@birdeliyazariz
|
Bölüm şarkısı: Seviyorsan İnanıyorsan - Duman
Yakamoz'dan
Akşam çardak konuşmasından sonra babaannemin koluna girip resmen zorla eve sürüklemiştim. Kadın inatçı keçiler gibi tutturdu dünürümle çayım bitmeden kalkmam diye. Hayır yani daha ortada söz yok nişan yok bu kadınlar ne ara sıkı fıkı oldular? Ayrıca aşiret olduklarını söylediklerinden beri korkudan üç buçuk atıyorum. Ters yaparsam vururlar mı beni? Sabah telefonu elime aldığımda gördüğüm ilk şey WhatsApp grubuna eklendiğimdi.
Gün Bize Doğdu Gardaşlar grubuna eklendiniz mesajını kesinlikle beklemiyordum.
Öykü: hoş geldin canım müstakil yengeciğim
542***: ıyyy yalakaaaaaa alarmı
Öykü: Abarttt Atlas Abartttttt
536***: ooo geldi bahtsız bedevi hoş geldin Yakamoz
Öykü: Selim abi kıza niye bahtsız bedevi diyorsun ayaz abim gibisini çölde bile bulamaz canım abim
529***: öykü abartma güzel kardeşim başımı ağrıtma benim
Öykü: yalan mı abi
548***: hoş geldin yeni gelin sjzkdkzkdkzkdms
529***: Kutay işin bokunu çıkarmayın isterseniz
Yakamoz: bana ad ile atın numaraları kaydedeyim
513***: Kenan Gündoğdu,Hoş geldin
Öykü: off çok resmi konuşuyor Kenan abimi gruptan atalım
542***: önce seni atalım sonradan gelme
Öykü: ağlama Atlas idol abine laf söylemedim sakin ol
536***: selim bende canım kendim yaa
548***: kutlu ay derler jdmxkxmxmd
Yakamoz: soğuk espiri 1 ve soğuk espri 2 diye kaydetmek istiyorum sizi cidden yaz sıcağında üşüdüm
529***: bende derin donducu ve egoist kardeş diye kayıtlı ikisi
Yakamoz: derin dondurucu muhtemelen Kutay
529***: tam nokta atışı
Öykü: flört aşamanız bittiyse grubun anlam ve önemini açıklıyorum
Öykü açıklarken bende numaraları kaydettim. Kenan abi,Ayaz,Kutluay,serin ve Kenan kopyası. Muhteşem lakaplar! Bahçe kapısının sesini duyunca yerimden doğruldum. "Kim gelmiş babaanne!" Evi Bensu'nun "Kankasının bu yaz sıcaklarındaki serin Su'yu geldi." İğrenç espirilerde Kutay ile yarışırdı. Yerimden fırlayıp Bensu'nun yanına, aşağıya indim. Uzun bir sarılmanın ardından bahçedeki hamağa geçip sallanarak dedikodu yapmaya başlamıştık.
"Yeni birileri taşınmış! Tanıyor musun aileyi?" Onların evi ile aralarında sadece bi' sokak vardı. Hala tanışmamış olması şoka soktu, genelde merakına yenik düşerek her detayı öğreniyordu. "Tanımaz olur mu?" Babaannem elinde meyvelerle bahçeye giriş yaptı. İki ağacın arasına kurduğumuz hamağın sallanmasını durdurup elimize yıkadığı iki armudu tutuşturmuştu. "Yiyin bakayım. Kan olsun can olsun kuzularıma." Hansel ve Gretel masalında ki cadıya benziyordu. Her saniye elinde yeni meyveyle dibimizde bitmesi gülümsetti. "Sana dedikodu çıkmaz Gülhan sultan sen git dedeme dün yediğin hurmaları anlat." Şimdiden söylemezse adamın kalbine inecekti.
"Ne hurması? Neler yaptınız ben yokken?" Bir anda dönen arkadaşıma 'Ben görücü usulü gibi evleniyorum!' diyemem ki. Olayları daha naif şekilde anlatıp. "Aile arasında ufak söz keseriz sadece."diye konuyu kapattım. Anlattıklarımın şokuyla dondu kaldı. Bu esnada ikimizin de telefonu çalmaya başlamıştı. "Seha arıyor?" Benim telefonumda da Sina arıyor yazıyordu. İki kardeş kolay kolay aramazdı ki?
"Alo?" Karşı taraftan ses beklerken Bensu da telefonu açtı. "İnsan arkadaşına yeni kız geldi der. Hadi demedi diyelim evimin önünü süpür bari! Burayı çöp götürüyor hemen gelip yardım edin." Dönmüşlerdi! Kadro gerçekten tamamlanmıştı! Geçen yaz ya Sina gelirdi ya da Seha bazen ikisi de gelir Bensu gelmezdi. Bensu ile kordine şekilde yerimizden kalktık. O,bahçe kapısına ilerlerken ben Gülhan sultana çıktığımızı söyledim. "Selam söyleyin keratalara." "Başım gözüm üstüne sultanım." Evden ayrılıp yolun sonundaki sapaktan sağ yürüdük. Sina'ların kasalı arabası da buradaydı. Üstünde ne çok anı biriktirmiştik. Saklambaçda içine yattığımızı, üstünde otururken Ece'lere su savaşı açtığımızı,gece geç saatlerde battaniyeler serip dizi izlediğimizi ve DC oyununu burada döndürmeyi çok özlemiştim.
Sanki hayatım sezonlara ayrılmıştı da bu anılar 3.sezon finalinde rafa kaldırılmıştı. Seyirci de sinir bozan saçma sapan kaos sahneleriyle hayatımı yönetiyordu. Mesela mantık evliliğine ne gerek var sırf reyting için istemişlerdir. Hayatım oyuncak bebekleri yöneten sahipleri gibi yönetiliyor resmen! Giriş kapısında duran abisine göre daha sıcak kanlı Seha bize vileda kovası ve paspas uzattı. "Hadi canım arkadaşlarım bu evi yaşanabilir hale getirmemiz lazım." Burada yaşamsal hiçbir halt yoktu. Adamlar balkona dört armut koltuk atmış geceleri zaten dışarıda uyuyorlardı.
"Ya ben daha yeni geldim! Hem Naz'ların evine yeni birileri taşınmış onlarla tanışacaktım." Eskiden orada salak Naz'ın oturduğunu hatırlayınca tüylerim ürperdi. Toprak,Naz ve Duru gerçekten iğrenç zorbalardı. Sadece benden küçüklere oynayıp vakit geçirdiğim için üç hafta bana zebalıymışım gibi baktılar. "Oha o obez 160 kilo naz gitti mi?" Sina,merakla Seha'nın ardından kafasını uzatmıştı. "Kız 160 değildi en fazla 120." Seha,sence derdimiz bu mu? Hepimiz Seha'ya gülüp işe giriştik. Ben yerlere düşmüş olan yaprakları çalı süpürgesiyle poşete doldurup kapının dışına bırakıyordum. Bensu,evin içindeki odalarda süpürge yapıyordu. Sina, bahçede yetişmiş olan yabani otları ayıklarken Seha boş boş vileda sıkıyordu.
"Vileda kovasının anası ağladı kardeşim git Bensu'nun ardından içeriyi viledala." Sina'nın kış kış hareketiyle Seha içeri uçtu. Aralarında iki yaş olmasına rağmen Sina abiliği çok abartıyordu. Kapının önüne tekrardan dolan poşeti atıyorken Gülhan sultanın ve dedemin kol kola deniz kıyısına doğru indiğini gördüm. "Benim acil gitmem lazım! İstikbalim söz konusu!" Sina, içeriden yeni çıkan Bensu'ya baktı. "Ne oluyor?" Bensu'nun da haberi yoktu ki. "Söz veriyorum yardım için döneceğim de şu an koşmam lazım. Yoksa yarın gelinlik içindeki arkadaşınızla düğünde göbek atıyor olursunuz." Sina'nın kaşları çatılsa da eski konuları açmadı.
"Koş hadi,"dediğini yapıp koşmaya başladım. İki yaşlı yakınımı Gündoğdu ailesinin evine giderken yakalamıştım. "Hayrola? Bensiz eğlence mi var Veysel paşa?" Dedem gözlerini kaçırdı. Gülhan sultan tüm deliliğiyle "Tarih konuşmaya gidiyoruz,"diyince sabah Kutay dozu alan bünyem "Özellikle Balkan savaşını konuşun."cümlesini ağzımdan kaçırdı. Dedem güleceği esnada babaannem karın boşluğuna doladığı kolunu geçirdi. İşte bu yüzden insanlarla kol kola yürümemeliyiz.
"Sende düş önümüze. Biz konuşurken,Ayaz ve sen de uygun günleri söylersiniz." Hayda! Koydu kafaya everecek de bu kadar erken gün konuşulmaz ki. Neval hanımın oldu bittiye getirmesinden hoşlanacağını sanmıyordum.
***
Dakikalar sonra, Yakamoz'dan
Ya biri bu kadar mı şanssız olur? Ayaz ve Neval hanımın ortasında oturup saçma sapan konuları konuşuyordum. Ben sadece sakin hayat istedim de sakin kısmını kısık sesle mi söyledim? "Bence haftaya kadar söz hazırlıkları biter." Çüş! Kolumla Ayaz'ı dürttüm. Bana dönmeden annesine hitaben "Belki iki hafta sonra daha uygun olur fizik tedavi devam ederken bu bünyeme ağır gelebilir,"dedi. İşte böyle kurtarılır! Gol! Gol! Gol! Gülümseyerek Neval hanıma döndüm. "Bende Ayaz'la hemfikirim." Gülhan sultan mutlu olduğumu görünce olayı yanlış yorumladı. "Pek de hızlı sevdin çubuk kraker." Zayıf bacaklarıma itafen hala çubuk kraker demesi sinir bozucuydu. Neval hanım başını salladı. "Madem ikili olarak bunu istiyorsunuz bizler de size uyarız." Aşiret düğünü istemiyorum dersem ileri mi giderdim? Bunu WhatsApp da sormayı aklıma not edip huzurla başımı bahçe koltuğunun sırt kısmına yasladım. |
0% |