Yeni Üyelik
6.
Bölüm

4. Bölüm:

@birbilinmeyen_kale

Merhabayın ,kıymetli okurlarım . Nasılsınız ? Haliniz keyfiniz yerindedir umarım .

 

-Sizlere kavuşturana şükürler olsun yepyeni bir bölümle karşınızdayım .

 

- Bir sonraki bölümde işler kızışacak haberiniz olsun loçkam :)

 

- Keyifli okumalar

 

----------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

...

 

Çantadan çıkardığım ıslak mendil ile minik suratına bulaşan şeker parçalarını temizlerken bir yandan da sorusunu yanıtladım.

 

" Bilmiyorum ki teyzeciğim. Bizi ektiler galiba baksana yarım saatten fazla oldu ama gelen var ne giden . Galiba gelmeyece-"

 

"Kimmiş bakalım sizi eken ?" Arkamdan gelen gür ve tok ses ile cümlem yarım kalmıştı.

 

Beklenen kişi sonunda gelmişti.

 

Amcasının sesini duyan Emir ise ellerim arasından adeta sıyrılıp hızlıca amcasına doğru koşmaya başladı.

 

" AMCA! AMCAM GELDİ !!" Diyerek ona kollarını açan adama hızlıca sarıldı. Emir'in ona sarılabilmesi için kızının elini bırakıp Emir'in boyuna eğilmişti.

 

Ben ve Ahsen de oturduğumuz yerden kalkarak onlara doğru dönmüştük. Amcası ile sarılmasını sonlandıran Emir bu sefer de Melisa ile sarılmaya başlamıştı.

 

Yeğeni ile olan sarılma faslını bitiren Sercay eğildiği yerden kalkarak karşımızda dikildi. Nihayetinde odak noktasına girmiş bulunmuştuk. Gözleri gözlerimi bulduğunda boğazını temizleyerek konuşmaya başladı.

 

-Kusura bakmayın biraz geciktik. Malûm İstanbul trafiği. Sizi de beklettik.

 

Hiç alttan alamayacaktım . Kaç dakikadır dikiliyorduk bir yerlerimiz donmuştu vallahi.

 

- Biraz öyle oldu . Hatta biraz daha gelmeseydiniz çocukları alıp geri dönmeyi düşünüyordum bende .

 

- Dediğim gibi çok trafik vardı. Kusura bakma lütfen.

 

Son dediğini bir şey demeden sessizlik ile karşıladım. Bir süre garip bir şekilde kimse bir şey demedi de zaten. Gözleri gözlerimde sadece öylece kaldı. Garipti...

 

Ama da bu çok uzun sürmemişti . Paltomun eteğinden çekiştiren minik beden ile gözlerimi karşımda ki adamın tesirinden kurtararak Ahsen 'e çevirdim. " Teyzoş gidelim artık." Diye huysuzlanan Ahsen , sadece benim değil onun da dikkatini çekmişti . " Merhaba, küçük hanım. Ben Sercay , Emir 'in amcasıyım. Bir mahsuru yoksa isminizi öğrenebilir miyim?" diye sordu.

 

Ahsen ise sorulan soruya gayet bilmiş bir şekilde cevap verdi . " Adım Ahsen. Ben zaten sizin Emir'in amcası olduğunuzu biliyordum kendinizi tanıtmanıza gerek yoktu ama memnun oldum."

 

Sercay ise aldığı cevap karşısında biraz şaşkındı. Galiba böyle bir yanıt beklemiyordu ama yine de bozuntuya vermedi. Sercay ile daha önce birçok ortamda mecburen bir ara bulunmuştuk fakat Ahsen ile daha önce tanışmamışlardı , galiba Sercay abi de bu yüzden kendini tanıtma ihtiyacı hissetmişti." Bende çok memnun oldum Ahsen. Demek Emir 'in sabah akşam anlattığı şu Ahsen sensin . "

 

Emir ise bu sözler üzerine sanki bir sırrı deşifre olmuş gibi kızarmıştı. Fëmijë i lezetshëm ! (Sevimli çocuk)

 

Sercay yanında ki kızını göstererek konuşmaya devam etti. "Bu da kızım Melisa. Seninle aynı yaşlarda . Kızım sen de merhaba demek istemez misin?" Sorusu üzerine biraz çekingen ve sıkılgan bir ifade ile bir kaç adım öne adımlayarak " Merhaba." Dedi Melisa.

 

Aynı bezmiş ifade ile de yanıtladı onu Ahsen ardından da bana dönerek az önce ki isteğini yeniledi. "Teyze gidelim artık." Gayet yerinde ve makul bir istekti.

 

" Peki madem siz de geldiğinize göre biz artık gidelim ." Fakat bu sefer de Emir 'den itiraz gecikmedi. " Teyse biraz daha durun lütfen. Melisa ve Ahsenle biraz oynayalım sonra gideyiz. Olmas mı ? "

 

Olmaz tabi ki yahu oynadınız ya zaten yarım saattir.

 

" Emir kuşum zaten yeterince oynadınız ya . Bence bugünlük bu kadar yeterli." Ama elbette ki sözlerim Emir' i ikna etmeye yetmemişti. Suratını asmış üzgün üzgün bakıyordu.

 

Asık suratlı minik bücür ile bakışırken yine onun sesini işittim. " Bence biraz daha oynasın çocuklar. Bir on dakika daha oynamalarının sıkıntı yaratacağını düşünüyorum . Daha sonra beraber gideriz. Ne dersin Ahueda ? " Sorusu ile gözlerim yine bir kaç adım ötemdeki adamı buldu. Benden yanıt bekler bir halde gözlerini gözlerime sabitlemiş bekliyordu.

 

Yutkunarak cevap verdim fazladan bir on dakikanın kimseye zararı olmazdı sanırım.

 

Evet ,tabii canım kimseye bir zararı olmaz . Annem öldürücü bakışları yahut tam isabet terlikleri dışında ne gibi bir zararı olabilir ki dimi ama ?

 

" İyi madem öyle olsun. Çocuklar on dakika daha oynasın sonra dağılırız . " Beni onaylar şekilde kafasını aşağı yukarı hareket ettirdi. Çocuklar ise bu cevabım üzerine sevinmek ile meşguldüler tabi Ahsen için aynı şeyi söylemek pek mümkün değildi .

 

" Ben oynamak istemiyorum ki . Ben seninle duracağım teyzoş. " Diyen kişi elbette bizim cimcimeden başkası olamazdı . Emir ise bunun üzerine hızlıca Ahsen' in dibine girdi , kulağına sessizce bir şeyler söyledi. Bir kaç saniyenin ardından Ahsen'in kaşları iyice çatıldı daha sonra ise asık suratı az da olsa düzeldi. Biz ne dediğini duyamamıştık ama Emir her ne söylediyse anında Ahsen'in fikrini değiştirmeyi başarmıştı. " İyi madem , çok ısrar ediyorsun . " Diyerek Emir' in elini tutarak oyun alanına doğru ilerlediler . Arkalarından da onları minik adımlarla Melisa takip etti.

 

Cidden çok merak etmiştim ne söylemişti de böyle aniden fikrini değiştirebilmişti. Çocuklar gittikten sonra parkın girişinde beraber dikildiğimiz adama çevirdim bakışlarımı fakat onun odak noktası benimki gibi yüzüm değil elimdi. Kaşlarını çatmış dikkatle elimi inceliyordu. Nereden fark etmişti ki bu adam bunu annemin bile dikkatini çekmemişti halbuki.

 

Nedensizce elimi arkama saklama ihtiyacı hissettim. Bu hareketim üzerine nihayet bakışlarını elimden alarak tekrar yüzüme çıkarmıştı. Suratında merak eden bir ifade hakimdi fakat rahatsız olduğumu düşünmüş olmalı ki bir şey sormadı . Dediği tek şey köşedeki bankı göstererek " Biz de şöyle oturalım mı ? " olmuştu. Onaylar bir mırıltı çıkarak gösterdiği yere doğru adımlamaya başladık. Bankın önüne geldiğimizde arada belli bir mesafe bırakarak yan yana oturduk. Yine ortamda o garip sessizlik hakimdi. İkimizde konuşmuyor sessizce çocukları izliyorduk.

 

Aramızda derin bir sessizlik hüküm sürerken bu anlamsız sessizliği ilk bozan o olmuştu. " Emir ile Ahsen de bayağı iyi anlaşıyorlar gibi. "

 

Sadece " Öyle ." demekle yetinmiştim . Sonrası yine sessizlik.

 

Nedeni nedir bilmediğim bir şekilde kendimi garip hissetmiştim. Yani bu sessizlik bir garipti ama değildi de. Galiba bu garipliği sezen tek kişi ben değildim. O da yerinde huzursuzca kıpırdanmıştı.

 

Bu sefer de dayanamayarak ben konuştum. " Sizin işler de bayağı yoğun bu aralar galiba?"

 

Bunu sormam garibine gitmiş olsa gerek ki suratın da bu soruma anlam veremeyen bir ifade belirdi ama bana cevap vermeyi de ihmal etmedi. "Yani her zaman olduğu gibi işte de sen niye sormuştun ? "

 

" Yani Serkan eşini o halde bir başına bırakıp gidebiliyorsa işler bir hayli yoğundur diye düşünüyorum. Yoksa bir insan böyle bir durumda eşini tek başına bırakıp işine koşmaz değil mi ? " Bu söylediğime daha da çok şaşırdı.

 

" Serkan , Sahrayı tek mi bırakmış? " Diye hayretle sordu. Niye bu kadar şaşırmıştı ki bunlar abi-kardeş aynı yerde çalışmıyorlar mıydı ? Kardeşinden haberi yok muydu yani ?

 

" Hıhım. Acil bir işi çıkınca apar topar gitmiş." Diye yanıtladım onu.

 

" Bilmiyordum açıkçası şuan senden öğrendim. " Dedi ve geri kalanını kafasını başka bir yöne çevirerek kendi kendine mırıldandı fakat ne dediğini tam anlamamıştım. "Ne haltlar karıştırıyorsun sen yine Serkan ? Ne acil işi ? Bugün işe bile gelmedi bu adam . Ulan Serkan yine haltlar yiyorsun acaba ‽"

 

Böyle de şikayet edermiş gibi olmuştu ama laf ağzımdan çıkmıştı bir kere. " Yani amacım sana Serkan 'ı şikayet etmek değildi. Malum abi - kardeş beraber çalışıyorsunuz , senin bilgin vardır diye düşündüm. Yanlış anlama lütfen. " Kendimi düzeltme ihtiyacı hissettim. Sonuçta kimseye hesap sormuyordum.

 

" Yanlış anlamadım Ahueda. Büyük ihtimalle yurt dışından bir müşterisi ile ilgili falandır. O yüzden apar topar gitmiştir Serkan da. "

 

" Anladım " diye mırıldandım sessizce. Sonrası yine sessizlik. Fakat bu sefer Sercay'ın sorusuyla çok da uzun usun sürmemişti bu sukut. " Elin ? Ciddi bir şey değildir inşallah? " elimi göstererek sordu. Bu adam hâlâ orada mıydı ya. Ne ara fark ettiğini bile anlamamıştım ki.

 

" Mühim bir şey değil ya ufak bir sıyrık sadece. " diye geçiştirmeye çalışsamda pek başarılı olamadım çünkü onun gerçekten meraktan mı yoksa zaman doldurmak için mi sorduğunu bilemediğim sorularına bir yenisi eklendi.

 

" Pek küçük gibi de durmuyor aslında. Bayağı büyük bir sargı. Derin olmadığına emin misin ? "

 

Hayır yani değilim desem ne yapacaksın Sercay ? Elimi mi dikeceksin. Tabi ki bunların hiçbirini söylemedim.

 

" Derin değil ya ben hallettim zaten. Öyle büyük durduğuna bakma benim beceriksizliğimden dolayı öyle duruyordur yoksa cidden küçük bir şey. "

 

" Peki madem öyleyse geçmiş olsun. " Dedi daha fazla uzatmayarak. " Sağ ol." Demek ile yetinmiştim bende.

 

Acaba sabahki mesajı hâlâ fark etmemiş miydi? Sen de iyice taktın Ahueda şu mesaja !

 

Tamda bu sırada sanki düşündüklerimi duymuş gibi söze dahil olmuştu. " Bu arada sabah yanlış bir anlaşılma olmuş. Şu mesajı olayı sen de fark etmişsin zaten. Kusura bakma. Yoğunluktan yanlış yollamışım." Dedi .

 

Yuh yani fark edince insan bir özür mesajı yazardı ya da silerdi. Ben senin sevgilinle yazışmalarını görmek zorunda mıydım sanki. Özel denen bir şey var hayret bir şeydi yani. Cık cık.

 

" Önemli değil olur öyle yanlışlıklar." İçimden geçenleri elbette dışarı vurmamış daha makul bir cevap vermiştim.

 

"Sen uğradın mı hiç hastaneye yani Sahra' nın yanına ?" Diye konudan alakasız bir soru yöneltti bu kez de.

 

"Yok daha uğrama fırsatım olmadı. Akşam gitmeyi düşünüyordum bende." şeklinde cevapladım.

 

" İstersen beraber gidelim sen de gece gece uğraşmamış olursun toplu taşımayla . Emir ile gideceğiz biz de zaten. Ne dersin ? "

 

Tabi ki hayır derim ne diyeceğim. Ne sanıyordu bu adam Allah aşkına. Tamam iyi niyetli bir öneri sunuyordu lakin annem faktörü vardı bir kere . Mümkünatı olamazdı. Kadın buraya bile zor izin vermişti. Elbette ki bunları da söylemedim.

 

" Yok sağ ol düşündüğün için ama biz zaten annemler ile beraber gideriz herhalde . Toplu taşıma ile gitmeyeceğim yani ."

 

" Peki öyle olsun teklif var ısrar yok. O zaman yavaştan kalkalım mı ? " Bir baş hareketi ile onu onayladım. Birlikte ayaklanarak geldiğimiz gibi çocukların yanına doğru adımlamaya başladık tek fark şimdi baston arabayı ben değil o sürüyordu.

 

Çocuklara iyice yaklaştığımızda gerçekten de tam vaktinde geldiğimize kanat getirmiş oldum çünkü manzara içler acısıydı. Ahsen 'in ellerinde Melisa ' nın saçları, Melisa 'nın elinde ise Ahsen ' in saçları vardı. İkisi de bir mengene gibi kavradıkları saçları koparmak istercesine çekiştiriyordu. Emir ise garibim ortada kalmış onları ayırmaya çalışıyordu fakat pek de başarılı olabildiği söylenemezdi.

 

Kısa bir an Sercay ile göz göze geldik o an ama cidden çok kısa bir andı . Ardından ikimiz de hızla çocukların yanına vardık. Ben Ahsen ' in arkasına geçerken o da Melisa'nın arkasına geçmişti. " Çocuklar ne oluyor burada ? Ne yapıyorsunuz siz Allah aşkına ? " Diye sormaktan geri durmamıştım fakat sorumu yanıtlayan da olmamıştı.

 

Ben bir yandan Ahsen ' in avuç içlerinden Melisa ' nın saçlarını kurtarmaya çalışırken aynı şekilde Sercay da Melisa ' nın elinden Ahsen ' i kurtarmaya çalışıyordu. Fakat ikisi de bana mısın demiyordu.

 

" Babacığım bıraksana arkadaşının saçlarını. Melisa ! Kızım bırakır mısın lütfen ! " Diyerek kızını ikna etmeyi denedi Sercay fakat başarılı olamamıştı. Hatta Melisa ' dan " O benim arkadaşım falan değil. Ayrıca ilk o yapıştı benim. saçlarıma. Yoldu bütün saçlarımı baba ! Ben de onun saçlarını yolacağım . " şeklinde bir cevap almıştı.

 

Bunun üzerine Ahsen ' den de cevap gecikmemişti. Bir yandan kızcağızın saçlarına var gücüyle daha fazla asılırken bir yandan da lafını esirgemekten geri kalmamıştı. " Ohhh oldu sana. Çok iyi yapmışım. Hatta az bile yaptım. Suçsuzmuşsun gibi konuşma sen kışkırttın beni yelloz ! "

 

Ayyy ! Bu kız çok fena olmaya başlamıştı , valla biz bunu kesin ilerde karakollarda falan toplardık. Ağzını hayra aç Ahueda !

 

" AHSEN ! Bırak teyzeciğim hadi. Bak çok ayıp oluyor ama. " Diye araya ben girmiştim bu seferde ama beni de tınlayan olmamıştı. O sırada hiç beklemediğimiz bir şey oldu.

 

"YETEY!" diye var gücüyle bağıran Emir , kızların durulmasını sağlamıştı. Fakat hâlâ her ikisi de birbirinin saçını kavramakla meşguldü. " SİZE BIYAKIN DİYOYUM. Ahsen eğey şimdi Mesila'nın saçını bıyakmazsan dediğim şeyi unut. Melisa sen Ahsen'nin saçını bıyak yoksa seninle küseyim." Emir cümlesini bitirmeden iki cadı da birbirinden hızla uzaklaşmıştı. Allah aşkına benim şu cüce kadar tesirim yok muydu?

 

Şuan merakım cidden artıyordu. Bu çocuk ne demişti de Ahsen bir cümleyle hemen dize gelebilmişti ?

 

Tek şaşıran kişi ben değildim. Yanımdaki adam da benimle aynı şaşkınlığı paylaşıyordu. Bizi dinlemeyen çocuklar Emir'in bir cümlesiyle ayrılmıştı. Cidden pes yani.

 

Yalnız şuan ikisinin de saçı başı fena halde dağılmış gizleyemedikleri bir öfkeyle birbirlerine bakıyorlardı.

 

" Neyi paylaşamadınız da böylesine birbirinize girme ihtiyacı hissettiniz söyleyin bakalım kızlar ?" Diyen kişi Sercaydı.

 

Yani çok açık değil miydi sizce de ? Tabi ki Emir 'i paylaşamıyorlardı.

 

Melisa itiraf etmek yerine reddeden taraf olmuştu. " Benim kimseyle bir şey paylaşmadığım yok baba! " Diyerek kollarını kavuşturdu. Galiba kendince babasına trip atıyordu.

 

Ahsen ise " Benim bir suçum yok her şeyin sorumlusu sizin kızınız. Beni kışkırttı. Neymiş o Emir' e daha yakınmış , Emir en çok onunla oynarken mutlu oluyormuş. Hıh! Hiç de bir kere! " Diyerek yanıtladı Sercay 'ı.

 

Ben demiştim Emir 'i paylaşamıyorlardır diye. Çünkü genelde hep böyle olurdu. Ahsen umursamaz gibi davranıp hep Emir' i terslerdi fakat yanına biri yaklaştımı hemen kıskanırdı. Melisa ve Emir' in kuzen olmaları gerçeği bile benim yeğenim için yeterli değildi.

 

Melisa ise Ahsen ' in sözlerine aldırış etmeden babasına nazlanmaya başlamıştı. " Babacığım saçlarıma bak hepsi bozuldu. Halbuki annem bu sabah özenerek yapmıştı. Baksana bütün saçlarımı yoldu bu kız. Saçlarım hep dağıldı. Baba saçımı toplar mısın ? " Diyerek babasına sırnaştı.

 

Ahsen ise " Ohh ! Çok iyi yapmışım. Keşke o kızıl saçlarının hepsini yolsaydım. " diye söylendi. Bu kızın içinde bir vahşi vardı cidden.

 

Hayır yani ablam gayet mülayim bir insandı kime çekmişti hiç anlamıyorum ki. Sana tabi ki Ahueda ! Bana bu hırçınlık çok tanıdık geliyor.

 

Sercay ise nazlanan kızının saçlarına eğilip bir öpücük kondurdu ardın da tokayı açıp , kızının saçlarını toplamaya başladı. Bir yandan da kızı ile konuşuyordu. " Babacığım, güzel kızım, bu yaptıklarını hiç yakıştıramadım sana . Emir senin kardeşin , Ahsen 'in ise arkadaşı bu yüzden tartışmanız çok lüzumsuz. Şimdi özür dileyip barışıyorsunuz ve bu tatsız olayı unutuyoruz tamam mı ? " Diye sordu kızına hitaben.

 

Biraz mırın kırın etse de nihayetinde kabul etmişti Melisa.

 

Tek saçı başı dağılan kişi Melisa değildi elbette. Ahsen de bir hayli dağılmıştı. " Teyze sende benim saçımı toplar mısın lütfen?" Diye soran ve bana en sevimli bakışlarını atan yeğenimi reddetmem mümkün değildi elbette. Bu elle biraz zor olacaktı ama...

 

Tam o sırada yine onun sesini işittim.

" İstersen ben toplayayım saçlarını Ahsen ? Profesyonel olmasam da cidden yetenekliyim bu konuda. İddia ediyorum teyzenden bile iyi yapabilirim, ne dersin ? Deneyelim mi?"

 

Sercay 'ın teklifi karşısında Ahsen kararsızca ona bakıyordu. Daha sonra ise onay olamak için bana döndü. Kafamı aşağı yukarı sallayarak gerekli onayı verdim. Bunun üzerine yavaş ve minik adımlar ile Sercay' ın önüne gidip arkasını döndü.

 

Sercay ise olabildiğince dikkatli ve nazik bir şekilde ilk önce tokayı çıkardı ardından ise canını yakmamaya gayret ederek Ahsen ' in saçlarını toplmaya başladı. Şipşak bir şekilde kusursuz bir at kuyruğu yapmıştı. Galiba Melisa' dan bayağı idamanlıydı. " Tamamdır prenses , bitti. " Diyerek Ahsen' den uzaklaştı.

 

Ahsen ise elini ilk önce saçlarına attı kontrol etmek istermişçesine ardından memnun olmuş olmalı ki yüzündeki gülümse ile Sercay ' a dönüp " Gerçekten güzel olmuş Sercay abi , teşekkürler." Diyerek yanıma adımladı.

 

Bunu elimin bu halde olduğu için yaptığını anlamak için müneccim olmaya gerek yoktu. Nazik bir davranıştı . Bende teşekkür etme ihtiyacı hissettim. " Sağ ol"

 

" Ne demek lafı bile olmaz. Seninkini kadar olmasa da yaptık işte bir şeyler. Hadi bakalım şimdi sıra sizde kızlar. Birbirinizden özür dileyin ve bu tatsızlığı unutalım . " Sözlerini bitirdiğinde kimseden bir kıpırdama göremeyince kızının yanına yönelerek elini sırtına koydu ve Ahsen 'e doğru yönlendirerek konuşmaya başladı. " Hadi Melisa , özür dile arkadaşından , sarılın barışın. "

 

Nihayetinde mırın kırın da olsa bir özür cümlesi dile getirdi Melisa fakat Ahsen 'den hâlâ bir karşılık gelmeyince ben girdim devreye bu seferde. " Ahsen hadi teyzeciğim sende özür dile arkadaşından."

 

Ama aldığım cevap pek olumlu yönde olmamıştı. " Niye özür diliyor muşum ? Ben haklıydım bir kere. Ayrıca o benim arkadaşım falan değil ! "

 

Hayda ! Yani ne olurdu azıcık mülayim bir insan olup annene çeksen . Benim gibi çirkef olmak zorunda mıydın sanki .

 

Sen bana ne bakıyorsun teyzeciğim dediğimi yap yaptığımı yapma !

 

" Ahsen , teyzeciğim hadi ! Bak cidden sinirleniyorum. Lütfen! Sarılın barışın arkadaşınla ." Israrlarım üzerine nihayet ikna olarak konuşmaya başladı. " Tamam özür dilerim ama sarılmam , el sıkışabiliriz sadece. " Diyerek Melisa' nın karşısına geçip sağ elini uzattı, bu hareket üzerine bizler gibi şaşıran Melisa 'nın da uzatılan eli tutmasıyla çıkan tatsızlık nihayet sona ermişti .

 

Sanırım artık gerçekten ayrılık vakti de gelmişti. Şayet biraz daha oyalanırsak annemin selamızı okuması çok yakın bir gelecekte gerçekleşebilirdi.

 

"Evet olayı da tatlıya bağladığımıza göre biz artık gidelim o." Diyerek söze atıldım.

 

" Tamam öyleyse isterseniz beraber gidelim geçerken sizi bırakmış oluruz . Ne dersin ? "

 

Tam cevap verecektim fakat boynuma dolanan kol ve kulaklarıma ilişen o iğrenç cümle ile kelimelerim boğazıma dizilmişti.

 

" Ceylan gözlüm bu adam kim ?"

 

-------------------Bölüm Sonu ------------------------

-Bu adam sizce kim ? Bence az çok hepiniz kim olduğunu tahmin edebiliyorsunuzdur .

 

- Bölüm nasıldı sizce ? Gidişattan memnun musunuz ?

 

- Favori karakteriniz kim ?

 

- Bir sonraki bölüm olaylar olaylar ... Ortalık çok fena karışacak benden demesi

hazırlıklı olun .

 

- Yorumlar yapmayı ve oy vermeyi unutmayalım . Birde geçerkene şuradan bir oy tuşuna basıverin size zahmet :)

 

- Diğer bölümde görüşmek üzere sevgi ve esenlikle kalın ceylan gözlülerim ... 👁️✋🏼💙

Loading...
0%