Yeni Üyelik
7.
Bölüm
@birdeliyazariz

Nasıl da boku yiyoruz çat diye!

Sus iç ses ortalık zaten karışık.

Arabadan inişimizle kumarhaneye gidişimiz saniyeler sürmüştü. Oda kaydı açmadan izin vermelerini garipseyen tek kişi ben olmalıyım ki diğerleri Alp ve Oya'yı arıyordu.

Hızlı bulmuştuk ikisini de zaten en görünürdeki kumar masasında sarmaş dolaş oturuyorlardı.

Oya Alp'in sol bacağına oturmuş mini gece mavisi simli elbisesiyle fazla dikkat çekiyordu. Sarı dalgalı saçlarını sıkı topuz yapıp önden iki tutamı serbest bırakmış, elbisesine uygun ince topuk siyah stilleto geçirmişti ayağına. Herkes fazlasıyla şıktı?

Planlı olan bir şey galiba.

Haklısın iç sescim.

Alp dedikleri çocuk da Oya kadar özene bözene giyinmişti. Siyah gömlek altına siyah pantalonla zaten hiçbir gencin kötü durduğunu da görmemiştim.

 

Bunların zor durumda olduğuna emin miydik? Ben daha zor durumdayım şahsen. Kıyafetim ortama uygun değil!

Sence şu an sorunumuz bu mu Erna?

Evet?

Gayet de önemli bi sorun.

 

Yanlarına bodoslama gitmek yerine uzaktan gözetlememizi de çözebilmiş değildim zaten.

Yanımda boş boş dikilen Agâh'a hitaben "Burda ne halt yiyoruz?" soruma cevap Elfinden gelmişti. "Onlar şu an poz kesiyorlar ama paraları bitti sayılır oyuna devam etseler de kaybettikleri an rehin alınırlar." Düz otel burası kim kimi neden rehin alsın?

Pek anlamadığımı fark edince Agâh devam ettirdi. "Paraları sınırlı ödeyemezlerse otelin normal olmayan kısmı bizimkileri paketler."

Az çok anlayınca başımı sallayıp sustum.

 

Agâh dibime sokulup kulağıma eğildi. "Bu bir masal değil,hikaye değil ikimizden biri ölebilir ve ben senin ölmeni göze almam,alamam."

Durumun ölüme kadar gidecek olabilmesi mi? Ufak çaplı şok dalgası üstümüzden geçti az önce. Sende hissettin dimi iç ses az önce büyük batağa düştük.

Lan iç ses bu adam bize iltifat etti galiba.

Siktir! Ne oluyor lan buna?

İki adam geri gidip yanlışlıkla Elfin'e çarptım.

"Özür dilerim." Kısık sesle söylediğim halde duyup "Sorun yok." diyerek Turan'ın dibine sokulmuştu. Adam anında Elfin'in belinden kavrayıp başka kumar oynanan masalara doğru ilerledi.

 

"Şey bunlar gitti? Siz paraları bitti dediniz de neden burda bulunduğunuzu söylemediniz?"

 

Agâh odaklandığı yerden-yani kumar oynayan Oya ve Alp ikilisinden-bakışlarını çekip bana döndü.

Son cümlesinden sonra göz göze gelmek garip hissetiriyordu.

Saçmalama daha 2 saat oldu çocukla vakit geçireli.

Olabilir gayet uzun sürmüş işte.

 

"Keşke basit olsa olaylar parayı verip çıkabilsek de çok daha karmaşık. Bütün ekip bu işten kurtulup odaya geçsin anlatıcam söz."

 

Söz verdi bir kere tutmazsa belasıyla tanışıcam. Tanış, tanış ben arkandayım.

Valla benden daha çok kaos seviyorsun iç ses inkar edemezsin artık.

 

"Tamam ben odada bekleyeyim mi?"

Gözlerine bakmamak icin odağımı ellerime çevirdim. Tırnaklarımın şekli mi bozulmuş ne olmuş lan! Neyse sakin ol Erna kumarhanedeyiz.

 

"Niye ki burda seni rahatsız eden mi oldu?" Çevresine göz gezdirip bakışlarını yeniden bana çevirdi.

 

Alakaya maydanoz yani.

 

"Hayır ne münasebet kimse bana göz ucuyla bakamaz da ortam benim kıyafetlerime uygun değil."

Üç dakikaya yakın düşünüp "Arabada elbise vardı istersen." demesi komik gelmişti. Arabasında niye elbise vardı ki?

Elimden tuttuğu gibi arabayı park ettiği girişe kadar sürükledi.

O an içimden keşke kolumdan tutsaydı da eğlence çıksaydı demedim değil yani.

A-acıyor! Mu diyiceksin Erna?

Tabi kii iç ses hiç kaçırır mıydım öyle bir fırsatı.

 

Arabanın bagajında mini lilaya yakın garip renge sahip bir elbise beni karşılamıştı. 1. Neden mini elbise?

2. Agâh'ın bagajında neden mini elbise var?

Birinci sorunun cevabı basitti. Kumarhanede kapalı giyinmek saçmalık olurdu iddialı elbiseleri sergilemek için mükemmel yerdi. Peki ikinci sorunun cevabı neydi?

 

Sevgili olmadan aldatıldık kesin.

Boş boğazlık yapma iç ses.

 

"Bu Sidal'ın elbisesi sana olur mu bedeni emin değilim kaç beden giyiyorsun?"

 

"Olur bu bana nerde giyebilirim?"

Elbiseyi elime tutuşturup bagajı kapattı. İstikamet yeniden otel.

Sabah sabah ayaklarıma kara sular indi çok yürüdük.

Al benden de o kadar iç ses gece dönmesi gereken dolaplar bunlar aksiyon insanına ters sabah güneşi.

Ben gece gelsem olur mu diye sor bakayım.

Çok ayıp olur iç ses.

İyi be sanki çocuğa yürü dedim sende hemen ayıp de.

Kendi kendime girdiğim tartışmamı otelin asansörüne varınca sonlandırmıştım.

 

"Ne zaman anlatıcaksın burda neler döndüğünü?"

 

"Cevabını vermiştim zaten. Gelmesi gereken birileri daha var onlar da gelsin odaya geçeriz."

Oya ve Alp kumar masasında mı kalıcak akşama kadar bu ne rahatlık?

 

Asansörde 6. Kata basıp kapının hızlı kapanması için tuşları kurcaladı. Kesinlikle kaçtığı biri ya da bir olay vardı.

 

"Alpler ne olucak?"

 

"Alp zeki çocuktur geri toparlar oyununu bizim burdaki amacımız sadece onları gözetlemek. Şimdilik."

Kafam çorba oldu Agâh acaba şifreli mi konuşuyorsun da ben anlamıyorum.

 

Asansör kapısı 3. Katta açılınca içeri evli bir çift yanlarında da ikize benzeyen kızlar girdi.

 

"Selamlar başkanım." Başkanım? Adam Agâh'a başkanım dedi?

Duydum Erna.

Başkan diyorlar iç ses.

Sanırım boku yedik Erna.

Neyin başkanı bu ya!

 

"Selam Ozan." Baş selamı verip diğer kızlara döndü. Agâh bana da bir açıklama yaparsanız çok hora geçer gibi.

 

"Nasılsınız kızlar." Ozan'ın eşi veya her neyiyse yanında dikilen kız da selam verip bana döndü.

 

"Bu kız kim abi?"

 

Adam herkesin abisi galiba.

Yaşı da 40 değil ki ne bu abi fetişi?

Hepsi sıyırmış bence.

 

"Erna tanıştırayım bu Selin." Ozan'ın yanındaki Selin kodla kızım. Sarışın bomba selin kodladım yeterli.

Elbiseyi nerden almış sorsana.

Sırası değil iç ses.

 

"Bahsetmiştin sanırım." Konuşmada geçmişti ikisinin ismi.

Agâh devam edip ikiz olduğunu düşündüğüm kızlara döndü.

"Lina ve Lena ikizler." Hangisi Lena hangisi Lina onu da düzgün söyle!

Diğerine göre daha olgun duran kız elini uzattı. "Merhaba ben Lena tanıştığıma çok memnun oldum."

Elini sıkıp"Bende."diye kısaca kestirip attım. Asansör 6. Kata geldiğinde hep beraber inmiştik zaten.

Agâh bizleri 219 numaralı odaya ilerletti.

 

"Sen lavaboda üstünü değiş istersen Erna."

Odaya geçtiğimiz an kendimi lavaboya kilitledim. Bir günde fazla kişiyle tanışmış çok olay anlatmıştım şahsen.

Kendi kıyafetlerimi çıkarıp bagajdan aldığımız elbiseyi üstüme geçirdim. Saçlarımı açık bırakmış boynumdaki kolyeyi çıkarıp çantama atmıştım.

 

"Ben hazırım!" Çıkar çıkmaz şen şakrak bağırmam beni tanımayan dört kişiye saçma göründü sanırım hepsi bön bön bana bakıyor iç ses.

Her gün ruh hastası görmüyorlar Erna.

 

"Anlaşıldı sen odada kalıyorsun." Selin'in kahkaha atarak söylediği şeyi pek anlamdıramadım başta.

 

"Sidalda böyle durmuyordu elbise?" Agâh kafası karışmış şekilde bana bakıyordu.

Nasıl durmuyordu?

 

"Sidal Ernadan küçük Agâh." Hatırlatmasan bilmiyorduk Ozan çok sağ ol! Yaşlandım resmen! Sadece gençliğe adım attın abartma.

Ha gençlik ha yaşlılık ne fark var!

 

"Yüzlerce adamın olduğu bir yere seni partnersiz götürmem Erna. Bu gece sana ben eşlik edicem." Ne halt yersen ye de ne döndüğünü açıklayın bana. Hani odaya gidinde anlatıcaktın of!

 

"Odadayken burda ne döndüğünü anlatır mısınız?"

Soruma cevap hep aynı "Herkes odaya toplansın anlatıcam." Ama Agâh söz verdin. Of püf sıkıntıdan patlarım.

 

Lina kolumdan tutup "Bak aramızda kalsın bunların hepsi kafanı bulandırır akşam o yüzden sorun olursa bana gel." Aramızda kalsın diyip sesli söylemen muhteşem oldu o zaman.

Lena arkasından Lina'yı cimcikleyince ufak çığlık atıp kolumu bıraktı.

 

Agâh telefonuna gelen mesaj sesiyle bize döndü "Hadi iniyoruz Alp'ler işlerini bitirmiş." Oh be sonunda!

 

 

 

Loading...
0%