@birbulutkalemi
|
Geçmiş
"Kahretsin ya yine geç kaldım! Bundan nefret ediyorum artık her gün olmak zorunda mı? Şu araba bir kez de zamanında gelsin!" Şimdi dersine geç kaldığım kadın fakültenin en korkulan hocalarından birisi ve benimle de yıldızı pek barışmış sayılmaz. Mobilya tasarımı eğlenceli gibi gözükse de benim korkulu rüyam resmen. İnatla ailemden yardım istemeden kendi çabamla okumak istediğim için kampüse uzak kirası daha uygun bir evde kalınca da erken saatte olan derslerime gelirken genelde problem yaşıyorum. Bugün de akşam otelde gece vardiyasında çalıştığım için maalesef ki sabah eve geçip unuttuğum ödevimi alıp tekrar otobüse yetişmek beni biraz daha geciktirdi. İstesem ailemin okumam için yardımcı olacağını bilmeme rağmen bunu tek başıma başarmak istediğim için onlardan maddi destek almamak ya da en az miktarda yardımcı olmalarına izin verdiğim için okuldan kalan zamanlarda çalışıyorum. Hafta sonlarında bir otelde resepsiyonda hafta içinde ise kitapçıda çalışıp kendi kendime yetebiliyorum. Tabi bazen bu tarz aksilikler olabiliyor, orası kötü. Çalan telefonumla iyice panikleyip elimdeki çantaları tek elimde toparlamaya çalışırken bir yardan da koşmaya devam ediyordum, tabii bu hamlenin tüm hayatımı etkileyeceğinden henüz haberdar değilim ve oldu. İşte bundan sonraki tüm hayatımı etkileyecek o olay gerçekleşti. Dikkatsizce yaptığım tüm o hamleler sayesinde karşımdaki adama çarpmış ve adeta romantik komedilerin vazgeçilmez klişesi olan olayı yaşamıştım, adamın elindeki sıcak kahve üzerime dökülmüş ve bundan sonra hayatım boyunca bileğimde taşıyacağım küçük bir izi bana hediye etmişti. "Çok özür dilerim kusura bakmayın, iyi misiniz?" Karşımda hayatım boyunca gördüğüm çoğu erkekten daha çekici bir adam endişeyle bana bakıp, üzerime döktüğü kahve için özür dilerken benim ne sıcağı ne dökülen kahveyi ne de geç kaldığım dersi düşünmek yerine gözlerinin güzelliğini düşünmem çok saçma! "Hanımefendi, iyi misiniz? Bir şey söyleyin lütfen, böyle olmayacak biz en iyisi hastaneye gidelim çok kötü yanmış!" Ellerini uzatıp kolumu avuçları arasına aldığında hissettiğim elektrik beni öyle bir çarptı ki ancak o zaman kendime gelebildim ve elimdeki yoğun sızıyı hissettim. "Sakin olun, benim hatam geç kaldığım için acele ederken bir de telefon çalınca fark edemedim sizi." "Yok yalnız sizin değil, ben de konferans için görüşmeye gelmiştim mailimden detaylara bakarken önüme bakmadım, baksaydım bunlar olmazdı. Rica ediyorum hastaneye kadar eşlik edeyim size çok kötü gözüküyor." Gözlerim elime kaydı, elimden ziyade bileğim gerçekten kötü gözüküyor. Zaten geç kaldım, o kadın beni daha da almaz derse en iyisi dediği gibi hastaneye gitmek. "Teşekkür ederim kendim gidebilirim, sizi de işinizden etmeyim konferans falan dediniz." Yüzünde sıcak bir gülümseme ile bana baktı, "Sizden önemli değil, canınızın acısını tahmin bile edemem. Hem zaten detayları konuşmak için küçük bir toplantıydı asistanım halledebilir biz gidelim, buyurun arabam şu tarafta." Dedi. Elimin acısına daha fala katlanamayıp, "Peki o zaman, madem size sorun olmayacak gidelim." Diyerek karşılık verdim. Aynı onun gibi gülümseme isterdim ama gittikçe artan acım sayesinde bırak gülmeyi yüzümü sabit bir ifadede tutmakta bile zorlanıyorum. Sonrası ise hastaneye gitmemiz, elime baktırırken yanımdan bir an olsun ayrılmaması ve başka dersimin olmaması sebebiyle beni çalıştığım kitapçıya bırakmasıyla sonlandı günüm. Sonlandı ama o kibar adam o günden sonra uzun bir süre aklımı meşgul etti ta ki konferans için tekrar okula geldiğinde bir daha ki karşılaşmamıza kadar... 2 Hafta Sonra "Şu renkleri de revize ettiğin zaman tekrar görüşelim ama olur mu canım?" dedi karşımda okul hayatım boyunca bana yardımcı olan ender insanlardan olan hocam. "Tabi hocam, hemen bugün başlarım ben çalışmaya bitince tekrar gösteririm son halini." Dedim. Konuşma aslında burada bitse de bakışlarından bir şey söylemek istediğini anladığım için yerimde oturmaya devam ettim. "Bugün üniversitemize konuşmacı olarak kimin geldiğini biliyorsun değil mi Aslı?" diye sordu bana ciddiyetle. Uzun zamandır iş ve dersler dışında hiçbir aktiviteye katılmadığım için tabii ki de bilmiyorum. Sessiz kalmamla bilmediğimi fark edip bana umutsuz bir vakaya bakar gibi bakıp başını salladı. "Yılın en başarılı iş adamı ödülünün bu seneki sahibi ve kedisi neredeyse sizinle yaşıt yani birkaç yaş var sanırım aranızda. Senin de mutlaka katılmanı istiyorum, hem tecrübelerinden yararlanırsın hem de sizi tanıştırmak istiyorum onunla çalışabilirsin. Seni severim ve iyi yerlere gelmeni isterim ama bu sektör biraz acımasız, referanssız iş bulman zor olur. Şimdi seni tanıştırırsam eminim faydası olur." Söyledikleri her ne kadar beni gururlandırsa da henüz ne yapmak istediğime karar vermediğim için tanışıp tanışmama konusunda emin olmadım. Benim hayalim buradan çıktıktan sonra kendi işimi kurmak. Kimsenin baskısı altına girmeden özgürce tasarımlarımı yapmak istiyorum. Fakat bana böyle güvenen hocamı da yarı yolda bırakmak istemediğim için konferansa katılıp dediği adamla tanışıp duruma göre karar vermek istiyorum. "Tabi hocam orada olurum, önce mi yoksa bitince mi tanıştırmak isterseniz nasıl uyar size?" "Belli olmaz, Cihan Bey ne zaman uygun olursa o zaman tanışırsın. Kendisi benim eski öğrencim olur, normalde programı çok yoğun ama ben rica edince kıramadı geliyor." "Tamam hocam, orada olurum. İyi günler dilerim size." *** "Aslı! Aslı kalk hadi bitti konuşma." Okuldaki yakın arkadaşlarımdan Eda'nın beni dürtmesiyle gözlerimi açıp etrafa bakınca hatırladım nerede olduğumu. Hocamı kırmamak için geldim buraya ama dinleyemedim. Dün tüm gece çalıştığım için bugün maalesef ki salona girmemle uyuya kalmam bir olmuş ve salonun kalabalıklığından anladığım kadarıyla gelen kimse baya sevilen birisi anlaşılan. "Of nasıl uyumuşum ya!" "Baya uyudun hem de kızım adam olay ya! İyi ki gelmişiz kısacık anlattığı iş planı bile ne kadar ileri görüşlü olduğunu belli ediyor." "Hadi ya o kadar mı?" dedim merakla, biraz pişman oldum o böyle söyleyince. "Hem de nasıl, yine dört ayak üzerine düştün kızım git hadi Cansel Hoca sana bakıyor." Dedi gözleriyle sahnenin önünü gösterip. "Tamam, bir görüşüp geliyorum ben sonra da hemen eve gidip uyumak istiyorum, ölüyorum uykusuzluktan." Ayaklanıp kalabalığı yararak hedefime ulaşmaya çalıştım. Bizim bölümde bu kadar insan mı vardı ya nereden çıktılar bunlar. Seni ilgilendirmiyorsa gelme kardeşim bu ne böyle. Sonunda hocamın yanın ulaşabildiğim zaman arkası bana dönük başka öğrencilerle konuşan adama dokundu Cansel hocam dikkatini çekebilmek için. Adamın bize döndüğü o an bu kader mi yoksa hayatın bir oyunu mu bilmem ama iki hafta önce üzerime kahve döken adam tam şu anda karşımda duruyordu. "Cihan'cım bak seni en iyi öğrencilerimden birisiyle tanıştırmak istiyorum, Aslı. Kendisi çok başarılı bir öğrenci eminim ileride çok iyi yerlere gelecek benim ona güvenim tam." Karşımdaki adam tam konuşacaktı ki birisi seslendi, "Hocam, bakabilir misiniz?" diye. "Siz tanışın ben bir bakayım daha sonra konuşuruz yine çocuklar." Dedi hızlıca karışıklığa doğru ilerledi. "Merhaba Aslı, seni yeniden görmek ne hoş." Dedi yüzünde anlayışlı bir gülümsemeye. "Merhaba, seni de Cihan." Dedim. Ortada bir sessizlik olunca ne diyeceğimi bilemeyip öyle sağa sola baktım. Ortada garip bir gerilim, gözle görülür bir elektrik var. "Nasıl buldun konuşmayı?" diye sordu o da sessizlikten rahatsız olmuş olsa gerek ki. Utandım, bir elimi boynuma atıp kaşıdıktan sonra kimse duymasın diye biraz ona eğilip, "Şey doğruyu söylemek gerekirse dün yoğun bir iş günü geçirdim ve uykusuz kaldım buraya gelir gelmez uyumuşum. O yüzden pek hakim değilim." Dedim çekinerek. "Ha demek o horlamalar senden geliyordu." Dedi gülerek. Bana kırk yıllık arkadaşı gibi takılması gerginliğimi biraz olsa da aldı sanki ben de rahatladım. "Hey ben horlamam bir kere!" aynı şekilde ayak uydurdum ona. "Şöyle yapsak, buradan çıkınca seninle bir kahve içelim ben de sana o arada konuşmamdan bahsederim biraz belki ilgini çekerim." Diye teklifte bulundu. Normalde çok yorgun olduğum için eve gidip uyumayı düşünsem de içimden bir ses biraz daha uykusuz kalsan bir şey olmaz git demeye başladı. Ve o sese uydum... |
0% |