@birdeliyazariz
|
Arabayı tenha bir yolda sağ çekmiş camları açmış soluklanıyordu. Bende pek farksız sayılmam. Annem ve babam iyi insanlar olmamışlardı bana bile. Bekler miydim? Kesinlikle hayır. Ama potansiyelleri hep vardı. Kaç kişiyi öldürmüşlerdir bu güne kadar? Küçükken aldığım eğitimlerin sebebi benim de katil olmaya zorlanacağım anlamına mı geliyordu?
"Özür dilerim bu şekilde öğrenmemeliydin." Başını ellerinin arasına almış gaz veya frene bakıyordu. Eğildiği için tam olarak hangisine baktığını görememiştim.
"Sorun değil." Nasıl olsa öğrenirdim ha bu gün ha ertesi gün ne fark eder ki?
"Sorun. Aniden duymamalıydın onların suçunu sana yansıtmam doğru değildi." Pek umrumda değil Agâh kasma bu kadar sonuçta aileni öldürmüşler bana kin beslesen de alınmam. Sesli söyle Erna. Bilmesine gerek duysam sesli söylerim iç ses. Araba tekrar çalıştığında nereye gittiğimiz veya neden beni de peşinden sürüklediği gibi soruları es geçmem gerekti. Ailesi kaç yaşındayken ölmüştü? Kaç çocuğun ailesi benim annem ya da babam tarafından öldürülmüştü? Otelde gördüğüm o kimsesizlerden oluşan ekibin hepsi benim annemin eseri mi? Amaçsızlar örgütü demişlerdi. Annem ve babamın kurduğu düzen bu mu?
Sol sinyalle aniden ormanlık yola kırdı. İzmir/Beyler köyü tabelası aniden zihnimi aydınlattı. En son karşıyakada sahilde gezen ben sonrasında tabelalara dikkat etmememin cezasını çekiyordum. Otelin yerine bakmamıştım,yolda tabela görmemiştim ve Seferihisara kadar gelmiştik. Saatlerdir zihnimin içinde ailemi tarttığım uykulu halim uzun yolu hissetmemişti.
"Köyde ne işimiz var?"
"Kafamı toplamam lazım şu an, 1 yıldır burda yaşıyorum evime geldik."
Evi dağ başı mıymış? Özü ayı mı acaba? Ayıp iç ses. Ayıbın yolu kayıp Erna. Vayy racon kapılmış.
Köy yolundan içeri doğru ilerliyordu araba. Kısa mesafe kat ederek köy evleri arasından dış cephesi mavi olan eve kadar sürdü. Mavi evin önüne park edip arabadan inince peşinden ilerledim. Telefonum çalmaya başlamıştı?
Annecim arıyor. Yazısı gözüme batıyordu. Kapama tuşuna basıp Agâh takip ettim. Cebinden üstünde yaprak olan anahtarlık çıkarıp mavi evin kapısını açtı. Sözsüz oyunumuz devam ediyordu sanırım.
Telefonum tekrar çalmaya başlayınca bana döndü "Aç istersen."diyip mavi evde kayboldu. Kapı açık kalmıştı? Ekrana dönüp bu sefer arayana göz attım.
Babacım arıyor. Annem bana ulaşamayınca babama aratmış gibiydi,ısrarla ulaşmaya çalışıyor olması takdir edilesiydi. Yeniden kapatıp içeriyi inceledim. Önümde camın dibine konmuş sedir sol tarafta başka cam ve altında sedir hemen sağımda da bir yatak vardı. Bu ev salondan oluşuyordu! Agâh'ın gidebileceği iki kapı vardı sol arkamda kalan kapı ya da giderken gördüğüm sağ koridordaki kapı. Şansımı sol arkamdaki kapıdan deneyip o yöne döndüm.
Kapıyı açtığımda Agâh'ın küçük mutfak tezgahında domates doğradığını görmek pek beklediğim birşey değildi. "Ne yapıyorsun?" Bıçağı kenara bırakıp bana döndü. "Neye benziyor?" Tezgahta duran peynir tabağı ve salatalık çöplerini işaret etti. "Kahvaltıya benziyor. Kafamda binbir olasılık ve soru varken niye yemek yiyoruz?" Tek kaşını kaldırıp tekrar domateslerine döndü "Yemezsen yeme zorla yedirtmem." Zehirlidir zaten hıh. Kalmadım yani sana! Mutfaktan çıkıp pencere dibinde olan sol sedire oturdum. Yere yakın olması korkutmuyor değildi de her neyse pek kafaya takmadan telefonu açtım.
Yeşil kapaklım kişisinden 10 mesaj.
Kafa atan adam kişisinden 7 mesaj,1 arama.
Asosyal bey kişisinden 9 mesaj,2 arama.
Gece kuşum kişisinden 2 mesaj.
Mete çok az mesaj atmıştı? Ayrıca Vira,Mehir ve Atlas hiç aramamış,mesaj atmamış bana ulaşmak için çaba göstermemişlerdi. Normal zamanda kaybolsam hepsi bildirim yağmuruna boğarken şimdi niye çok az mesaj atmışlardı?
Gece kuşum: kabul ettin mi tekliflerini?
Gece kuşum: onlar senin ailen?
Hiçbir anlaşılır yanı yoktu mesajların.
Asosyal bey: bu da ne hepiniz kabul ettiniz mi cidden?
Lan neyi kabul etmiş bunlar!
Asosyal bey: ekiplerinde uğur ve deniz de varmı?
Asosyal bey: sen ne ara kabul edip planlarına adapte oldun
Asosyal bey: olayların sebebi ailen mi cidden?
Asosyal bey: Erna nerdesin cevap ver
Asosyal bey: Vira ve Mete kabul ettiklerini söyledi
Asosyal bey: Agâh'ı aradım onunlaymışsın kızım çüş
Asosyal bey: ailenin yaptıklarından haberin var mıydı?
Asosyal bey: artık yüzlerine bakarken tiksiniyorum atlas Özkan hakkında hep iftira atmış
Son mesajı saatler öncesine aitti. Kafa karışıklığıyla sedirden kalkıp mutfağın olduğu yöne döndüm. Duvara tutunarak yürüyordum resmen. Gün içinde yaşadığım şeylerin üstüne Atlas darbesi üzmüş,ruhumun sırtına inen bıçaklar arasında yerini almıştı. Mutfak kapısını açtığım an Agâh'ın gözleri beni buldu.
"Birşey mi oldu?" Oldu, hayatım darma duman oldu. Düzenim yok oldu. Dünyam alt üst de oldu de o kaldı. O da oldu.
"Yoruldum ve acıktım sanırım." Belini tezgaha yaslayıp kollarını birbirine bağladı. Gözlerime odaklanmıştı tamamen. "Dinlenmek istersen burdayım. Her an burdayım zaten kurtuluşun yok." Komikmiş gibi gülmeye başladı. İstesem kaçabilirdim ki! İnanmadım. Kes iç ses,kes! "Ağrı kesici varsa muhteşem olur." Yanımda ped olmadığından hapla kesmem gereken sorunlarım vardı.
"Neriman teyzede vardır istersen gidip alalım." Neriman kim ya? "Yolu göster bari." Mutfak tezgahında hazır duran domates,peynir, salatalık ve ekmek dilimlerine bakıp yanıma geldi. "Hadi gidelim dönünce yeriz artık." Cevap vermeme fırsat kalmadan evden çıkmıştı. "Beni de bekle!" Duyduğunu sanmıyordum. Arkasından koşup takibe almıştım. Mavi evin kapısı yine açık? "Evin kapısı açık!"
"Kimse girmez," duraksadı sonrasında"cesaret edemezler."diyip mavi evin sol tarafındaki patikaya girdi. Yılan varmıdır acaba? Yılan demişken grubumuzda da yılanlar mı vardı? Göktuğ'nun dediğine göre Vira ve Mete kabul etmişti. Sahi neyi kabul etmişlerdi? "Agâh!" Arkasından bağırmamla arkasına döndü. "Yine ne oldu?"
"Vira,Mete ve Göktuğ. Üçüyle işin ne?"
"Sen nerden öğrendin?" Sorunumuz bu muydu? Cidden dönen olaylar vardı da savunmaya mı geçmişti şu an. "Cevap ver üçüyle ne planlıyorsun? Neyi kabul ettiler."
"İntikam almayı. Size yalan söyleyen arkadaşlarınızdan intikam alıcaz." Peki şeyin haberi var mı plandan? BENİM! Şu an oldu boş ver. Ne güzel ya en son öğrendim!
"Ağrım olmasa seni tekme tokat döverdim." Gülüp önüne döndü. "O biraz zor Ernacım."
"Görürüz Agâhcım." Eğitim diye diye başımın etini yiyen aileden çıktım ben oğlum süt çocuğu değilim ben. Kekolukta mastır ödülü sahibini buldu evet yanlış duymadınız Erna Slaven kekolukta mastır yapan ilk kadın! Abartma iç ses. Patika sonunda yanyana dizilmiş üç ev göründü.
Haki dış cephesi olan eve ilerleyip kapıyı çaldı. "Neriman teyze!" Bağırma dağ ayısı. Kapı açıldığında karşımda elleri ben dolu buruşuk 1.60 boylarında minnoş nine görmek ağlama isteği uyandırdı. Çok güzel görünüyordu bembeyaz saçları küçük örgü olmaya yetmiş yanakları çökmüş kıyamam ki ben Neriman teyzeye. "Senmi geldin Karacaoğlan." Evet kara ama oğlan değil düz ayı adam dağda da yaşıyor kriterlerin hepsini karşılıyor. Çocuk sana ne yaptı Erna? Ailemin yaptıklarını kabullenmek istemiyorum sinirimi Agâh'tan çıkarıyorum iç ses.
"Ben geldim Neriman teyzem bak sana birini getirdim." Beni elimden tuttup içeri sürükledi. Evin içinde sadece yere yakın döşek ve battaniye vardı. Ağrı kesici bulma umudum pek kalmadı.
"Erna Neriman teyze ben burda kalırken yemek yapmayı öğretmişti annem gibidir ağrı kesici bütün bitkilerin çizimi onda vardır." Çizim? Çizimi! Lan ilaç yok mu? "Çizim defteri mutfakta bi koşu alda gel oğlum." Agâh yanımızdan ayrıldığında Neriman teyzenin elini öpüp kendimi tanıttım. Sarılıp yanaklarıma sulu öpücükler kondurması kıkırdamama sebep olmuştu. Elinde sararmış eskiz defteri gibi duran kitapla Agâh yanımıza döndü. "Gidebiliriz." Neriman teyzeye sarılıp"Geri bırakıcam Neriman teyzem kaçtım ben." Diye çıkışa döndü. İzlemekle yetiniyordum olayları"Gelmiyor musun?" Ha ben mi? "Geliyorum." Evden çıkıp kapıyı ardımızdan kapadı.
Elime kitabı tutuşturup "İçinden 'ağrı keser' notu olan bitki çizimleribi bul bakalım." Bitkiyi arayacak olmayalım lütfen. Sadece birilerinden istemek için arattığını söylesin lütfen. "Kimden istiyicez?" Yüzüme 'Ciddi misin?' bakışı atıp. "Kimsede yoktur ihtiyaç duyan dağdan toplar." dedi.
|
0% |