Yeni Üyelik
10.
Bölüm

Tanışmış mıydık?

@birdeliyazariz

Bölüm şarkısı: Kırıldı Vazo-

Şenceylik

 

Yakamoz'dan

 

Hamağın üstünde uyumak belimi feci ağrıtmıştı. Gece irili ufaklı tüm sinekler vücuduma savaş açtığı için pembe pembe ısırık izleriyle uyandım. Hamağın bağlı olduğu kayısı ve ayva ağaçlarındaki meyvelerle sabah bakışmasını da yaşadıktan sonra burnuma dolan pırasalı komat kokusu midemin guruldamasındaki en büyük sebepti.

 

"Gülhan sultanım! Komat mı yaptın?"

 

Babaannem bahçeye inen dört merdiven basamağından geçip yanıma geldi. Dibi gelen altın sarısı saçlarını yeniden boyatmıştı.

 

"Burnun üç metre menzilinde iyi koku alıyor maykinom." Boşnakça söylediği annem sözü yüreğimi burktu. Annem hep maykinom diye sesleniyordu.

 

Kaza anında bağırışı bile öyleydi. Gözlerimin yaşadığını fark eden Gülhan sultan hemen durumu toparlamayı denedi. "Kalk kız çubuk kraker yoksa beni de ağlatır gözyaşların." Ellerimle dolan gözlerimi silip hamaktan kalktım. Bahçenin içinde olan hamaktan inince ayaklarımın altı full toprak olmuştu.

 

"Eh be evladım o kirli ayaklarla eve almam haberin olsun." Bahçe kapısının yanında duran yeşil uzun hortumla terliklerimi ve ayaklarımı yıkayıp ön balkona geçtim.

 

Arka balkona göre güneş daha fazla geliyordu. Masayı burada kurmalarını sevmesem de alıştığımız düzen bu olduğundan ses etmedim.

Babaannem elinde bir tepsi komatla ön balkona geldiğinde gözlerim mutlulukla parladı.

 

Dedem arka balkondaki açık mutfağın fayans işini bitirip dakikalar sonra bize katıldı. Yemeği yerken konuşacak halim yoktu. Kıtlıktan çıkmış gibi yiyişim ikisini de güldürdü. "Kalan komatı arkadaşlarına götür." Arkadaşların derkenki imalı ses tonu yüzünden yediğim lokma neredeyse boğazımda kalıyordu. Veysel dedem sürahiden bir bardak su doldurup bana uzattı.

 

"Helal Yakamoz." İsmimle seslenen nadir kişiler arasında dedem de yer alıyor galiba. Çoğu kişi lakap takar ya da ismimi kısaltırdı. Yak,kumral kız,çimen göz,öksüz ve ressam. Takılan lakapların bi' kısmı bunun gibiydi. Geri kalanı yaşlıların taktığı cici kız,prenses,Gülhan'ın torun tarzında akıllarına o an gelen şeylerdi.

 

Favorim Gülhan'ın torun olacak çünkü kendim olmama izin vermeyişleri her zaman komik geliyor. Kendi takma adlarımla boğuşurken elimdeki komat dilimini çoktan bitirdiğimi fark ettim.

 

"Ben doydum. Kalanı Sinalar gelmiş onlara veririz." Dedem kınayan bakışlarını üstümden gezdirse de ses etmedi. Babaannem tiz sesiyle "O çocukla görüşme demedik mi?"diye cırladı. Eski sevgililerime karşı nefret dolu olan babaanne,harika!

 

"Bensu ve Seha benim arkadaşlarım. Sina yüzünden onlardan kopmak istemiyorum." Medenice ayrıldık işte salın bizi. Bu konuya sonra uzun uzadıya değinirlerdi zaten. "Sana kop demiyorum. Sözlenme arifesinde o çocuğun saçma düşüncelerine yine izin verme diyorum."

 

2 yıl önce Sina benimle saçma sapan hayaller kuruyordu,babaanneme ciddi olduğunu söyleyip ayrıldığında ailecek şoka girmiştik. Hala arkadaşım kalıyorsa kardeşi ve Bensu'nun canımdan çok sevdiğim insanlar olmasına bağlamalı.

 

"Tamam,söz veriyorum Ayaz'a ve ailesine karşı kendimi utandırmam. Sina, ne hali varsa görür sen boşver Gülhan sultan." Kalan komatı tepsiden alıp geniş bi' tabağa koydum. "Üstümü değişip hemen bunları bırakmaya gidiyorum."

 

Memnuniyetle başını salladı. Yerimden kalkıp evin içine geçtim. Altıma lacivert dizimin biraz üstünde biten şortu, üstüme de yazısız turuncu yarım kollu bol t-shirt'ü geçirdim.

 

Balkondan komatları alıp babaannem ve dedeme öpücük attım. "Birazdan dönerim." Bir elimden komat tabağı diğerinde telefonla yürürken denge kurmak bu taşlı yolda çok zordu. Yokuş olsa da aşırı dik değildi,sapaktan deniz yoluna doğru sol inmeye başladım.

 

Bensu'nun evinde Sina ve Seha'yı görmeyi beklemiyordum. "Selam millet." Bakışları bana döndü. Elimdeki komat tabağını ilk gören Seha oldu. "Lütfen valangi olsun nolur!" Gülerek başımı iki yana 'Hayır' anlamında salladım.

 

"Onu sadece bayramlarda yapıyoruz."

Hüsrana uğrayan gözleri yeniden tabağa çevrildi. Bensu da tahmin yürütüp "Maznisa mı?"diye sordu. Tabağın üstüne başka tabak kapattığımın için ne getirdiğimi kestiremiyorlardı. Sina, diğerlerine nazaran tek atarak tek kaşını kaldırarak "Komat mı o?" yaptığında şaşırmadan edemedim.

 

"Evet de nereden bildin?" Tabağın yamuk duran kısmını işaret etti. "Görebiliyorum da ondan." Sol elini havalı sandığı şekilde açık kumral düz saçlarına atıp saçlarını geriye yatırdı.

Göz devirip,üstüne kapattığım tabağı kaldırdım.

 

"Ispanaklı komat sevmem ben. Size afiyet olsun." Bensu,yeşil sallanan dış mekan koltuğuna kendini attı. Atmasıyla koltuğun sallanması ve kensinin de göt üstü düşmesi bir olmuştu. Sehalar hayvan gibi gülerken bende tebessüm ettim.

 

"Siz yemiyorsanız diğerlerine götüreceğim." Tabii beş parça komat kime yetecekse? Seha,önce tabağa sonra tekrar tabağa baktı. Geri çekilip 'cık'ladı. "Bende istemiyorum. Şu an diyetteyim." Abisine göre daha kilolu olduğundan kapsirlere girmişti. İki yıldır diyette beyefendi.

 

Sina'ya soracağım sırada Bensuların sokağından Selim,Kutay ve Ayaz göründü. Aşırı az sokak olduğundan buradan geçmeleri çok doğaldı. Yazlıkta saysak en fazla 8 sokak çıkardı. Beni gören Kutay'ın "Aaa yenge hanım Yakamoz."şeklinde çıkan şaşkınlık nidasıyla Ayaz ile Selim'in bakışları da beni buldu. Telefonlu elimi sallayarak "Selam,"dedim. "Komat ister misiniz?" Nazik soruma karşılık Ayaz "Komat nedir?" karşılığını verdi.

 

Tabii abicim onlar hiç göçmenlerle takılmamış ki nereden bilsin?

"Kalın açılan hamurun üstüne sebze koyup yanlarını boş bırakıyorlar. Türklere göre pizzanın kalın ve sossuz hali." Meraklı gözleri elimdeki tabağa çevrildi. "Deneyebilir miyim?"

 

Bensuların bahçe kapısından çıkıp taş yolda duran Ayaz'a bir dilim komat uzattım. İlk başta koklasa da yemeğe başladığı an saniyeler içinde bitirdi.

"Ellerine sağlık değişik,güzel bir tat."

Sina'nın arkamdan "Tanışmış mıydık?"sorusu üç kardeşe yönelikti. Olacakları izlemek adına Sina'ya döndüm. Geri kalan kardeşler neredeydi ki? Selim, öne atılarak Sina'ya elini uzattı.

 

"Selim Gündoğdu ben memnunum oldum." Sina,Selim'in elini sıkarak "Sina Dağdar." Kısa ve netti. Selim,sırasıyla Seha sonrasında Bensu ile tanıştı.

Sina'nın bakışları hala Kutay ve Ayaz arasında mekik dokuyordu. Selim'le tanışınca ona olan korkunç bakışları kesilmişti. Kutay,mizahi yönünu konuşturarak Bensu'ya "Ben de hava. Diğer iki elementi yapmaya ne dersin?" diye sorunca hepimiz şaşkınlıkla Kutay'a döndük.

 

"Yakamoz'a neden yenge dedin?"

Kendi için yapılan espiriyi boş geçip ilk geldiklerinde dediği şeyleri Kutay'a yöneltti. "Ayaz abimle evlilik yolunda olduğundan öyle şey ettim." lafı azından eveleyip geveleyip duruyordu. Sina'nın bakışları net şekilde Ayaz'a kilitlendi.

 

"Yakamoz? Hayırlı olsun mu demek düşüyor bizlere?" Ayaz, yumuşak ses tonuna zıt sertlikte "Evet bilader,"dedi. Kardeşleri abilerine gururla bakarken ben birazdan hangi yöne ağlasam,zırlayıp bayılsam diye düşünüyordum.

 

"Sevgilin olduğunu bana söylemedin mi?" Bensu'nun hayret nidası ikili arasında gerilimi bölmüştü. Kendimi heyecanlı gerilim filmleri izlerken araya reklam girmiş gibi hissettim.

 

"Yakamoz'un sevgilisi mi var?" Ama Ayaz sen niye böyle tatlı ses tonuna döndün ki? Hem sevgilim olsa seninle evlenme planına dahil olur muyum!?

Seha,kafası karışmış şekilde Ayaz'a baktı. "Sen sevgilisi değil misin?"

 

Olanlara gülmek dışında hiçbir şey yapmıyordum. "Hayır. Sözlüsüyüm." Ya arkadaş biri de bana sorsa,doğrusunu anlatsam! Henüz sözlenmedik. Sevgili hiç olmadık. Tabii kendi kendime anlatayım da kim takar beni!

Loading...
0%