"Kırık veya çıkık yok ayağını incitmişsin sadece."

İncinmişsin dedi,tabi okumuş doktor ayağını sikmişler diyemiyor.

İki üç ağrı kesiciyi yanıma bırakıp odadan çıktı,kaderime terk etti beni.

Tabi bizim itler hala gelmemişti yanıma. Yanlız kaldım ahey aheyyyy LİLİLİLİLEYYY.

Başım şişti Erna sus.

Susmam,susamammm terk edildim iç ses.

Bı de bayıl istersen Erna.

Güzel fikir denerim bir ara.

Kapının 'tık tık'sesiyle iç muhabbetimi kestim.

"Gelebilir miyim?"

Tövbe haşa niye gelmiş bu?

"Buyur, kardeşin tam kıramamış sen başladığınız işi bitirmeye mi geldin?"

Agâh refakatçi koltuklarına geçip "Özür dilerim bizimkiler adına." derken kendimi cimcikledim. Bu şey gerçekten oluyor mu lan!

"Sorun değil sadece incinmiş." Sorun büyük senin kafayı kesin taşa çarptılar.

Ne bu özür dilemeler hangi dağda kurt öldü.

"Sidal gelicek birazdan refakatçi olmak için. Arkadaşlarını da artmışsın onlar da geliyor." Bunları biliyorum zaten süper zeka?

"Sadede gel Çakır."

Şaşkınlıkla yüzüme bakıyordu.

"Çakır mı?" Ne diyim Karacaoğlan mı diyim?

"Ha Agâh demişim ha Çakır ne fark eder ikisi de kimliğinde yazmıyor mu?"

"Genelde soy adıyla hitap edilmez insanlara biraz yadırgadım."

Ay içim şişti çok sıkıcı bu adamın muhabbeti çekilmez!

"Uza Karacaoğlan uza! Gittttt!"

Bağırmamın etkisiyle ellerini teslim olurmuş gibi havaya kaldırdı. "Sakin ol giderim şimdi Sidal gelsin de."

Morali bozulmuş olsa gerek koltukta arkasına yaslanıp kafasını geriye attı.

"Hayrola zengin misin?"

"Nasıl yani?"

"Diyorum ki Karadeniz'de gemi alıp batırıcak kadar çok mu paran var."

Yüzüme bakmak adına kafasını kaldırdı.

"Sadece adımın neden garip olduğunu düşünüyordum pek zengin olduğum söylenemez."

"Ailen anlatmadı mı hiç nedenini?"

Söylediklerim komik gelmiş olmalı ki gülmeye başladı.

"Hangi ailem? Alp'in,Oya'nın,Karan'ın, Şimal'in olmayan aileleri gibi benim de olmayan ailem ismimin sebebini hiç anlatamadılar."

Hüzün uğramıştı gözlerine.

"Onlar kim? Yani Alp,Oya,Karan ve Şimal falan yanınızda hiç bu isimlerde kişiler görmedim."

Sanane Erna çocuk zaten dertli duruyor iyice üstüne gitme.

Haklıyız Erna sus artık.

"Koptuğum ailem onlarda aslında aynı okuldaydık hepsini görmüşsündür ama tanımıyorsundur."

Hikâyelerini merak etmiştim. Nasıl hayatları olmuştur ki? Annem olmasa nasıl hissederdim hiç düşünmek istemiyordum.

Telefonumdan yükselen Operasyon/Busa ile konuşmamız kesildi.

Küçük anam arıyor.

Telefonu kulağıma götürmemle "GERİ ZEKALI!"bağırışını duymam bir olmuştu.

Sana da geçmiş olsun Vira düşündüğün için çok sağ ol.

Agâh telefonu işaret edip "Kim aramış da yüzünü buruşturup dinliyorsun?"

"Tamam Viracım kabul azıcık geri zekalıyım." 'Ha' tarzı mırıltılar çıkarıp kafasını geri attı.

"Azıcık mı geri zekalısın! Kavgada bileğine zarar gelmesine izin verecek kadar MALSIN KIZIM SEN GEBERTİCEM SENİ KENDİ KENDİNİ YARALADIĞIN İCİN!"

"Bende seni çok öpüyorum misafir var burda sonra konuşalım canım benim." Yüzüne kapadım. Kulağımın çınlaması normal mi? Her neyse Agâh'a döndüğümde gülmemek için zor duruyordu.

"Misafirin var? Ziyaretçi olmasın o?"

Ha ziyaretçi ha misafir ne fark eder.

Cahilliğini ortaya koy aferin Erna, aferin.

Sanki başka birinin iç sesisin aşk olsun.

"Aman canım çok da farkı yok."

"Sen öyle diyorsan öyledir."

Hasta yatağımdan kalktığım an yapılacaklar listesi: Git genel kültür dersi veren bir yer bul.

Odanın içine aniden dalan Mete salağıyla Atlas sonrasında gelen Demir, Göktuğ, Özkan,Ufuk,Tutku,Sidal,Vira,Leyal ve Mehir korkmama sebep olmuştu.

Bu oda çok mu küçük bizimkiler mi kalabalık? Sığmıyorlarrrr.

"Yarısı dışarı çıksın dolmuş gibi sıkıştık."

Evet karizma abim çıkın dışarı da hasta yatağımda bari huzur bulayım.

Dakiklar önce yanlız bırakıldığından dert yanıyordun sen?

Olabil