Yeni Üyelik
2.
Bölüm

1. Bölüm:

@birbilinmeyen_kale

Herkes merhaba , ilk bölümümüz ile karşınızdayız efendim. Dilerim beğendiğiniz ve keyif alarak okuduğunuz bir bölüm olur .

 

• Yorum ve oylarınızı büyük bir heyecan ile bekliyor olacağım. Şunu da belirtmek isterim ki saygı çerçevesi içerisinde olduğu sürece her türlü yoruma açığım.

 

• Lafı çok da uzatmadan sizleri bölümümüz ile baş başa bırakmak istiyorum . Keyifli okumalar 💙📖

 

_____________

 

Ahueda Gümüşçü :

 

Hayatın bazı kilit noktaları olurdu bunlardan biriydi aile . Yeri geldiğinde en büyük destekçiniz yeri geldiğinde de ise en büyük engeliniz . Fakat asla değişmeyen tek şey her ne olursa olsun gün sonunda herkes yine bir araya gelirdi .

 

Burada bahsettiğim aile sadece biyolojik aile değildir. Bazen bir dost da aile olabilirdi insana ...

 

____________ ___________ _____________ _____

 

Hani bazı günler birden fazla şey yapmanız gerekir ama aslında sizin yapmak istediğiniz tek şey sadece pijamalarınızı çekip yatmaktır. İşte bende tam olarak böyle bir gündeydim.

 

Ne yazık ki bu isteğimi gerçekleştirebilmem imkansızdı çünkü bakmam gereken bir çocuk ve bu da yetmezmiş gibi katılmam gereken bir mevlüt vardı . Rahmetli babaannem için canım akrabalarım ile bir araya gelmek durumundaydım . Cidden harikaydı. Daha muhteşem bir gün asla planlayamazdım herhalde.

 

Ayrıca o manyağın annesi de orada olacaktı. Allah'ım n'olur kazasız belasız bu günü de atlatayım ...

 

Arkadaşım Sahra'nın annesi Nihal teyze dün akşam fenalaşınca apar topar hastaneye kaldırmışlardı. Canım arkadaşım yıllar sonra zaten geç kavuştuğu biricik annesini tekrardan kaybetmenin korkusunu yaşıyordu. Yetimhanede büyümüştü Sahra. Kimsesi olmadığını sanırdı hep taki geçen seneye kadar .

 

Geçen sene ağabeyim vasıtasıyla bulmuştuk Nihal teyzeyi ama çok geç kalmıştık. Biz Nihal teyzeyi ararken o da hastalığına bir çare arıyormuş 3. evre lenf kanseriymiş . Bu durumu öğrenmek kahretti tabi ki arkadaşımı ama o bir an olsun umutsuzluğa kapılmadı , ne o ne de Nihal teyze bırakmadı kendini. Anne kız her ne kadar geçte kalsalar birbirilerine tutundular . Gayette iyi gidiyordu aslında Nihal teyzenin tedavisi fakat son aldığı kemoterapiyi olumlu karşılamamıştı bedeni. Son zamanlarda durumu gittikçe de kötüye gidiyordu bildiğim kadarıyla . Bedeni artık tadaviye yanıt vermemeye başlamıştı. Dün akşam iyice fenalaşınca da hastaneye kaldırılmıştı . Sahra'nın piskolojisini tahmin etmek bile istemiyordum. Kim bilir nasıl yıkılmıştı loçkam.

 

Biz Sahra ile lise yıllarında tanışmıştık. Kimsesi yoktu o zamanlar benden başka. Arkadaş değildi hiçbir zaman benim için o , hep bir kız kardeş olmuştu. Sağ olsun ailem de bunu böyle belledi. O da evimizin bir kızı gibiydi.

 

Bu yüzden de Sahra bırakabileceği başka kimsesi olmadığı için bana bırakmıştı oğlu Emir'i. Bu durumdan asla şikayetçi değildim lakin bir yanım şuan arkadaşımın yanında olup ona destek olmak istiyordu fakat Emir kuşa da birinin bakması gerekti . Aslında annem bakardı hatta çok kere bakmışlığı da vardır fakat sanki her şey de bugünü bulmuş gibi bir de mevlüt işini çıkarmışlardı başımıza. Annem de el mecbur oraya gitmişti . Hatta bir saat içinde hazırlanıp benim de Emir ile oraya gitmem lazımdı.

 

Artık hastaneye de akşam giderdim. Hem bu sayede çocukcağız da biraz annesini görmüş olurdu.

 

Diye ben kendi halimde düşüncelere dalmışken bir anda kapı açılma sesi ilişti kulağıma .

 

Bizim ufaklık anlaşılan yine yerinde duramıyordu.

 

Elimdeki son tabağı da kuruladıktan sonra koşarak evin dış kapısına yöneldim.

 

Tamda tahmin ettiğim gibi birileri kaçmaya çalışıyordu.

 

İyide ben bu kapıyı kilitlememiş miydim ? Nasıl unutursun ya aferin Ahueda . Annem duysa vallahi çiğ çiğ yerdi beni.

 

Karşımda bana yakalanmış olmanın verdiği mahçuplukla şaşkın bakışlar atan miniğe hitaben konuşmaya başladım .

 

- Kaçak! Nereye gidiyorsun bakalım?

Sorum karşısında sessiz kalıp bana sırıtarak bakmaya başladı. Tam bir şebek ya.

 

Yanına gidip derhal küçük kaçağı kapıdan uzaklaştırdım . Kapıyı daha sonra kilitlemeyi de aklımın bir köşesine not ettim. Kucağımdaki minik canlıyı salona gelince yere bıraktım ve önüne birkaç oyuncak çıkardım. Ben onun çantasını hazırlayana kadar onu oyalardı . Yani en azından ben öyle umuyordum.

 

-Dashuria ime e vogel (küçük aşkım) , sen burada otur uslu uslu oyuncaklarınla oyna ben hemen geliyorum. Tamam mı?

 

Tamam anlamında başını sallayan ardından da oyuncaklarla ilgilenmeye başlayan miniğimi salonda bırakıp, kendi odama yöneldim . Emir'İn eşyaları da benim odam da duruyordu. İlk iş olarak Emir'in çantasını hazırlamaya başladım. Ben çantayı hazırlarken tamda bu sırada telefonumun tanıdık melodisi kulağıma ilişti. Arayanın kim olduğuna baktığımda annem olduğunu gördüm ardında daha fazla oyalanmadan telefonu yanıtladım. Yanıtladığım gibi de telefonu kulağımdan uzaklaştırmam bir olmuştu çünkü canım annem kulağımın zarınını patlatmak istercesine konuşmaya başlamıştı .

 

- Vajza ime (kızım ) , niçin bakmaysın sen a bu telufona ? Nerede kaldın , öldün mü kaldın mı nereden bilecegim ben ? Niçin bakılmay bu telufona ?

 

- Sana da merhaba mami. Ayrıca niçin sinirleniyorsun ki hemen açtım işte.

 

- Bir de soray mısın Eda ? Sen nerdesin çocugum a buka saattir ? Herkesler seni sorar , Eda nerdedir , Eda nerdedir , deyi.

 

- Anneciğim geleceğim birazdan çocuğun karnını doyurdum . Ben de tam şimdi hazırlanıyordum. Ayrıca beni ne yapacaklarmış , hatta ben niye gelmek zorundayım sanki ?

 

- Eda! Benim tepemin tasını attırma çocugum. Bilmeysin sankı babanın uylarını (huylarını). Konuşaysın cahil cahil . Çabuk ol acık (azıcık) . Bir de çocugla gelecesin Allahım yarabbbım, sen daha kendine bakamaysın ki çocuga bakasın.

 

- Aşk olsun mami. kalbimi kıraysın. Ben çocuga da kendime de bakarım.

 

- He he , kesin yapaysın çocugum , acıkda çabuk yapısan keşke. Bir de kapıyı kilitle tamı tamına üç kere emi evladım.

 

- Tamam mami.

 

- Ama bak sakın unutmaysın Eda ! Ocağı falan da kontrol et. Çocuga da dikkat edeysin , emanet çocugtur.

 

- Ona da dikkat edeceğim annecim söz.

 

Bir yandan telefonla konuşurken diğer yandan da hazırladığım çanta ile beraber salona doğru ilerliyordum. Emir'i kontrol etmekte fayda vardı. Salona girdiğimde tamda tahmin ettiğim gibi minik afacanı iş başında yakalamıştım . Kendileri masaya tırmanmaya çalışıyorlardı.

 

- Eee hadi iyi bakam ama dur ben bir kez daha söyleyim , vajza ime (kızım) kapıyı falan güzelcene 3 kere kilitle . Unutma sakın tamam mı ?

 

-TAMAM. Ay vallahi yeter mami (anne). Sabahtan beri kır keredir söyleysin . Anladım. Kitleyecigim kapıyı tamı tamına 3 kere söz.

 

- Sus ! Anneye karşı gelinmez vajzë e hutuar (şaşkın kız). Ben bilmeymiyim seni. Ben dogurdugum mali tanırım. Biliyim ben senin akıl beş karış havada , gezeysin öyle sen.

 

- Ya anne vallahi söz kitliyeceğim . Hem ben çocuk muyum ki beni kırk kere tembihliyorsun? Zaten çocuk durmuyor. Emir in oradan ! Ya ne işin var masanın tepesinde. Emir! Çabuk buraya gel ! Fëmijë i llastuar !(Şımarık çocuk!) Bir yerine bir şey olacak.

 

- Elibette çocugsin sen daha . Benim için hala ju jeni një vajzë e vogël (sen küçük bir kızsın). Biliyim ben seni onandır tembihliyim buka. .Ayrıca öyle deme çocuga Eda !Emanet çocuktur , dikkat edesin ha.

 

- Ediyim zaten mami. Bakamayacak olsam niçin diyeyim ben bakarım diye . Bakamasam demem zati.

 

Lakin arkadan gelen küt sesi işlerin pek de yolunda gitmediğini kanıtlar nitelikdeydi. Allah'ım lütfen annem duymamış olsun , lütfen duymamış olsun. İçimden dualar ederek arkama döndüm ama dönmez olaydım.

 

Zoti e mallkoftë ! (lanet olsun).

 

Annemin ata yadigarı vazo takımı ve Emir yerde boylu boyunca uzanıyordu. Telefondan gelen annemin bağırışları ise gürültüyü duyduğunu kanıtlar nitelikteydi.

 

-Noliyi diyrim EDA ! Kız sen beni işitmey mısın ? Niçin, kime diyrım ben buka lafı ? VAJZA IME! Ne idi o ses ?

 

- Mami ben seni arayacagım më vonë ( daha sonra). KAPIYI DA KİTLEYECEGİM. SEN MERAK ETMEYESİN. Hadi Allah'a emanetsin.

 

- Kız niye kapataysin ! Eda derim. Nolay orada ?

 

- Bende seni severim nëna ime e dashur ! Hadi kapattım ben.

 

- EDA! KIZI-

 

Annem hala saydırmaya devam ediyordu lakin kapatmak zorundaydım zira bizim küçük afacan annemin yadigarının kırık parçalarıyla bir yerlerini kesmek üzereydi .

 

- Dashuria ime e vogel ne yapıyorsun sen Allah aşkına .Sakın kıpırdama küçüğüm. ben şimdi seni oradan uzaklaştıracağım sen de uslu uslu oturacaksın tamam mı ?

 

Kafasını adeta suçlu edasıyla aşağı yukarı sallayan küçüğümün yanına gidip kırık cam parçalarına dikkat ederek kucağıma aldım. Gözleri çoktan dolu dolu olmuştu bile. Acaba bir yerine bir şey mi oldu korkusu sardı içimi . Hemen bir yerinde bir şey var mı diye bakınmaya başladım. Hatta öyle ki telaşım sesime bile yansımıştı.

 

- Bebeğim bir şey oldu mu bir yerine.? Bakayım bir. Cam mı battı yoksa ? Ah akılsız kafam niye daha dikkatli olmuyorsam.

 

Ben telaşla bakınırken beni durduran Emir'in minik elini çeneme koyarak beni kendine çevirip ağlamaklı bir sesle konuşması olmuştu.

 

- Teşe ben iyiyim. Koyktum.( korktum)

 

Diyip ardından da ağlamaya başlamıştı. Aaa! Şimdi bende ağlayacaktım vallahi niye her şey üst üste geliyordu ki.

 

Toparlan Ahueda. Çocuk ağlıyor saçmalamanın sırası değil.

 

- Teyzemm. Miniğim ağlama lütfen. Korkma bak bir şey olmadı.

 

Yani en azından sana olmadı. Annemin vazonun kırıldığını gördükten sonra bana bir şey olmayacağının garantisini kimse veremezdi...

 

Kucağımda ağlama krizine giren çocuğa daha da sıkı sarılıp göğüsüme yatırdım. Bir yandan da annemin öğrettiği ninniyi mırıldanıyordum.

 

Fli vogëlush, fle.

Gjithçka do të jetë në rregull.

Unë jam gjithmonë këtu për ju.

Unë jam këtu, unë jam këtu për ju.

Fli vogëlush, fle.

 

Flini dhe rrituni.

Unë do të bëj gjithçka për ju.

Flini dhe rrituni .

Unë do të jem gjithmonë pranë jush.

 

Fëmija im i vogël ,engjëlli im foshnja .

Qetësohu

Qetësohu dhe fle.

Nëna juaj është këtu, gjithmonë me ju.

Fli vogëlush, fle.

 

Bir yandan ninniyi mırıldanırken diğer yandan da kucağımdaki Emir ile birlikte odama doğru ilerliyordum. Onun da yavaş yavaş ağlayışları iç çekişlerine dönmeye başlamıştı. Odama girdiğimde ilk olarak yatağıma doğru yönelip Emir'i yatırdım. Beş-on dakika daha ninniyi mırıldandıktan sonra Emir uykuya dalmıştı. Zaten sabahtan beri ayaktaydı çocukcağız . Gece de uyuyamayınca haliyle uykusu gelmişti. Bu biraz da benim işime yaramıştı doğrusu. Ben de bu sayede etrafı daha hızlı toparlayabilirdim.

 

Sessizce odanın kapısını kapatıp gerisin geri salona döndüm. Salona girmemle içimden gelen kaçma isteğine engel olmadım çünkü salonda her yer her yerdeydi. En fenası da annemin kıymetlisinin param parça bir halde yerde uzanıyor olmasıydı.

 

Uffff! Ne halt yiyecektim ben şimdi ? Ne diyecektim anneme peki ? Bu sefer cidden beni çiğ çiğ yiyecekti. Yarın mahalledeki minarelerden selamı dinlerdik artık. Hayır ya ben daha çok gencim. Allah'ım bana çıkar bir yol göster. Kafayı yiyeceğim şimdi.

 

Çok abartıyorsun alt rafı 3'lü vazo takımının bir tanesi kırıldı diyebilirsiniz ama işte işin aslı öyle değildi. Bu üçlü parça cidden çok mühimdi çünkü annem için manevi anlamı çoktu. Annemin atalarından yadigar eski bir arnavut ustanın yaptığı özel ve nadide bir parçaydı. Hatta bir antikacıya götürseniz eminim ki çok fahiş fiyatlara bile satabilirdiniz. Yani uzun lafın kısası bu vazo takımının hem maddi hem manevi anlamı çok yüksekti .

 

Şuan yapılabilecek en iyi şey ortadaki delilleri yok etmekti. Daha sonra vazo için bir hal çaresi düşünebilirdim. Yani umarım...

 

İlk iş olarak üçlü takımdan sağlam olan ikisini güvenli olan ve annemin bulamayacağı bir yere kaldırdım. Daha sonra tekrar salona dönüp kırık cam parçalarını toparlamaya başladım.Yapıştırmaya kalksam cidden yapıştırılabilecek bir halde değildi. Birkaç büyük parça haricinde geri kalanının hepsi ufak parçalar halinde etrafa dağılmıştı.

 

Büyük parçaları elimle toplayıp geri kalanını mecbur makineye çekecektim. Dikkatle büyük parçaları elimle toplamaya başlamıştım hatta gayette iyi gidiyordum ta ki telefonumdan gelen bildirim sesi dikkatimi dağıtana kadar. Her şey bir anda olmuştu. Dalmış olmalıyım ki telefonun sesiyle bir anda irkildim elimdeki büyük cam parçasının keskin tarafı ise küçümsenemeyecek derecede derin bir şekilde elimi dağladı.

 

- Ahhhh! Të mallkoftë mua !( lanet olsun !) Allah kahretmesin ya. Gitti elim gitti.

 

Galiba annemin dediği kadar vardım ben gerçekten . Aptal Ahueda , ne diye dikkat etmezsin ki. Bir bu eksikti zaten şuan. Allahım yarabbim , daha ne olabilir ki dedikçe yağdırıyorsun mübarek.

 

Elimden akan kan sanki durmamaya yemin etmişçesine akmaya devam ediyordu. Hatta öyleki bir kaç damla yere bile damlamıştı .Harika !

 

Banyoya gidip ilk yardım çantasından gerekli malzemeleri alıp işimi hallettim. Sol avucumun büyük bir kısmı kesilmişti bu yüzden sol elimi sarmak zorunda kalmıştım.

 

Daha sonra telefonu elime alıp bu gereksiz bildirimin kimden geldiğine baktım. Bakmamla küçük çaplı bir şok yaşamam arasında kaç salise vardır bilemiyorum.

 

Sercay Abi : Bir sesli mesaj.

 

Sercay mı? Sahra'nın eşi Serkan 'nın abisi , Sercay bana niye mesaj atsındı ki hem de sesli mesaj. Salak mısın sen Ahueda , sana niye mesaj atsın siz adamla hepi topu 5 cümle konuşmuşsunuzdur hayatınızda. Tabii ya ben de ne alaka diyorum salak gibi. Emir. Emir ile ilgili bir şey falan sormuştur sonuçta çocuğun amcası. Acaba birine bir şey mi oldu ya.

 

Kafama dank eden gerçekle birlikte uygulamaya girip sesli mesajı dinlemeye başladım. Mesajı dinledikten sonra daha da şaşıracağımı bilmeden.

 

Mesajda aynen şöyle diyordu.

 

- Küçüğüm. Niye böyle yapıyorsun güzel bebeğim. İşlerim var , yoğunum biliyorsun bu yüzden seninle yeterince ilgilenemiyorum ama sana söz bu akşam sen ne istersen onu yapacağız. Hem uzun zamandır baş başa vakit geçiremiyorduk bizim için de iyi olur .Ben birazdan toplantıya giriyorum akşam görüşürüz güzelim. Seni çok seviyorum. Kendine dikkat et ve uslu bir kız ol.

 

Dreq ti! YUH!

 

Büyük ihtimalle bir yanlışlık olmuştu zira bunun başka bir açıklaması olamazdı. Adam sevigilisine atacağı mesajı bana atmış gerçekten yuh yani ama ya.

 

En iyisi daha fazla milletin özeline şahit olmadan yanlış anlaşılmayı ortadan kaldırmak.

 

Kime: Sercay Abi.

 

- Bir yanlışlık oldu galiba Sercay Abi.

 

Mesajı gönderdikten sonra telefonu kapattım ve ortalığı toplamaya geri döndüm. Tek elle biraz zorlansam da halletmiştim . Kırık parçaların büyük olanlarını belki bir umut tamir edebilme gayesiyle bir poşete toplamıştım. Geri kalanını ise makineye çekmiştim ardından da salonun farklı köşelerine dağılmış oyuncakları topladım. Buradaki işim bitmişti.

 

Daha sonra odama gidip Emiri uyandırmamaya dikkat ederek uzun, sade , mavi bir elbise alıp banyoya geçtim. Abdest alıp , üzerimi giydikten sonra çantama bir başörtü attım. Artık sonunda hazırdım.

 

Emir'in çantasını sırtıma taktım , kendi çantamı da alıp dış kapıya yöneldim. Kapının yanında ki bebek arabasını ayarlayıp içeri geri döndüm. Uyuyan Emir kuşumu kucaklayıp , arabasına yatırdım. Maşallah hala uyuyordu anlaşılan baya yorulmuştu bizim ufaklık.

 

Evin kapısını 3 kere kilitledikten sonra babaannemin evine gitmek için Emir kuşum ile yola koyulduk.Canım ailem yıllar önce sanki anlaşmış gibi bütün akrabaları ile aynı bölgede oturduğundan gideceğimiz yer çokta uzak sayılmazdı , en fazla 20 dakikalık bir yürüme mesafesi bulunuyordu. Zaten hava da oldukça güzeldi bugün iyi tarafından bakmak lazımdı en azından biraz hava almış olacaktık.

 

Biraz ilerledikten sonra sokağın başında gördüğüm suretle birlikte adımlarım olduğu yerde bir anda mıhlandı . Bacaklarımı bir titreme esir aldı zira yüreğimide.

Ömrün boyunca görmeyeceğin birini seç deseniz bir kez bile tereddüt etmeden seçeceğim o iğrenç adamın sureti belirmişti çünkü karşımda.

 

Yıllar sonra onun sıfatı görmek içimde şiddetli bir kusma dürtüsü uyandırdı. Bütün kanım çekildiğini iliklerime kadar hissettim.

 

O ise henüz bizi fark etmemişti. Hâlâ gitmek için bir fırsatım vardı lakin sakni bacaklarıma felç inmişti yerimden kıpırdayamıyordum.

 

Ben kendi içimde düşüncelerimle boğuşurken en sonun ömrüm de daha önce bu kadar iğrenç olduğunu düşünmediğim katran karası gözler gözlerimi buldu . Ve işte o an ölüm değildi belki ama benim için ölümden de beterdi...

 

______________ Bölüm Sonu ________________

 

 

• Yine ve yeniden merhabalar , bölüm nasıl buldunuz? İlk bölümler biraz sıkıcı gelebilir ama hikaye yavaş yavaş oturacaktır. Özellikle ileriki bölümlerde aksiyon zehirlenmesi yaşayacağınızın teminatı verebilirim.

 

• İlk bölüm hakkında düşünceleriniz nelerdir?

 

• Sizce bölüm sonunda ki kişi kim ? Tahminleriniz bekliyor olacağım

 

 

• Ahueda'yı sevdiniz mi ? Umarım sevmişsinizdir.

 

• Her bir desteğiniz benim için çok kıymetli, yorum ve oylarınızı bekliyor olacağım .

 

• Diğer bölümde görüşmek ümidiyle çokça sevgi ve esenlik ile kalın 💙✋🏻

Loading...
0%