32. Bölüm

Bölüm 32

Bir Bulut Kalemi
birbulutkalemi

Sedef,

 

Hayatın benim için sürprizleri hiç bitmiyor. Kimi iyi kimi kötü bu yaşa kadar gelsem de çektiğim tüm cefaların artık bitip hayatımın iyi bir yöne seyretmesi ne kadar sürecek merak ediyorum. Sürekli kötü şeyler yaşadığımdan mıdır bilmem ama nedense beni mutlu eden her olayın ardından kıyametimi beklemeyi bir türlü bırakamıyorum.

 

Dün Ferzan'la konuşmamızdan sonra Asmin abla ile hem sohbet edip hem de son hazırlıkları tamamlayıp ayrılınca Ferzan'la birlikte annesi ve kardeşleriyle güzel bir yemek yemiş, gülüp eğlendiğimiz uzunca bir gece geçirmiştik.

 

Eve döndüğümüz zaman Newroz Hanım söylenmeye başlasa da Ciwan baba kızmış, kimseye laf söyletmemişti. İşte o anda bu eve geldiğimden beri Ruken anne ilk defa omuzları dik, yüzünde gururlu bir ifade ile bakmıştı ona.

 

İşte bazı kadınların beklediği tek şey bu! Ardında dağ gibi duran, kimseye ezdirmeyen ve kendisini seven bir adam. Önce nasıldı bilmem ama Mardin'e geldik geleli Ciwan baba gerçekten de karısının ardında duruyor, kimseye laf söyletmiyor ama sevgi konusunu bilmiyorum.

 

Nasıl evlendikleri ya da yaşadıklarını bilmiyorum. Hatta Ruken annenin bir akrabası var mı onu bile bilmiyorum. Geldik geleli hiç görmedim, konusu bile açılmadı.Hep böyle yalnız mıydı yoksa evlendikten sonra mı oldu orası bende yok. Yani sevgi görebileceği tek adam Ciwan babayken gerçekten sevildi mi yoksa sadece saygıya dayalı bir ilişki mi bilmiyorum. Tek bildiğim şey sevgiye çok aç bir kadın. Aynı benim gibi...

 

Kader o ya gelin geldiği bu evde de sevilmemiş. Ne kaynanası ne de akrabaları tarafından. Hatta zaman zaman evlatları için bile bir anne olamamış, onu buna layık görmemişler! Newoz Hanım kadına kendi evlatları hakkında bile söz söyletmemiş! Ne zaman ki Ciwan baba işleri oğullarına devredip evde kalmaya başlamış durumu ancak o zaman fark etmiş. Kısaca Ruken anne çoğu kadın gibi dilsiz olmaya zorlanmış!

 

Dün birlikte geçirdiğimiz kısacık zaman bile ona öyle iyi geldi ki adeta yüzüne renk geldi.Ayrı bir enerjiyle doldu. Onun bu halini fark ettiğim ilk anda kendime bir söz verdim! Bundan sonra çevremdeki hiçbir kadının en ufacık bir sevgi kırıntısına muhtaç olmasına izin vermeyeceğim. Kalbimde ne kadar sevgi varsa herkese dağıtacağım!

 

"Ne düşünüyorsun öyle kara kara, bir sıkıntı mı var Sedef?"

 

"Annen dün ne kadar mutlu oldu değil mi?"

 

"Öyle valla bende şaşırdım, annemi daha önce bu kadar gülerken görmemiştim ama bu benim hatam sanırım. Öyle bencilmişim ki bunca zaman yalnızca kendimi düşünmüşüm. Farkettiğim an öyle utandım ki Sedef, oysa çok kolaymış onu mutlu etmek! Buradan, üzerimdeki baskıdan kaçmaya öyle takılmışım ki ne anamı görmüşüm ne de kardeşlerimi. Baksana Sedef ben çocuklar ders çalışıyor diye odalarına kapanıyor sanıyordum oysa onlar da benim yaptığımı yapıp buradan çıkmanın tek yolunun okul olduğunu düşünüp odalarına kapanıyormuş. Benim aile saadeti sandığım şey sadece bir yanılsamaymış..."

 

Düşen omuzları, titreyen sesi sözlerinin yanında pişmanlığını gözle görülecek şekilde ortaya koyunca dayanamadım, sarıldım sıkıca ona. Oysa onun da hiç suçu yok! Sırf ölen dedesine benziyor diye hasta fikirli bir kadın yüzünden annesi kim bilmeden, üzerinde onca baskıyla büyüdüğü yetmezmiş gibi bir de onu kıskanan bir abiyle uğraşmış hem de hiç istemeden.

 

"Senin bir suçun yok, üzülme."

 

"Sedef, sende bende biliyoruz ki buna engel olabilirdim. Yalnızca kendimi düşünmek yerine burada kalıp koruyabilirdim onu!"

 

"Nasıl yapacaktın Ferzan, sende çocuktun o zaman."

 

"Bilmiyorsun Sedef, ben sekiz yaşındayken de yirmi sekiz yaşındaykende babaannem benim sözümü kanun saydı. Ne dersem oldu, bir dediğim ikiletilmedi. Ben kaçmak yerine burada kalsaydım kimse ona tek laf edemezdi. Dün bunu daha iyi anladım. Fark ettim ama hatamı! Bundan sonra yok! Annem ne derse o, kimse onu bir daha üzemeyecek! Nasıl ilk geldiğin an senin arkanda durdum kimseye ezdirmedim artık onunda ardındayım gerekirse babam olsun kimse tek laf edemeyecek! Firaz ve Avbin'e de öyle, abileri arkalarında buradan gitmeyi kurtuluş olarak görmeyecekler! Nasıl mutlu olacaklarsa o olacak. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak söz Sedef!"

 

"Bak ne güzel, bir hata yaptım diyorsun ve bunu düzeltmek için elinden geleni yapacağını söylüyorsun bence bu çok önemli bir davranış, artık canını sıkmak yerine önce kendin iyi olup sonra da çevrendekilere yardımcı olmalısın. Hadi artık sil yüzünden şu ifadeyi, bende sana söz veriyorum hep yanında olup sana destek olacağım."

 

"İyi ki girdin hayatıma Sedef, seni hak edecek ne iyilik yaptım bilmiyorum ama iyi ki yapmışım."

 

"Sende iyi ki varsın Ferzan."

 

"Tamam, bugün senin günün! Tüm bu olanları daha sonra yine konuşuruz gidelim de ilk işinin açılışını yapalım artık."

 

"Ferzan ben çok heyecanlıyım! Niye böyle oldu ki bugüne kadar hiçbir şey yoktu çok normal geliyordu, şimdi elim ayağıma dolanıyor resmen."

 

"Gel bakalım buraya," beni kolları arasına çekip "bence bana sarılmak tüm heyecanını alır! Neticede gerçek kocanım ben ve gerçek kocalar heyecanı almak konusunda da ustadır.Ha sen diyorsan ki Ferzan ben ikna olmadım gerçek kocan olduğuma ağzından öperek de ispatlayabilirim."

 

Dün beni işten aldığı andan itibaren hala söylediklerim yüzünden resmen benimle dalga geçiyor. Başkası yapsa tüm bunları alınıp küserim ama bana öyle sıcak bakıp gülümseyerek söylüyor ki değil küsmek sırf yüzündeki bu ifade için daha fazla şapşallık yapıp benimle dalga geçsin isteyesim geliyor.

 

Şimdi içimden çıkan bambaşka bir kadın var. Şimdiye kadar kimseye yapamadığım nazı ona yapmak isteyen kadın...

 

"Ferzan yaa...."

 

"Ne Ferzan yası yalan mı? Gerçek kocan değil miyim?"

 

"Öylesin tabii!"

 

"O zaman ağzından da başından da elinden de kısacası nereden istersem oradan öperim! Tabii sen de beni öpebilirsin, gerçek karılar da böyle yapar." Bana doğru hafifçe eğilip yüzünü yan yatırdı, "Hatta öp bakalım bir göreyim gerçek karımmış mısın?" dedi.

 

Şimdiye kadar hep o beni öpmüştü. Her ne kadar nasıl hissettireceğini merak etsem de ters bir tepki vermesinden korktuğum için hiç yanaşmadım ona, şimdi ise o bana diyor.

 

Beni öp diyor!

 

Yapabilir miyim ki bunu?

 

Onu öpebilir miyim?

 

"Hadi boynum tutulacak bak! Öpmezsen inanmam gerçek karım olduğuna, biliyorsun kıstas ağızdan öpmek ama ilk günden fazla üzerine gitmeyeyim diye yanağımı uzattım kıymetimi bil bence karıcım."

 

"Ne cım ne cım?" kendime engel olamadan heyecanla konuşunca gülse de ne pozisyonunu bozdu ne de sorumu cevapsız bıraktı.

 

"Karıcım. Değil misin yoksa?"

 

"Öyleyim,Öyleyim tabii Ferzan."

 

"E öpsene o zaman kızım ne beklettin beni burada böyle."

 

Ellerimi omzuna koyup parmak uçlarımda yükselerek hafifçe öptüm yanağından. Heyecandan dengemi kaybeder gibi olduğumda ise anında yakaladı beni belimden. Öyle güzel, ferah bir kokusu var ki kolları arasından çıkasım hiç gelmiyor.

 

"Oh!" dedi.

 

"Ferzan, yapmasana böyle!"

 

"Ne yapmayım! Ne zamandır bekliyorum bu anı ben biliyor musun?"

 

"Ne zamandır?"

 

"Fazla meraklıyız bugün Sedef Hanım. Hadi çıkalım artık kendi açılışına geç kalmak istemezsin bence."

 

Konuşmama bile müsaade etmeden beni odadan çıkarınca merakımı içime gömüp uygun bir zaman bulduğum ilk an sormak üzere zihnimin derinlerine yazdım.

 

Konağın bahçesine indiğimizde ise tüm ev halkıyla birlikte Gewher hala ve Dilan davardı. Endişeyle belimdeki elini indirmeye çalışsam da izin vermeyip beni iyice kendine çekince bir an, kısacık bir an büyüklerin yanında olduğumuzu unutup Dila'nın yüzüne baktım. Hasetle Ferzan'ın belimdeki eline bakıp kaşlarını çattı ve işte o an tüm utancım gitti. Sonuçta Ferzan benim gerçek kocam ve o utanmayıp yapıyorsa benim de hayır demem olmaz. Kesinlikle o kız daha da kıskansın diye değil!

 

Basit düşündüğümü ise Ferzan'ın sözleriyle anladım. "Hayırdır siz nereye?" diye sordu Newroz Hanıma bakarak. "Nereye olacak karının gereksiz işinin açılışına! Sanki çok gerek varmış gibi aç mı bırakıyoruz biz onu da iş açıyor!" dedi.

 

"Seni bir kez uyaracağım Newroz Hanım! Ben başkası değilim ne karımı ezdiririm ne de ona laf söyletirim! Yıllarca anama, yengeme yaptıkların yetmedi şimdi de gözünü karıma mı diktin! Bundan sonra yok öyle! Ne anama ne karıma ne de kardeşlerime tek laf ettiğini duymayacağım! Hanımağaysan hanımağalığını bil! Nerede ne konuşacağını bilmiyorsan da konuşma, sana saygısızlık etmek istemiyorum!"

 

Sesi gümbür gümbür tüm konağı inletince gözüm terastan abisine bakan Avbin'e değdi. Yanaklarından yaşlar aksa da güzündeki gülümseme onun da benim gibi korunmaya, sevilmeye ne kadar ihtiyacı olduğunu fark ettirdi.

 

"Orada tek bir kötü söz ettiğini, imalı bir bakışını göreyim yeminle millet ne der diye umursamam seni eve geri gönderirim!"

 

Söylediklerinden sonra gözü hazırlanmış Berzan abi ve Heja'yı görünce bu sefer de tüm öfkesini onlara,"Siz hayırdır! Siz nereye bu nasıl bir yüzsüzlük! Hiç mi utanmıyorsunuz o kadının açılışına gitmeye oturun oturduğunuz yerde! Baba bir şey desene!"diyerek kustu.

 

Sessizce bir köşeden izleyen Ciwan baba ilk defa dahil oldu, "Herhalde gelmiyorlar oğul! Böyle bir şeyin imkanı var mı birinin eski karısı diğerinin iftira atıp aşiretin sonunu getireceği kadın. Ne işleri varmış orada! Nereye gidiyorlarsa gitsinler bizle işleri yok." Deyince bozulsalar da bir şey diyemediler. Sanırım Berzan abi hala siniri geçince ağalığı tekrar ona devredeceğini düşünüp alttan alıyor. O günden beri babası ne derse tamam deyip susuyor.

 

Kısa birsessizlikten sonra tam gitmek için hareketlenmişler di ki Ferzan'ın koluna asılıp durdurdum. "Avbin'le Firaz yok belki gelmek isterler bir sorsan mı?" dedim.

 

"Baba Avbin'le Firaz nerede? Niye gelmiyorlar?"

 

Newroz Hanım, "Nereye gelmişler ki bugün gelecek onlar!" deyince Ferzan, "Avbin! Firaz!" diye bağırdı.

 

Avbin yukarıdan dinlediği için konuşmaya hakim olsa da Firaz mutfaktan çıkıp, "Valla ben bir şey yapmadım abi!" deyince Ferzan yanımda kasıldı kaldı.

 

"Ne bir şeyi oğlum, git kardeşini de al gel açılış var niye buradasınız siz." Deyince rahatladı çocuk. Bu ailedeki herkesin gerçekten benim doktoruma gitmeye ihtiyacı var.

 

"Valla mı abi? Bizi de mi götüreceksiniz? Hiç götürmezdiniz."

 

"Oğlum gelmek istiyorum dedin de ne zaman yok dedim ben size, gidin giyinip gelin hadi bekliyorum ben sizi."

 

Ferzan gözünü babasına dikince karşımdaki adam ilk defa başını eğdi. Oysa ben buraya geldiğimden beri bir dağ gibi dik omuzlarının hiç çöktüğünü görmemiştim. Sanırım neye sebep olduğunu ilk kez kanlı canlı gördü.

 

"Siz gidin baba, ben çocukları alıp gelirim."

 

"Tamam oğlum." Dedi ve sessizce çıktı konaktan, hemen ardından da diğerleri takip etti onu.

 

"Ben ne yapmışım Sedef! Nasıl durum bu hale gelene kadar fark etmedim!"

 

İçim acıdı haline, "Fark etmen daha önemli Ferzan. Ya hiç bilmeseydin, şimdi en azından elinde bir şans var odada da dediğim gibi iyi kullan onu."

 

"Kullanacağım."

 

O tek bir kelime dudaklarından öyle bir döküldü ki yapacağına emin oldum. İçimden bir ses artık bugünden itibaren bu konakta hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söylüyor.

 

Umarım haklı çıkarım.

 

 

Bölüm : 04.09.2025 21:08 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...