Yeni Üyelik
5.
Bölüm

3. Bölüm Part2

@birbilinmeyen_kale

İkinci partla karşınızdayız. Umarım beğenirsiniz.

 

- Keyifli okumalar 💙📖

 

...

 

Bazen çocuk olmak lazımdı . Hayat kin tutulabilecek kadar uzun bir yer değildi. Kırgınlıkların dile gelmesi sorunların çözülmesi gerekti . Kırılan yürekler tamir edilmeliydi çünkü insan ömrü küs kalınabilecek kadar uzun değildi.

 

Aldığı cevaptan memnun kalan Ahsen 'in suratın da da bir tebessüm oluştu. " Tamam o zaman barıştığımıza göre kalbini acıtan diğer soruna odaklanalım. Madem anneni çok özledin teyzeme söylersek hemen arar anneni. Dimi teyzoş ? " diye bana soran yeğenimi , yanlarına giderek onayladım.

 

" Tabi ki ararız. Sen söyle yeter ki teyzeciğim ben hemen anneni ararım hatta dur şimdi arıyorum."

 

Söylediklerim üzerine keyfi yerine gelen Emir tekarardan etrafa gülücükler saçmaya başladı.

 

Bende telefonumu çıkarıp Sahrayı aradım. Bir kaç çalışın ardından Sahranın titreyen sesini duydum.

 

- E-efendim Edam.

 

Sesi hiç iyi gelmiyordu. Ağlamaktan olsa gerek ki sesi bir hayli kısılmıştı.

 

- Sahramm. Kardeşim iyi misin sen ? Sesin hiç iyi gelmiyor?

 

Telefonla konuşurken bir yandan da odadki balkona doğru adımlıyordum.

 

- Eda ben , ben hiç iyi değilim. Annem hiç bir yanıt vermiyor kardeşim. Akşamdan beri bir tane bile olumlu yanıt yok . Ben kendimi çok çaresiz hissediyorum Eda. Yetimhane duvarları arasında bile böyle çaresiz hisset-me-miş -tim.

 

Zaten sesinin titremesiden ağladığı gayet iyi anlaşılıyordu. Sonlara doğru hıçkırıklarını da tutamamıştı. Şimdi ise hüngür hüngür ağlıyordu. İçimde bir yerlerde bir şeyler koptu o an ne diyeceğimi bilemedim.

 

- Sahra , sakin ol. Lütfen... Bak sen çaresiz falan değilsin kimsesiz hiç değilsin senin kocaman bir ailen var . Ve inan bana Nihal teyze de en kısa zamanda iyileşecek ama sen kendini bırakırsan olmaz. Sahra her ne olursa olsun senin bir oğlun var lütfen güçlü dur yok ama duramaz düşersen de merak etme ben sen her düştüğünde kaldırmak için yanında olacağım. Sakın oğlunu da merak etme ben ona gözüm gibi bakacağım. Aklın burada kalmasın.

 

Bir kaç iç çekişin ardından nefesini toparlayıp konuştu.

 

- T-teşekkür ederim Eda. İyi ki varsın . Ben öyle bir başıma kalınca yine o günler geldi aklıma.

 

Duyğum cümleyle kaşlarım iyice çatılfı. Tek başıma derken ?

 

- Ne demek tek başıma kalınca ? Serkan nerede? Senin yanında değil mi ?

 

Aldığım cevap ise daha da sinirlenmeme neden oldu.

 

- Serkan mı? Şey buradaydı ama sabah önemli bir işi çıkınca gitti. Akşam uğrarım dedi. Çok yoğun bu aralar ondan heralde.

 

- Ne demek gitti akşam uğrarım dedi , Sahra? Yabancı mı bu adam sen onun karısısın karısı ! Nasıl seni tek bırakır? Hem de böyle bir durumda ?

 

- Acil işi çıkınca gitmek zorunda kaldı işte.

 

- Saçmalama Sahra. Nasıl seni yalnız bırakır ? Hem de iş için böyle bir durumda seni nasıl tek bırakabilir . Madem yanında kimse yok ben geliyorum yanına o zaman.

 

- Dur Eda dur sakin ol. Ben idare edebilirim. Sen gelirsen şimdi Emir'i de getirmek zorunda kalırsın. Oğlum beni bu halde görsün istemiyorum. Emir ile birlikte akşam gelirsiniz bende o zamana kadar biraz toparlamış olurum hem.

 

- Sahra cidden saçmalıyorsun şuan. Seni nasıl yalnız bırakabilirim orada. Emir' e ablam bakar bir şey olmaz. Ben geliyorum.

 

- Eda bak gerçekten ben iyiyim. Lütfen kimseye yük olmak istemiyorum. Eminim Mihriban abla Emir'e çok iyi bakar ama gönlüm bir tek sana emanet edince rahatlıyor. Biliyorum ki sen Emir'i evladından ayırmazsın.

 

- Ne biçim konuşuyorsun sen Sahra yük mük ? Ne yükü saçmalama! Elbette gözüm gibi bakacağım Emir' e teyzesiyim ben onun. Anne yarısıyım ben. Sen merak etme. Bu arada Emir de senin sesini duymak istiyordu. Eğer biraz daha iyiysen vereyim mi telefona ?

 

- Hıhı olur. Ben de onu çok özledim zaten.

 

- Tamam o zaman bekle bir dakika veriyorum telefonu.

 

Balkondan içeri girdim. Emir ve Ahsen karşılıklı oturmuş bir şeyler konuşuyorlardı. Emir' in yanına adımlayarak telefonu ona uzattım. Gözlerindeki parıldamayla birlikte hemen telefonu alıp konuşmaya başladı.

 

-Annemm. İyiyim. Teysemle babaannenin evine gedik. Yooo sıkılmadım. Evet Ahsenciğim de bulada . Hiç yalamazlık yapmadım ki zaten anne . Hı hı tamam uslu dulucam. Yaşasın Seycay amacam mı gelcek ! . Tamam teyseme veliyoyum .

 

"Teyse annem senle konuşcakmış." diye telefonu uzatan Emir' den telefonumu aldım.

 

- Efendim loçkam.

 

- Eda ben sana şeyi söylemeyi unuttum . Sabah Sercay ağabey de buradaydı. Melisayı annesinden aldıktan sonra Emir' i de alırım demişti de benim aklımdan çıkmış. Sana söylemeyi unutmuşum.

 

- Ne gerek var canım ben bakarım Emir kuşuma. Zahmet etmesin boşuna. Hiç gerek yok.

 

"Ya teyse , po ju lutem ,ju lutem ju lutem. Gelsin amcam. " diyerek , yavru köpek bakışları atan bir Emir ile karşı karşıydım şuan. Sırf beni ikna edebilmek için annemden öğrendiği Arnavutça kelimeleri kullanıyordu . Emir , yavrum sen de az değilsin hani. İyi ki bir amcanın adını duydun. Cık cık. Satıldığımı hissediyorum şuan. Kalbim kırık.

 

- Gelsin işte Eda amcası değil mi biraz da o bakıversin . Hem bak oğlum da istiyor. Sen de sabahtan beri uğraşıyorsun zaten başında kalabalıktır şimdi. Ben şimdi arar söylerim. Sen de numarası var mı , varsa konum atarsın.

 

- İyi madem , var bende numarası yollarım ben şimdi konumu. Buradan çıkınca da gelirim yanına tamam mı ?

 

- Tamam loçkam .

 

- Sahra iyisin değil mi,şimdi de gelebiliri-

 

- Ben iyiyim Eda yani şimdi daha iyiyim.

 

- Seni öyle tek bırakmak da hiç içime sinmiyor.

 

Dedikten sonra Sahra 'nın şaşkınlık dolu fısıltısını işittim ardından ise bir süre ses gelmedi.

 

- Turgut ?

 

...

 

- Ne Turgut' u? Ne diyorsun Sahra?

 

Ağabeyim Turgut 'dan mı bahsediyordu ? O ne alakaydı şuan ? Nöbette değil miydi o ?

 

- Sahra cevap versene kızım ? Ne Turgutu ? Abim mi orada?

 

Benim telefonda olduğumu yeni hatırlamış gibi cevap verdi.

 

- Hı şey ney. E-evet Turgut yani şey Turgut ağabey geldi şimdi.

 

- Ağabeyim mi orada iyi de o nöbetteydi. Daha eve bile gelmedi ki . Çok garip Allah Allah Nihal teyzeyi duyunca gelmiş demek ki.

 

Dalgınca mırıldandı.

 

- Heralde. Neyse kapatıyorum o zaman . Her şey için teşekkür ederim. Akşam görüşürüz.

 

- Tamam , kendine dikkat et bir şey olursa hemen ara mutlaka . Görüşürüz.

 

Telefonu kapattıktan sonra bana merakla bakan ikiliye döndüm.

 

" Teyse geliyo mu amcam ? Gelsin gelsin . Melisa da geliy hem onu da çok ösledim." Neydi bu amca sevdası anlamıyorum ki. Sanki ben bakamazdım yeğenime. " Oooo Emir Bey bakıyorum da amcanızın lafı bile bile geçince bizi satar oldunuz aşk olsun yani kırılıyorum ama ben ." dedim kinaye ile. Benim gibi alınan birileri daha vardı.

 

Kaşlarını çatıp kollarını kavuşturdu Ahsen ardından da kızgın bir ses tonuyla konuşmaya başladı. " Boş ver teyzoşum sen bu çocuğu. Baksana başkalarını görünce bizi hemen unutuveriyor. İyi ki hemen bir Melisa 'nın adını duydun. Hıh ! Hani sadece beni seviyordun ? Nasıl o kızı ösledin o zaman ?" diye bağırarak çıkıştı Emir' e.

 

Azıcık yersiz ve fazla bir tepki değil miydi sence de teyzoşum ?

 

Yeğenim diye demiyorum ama cidden çok fena bir kızdı. Emir ise garibim şuan alık alık Ahsen'in suratına bakmak ile meşguldü.

 

"Ama onu da ösleyebiliyim Ahsenciğim . Seni de seviyoyum onu da . Ne vay ki bunda? Niye kızıyosun kine şimdi? " diye gayet masum bir açıklama yaptı Emir. Bu sefer de gayet tripli bir şekilde cevap verdi Ahsen hatta cümlesinin sonunda saçını savurmayı da ihmal etmemişti. "Bana ne zaten git kimi sever sen sev kimi özlersen özle hatta ösle. Beni ilgilendirmiyor artık. Seni sevmiyorum ben artık . Ben bundan sonra sadece Yusuf 'u özleyeceğim. " Bu son cümleyi duyan Emir de artık bir hayli kızgındı . Yusuf ,Ahsen'in okuldan arkadaşıydı. Emir de bu çocuktan hiç haz etmezdi. Eee tabi ki Ahsen de bunu bildiğinden devamlı Emir ' e onu anlatırdı.

 

Seyir keyfi çok güzel olsa da olay gittikçe büyüyecek gibiydi bu yüzden müdahale etme gereği hissettim . " Çocuklar sakin olalım lütfen. Bir birinize hiç yalan söylemeyin ikinizde birbirinizi gayet de seviyorsunuz buna en iyi ben şahidim. " ama Ahsen ' den itiraz gecikmedi anlaşılan olayı büyütmek niyetindeydi. " O eskidendi teyze.Ben artık onu değil Yusuf'u seviyorum."

 

Gerçekten şuan sadece bir velet kavgamız eksikti çünki , aferin çocuklar. Şuan Emir'i sinirli görebileceğiniz ender anlardan birindeydik. "Şunu şöyleme Ahsen ! O Yusuf ' u döveceğim . Anneme kaç keye dedim sizin okula gelmek istiyoyum diye ama yaşım tutmuyoymuş. Offf ! "

 

Emir'in sinirlendiğini fark eden Ahsen de bu durumdan gayet memnun olmalı ki daha kışkırtmaya başladı. " Sen onu dövemezsin zaten o senden hem daha büyük hem daha güçlü. Ayrıca sen daha konuşamıyorsun bile ama Yusuf öyle mi , seni laflar ile bile döver.." bunu duyan Emir' in gözleri doldu. Bu sinirden gelen bir ağlama isteğiydi. Dediği tek şey kırgın bir ses tonuyla "Öyle mi " olmuştu.

 

" Öyle tabi ki " diye Ahsen 'den aldığı cevap ile birlikte daha fazla bir şey demeden bana döndü. "Teyse tuvalete gidebiliy miyim ?" dedi .

 

" Tabi ki teyzem . Gel ben seni götüreyim. " demem ile şiddetle kafasını iki yana salladı . " Ben kendim yapayım. " dedi ve hızla odadan çıktı. Ahsen ve ben ise şaşkınca arkasından baka kaldık. " Şey galiba son söylediğim birazcık fazla oldu " diye sessizce mırıldandı Ahsen.

 

Biraz değil bayağı fazla olmuştu. Biz az önce biz ne yaşamıştık öyle ? Bir anda kendimi çocukça bir kavganın içinde bulmuştum bu yüzden konum atmak falan da aklımdan çıkıvermişti. Buranın konumunu atamazdım. Ev çok kalabalıktı şimdi herkes kırk tane soru sorardı. En iyisi evin ilerisinde ki parkın konumu atmaktı. Hem Emir de biraz hava almış olurdu. Konum atmak için uygulamaya girdim . Sohbete tıkladığımda hala sabah ki yanlışlığı düzeltmediğini fark ettim hatta attığım mesajı bile görmemişti. Boş vererek konumu attım ve telefonu kapattım.

 

Gidip bir Emir 'e baksam iyi olurdu. " Ben bir Emir ' e bakayım "diyerek odadan çıktım. Banyonun önüne geldiğimde kısık sesli ağlama ve kesik iç çekişler kulağıma ilişti. Kapıyı bir iki kere tıkladım ama karşı taraftan bir ses gelmemişti. "Emir kapıyı açar mısın unë e di... baby ju lutem. (lütfen bebeğim.) " Bir kaç dakikanın ardından nihayet kapı açıldı ve içeride gözleri hafif kızarmış ve şişmiş Emir çıktı. " İyi misin bebeğim? Ağlamışsın sanki ? " diye sorma ihtiyacı hissettim. "İyiym teyse. Çok belli oluyoy mu kine ? " . "Birazcık "diye yanıtladım onu . " Ahsen'e söylemessin dimi teyse ? " diye kuşku içinde sordu . " Tabi ki söylemem teyzem. İstersen bu ikimizin arasında sır olarak kalır. " sözlerim üzerine "Sabah ki vazo gibi mi ?" diye sordu . Allah kahretmesin bu çocuk onu hala onu unutmamış mıydı? " Onun gibi aynen . Hadi o zaman hazırlanalım da şu aşağıdaki parka gidelim. Amcan ve kızı Melisa da oraya gelecekler. "

 

Tam o sırada bizi ne zamandır orada bizi izlediğini bilmediğim Ahsen de yanımıza çıka geldi. "Bende geleceğim sizinle " diye atıldı. Normalde olsa Emir bu haber üzerine havalara uçardı ama şuan suratında bir mimik bile oynamamıştı. Kırgın olsa da itiraz etmemiş ama kabul de etmemişti. Emir boş gözlerle etrafa bakarken Ahsen ise dikkatle Emir' in suratını inceliyordu ve her geçen saniye yüzündeki pişmanlık daha da artıyordu.

 

" Tamam o zaman ablama bir soralım ben bir de anneme haber vereyim çıkalım. Siz de hadi gidin montlarınızı giyin bakalım" Direktifim ile birlikte ikisi de yanımdan ayrılmıştı. Ben de mutfağa geçip sessizce annemin yanına iliştim. Fısıldayarak konuşmaya başladım. " Anne biz çocuklarla aşağıdaki parka gidiyoruz . " Cümlemi bitirmem ile kafasını bana çevirmesi bir olmuştu. O da aynı benim gibi fısıldayarak konuşmaya başladı. " Nereye gideysın otur oturdugun yerde . " Diyaloğumuzu fısıldayarak devam ettiriyorduk.

 

" Anne keyfimden gitmiyorum herhalde. Emir ' i almaya gelecek amcası o yüzden gidiyorum. " Cümlem üzerine kaşları kalktı hayretle. " Ha bir de amcası geley yanı . Bi de tek gidecesin öyle mi ayatta olmaz Eda. Çagır buraya gelsin. "

 

" Tamam buraya gelsin benim için hava hoş ama milletle sen uğraşırsın ama mami (anne) benden demesi."

 

" Offf! Allahım Yarabbım bitmey sizin derdınız tasanız hiç bitmey . İyi git ama bak deyim sana en fazla on dakika sonra gelecesin. Ha bir de tek gitmeyesin sakına Ahsen'i de götür yanina."

 

" Tamam anne tamam. Hatta istersen beş dakikaya geleyim. Ya güzel annem zaten park on dakikalık mesafe de . " desem de annemin fikrin, değiştirmek bir taşı yarmaktan daha zor ve meşakatliydi. Eğer Sevilay Sultan 'ın kızı iseniz yirmi bir yaşında dahi olsanız izin almak zorundaydınız.

 

" Ben onu bunu anlamam Eda sana on dakika vereyim o da en fazlası. " . El mecbur kabullenerek ablamdan da gerekli izni aldıktan sonra çocukların yanına döndüm ama birbirleriyle konuştuklarını fark ettiğimde bir süre içeri girmeden sessizce onları izlemeye karar verdim. Daha doğrusu Ahsen bir şeyler anlatmaya çalışıyordu ama Emir 'in pek oralı olduğu söylenemezdi.

 

"Emir ! Sana söylüyorum dinlesene beni. Emir diyorum. " Ahsen her ne kadar kendini yırtıyorsa Emir de bir o kadar umursamazdı .Rolleri değişmiş gibi görünüyorlardı . Emir sanki yanında kimse yokmuşçasına montunun fermuarı ile boğuşuyordu . Dünya umurunda değildi.

 

" Beni dinle diyorum sana. Sen ne yapıyorsun peki ? Bana bakmıyorsun bile . Emir !" Ahsen'in çığırışlarının üzerine Emir' in söylediği tek şey " Hı ? " olmuştu.

 

Aldığı cevapla iyice sinirlenmişti Ahsen. " Hı mı ? Sadece hı mı diyorsun sen bana ? Ben burada sabahtan beri yüzüme bak diye uğraşıyorum sen bir kere bile bana bakmıyorsun. Bak ya hâlâ daha devam ediyor. İyi madem sen konuşmuyorsan bende konuşmuyorum. "

 

Tehdit etmeyi denese de yine de bir sonuç elde edememişti.Ben de bir kavgaya daha mahal vermeden içeri girmeye karar verdim.

 

" Çocuklar ne yaptınız bakalım. Hadi gidelim. Emir gel teyzem ben çekeyim fermuarını. " Emir'in montunu giydirmeyi tamamladıktan sonra atkı ve şapkasını da taktım. Kendimde üzerimi giydikten sonra Emir'in çantasını da aldım. Kendi çantamı da aldıktan sonra artık hazırdık.

 

Elbisemin eteğinden çekiştirilmem ile aşağı tarafa doğru döndüm. " Noldu Emir ?"

" Teyse Ahsen' in montunun önünü de kapatıy mısın hasta olmasın. O hiç sevmez önünü kapatmayı. Bir de şapkasını takay mısın nütfen? "

 

Her ne kadar kırgın olsa da yufka yüreğimden ödün vermiyordu benim güzel kalplim. Ahsen'e doğru döndüğümde sahiden de önünü kapatmadığını fark ettim . "Ahsen, gel teyzeciğim seninde montunun önünü kapatalım ." . Pıtı pıtı minik adımlarla gönülsüzce yanıma gelen Ahsen ' in ufak itirazlarına rağmen nihayet önünü kapatmayı başardığım da bu sefer gerçekten hazırdık. Şimdi sırada sessiz ve usulca , kimseye görünmeden evden ayrılmak vardı. Bu biraz zor olsa da bir elimde Ahsen bir elimde Emir , evden çıkıp asansöre doğru adımlamayı başardık . Nihayet apartmanın girişine geldiğimiz de çocukların elini bırakarak çantamdaki anahtarı çıkardım ve bebek arabasının kilidini açtım. Zannımca Ahsen buradayken Emir bebek arabasına hayatta binmezdi. Düşündüğüm gibi de olmuştu . Emir' e binip binmek istemeyeceğini sorduğumda usuluca teklifimi reddetmişti. Normalde olsa bebek arabası ile ilgili bir ton laf söyleyen Ahsen bile ağzını açıp tek kelime etmemişti. Galiba iki tarafta cidden birbirine fazla kırgındı. Nazar değmişti galiba .

 

Nazar'ın deydi Ahueda ! Gözlerim renkli ya ondan mı oldu kine acaba ¿

 

Madem bebek arabası boştu bu fırsatı değerlendirmek gerekti. Emir 'in bavul misali olan çantasını arabaya yerleştirdim. Bir hayli ağırdı çanta . Sahra ,maşallah ne bulduysa doldurmuştu çünkü .

 

Sağım da Emir solumda Ahsen tın tın on dakika boyunca parka doğru ilerledik. Nihayet parka vardığımızda parkın çok da kalabalık olmadığını gördüm. Bir kaç çocuk ve iki seyyar satıcıdan başka pek kimse yoktu.

 

Yanımda ki bücürlere döndüğümde ise ikisinin de bön bön durduğunu gördüm. Böyle olmaması lazımdı . Çocuk değin parka gelince birazcık mutlu olurdu . Bu neydi böyle . Cık cık.

 

Elini belime koyarak yapmacık bir kızgınlıkla onlara döndüm . " Siz ne duruyorsunuz hâlâ burada bakayım? Küstünüz tamam canım orasını anladık. Ama bence şimdilik küslüğünüze kısa bir ara verip parkın tadını çıkarın. Sonra kaldığınız yerden devam edersiniz." Hala suratımı boş boş bakmalarıyla cidden çıldıracak gibi oldum. " Aaa ! Hadi ama çocuklar."

 

Nihayet yerinden kıpırdayan Ahsen kaydıraklara doğru yöneldi ve tabi ki bir adım arkasında da Emir vardı. Onlar oynamaya başlarken ben de onları görebileceğim en uygun yere , kaydırağın hemen yanındaki banka oturuverdim.

 

Herhangi bir geri dönüş olup olmadığına bakmak için çantamdan telefonumu çıkardım. Gözüme çarpan bir yeni mesaj bildirimiyle uygulamaya girdim. Mesaj atan kişi Sahraydı.

 

Gönderen : Loçkam ❣️

- Eda , Sercay abi geliyormuş , biraz trafik varmış gecikecekmiş.

 

Ohh ya , ne güzel şimdi bir de beyefendiyi bekleyecektik. Benim için sıkıntı değildi ama çocuklar üşütecekti ondandı yani. Ayrıca mesaj atma zahmetine bile girmemişti . Bir de Sahra ile haber yolluyordu.

 

Gönderilen: Loçkam ❣️

- Tamam canım, biz bekliyoruz.

 

Aradan geçen tahminen bir beş - on dakikanın ardından Ahsen 'in bana seslenmesiyle , baston bebek arabasını itekleyerek çocukların yanlarına doğru gittim.

 

" Teyzoşum salıncağa binmek istiyorum beni sallar mısın lütfen?" Diye soran Ahsen 'i yanıtladım. " Sallarım tabi ki güzelim . " Salıncağa Ahsen ' i yerleştirdikten sonra Emir 'e döndüm. " Bebeğim sen sallanmak istemiyor musun? " Aldığım cevap ise sadece Emir ' in kafasını hayır anlamında iki yana sallaması olmuştu. Garipti çünkü Emir sallanmaya bayılırdı. Zorlamadan Ahsen'in arkasına geçerek onu sallamaya başladım. Bir iki dakika sonra Ahsen 'in sinirli sesini duydum. " Sırf benimle küs olduğu için binmedi teyze salıncağa. Çok saçma ! Fëmijë budalla ! ( Salak çocuk!)"

 

Nereden öğreniyordu böyle şeyleri hiç anlamıyorum . Hep ablamın maharetleri bunlar cık cık. Bir de öğretmen olacak .

 

Son dediği ile ikaz etme ihtiyacında bulundum.

 

Tamam ben belki bir iki kere ağzımdan kaçırmış olabilirdim ama yani küçücük çocuğa hiç yakışmıyordu . Ayrıca her yaptığımı yapmak zorunda değildi dimi ama ? " Ahsen ! Böyle şeyler sana hiç yakışmıyor teyzem lütfen!" . Aldığım cevap ise sadece "Bana ne "olmuştu.

 

Bunlar hala daha küs müydü gerçekten . "Ahsen siz hala barışmadınız mı bakayım ? Ne bu haller , ne oluyor size anlamıyorum cidden. "

 

" Ben bir şey yapmıyorum bir kere. O konuşmuyor benimle. Benimle konuşmayan biriyle konuşamam teyze. " Cidden çocuklardı işte bazen sudan sebepleri büyütebiliyorlardı.

 

Bir yandan Ahsen'i sallamaya devam ederken bir yanda da kolumdaki saate baktım . Neredeyse yirmi beş dakika olmuştu ama gelen vardı ne de giden .

 

Salıncak faslının ardından nihayet yorulan iki bücür ile birlikte boş bir banka oturmuştuk. İkisi de koşturduklarından olsa gerek bir hayli terlemişti. Bu havada terli terli oturmaları hiç sağlıklı değildi. Çantamdan çıkardığım peçeteleri bir anne edasıyla itirazlar eşliğin de itina ile Emir ve Ahsen'in sırtına yerleştirdim. Yavaş yavaş bende bir şeyler kapmaya başlamıştım ebeveynlik konusunda . Bir süre daha bankta oturarak bekledik fakat hala ne gelen vardı ne giden . Kesinlikle bu adam gelmekten vazgeçmişti bizi de burada zevkine bekletiyordu. Eğer beş dakika daha gelmezse cidden çocukları da alıp gidecektim.

 

Çocuklarda haliyle sıkılmaya başlamıştı. Bende biraz zaman geçirmeleri için gözüme ilişen seyyar satıcıdan pamuk şeker almaya karar verdim . " Çocuklar siz burada durun bir yere ayrılmayın ben size pamuk şeker alıp geliyorum. Tamam mı ? " İkisi de aynı anda evet anlamında kafasını sallayınca oturduğum yerden kalkarak seyyar satıcıya doğru ilerledim.

 

Nihayetinde satıcıdan iki pamuk şeker iki de su alıp çocukların yanına geri döndüm. Onlar afiyet ile pamuk şekerlerini yerken ben de sıkıntıdan kafayı yemek üzereydim. Artık tamı tamına yarım saat olmuştu.

 

" Teyseee ! Amcam gelmeyecek miydi ? Niye hâlâ gelmedikine ? " Diye soran Emir ile birlikte dikkatimi ona verdim. Elindeki şekeri yüzüne gözüne bulaştırmış bir halde yemeye devam ediyordu. Çantadan çıkardığım ıslak mendil ile minik suratına bulaşan şeker parçalarını temizlerken bir yandan da sorusunu yanıtladım.

 

" Bilmiyorum ki teyzeciğim. Bizi ektiler galiba baksana yarım saatten fazla oldu ama gelen var ne giden . Galiba gelmeyece-

 

" Kimmiş bakalım sizi eken ?" Arkamdan gelen gür ve tok ses ile cümlem yarım kalmıştı.

 

Beklenen kişi sonunda gelmişti .

       

 

-------------Bölüm Sonu -------------

-Merhaba herkese , bölümü nasıl buldunuz ?

 

- Bu bölümün ikinci partının da sonuna geldik . Hikayenin gidişatını nasıl buluyorsunuz ?

 

- Bu bölüm biraz daha minik karakterlerimiz ön plandaydı ama diğer bölümler bomba gibi geliyor hazırlıklı olun .

 

-Sizlerden ricam benden ve kitabımdan desteğinizi esirgememeniz . Lütfen yorum yapmayı , oy vermeyi ve kitabımızı arkadaşlarınız ile paylaşmayı unutmayın.

 

- Yeni bölümde buluşmak dileğiyle sevgi ve esenlik ile kalın 💙✋🏻

Loading...
0%