Yeni Üyelik
12.
Bölüm

Bana Kendini Anlat

@birdeliyazariz

Bölüm şarkısı: Denize Bıraksam -

Göksel

 

Yakamoz'dan

 

Bir saati aşkın süredir müzik dinliyorduk. Tek yaptığımızın bu olması garipti. Komatı bitirip boş kalan tabağı deniz suyunda-üstüne yapışan hamurlar kurumasın diye- çalkaladım.

 

"Eee Yakamoz hanım,siz nelerden hoşlanırsınız?" Çok iyi cevaplar verip sana kalp krizi geçirtebilirdim Ayaz ama eve kadar götürecek olan da ben olurum.

"Her şeyden ve hiçbir şeyden." Net bi' yanıt değildi.

 

Kendince söylediklerimi düşünüp tarttı.

"Yani hiçlik olmayı isteyen filozofsun."

Cevabı gerçekten komik geldiği için kahkaha attım. Durduk yere saf hallerine dönmesi onu sempatik yapıyordu.

 

"Galiba öyleyim." İç çekerek denizdeki dalgalara döndüm. Ne kadar da masum masum kıyıya vuruyorlardı. Her bir vuruşu kalbime de darbeydi,biliyorlar mıydı?

 

"Kiminin derdini tasasını alıp götüren deniz. Bizim mutluluğumuzu silip süpüren yine deniz. Bu dalgalar mı aldı aileni?" Ayaz'ın sakin ses tonu, içime işleyen buruk sözlerine başımı salladım.

 

"Bu deniz mi aldı dizlerini? Çok acıdı mı? Yani nasıl olduğunu söylemediniz ama acımışsa da geçmiştir değil mi?" Kırmaktan korktuğum iki kişi vardı hayatımda. Eskiden iki kişiydi. Şu an Ayaz da içlerine eklenmişti. Dedem,babaannem ve Ayaz'ı kırmamak adına sözlerime dikkat edecektim.

 

"Acımadı. İskeleden atladım,suya gömüldüğümde uyku bastırdı," dedi. Cümlesini yarıda kesip yutkunmayı denedi. Başarısız olunca nefes alış verişindeki düzensizlikle konuşmaya devam etti.

"Gözlerimi hastanede açmıştım. Etrafımdaki yoğun kalabalık bir de ayak ucumda oturarak bana acıyarak bakan doktor vardı. Hissetmedim."

 

Doktorun ayak ucunda durma sebebi dizlerine dokunmak mıydı? Fizik tedavisinin nasıl gittiğini sormak istiyordum ama bu günlük kendini bana yeterince açtığından geri kalan soruları zihnimden attım.

 

"Hadi seni eve bırakalım." Söylediğim söze gülerek onayladı. "Hadi beni eve bırak bakalım." Randevu sonrası kızı eve bırakan çocuklar gibi onu eve bırakmayı teklif etmiştim değil mi?

 

"Onu demek istemedim of Ayaz." Göz kırptı. "Beni evime bırakabilirsin. Geçen gün eve gidiyordun yolda seni gördüm hemen dedim ki," kahkaha atmaktan cümlesini yarıda kesmek zorunda kaldı.

"Senin burada ne işin var çocuklarımın anası evimin direği." Yaptığı taklit tamamen alakasız olsa da boşluğuma geldiği için gülmeye başladım.

 

Oturduğum yerden güç bela kalkıp tabakları sol elime,telefonumu ve müzik çalarla kulaklığı da sağ elime aldım.

"Elim kolum dolu sana nasıl yardım edeceğim." Oflayıp puflamalar eşliğinde Ayaz'a bakıyordum.

 

"Sen rahat ol ben hallederim." Ellerini tekerleklere yerleştirip kendini geldiğimiz yöne döndürdü. Alnındaki damarlar kaslarını zorlamasından dolayı görünür hale gelince elimde tuttuklarımı kucağına bıraktım.

 

"Tamam,bunları sen tut bende seni."

 

Mahçup bakışları içimi cız ettirdi. Kafamdaki küçük Yakamoz,Ayaz'a yardım edemiyoruz diye sabahlara kadar ağlamak istiyordu.

 

Arkasından tekerli sandalyenin iktirmeye yarayan kollarını tuttum. Ağırlığın çoğunu sandalye hallediyordu. Ben bebek arabası süren anneler gibi rahattım.

"Eee Ayaz,bana kendini anlat. Biraz bilgi edineyim." 'Hım'diye bir ses çıkarıp "Aslında tahmin edilebilir biriyimdir,"dedi. Güzel,en azından başlangıç yapmıştık.

 

"Analiz konusunda iyi değilim. Anlat hadi." İsteğimi geri çevirmeden devam etti.

"Günümün çoğunu odamda,kitap okuyarak geçiriyorum. Müzik dinlemeyi çok severim hatta bu sandalyeden önce davulumun başına oturuyordum. " Davul çalmak mı? Baterist miydi?

 

"Mani yazmak veya sahura kaldırmak gibi mi davulculuk yoksa müzik gruplarında yer alanlardan mı?" Deniz kıyısında dönüş yolunu çoktan yarılamıştık.

 

"Müzik gruplarında yer alanlardan. Pek uzun sürmese de başarılıydım." Hala çalabilirdi ki bacakları ona engel olmazdı.

"Ailecek uzun süreli depresyona girdiğimizden evde ses olmasın dedim ve bıraktım. Paslansam da şu an elime bagetleri verseler iyi dercede çalarım."

Görmese de azım beş karış açık kalmıştı. Hayranlık uyandıran şeyler arasında kesinlikle müzik aletleri vardı.

 

"En iyi çaldığında şarkı neydi?" Saniyeler içinde hiç düşünmeden cevapladı. "Şebnem Ferah'ın Yalnız şarkısı. Kolay olsa da çalmayı çok sevdiğimden onda en iyisiyim." Evine yaklaştığımızdan konuşmayı bıraktım. O da ses etmeyip yokuşu çıkan tekerlekleri izledi.

 

Evinin önüne geldiğimizde kucağında duran eşyaları alıp "Hadi Allah'a emanet,"dedim. Tek kaşını kaldırdı.

"O ne oluyor?" Ciddi miydi yoksa şaka mı yapıyordu?

"Birini ölmeden önce tekrar görmek istersen Allah'a emanet dersin. Allah da emanetine sahip çıkar ve sana son kez gösterir." Manidar bi' gülüşle "Allah'a emanet,"diyerek bahçelerinden içeri geçti.

 

O,eve döndüğünde kendimi deniz kıyısındaki koca taşların yanına bıraktım. Saçlarım zemindeki irili ufaklı taşlara karışmış olsa da pek umursamıyordum.

 

"Denize bıraksam kendimi." Şarkının sözleri istemsizce dilimden döküldü. İçimden geçen duyguların tercümanı buydu. Ailemi alan deniz beni geride bırakmıştı.

 

"Orada ne yapıyorsun?" Sina'nın sorgulayıcı ses tonuyla yattığım yerden doğruldum.

"Sanane dersem çok kaba kaçar mı?" Kesinlikle kocaman bir sanane. Bağıra çağıra sanane deme isteğiyle Sina'ya döndüm.

 

Arkasında duran Öykü ile duygu durumun anında değişti.

"Öykü! Kurtarıcımsın kesinlikle." Denize inen merdivenlere yöneldi. Yanıma geldiğinde ne olduğunu anlamayan bakışları ben ve Sina arasında mekik dokuyordu.

 

"Bu kim? Rahatsız mı etti?" Sina, Öykü'nün sorusuna gülerken ben sadece düşünmekle yetindim. Evet dersem polisi arar mı? Ararsa polis beni haklı görür mü?

 

"Eski tanıdıklardan." Keşke tanımakla yetinseydim. Eskiden her şeyim şimdiki hiçbir şeyim.

 

"Sivri dilli sen karışma bu işe." Sina,kolay kolay lakap takmazdı kimseye. Öykü'nün önceden Sina'ya laf atmış olması lazım ki şu an sivri dilli olarak anılıyor olsun.

 

"Kapa çeneni çakma sarışın." Aslında öz sarışın ama bunu söyleyerek Öykü'yü bozamam. Çakma olmadığını bildiğinden Sina "Dipten koyu gelmeye başladı, delirtme beni kızım!" diye yükseldi.

 

En hassas noktası saçı ve kardeşi olan birine bulaşmak için iyi yöntem Öykü vur onu sarışınlığından.

 

"Evet,hm hm öyledir. Bak bende özümde kızılım." Siyah saçlarını ellerine alıp Sina'ya uzattı.

"Sınav mısın sen? Yoksa ruh hastası olarka herkese mi dadanıyorsun?" İkisi de atışmayı giderek harlıyordu. Sina, Öykü'nün ona gönderilen bir sınav olduğuna aşırı emin duruyordu.

 

Keşke çiğdem olsa da bunları sezonluk dizi gibi izleseydim. Fazlasıyla komik görünüyorlardı. Öykü, atağa geçti.

"Aynen kardeşim sınavım! İster misin sana kopya için taktik vereyim. Bak iyi dinle büyük taktik geliyor,"dedi.

 

Sonra elini kaldırıp nah çekti. Bu tepkiyi kesinlikle beklemiyordum. Cicili bicili tatlı kız nah çekmişti!

"Nah geçersin! Sen kimsin be köpek!"

Öykü'nün yükselen sesini duyan kimse yok muydu? Evlerinin dibinden kız bas bas bağırıyor ya!

 

"Ben mi köpeğim? Sen kendine bak kokarca!" Beyaz tenine zıt siyah saçlarını işaret etti. "Zebra gibi geziniyorsun etrafta." Ooo kavgada söylenmez ne yaptın reis. İçten içe kahkaha atıyordum.

 

"Ben olsam bu lafın altında kalmazdım." Sina'nın arka tarafından duyulan Kutay'ın sesiyle bakışlarımız o yöne döndü. Yanındaki Selim'le beraber çiğdem çitleyerek kavgayı izliyorlardı.

 

"Abi sen daha ağır laflar altında kaldın hallederdin." Selim de Kutay'ı gazlıyordu. Duran kavgayı fark ettiklerinde abileri Öykü'ye döndüler.

"Abicim şimdi sıra sende hadi güzel bir savunma bekliyoruz sende." Öykü, bakışlarını gökyüzüne çevirdi.

 

"Allah'ım sen sabır ver inşallah." Sonrasında ayaklarını yere vura vura sahilden çıkıp evlerinin bahçelerine girdi.

 

"Ama gösteri bitti mi! Of çekirdek bitmemişti daha." Selim'in tek sorunu çekirdek miydi sahiden?

 

Sina,son kez bana bakıp sessiz sedasız ortamı terk etti.

"Yenge hanım Yakamoz, sende dedikodu boldur kesin. Hadi anlat da dinleyelim."

Başımı sallayarak deniz kıyısından çıktım. Evlerini çevreleyen kırmızı betonda oturuyorlardı. Yanlarına kurulup bi' avuç çekirdek aldım.

 

"Nereden başlamamı istersiniz?"

İkisinin de gözleri ışıldadı. Ailelerindeki tek kaos seven kişiler bu ikisiydi.

Loading...
0%