek rütbeli tüm ajanlarımızı tesbit edip, hepsini hapse attırdı!" Hırsla bir tokat daha attı. Başım tekrar yana düştü fakat bozuntuya vermeyip hemen dikleştirdim.
"Ama bunun bir önemi yok. Çünkü, elleri kolları bağlı benim önümde!"
"Şimdi, kimmiş bu asker öğreneceğiz." dedi. Elleri maskeme yaklaştı. Herkes bağırıyor, çırpınıyordu fakat bu onun pekte umrunda değil gibiydi.
Maskemi çıkarttı. Ses değiştirici cihaz yere düştü. Kimseden çıt çıkmıyordu. Herkes şok olmuş bir şekilde suratıma bakıyordu. İtler bir şey anlamamıştı fakat o anlamıştı. Çıkarttığı maskem, şokla elinden kaydı ve yere düştü.
"Ben Armina Korkmaz, sen de Doğa Taşkıran olmalısın." dedim. Sesim buz gibi soğuktu. Bakışlarım keskindi. Elindeki şarap kadehi yere düştü ve kırıldı.
"Ne demiştin bana?" dedim. Dudağımın kenarı kıvrıldı. Cevap vermeyince konuşmaya devam ettim.
"Oyun daha yeni başlıyor Lidya, yoksa Doğa mı demeliyim?"
. . .
Merhabalar canlarım,
Alıntı yalnız 🔥
Bu hafta denememiz ve sözlülerimiz var, o yüzden bölüm fazla gecikti ama upuzun bir bölüm gelecek, beklemede kalın💞 |
0% |