Yeni Üyelik
11.
Bölüm

Bölüm - 11

@birbulutkalemi


28 Aralık Çarşamba

Asya 

Günler sonra gözlerimi rahatlıkla açmanın verdiği bir huzur var bugün. Her ne kadar işe gidecek olsam bile bugün moralimi hiçbir şey bozamaz. Resmen yeni bir hayata başlamış gibiyim. Şu an hayatımda her şey yolunda, aklımı meşgul eden sorunlardan uzaklaşınca böyle oluyor sanırım. O zaman şey diyelim yeni hayatımın ilk günü. İşe geç kalmak istemiyorsan kalk kızım! Ya da önce bir telefona bakayım hadi ama kim uyanır uyanmaz direkt kalkar ki geç kalsam bile bir tur sosyal medyaya bakmadan duramıyorum, gerekirse kahvaltıyı hastanede yaparız ama yine de o sosyal medyada gezilecek.

Bakalım neler varmış. Geziyor, geziyor, kafede, piknik, söz, nişan, söz, nikah, nikah, nikah maşallah herkes de evleniyor, evde kaldın kızım diyeceğim ama ben daha küçüğüm be gerek yok böyle aksiyonlara alt tarafı yakında 27 olacağım yani bu yaşta ne evliliği.

Gerçi insan hayatında sevmek sevilmek de istiyor ama benim buna pek vaktim olmuyor. Evet siz de bana inanmadınız değil mi arkadaşlar seven insan her şekilde vakit bulur haklısınız. Neyse fazla boş muhabbet yaptık ben en iyisi işe gideyim size bir ara yine dönerim.

                                                                                                *** 

Elimde kahvem odama doğru yürürken arkamdan seslenen hemşireyle durdum.

"Hocam, acile gelebilir misiniz biraz bugün çok kalabalıkta anons geçtiler şimdi okuldan bir çocuk geliyor boşta kimseyi bulamadım siz bakar mısınız?"

"Tamam canım, hadi gidelim. Bilgi verildi mi? Sorun ne?"

"10 yaş okulda birden kusmaya başlamış sürekli devam edince okul hemşiresi ambulans çağırıp hastaneye yönlendirmiş. Zehirlenmiş olabileceğinden şüpheleniyorlar."

"Tamam, sen ilk muayene sonrası bir kan al bakalım neler varmış ona göre devam ederiz."

Kapı önünde beklerken geçen konuşma sırasında ambulans sesi gelmesiyle birlikte susup bekledik. Kapıların açılmasıyla şaşkınlıktan dilimi yutacaktım neredeyse. Ambulans içinden Serdar'ın çıkması beklediğim son şey bile değilken gerçek olmuştu. Hızlıca kendime gelip çocuğa koştum sedyeyi içeri almalarına yardım ederken bir yandan da paramedikten bilgileri alıyordum. Çocuğu kontrol edip kan ve testler için hemşireye bırakıp kendime izin verdim şoku atlatmak için.

Şimdi siz dostlarım diyorsunuz ki neden öyle oldu, bu kız niye bu kadar şaşırdı. Hemen cevap vereyim Serdar benim lise aşkım ve üniversitede de biraz devam etti. Bu uzun bir hikaye sizi biraz kendime gelince bu konuda aydınlatacağım ama önce çıkıp bilgi vermem lazım.

"Merhaba, sanırım içerdeki güzel kızın öğretmeni sensin."

"Evet benim, nasıl durumu?"

"Şu an iyi, kan alıyorlar bakalım ne çıkacak sonucu ona göre konuşuruz yine. Ailesine haber verdin mi?"

"Evet, yoldalar birazdan gelirler."

"Tamam, ben ilk müdahaleyi yaptım, acilde görevli arkadaşlar devam eder tedavisine. Ailesi yine de görmek isterse sekreterlere sorarlarsa odamı gösterirler."

"Olur, iletirim."

"Tamam... İyi günler sana o zaman."

"Öylece gidecek misin?"

"Ne yapmalıyım peki tavsiyen nedir?" dedim. Gerçekten bilmiyorum çünkü ne yapacağımı. Sanırım o da bilmiyor. Ne bekliyor bilmiyorum. Her şey güzel giderken birden ilişkimizi bitirmek isteyen kendisiydi, şimdi ise bir şey dememi bekliyor ne diyeceksem. Tamam düşman gibi ayrılmadık, gayet güzel medeni bir şekilde bitti ilişkimiz. Konuşarak, birbirimizi kırmadan ki o nasıl oluyor bilmiyorum. Çünkü ayrılınca kırıldı benim kalbim! Yani o, seni kırmak istemiyorum ilişkimizi bitirelim dedi kırmadan ayrıldıktan kastım o. Şimdi ise bir şey dememi bekliyor.

"Uzun zaman oldu biraz oturup konuşalım mı? Bu şekilde olmak beni üzer."

"Şu an olmaz daha sonra konuşalım gördüğün gibi çalışıyorum."

"Yarın akşam yemeği?"

"Nöbetim var öğlen olur mu?" Ne yapıyorum ben Allah aşkına ne buluşması!

"Tamam olur zaten okul yakın buraya 12.00 gibi bitiyor benim dersim uygun olur musun?"

"Olur karşıdaki restoranda buluşuruz. Şimdi gitmem lazım yarın görüşürüz."

"Görüşürüz."

Onu bırakıp kaygılı adımlarla odama geçtim. Şimdi aramızda neler olduğunu merak eden arkadaşlarım az önce konuştuğum şahıs, kendisi lise aşkım Serdar. Kendisiyle seviyeli bir ilişkimiz vardı bir nevi ilk aşk, aramızda her şey güzelken o üniversite son sınıf ben de de üçüncü sınıfken birden benden ayrılmak istedi. Her şey güzel giderken neden diye sormalarıma ise sadece artık benimle yapamadığını, beni kırmaktansa ayrılmanın en iyisi olacağını söyledi.

Haliyle 4,5 senelik bir ilişki bitince ben tabi biraz dağıldım ama sonra beni öldürmeyen acı güçlendirir dedim ve ayağa kalktım! Hatta o da yetmedi gittim benden hoşlandığını söyleyen başka bir çocukla çıktım ve o da elde edince gözünde değer kaybeden ben olup bir güzel aldatıldım. Hatta ve hatta Timur'a yazma sebebim o! Kimse aldatılmayı hak etmez arkadaşlar. Birinden artık eskisi gibi hoşlanmıyorsan, ona karşı ilgini kaybettiysen gidersin adam gibi ben seni artık eskisi gibi görmüyorum bitirelim dersin yoluna bakarsın yani.

Neyse benim hikayemin bir kısmı da bu şekilde ama ne yapıyoruz eskiye ağlamaktansa şimdiyi yaşıyoruz hem hep dediğim bir şey vardır; "Eskiyi düşünüp endişelenmek yarının sıkıntılarını ortadan kaldırmaz, bugünün huzurunu kaçırır." Yani demem o ki bir kere aldatıldın diye bundan sonra da hep aldatılacaksın diye bir şey yok bunu düşünüp dert edinirsen ileride belki de çok güzel olacak bir ilişkiyi mahvedebilirsin. Bu tek ilişkiler için değil karşımıza çıkacak her sorun için geçerli lütfen beni bir arkadaş olarak görüp bu sözümü ciddiye alın arkadaşlarım.

Ben sizinle konuşurken hayatım durmadığı için şu an iş çıkış saatim geldi arkadaşlar o yüzden size veda edip kendi başıma kalıp biraz düşüncelerle beynimi uyuşturmam lazım elveda şimdilik...

Odamda eşyalarımı toplarken neden bu kadar kalabalığım diye kendime sövmeden de edemiyorum. Gerçi şöyle bir baktığım zaman her şey de gerekli yani ama her gün bunları eve evden geri buraya taşımak çok zor oluyor. Keşke yemek seçen birisi olmasaydım en azından bir çanta eksilirdi. Neyse ben alıştım artık her gün bilgisayar çantası, kişisel çantam, yemek çantam ve bazen de spor çantamı taşımaya. Görenler her ne kadar spora gittiğimi sansa da sakar bir insan olduğum için üzerime bir şey dökmeden duramıyorum. O yüzden çanta bana lazım oluyor üzerimde lekeyle gezemeyecek kadar titiz ama her şeyi kirletecek kadar sakar olmak çok zor. Tamam daha fazla kendimi oyalayamayacağım düşüncelerle bu adam neden tekrar benimle buluşmak istedi ki şimdi. Ya tekrar birlikte olmak isterse. Kesinlikle olmaz tekrar aynı şeyleri yaşayamam hem ben sanırım Timur'dan hoşlanıyorum bundan henüz haberi olmasa da öyle yani.

Timur demişken onunla konuşamadık hiç acaba arasam mı? Ya da Serdar'dan bahsetsem mi? Of çok zor bu işler ama bu sefer düşünmeden anı yaşayacağım. O adam asker bugünü var sadece yarını belli değil içimden ne geliyorsa onu yapacağım. Düşünmek yok konuşmak istiyorsun şu an ara hadi Asya ne olabilir ki? En fazla açmaz yani. Önce telefonu arabaya bağlayayım ama trafikte telefonla konuşulmaz arkadaşlar kamu spotu düşelim. Ve çalıyor çok heyecanlandım sakin ol kızım, derin bir nefes al...

+Asya?

-Merhaba Timur, umarım rahatsız etmedim?

+Hayır olur mu hiç, ne rahatsızlığı.

-Sevindim ben seni merak ettim, dünden beri konuşamadık aklım sende kaldı açıkçası nasıl oldun demek için aradım ama çekindim de müsait değilsindir belki diye. Sonra dedim ki boş ver ara kızım en fazla açmaz ne olacak ki yani en faz...

+Asya.

-Efendim?

+Nefes mi alsan bir bayılacaksın.

-Ay ben yine kaptırıp çok konuştum değil mi?

+Eh biraz öyle oldu. Ayrıca sakin ol iyiyim ben dediğin gibi doktora bile gittim.

-İyi sevindim o zaman, iyi olmana yani.

+İstediğin zaman arayabilirsin beni, çekinmene gerek yok. Karargâhta olsam bile açamazsam sonra mutlaka dönerim.

-Bıkma sonra ne kadar çok arayıp konuşuyorsun diye.

Muzip bir sesle takılarak konuşmamdan sonra gülüş sesi kulağıma doldu. Kalbim tekledi bir an nedensiz bir şekilde gözlerim doldu sanki şey nasıl anlatsam bilemedim ama sürekli gülse de ben dinlesem ömür boyu sıkılmam sanırım.

+Asla bıkmam ses tonun çok güzel, hiç kapatmasan sabaha kadar konuşsan yine dinlerim tabi hızlı konuşup beni bayılman konusunda endişelendirmezsen.
Arkadaşlar aynı şeyi düşünmemiz gerçekten de tesadüf olamaz değil mi? Yoksa bu adam benim kaderim mi?

-Şey teşekkür ederim.

+Ne için sesin güzel diye mi?

-Hayır iltifatın için.

+İltifat etmedim gerçekler için de teşekkür etme.

-Tamam bu konuyu kapatalım.

+Utandın mı sen?

Dedikleriyle biraz daha utandım ama eğlenen sesi bana öyle bir keyif verdi ki utancım bile o an aklımdan uçtu gitti.

+Tamam neyse daha utandırmayım seni. Nasılsın bakalım sesin yorgun geliyor çok mu kalabalıktı hastane.

-Yok çok değil ama ben ek olarak askeri hekimlik için de ders aldığım için biraz yoruyor beni.

+Öyle mi hiç bahsetmemiştin bundan, şaşırdım. Neden normal hekimlik yerine askeri hekimliği seçtin?

-Ya aslında şöyle benim hayalim doktorluktu annemde destekledi ama babam asker olmamı çok istiyordu. Kendisinin hayaliymiş ama sağlık sorunu nedeniyle olamamış o da benim olmamı istedi. Ben de kendi hayalimin peşinden giderken en azından askeri hekim olayım onun da istediği olmuş olur en azından dedim ve şansımı denemek için başvurdum. Biliyor musun bilmem dışardan doktor alım kontenjanı çok az ama seçildim ve fark ettim ki daha yararlı olabilirim bu şekilde ülkeme ve sonra birden baktım ki kendi hayalim de oldu.

+Çok güzel düşünmüşsün. Kendi hayallerinin peşinden gitmen de ailene saygı duyup orta yolu bulman da çok güzel.

-Evet öyle işte son derslerimi alıyorum 2 haftaya bitiyor sonra nereye atanırsam oraya gideceğim tahmini 1 ay sonra bambaşka bir yerde olacağım.

+Endişeli gibisin sanki biraz sesinden öyle anladım.

-Evet öyleyim biraz da korku var ya yapamazsam diye.

+Eminim yaparsın sen çok cesur bir kızsın ve içindeki iyi insan da sana yardımcı olacaktır.

-Cesur mu? Nasıl, sana ne bunu düşündürdü?

+Hiç tanımadığın bir insana sırf duyduğun birkaç konuşma ile onun iyiliği için mesaj attın Asya, hayatındaki bir yanlıştan döndürdün. Gerçi bunu bir daha yapma lütfen olur mu?

-Evet yaptım ama nasıl yaptım bir de bana sor sen. Sana mesaj atana kadar kırk kez yazıp sildim. Neden yapmayayım ki bak şu an seni aldatacak bir kızdan kurtuldun.

+İyilik yapmak istemeni anlıyorum ama senin de daha önce dediğin gibi etrafta bin bir türlü insan var, hangisi iyi hangisi kötü bilemezsin. Sana zarar vermek isteyen olabilir veya bu hareketini yanlış yorumlayıp peşine takılan olabilir bir sürü ihtimal var. Psikopatından tut da katiline kadar neler görüyoruz tahmin bile edemezsin.

-Haklısın, o zaman iyi ki sen çıkmışsın karşıma. Seni tanıdığım için mutluyum bana kendimi rahat hissettiriyorsun. Sanki seninle yıllardır tanışıyoruz gibi hissediyorum.

+Sana o güveni vermek beni mutlu etti. Her ne kadar ilk başta kalbini kırdığım için konuşmak istesem de sen de bana iyi geliyorsun, aylardır uğraştığım operasyon kötü geçtiği halde ben sinirli veya gergin değilim ve bu senin sayende iyi ki hayatıma girmişsin. Teşekkür ederim hayatıma girdiğin için.

-Yaaaa Timur sen çok tatlısın, kibarsın senin gibi erkeklerin kitap karakteri olduğunu sanıyordum ben düşün dizi bile değil.

+Öncelikle ne desem bilemedim sonrasında neden dizi bile değil diye sorsam olur mu?

-Tabi ki olur. Bekliyorum sor hadi.

Genişçe gülümseyip sonra da bunu bastırmak için dudağımı ısırdım. Bu konuşmadan çok keyif alıyorum sanki yine o eski liseli kız gibiyim. Bir dakika biz şu an flört mü ediyoruz?

+Hahaha tamam soruyorum hazır mısın? Bu biraz zor bir soru.

-Hazırım hadi sor.

+Neden dizi değil?

-Öncelikle tebrik ederim bu zor soru için ve dizi bile değil çünkü dizilerde bile böyle kibar adamlar artık yok. Ben ne dersem o olur diyen, kadınların kişisel sınırlarına saygı duymayan, kaba, bencil höt höt adamlar var. Kısaca ki bunun yanında şiddete meyilli olandan tut da tecavüzcüye ya da son dönemlerde popüler olan aynı anda birkaç kadına sözde aşık olup yüzsüz gibi hepsini hayatında isteyen adamlar var. En iyisi kitap karakterleri tabi yine o tarz yazılanlar da var da kitaplarda tercih şansın var istediğin türü okuyabilirsin yani umarım anlatabilmişimdir.

+Çok güzel anlattın. Ben anneme borçluyum kişiliğimi çocukluktan beri kadına, hayvanlara, doğaya, yaşlıya gence saygıyı öğretti.

-Eli öpülecek kadın valla görüşünce öpeyim Gülten teyzemin elini, kahveye davet etmişti.

+Siz ne ara o kadar samimi oldunuz ya kahveler falan ben bile daha yeni sesini duyma şerefine nail oldum. Yüzünü bile bilmiyorum yanımdan geçsen tanımam.

-Hastaneden sonra sürekli takip ettim ya aradım ben onu konuştuk baya telefonda, sen emanet ettin sonuçta diye aklım hep ondaydı ama annen de kafa kadın sohbeti sarıyor şimdi çok iyi dedikodu yapılıyor biz anlaştık baya.
Kısa bir duraksamadan sonra derin bir nefes alıp kendime cesaret aşılamaya çalıştım birazdan söyleyeceklerim için.
-Ve evet sen deyince fark ettim haklısın ikimiz de birbirimizi hiç görmedik. Profil fotoğraflarımızda kendimiz de olmadığı için. Bu garip, ben sanki seni tanıyor gibi hissedince aklıma nasıl göründüğün gelmedi tabi kafamda canlanan bir profil var ama tutar mı bilemedim. Aa şey yapalım mı şimdi tahminde bulunalım sonra doğru mu değil mi diye bakalım çok eğlenceli olur?

+Sakin ol yine nefes almayı unuttun. Tamam dediğin olsun yapalım. Başlamak ister misin?

-Olur. Bence sen uzun boylu ve esmersin ayrıca yüz hatların belirgin diye düşünsem de aklıma annen geliyor sarı saçları falan ve hakkımı uzun boylu, kalıplı, sarışın ve yeşil gözlüsün diyorum.

+Şöyle yapalım ben de senin hakkında tahmininde bulunayım sonra görüntülü arayım kendimiz görelim tahmin doğru mu diye. Uyar mı sana ya da rahatsız olur musun?
Arkadaşlar kalpten gitmek üzereym!

-Yok rahatsız olmam şu an araba kullanıyorum eve bir 15 dakikam kaldı gidene kadar sen de tahmin et ben seni evde arayım öyle bakalım.

+Tamam olur. Bence sen ne uzun ne kısa orta boylarda, kumral neden bilmem ama içimden bir ses hafif tombul yanaklı utanınca kızaran cinsten olan, özellikle biraz da hiperaktif yerinde duramayan biri gibisin gerçi son özellik pek fiziksel olmadı ama eklemek istedim.

-Tamam unutma tahminlerini şimdi eve geldim seni birazdan arayım kendimi toparlayıp bakalım dediğin gibi miyim, şimdi kapatayım ben.

+Tamam bekliyorum aramanı. Hadi kapat.

-Kapattım.

Off çok heyecanlandım kendimi araban attım, merdivenleri nasıl çıktım (ki birkaç kez düşme tehlikesi de geçirdim ama bu aramızda) kapıma kadar nasıl geldim bilmiyorum bile ellerimin titremesinden kapıyı açamıyorum. Arkadaşlar ben doktorum benim elim titremez bu ne hayır sakinim ben! Hem bir şey yok alt tarafı bir telefon konuşması yani ne var ki. Tamam derin nefes al ve anahtarı deliğe yerleştir evet böyle açıldı bile bak boşa heyecan yapma.

Hızlıca ayna karşısına geçip biraz tipimi düzelttim. Üzerime bakınca kazağımı değişsem iyi olur bu biraz solgun göstermiş gibi evet evet değiştireyim ben. Hızlıca odama geçip dolabımı açtım ve mavi renkli bir kazak alıp giyindim. Nerede otursam da arasam, uff saçmalama kızım geç oturma odasına ara işte. Hızlıca koltuğa oturup uygulamayı açıp telefonu masaya yerleştirdim. Gergin bir şekilde dizimi sallayıp beklerken ekran birden karardı ve ardında karşımda o belirdi. Derin bir nefes bıraktım.

+Yanılmışım...

 

 

İnstagram/Tiktok: birbulutkalemi

Loading...
0%