Yeni Üyelik
6.
Bölüm

Bölüm - 6

@birbulutkalemi

14 Aralık Pazartesi sabah 08.16

 

 

Asya'dan

Evet dostlarım hepinize günaydın. Nasılsınız afiyettesinizdir inşallah, ben kötüyüm malum sabahın erken saatleri bugün yine iş var ağlayarak yataktan çıktım bırakın mutlu olmayı kahvaltı yapacak zamanı bulamadım. Hayat böyledir işte dostlarım geçen size hava atıyordum erken kalmıyorum diye şimdi ise ağlıyorum. Ee büyüklerimiz ne demiş ne oldum demeyeceksin, ne olacağım diyeceksin.

Bir de geç uyudum malum olayların kadınıyım ben aa tabi sizin haberiniz yok durun hemen dedikoduları vereyim size. Şimdi dostlarım ben bir zekilik yapıp otobüsteki teyzenin oğluna yazdım ve o da bana çeşitli şeyler söyledi ya hah işte ona o sözleri bir güzel yedirdim üzerinize afiyet. Oh çok da iyi yaptım işte görsün el mi yaman ben mi yaman ve bu arada evet onun bey olduğunu biliyorum ama canlarım benim beyim yok hem ben herkese karşı gelirim evelallah, biz bu zamana kolay gelmedik ya.

Ama şimdi adam dün yazdı o kadar, uğraştı affettirmek için kendini. Gerçi daha süründürürdüm de göreve gitti şimdi öyle deyince bir içim parçalandı biz buralarda rahat olalım diye gece gündüz demeden dağdalar. Ayy dağda mı ki ben onu sormadım bilmiyorum belki adam denizci ne biliyim ama ne komik olur bana göreve gidiyorum deyip sahilde falan gezmesi yok mu. Gerçi benimki de akıl o zaman gece niye gitsin neyse çok gevezelik yaptım hastaneye geldim şimdi kendime bir çalışma programı çıkarayım.

Bugün ilk iş yatış verdiğim hastaları kontrol edeyim sonra polikliniğe geçerim öğleye kadar orda hastalara bakıp sonra bir ara yemek yiyip askeri yaralanmalar için eğitime de öğleden sonra 3 saat ayırsak çıkmadan da yine bir servis kontrolü yaptım mı tamamdır. Bir arada Timur'a yazayım anca öğleni bulur o da ama şimdi bir yazayım dönmüş mü aklım kaldı.

Pazartesi sabah 05.30

Timur'dan

Görev dönüşü sinirle odama girdim. Bir o tarafa bir bu tarafa yürümek daha da sinirlendirince kendimi koltuğa attım. Asla anlamıyorum her şey gizliydi son ana kadar askeriye dışına kimse girip çıkmadı, dışardan ziyaretçi alınmadı, toplantı odası dinlenme ihtimaline karşı didik didik arandı hiç bir şey yok nasıl haber alırlar. Düşünmek istemesem de tek ihtimal içimizde bir hain olması yönünde başka türlü imkanı yok. Ülkeye kamyon kamyon uyuşturucu giriyor bizse elimizden kaçırıyoruz! Gelmiyor araba yolun ortasında birden kayboluyor nasıl oluyor bu anlamıyorum. Sakinleşmem lazım, sakin olup adam akıllı düşünmem lazım. Bir şey yapmam lazım...

Saat 08.30

Bu böyle olmayacak gidip biraz spor yapıp dikkatimi toplamalıyım. Belki öyle kendime gelirim. Gelince açmayı unuttuğum telefonumu açmamla mesaj sesi gelmesi bir oldu.

İsimsiz: Aklım sende kaldı, merak ettim görevden döndün mü? Aslında mesaj atıp rahatsız etmek istemedim uygun musun bilemediğim için ama dayanamadım gelince yazar mısın?

Yüzümde istem dışı bir gülümseme oldu. Ailem dışında ilk defa birisi benim için merak edip mesaj attı, yani atan vardı da bu kadar içten gelmemişti. Garip geldi bana bu ama kızın adı hala isimsiz kaldı ilk önce onu değiştireyim.

Siz: Döndüm merak edip düşündüğün için teşekkür ederim. İstediğin zaman yazabilirsin, genelde göreve giderken kapatıyorum sorun olmaz çekinmene gerek yok.

Asya: Peki iyi misin? Yaralı falan var mı Allah korusunda.

Siz: İyiyiz çok şükür bir problem yok.

Çok büyük problem var da sana söyleyemem. Ne yapacağımı bilmiyorum ilk defa kapana kısıldım böyle mesleğimde.

Asya: İyi sevindim, şimdi benim işe başlamam lazım sonra konuşuruz olur mu?

Siz: Tabi kolay gelsin.

Asya: Teşekkür ederim.

Mesajlaşmak iyi geldi sanki biraz sinirim dindi gibi aklım dağıldı iyi oldu. Kalk Timur kalk sen git sporuna başla böyle olmaz bu. En son düşünürsün ne yapacağını artık.

Saat 10.40

Asya'dan

Ahh çok yoğun bugün burası ne tarafa koşsam bilemedim. Poliklinik beni çok yoruyor. Kaşımdaki teyzeye midesine bakabilmek için 3 gün boyunca sadece sıvı beslenmesini taneli çorba dahi olsa içmemesini söylememe rağmen dün akşam kaçamak yapıp kebap yedini söylüyor. Tamam yesin normalde bir şey demem hatta şöyle bol soğanlı sar da ye derim ama yahu midene halk arası deyimiyle hortum atacağım ben ya nasıl gel yapalım diyeyim.

Asya: "Teyzem iyi diyorsun hoş diyorsun yemişsin afiyet de olsun ama ben bu işlemi bugün yapamam ki bak yemek yemişsin."

"Ne yapayım kızım aç mı kalayım ben? Hem yemeyim yaşlıyım açlığa dayanmıyorum ki."

Asya: "Teyzem ben yeme demiyorum ki çorba iç dedim ya." derken kapım tıklatıldı. İçeri acil hemşirelerinden Sevil girdi.

"Doktor hanım, anons geçtiler az önce Hatay'dan yaralı bir hasta geliyormuş 15 dakikaya burada olur Akif hoca sizin bakmanızı istedi. Kedisi gözlemci olarak kalacakmış." dedi.

"Tamam Sevil hemşire sen benim hastaları diğer doktorlara dağıt ben çatıya çıkıyorum hemen." ardından karşımda oturan teyzeye döndüm.

"Teyzem duydun benim çıkmam lazım acil durum diğer doktorlarımız yarımcı olur sana."

"Aman kızım beni uğraştırma 2 dakikada bakıver ölmez ya."

"Teyze ne diyorsun sen asker yaralı halde geliyor senin dediğin iş mi?"

"Kusura bakma kızım ben bilmiyordum, başka hasta sandım git tabi Allah yardımcın olsun."

Hemen odamdan çıkıp gerekli hazırlıkları yapıp çatıya koştum. Bir yandan da Sevil hemşireye dönüp konuştum. "Sevil hemen helikopterle iletişime geç kan grubunu öğren bol bol yedekte tutun nasıl yaralandı bilmiyoruz." dedim. Sevil koşarak ayrıldı yanımdan bende sedyeyi çıkaranlarla birlikte çatıya piste çıktım. Beklediğimiz 10 dakikanın ardından helikopter çatıya indi.

Hemen koştum, sedyeye alınınca getiren sağlık ekibinden durumla ilgili bilgi alıp ameliyathaneye gittik direkt olarak. Hasta 30 yaşında karın boşluğundan vurulmuş gelene kadar fazlaca kan kaybetmiş. Hızlıca hazırlanıp hemen ameliyata girdim.

Saat 09.00

Timur'dan

Spor yaparken yanıma elinde telefonumla koşarak gelen askerle birlikte bıraktım sporu. Asker karşıma geçip tekmil verdi.

"Musa Yılmaz, Yozgat emret komutanım!" dedi "Rahat asker, ne oldu?"

"Komutanım telefonunuz üst üste çok fazla çalmış size getirmem söylendi." deyip telefonumu verdi. "Tamam asker, gidebilirsin." dediğimde selam verip gitti. Telefonumu alınca okuldan arkadaşım Emre'nin annesinin aradığını gördüm hemen geri aradım. Telefonu açtığında ise sesi ağlamaklıydı.

"Oğlum Timur saldırı olmuş Emre'mi arıyorum ulaşamıyorum ne olur bir şey yap kurban olduğum bir haber ver bana." dedi beynimden vurulmuşa döndüm.

"Tamam anam kapat sen ben hemen iletişime geçeceğim." dedim. Hızlıca koşup komutanın yanına gidip durumu anlattım. Karakol komutanları ile iletişime geçip yaralandığını öğrendik. Bir bitmiyorlar! Her ne kadar yanına gitmek istesem de sınır bölgelerine saldırı ihtimali devam ettiği için maalesef ki izin çıkmadı.
Bu şekilde beklemekle olmaz her askerin ailesi bizim ailemizdir, başına bir şey geldiyse oğulları ne yaparsa bizim de aynını yapmamız en doğrusu olur netice hepimiz bu vatanın evlatlarıyız. Hemen Emre'nin ailesi için bilet ayarlayıp, arayıp haber verdim. Yalnız kalmasınlar diye de babamı arayıp olayı anlatıp gidip Emre'nin ailesini karşılamasını söyledim Bursa'dan geliyorlar bir şey lazım olursa halletsin diye aklım kalmasın en azından o konuda diye. Sonra toplantı odasına geçip durumlar üzerine konuştuk.

Saat 20.16

Asya'dan

Son kontrolleri de yapıp odama geçtim çok yoğun bir gün olmuştu. Nöbetçi olmasam da bugün burada kalacağım asker olan hastanın durumunun kontrolü için her ihtimale karşı. Oturunca aklıma geldi Timur'a yazacaktım hiç fırsat bulamayınca yazmamıştım. Şimdi yazayım beklerken o da müsaitse konuşuruz zaman geçer hem de uyumamış olurum.

Siz: Hey! Merhaba kusura bakma sana sonra yazarım dedim ama anca bu saate kaldı söyledim mi bilmiyorum ama hastanede çalışıyorum bugün biraz karıştı ortalık fırsatım olmadı hiç yazmaya şuan uygunum müsaitsen konuşabiliriz.

Timur: Merhaba sorun değil, benimde işlerim yoğundu bugün. Şimdi bir toplantıdan çıktım, daha yeni geçtim odama. Şu an boşum ama önce bir telefon görüşmesi yapmam gerekiyor bir asker hakkında bilgi almam lazım kısa bir telefon görüşmesi sonrası yazayım ben.

Siz: Tabi ne demek sanırım yine ortalık karıştı bizim hastaneye de 3 asker geldi bugün Allah yardımcınız olsun.

Aradan geçen 15 dakika sonrasında ben kahve koyarken telefonuma mesaj geldi.

Timur: Biraz öyle nasıl durumları askerlerin? Hangi hastanede çalışıyorsun bu arada sen?

Siz: Gülhane'deyim ben durumları iyi diyebilirim.

Timur: Öyle mi ? Çok sevindim şuan arkadaşım orada tedavi görüyor onun hakkında bilgi almaya çalışıyordum bende ama bir türlü vermediler aile dışından kimseyle paylaşamayız diye. Buradan da çıkamıyorum yanına gitmek için tehlike devam ettiği için rica etsem sen bir bakar bilgi verir misin zor durumda kalmayacaksan kafayı yemek üzereyim.

Siz: Tabi ismi neydi arkadaşının?

Timur: Emre ismi Emre Korucu.

Siz: Ah tamam ameliyatında ben de vardım şuan durumu stabil endişelenecek bir şey yok kendisini toparlaması için uyutuyoruz.

Timur: Gerçekten mi ?

Siz: Evet zaten kurşun karın boşluğuna gelmiş ben de hastanedeyim gayet iyi şuan. Hatta şimdi tekrar gidip kontrol edeceğim.

Timur: Sana ne kadar teşekkür etsem azdır hakkını nasıl öderim bilmiyorum sana yaptığım şeyden sonra böyle yaptın ya iyice utandım.

Siz: Al bakalım için rahat etsin arkadaşın gayet iyi uyuyor sadece şuan
Yatağında kablolara bağlı olsa da yüzünde huzurlu bir ifadeyle uyuyan askerin fotoğrafını çekip ona gönderdim.

Timur: İçimi o kadar rahatlattın ki çok teşekkür ederim tekrardan.

Yoğun bakımdan çıkıp odama doğru yürürken yanıma acil hemşirelerinden birisi geldi.

"Hocam biliyorum nöbetçi değilsiniz ama acil çok kalabalık yardıma gelebilir misiniz acaba?" dedi. Boş durmaktan iyidir bence gidelim bakalım.

"Sen git ben hemen geliyorum." Telefonuma tekrar bakıp mesaj attım.

Siz: Kusura bakma acil biraz kalabalıklaştı oraya gitmem lazım ben sana yazarım fırsat bulursam.

Timur: Yok ne kusuru işini yap sen ben buradayım bugün zaten bir gelişme olursa bana haber verir misin Emre'yle ilgili.

Siz: Tabi ki görüşürüz o halde sonra.

Timur: Görüşürüz kolay gelsin.

Loading...
0%