Yeni Üyelik
3.
Bölüm
@birdeliyazariz

Hadi hayırlı uğurlu olsun. Hepimiz polis abiler tarafından el ense şeklinde karakola getirilmiştik.

Ne ara şikayet edildik onu bile çözemedik, oysa ki hiç ses de çıkarmamıştık. Onların suçuydu deli damarımıza bastılar başta yoksa şikayet de yemezdik kesin.

 

19 dakika önce,kavga anı.

 

Leyal uçar şekilde kızın üstüne atlayınca Atlas de Özkan'a tekme toka girmişti. Sonrasında Göktuğ yerinden kalkıp Ufuğa saldırmış Mehir de dayanamayıp diğer kızın saçına yapışmıştı.

Ben,Demir,Vira ve Mete oturmuş film izler gibi kavga izliyorduk. Agâh gevşekce yanımıza oturup "Bu maçı kim alır dersiniz?"diyince hafif gülmeye başlamıştık. Cebinden çekirdek paketi çıkarıp bizlere de uzattı. "Tutku kaybeder, Sidal hastanelik olur, Özkan pek yara almaz da Ufuğu çok pis döverler şu an."

Katılıyorum, kısmen dedikleri olurdu.

Vira da tahminde bulundu. "Atlas kaybeder,Tutku kaybeder,Sidal ölür bu hikayede de başı yanan Ufuk olur."

Göktuğ sırf keyfe dövüyordu Ufuğu.

Açmam de bitince yerimden kalkıp polisi aradım. Sonra saçıma yapışan elle kavgaya dahil olmuştum.

 

Şu an, karakol.

Haaa doğru polisi ben aramıştım.

Canım sıkılmıştı ne yapayım?

Parmaklıklar ardına götürülürken meraklı kuzenimden olmadık bir soru yükseldi "Bizi kim şikayet etmiş olabilir ki?"

Şey şimdi şöyleki...

Ne var azıcık eğlence çıktı fena mı be!

Her durumda üste çık kendi kendine aferin Erna,aferin!

Sanane iç ses? Sana ne oluyor rahat mı battı iç ses olmak kolay tabii gel birde ben ol. Yok canım ben olamazsın mükemmellik zor valla.

 

"Sahi etrafta kimsecikler yoktu nasıl oldu da polis geldi?"

Agâh sorgulama! Mete sende sus ya sus!

 

Tüm bakışlar bana dönmüştü bile.

Hayır yani neden ilk şüpheliniz benim?

 

"Bakmayın öyle ben polis bey, abi adamları aramamışımdır."

Aradım, yaptık öyle hatalar dostlarım.

 

"Erna söyle gerçeği söz kızmayız."

Vira'm siz beni çiğ çiğ yersiniz ki...

 

Tutku "Kendi adınıza konuşun ben kızarım."dediğinde kimse kale almamıştı.

 

Ufuk perti çıkmış şekilde parmaklıkların ardından bana bakıp "Lütfen sen yapmış ol duacın olurum çok sağ ol." Yazık çocuğa içim acımıştı, Ufuk dışında herkes güzel mücadele vermişti vermesine de Ufuk daha ilk dakikalarda yerde leşi çıkmış 1.80 uzanıyordu.

 

"Cidden sen mi yaptın?" Oldu öyle şeyler Özkan gurur duyun benle ne güzel kavgayı durdurmuş oldum.

 

Yan tarafımızdaki parmaklıkların ardından bağırış sesleri gelince iki ekipde sustu.

 

"Ben dedim sana adamı yumruklama diye!"

Sarışın tahminimce bizden yaşça küçük kız parmaklıkların ardına geçmişti.

Arkasından da kıvırcık siyaha yakın saçları olan oğlan söyleniyordu.

"Nefes, güzelim çok ters anıma denk geldi delirtme beni iki saate çıkarız zaten."

 

Kız oflayıp puflayıp "Kürkçü dükkanı gibi bura dönüp dolaşıp geliyoruz." diyince şaşırdım. Bir insan neden tekrar tekrar polislerin yanına uğrar ki?

Bakın bu durumumuz uğramak ben amcamı ziyarete gelmek maksadıyla şey etmiştim yoksa ne kavgası? Kavga bahane akrabalar şahane!

 

Erkeklerin olduğu yerden Agâh o ikilinin konuşmasına katıldı "Lan it sen nasıl düştün buraya?"

 

Oğlan elini ensesine atıp sıkkın nefesini koyverdi.

"Sorma Agâh biladerim çok düştük buralara nedenlerim karıştı."

 

Agâh ve Özkan çocuğa gülerken bizler konuyu yakalamaya çalışıyorduk.

Sidal yani Agâh'ın kız kardeşi "Siz nerden tanışıyorsunuz abi?" demese kimsenin olayı soracağı yoktu da.

 

"Aynı okuldayık ya cahil kardeşim."

 

Az çok hatırlıyordum bu kızı. Hocaların yanında her saniye soru sorarak gezen bi tipti.

 

Vira da hatırlamış olmalı ki "Biz mevzun olurken bunlar daha 9. Sınıf veletlerdi sanırım."

Pek de hatırlamam gereken veletler değillermiş.

 

Agâh hala çocukla sohbetteydi.

"Çüş o yüzük ne it!"

 

"Abi biz sözleneli ay oldu nasıl duymazsın? Turan abi demiştir sanmıştım."

 

"Turan şerefsizi bana bir şey dermi sence? O da çetesine döndü herkes kendi çöplüğünde."

 

"Ayıptır sorması siz burda ne arıyorsunuz?" Ayıpsa sorma salak çocuk! Ya bu şeylerin gözleri yine bana döndü,bakmayınız öyle ey düşmanlar!

 

"Erna sağ olsun bizi polise şikayet etmiş."

Öyle bir şey demedim karizma abim ayıp ediyorsun.

 

"Ciddi misiniz? Hanginiz Erna?"

Sarışın kızın sorusuyla başımı yere eğdim. Ne diye adım geçiyor bu olaylarda gram fikrim yok valla.

 

Leyal parmağıyla beni gösteriyordu zaten. İspiyoncu kitap kurdum yapma be!

Sarışın dönüp inanmıyormuş gibi baktı bana. Bak bende bana inanmıyorum haklısın.

 

"Niye yaptın? Sen niye içerdesin?" Niye içerde olmayayım? Olaylardan mahrum mu kalayım? Kaos, entrika, kargaşa ay eğlence!

 

"Onu bizde çözemedik."

Çözme Özkan sana mı kaldı?

Mehir yanıma gelip "Niye yaptın?"

diyince kafamda şu ara ünlü olan ses çaldı. Git! Gittt! Gittttt!

İstemsizce gülmeye başladım.

"Bu manyak gülüyor." Mehircim ben hep gülüyorum.

 

"Erna bana doğruyu söyle polisi sen mi aradın?" Söyle hadi biricik Vira da bilsin.

Cevap ver! "Ben yaptım." Aaaaa.

Sen neye çığlık atıyorsun iç ses.

Gerildim çok eğlenceli ortam.

Tabi sayemde azıcık polis gördüler.

 

"Nasıl yaparsın bunu bize? Hadi bu salakları şikayet ettin de bizle birlikte kendini de niye içeri attırdın?"

 

Ama karizma abim çok çıkmaz sokağa girdim şu an battı balık yan gider hesabı boş yapıyorum.

 

"Şey kavga sarmadı, çekirdek bitmeye yakındı bende polisleri aradım gibi oldu biraz."

Biraz mı? Şu an mahpus damlarında olduğumuza göre baya baya aramışız Erna hiç kıvırma.

Beni yormadan tek seferde anladın şükür.

Salak sende bensin sadece gayipten geliyorsun o kadar,kendini nimetten sayma iç ses.

 

"Çekirdek isteseydin alırdım."

 

"Abi konumuz çekirdek mi sence?"

 

"Öylesine dedim Sidal araya kaynak yapma abicim."

 

Sidal sus pus olup başını Tutkunun omzuna yasladı. Saçları başları bizden beterdi garibanların.

Ay ne güzel dövmüşüz ellerimize sağlık.

Ellerimi öpüp başıma koyunca 'Ne yapıyor bu şizofren?' bakışları yakaladım.

 

Ne var canım siz kendinize hürmet etmiyor musunuz?

 

"Bakmayın öyle oyarım sizi?"

 

"Potansiyel görüyorum hocam bakmayalım." Sen sus asosyal birey.

 

"Göktuğ boş yapma abi." Benim dememe kalmadan Atlas söylemişti bunları.

 

Saatler içinde yan parmaklıklardaki ikili serbest bırakılmıştı. Polis ablalardan biri 'İhbarı yapan hanginizse yanıma geliyor.'diyince huzura kavuştum resmen.

Mahkum hayatı çok zormuş saatler içinde buna emin olmuştum,en son Agâhla tayfası Aldırma Gönül /Edip Akbayram söyleyip dertli dertli iç çekiyorlardı.

 

"Söyle bakalım hanım kızım şikayetini geri çekiyor musun?"

 

"Vallada billada geri çekiyorum salın bizleri çok perişanız."

 

"Seni niye içeri aldılar zaten bilmiyoruz o yüzden kusura bakma serbestsiniz."

Arkasında duran duvar saatinde 05.12 görmek kalbime indiriyordu nerdeyse.

Eve dönmememiz sorun olmazdı da haber vermemiş olmamız başımızı ağrıtıcaktı.

 

Polis abla yanımdan ayrılıp diğerlerini de çıkardı. Kötü bakışları hala üzerindeydi karşı ekibin.

Ne yapmıştım ki? Hem fena mı oldu rutubet havası alıverdiler.

 

"Bu kızın telefonuna el konmalı."

 

"Kaç yaşıma geldim ne el konması kırarım elinizi Mehir delirtme beni."

Telefon kırmızı çizgim olmakla birlikte hayatım küçük zımbırtının içindeydi.

Kitaplarım,PDF kitaplar,uzak mesafe arkadaşlıklar da olmak üzere çok anım vardı telefonda.

Karakoldan çıkıp evlere dağılma suretiyle her birimiz ayrıldık. Olaysız bir geceye şükredicekken ayağımın acıyla zonklaması şansıma sövmem için muhteşem sebepti.

Loading...
0%