Yeni Üyelik
15.
Bölüm
@birdeliyazariz

Bölüm şarkısı:

Hani benim olacaktın

Haluk Levent

 

Nikto: saatler içinde teoride benimsin

 

Nebesnyy: kapa çeneni hazırlamamız gerekiyor Gamzeyi bekliyorum

 

Nikto: stres mi yaptin sen

 

Nebesnyy: baya sakinim

 

Nikto: fark ettim

 

Evin kapısı çaldığında içeride hazırlanan Gamze'ye "Ben bakarım!" diye seslendim.

Kapıyı açtığımda karşımda gördüğüm Arel'le nefesim kesildi.

Üstünde beyaz ilk iki düğmesi açık gömlek, altında siyah pantolonla duruyordu. Fazla ciddi giyinmişti.

 

"Selam?" Hadi bana anonim olduğu söyle yoksa gerilimden kalp krizi geçireceğim. "Selam püsküllü belam." İşte gol!

"Geçmek ister misin Gamze hala hazırlanıyor." Sesim istediğimden yüksek çıkmıştı. Sakin ol Göksel,sakin.

"Olur." Ayakkabıları çıkararak içeri geçti. Beraber salona geçip Gamze'yi beklemeye başladık. Ortam fazla sessizdi.

 

"Bulut, arabada bekliyor Gamze'yi." Sesi salonda yankılandı. Dalgalı kumral saçları yüzüne düşmüş yeri izliyordu. Tamam tek gerilen ben değilim çok şükür. "Sana uyarsa motorla çıkarız. İstemezsen motoru burda bırakırım Bulut'lar ile gideriz."

 

Düşünceli olması da ayrı hoş. Üzerimde ki yeşil mini elbiseyi çekiştirdim. Bakışları bacaklarıma değdiği an çok şükür Gamze içeri girdi. "Hazırım. Çıkabiliriz." Arel'i gördüğüne şaşırmamıştı. Telefonda Bulut'la konuşmuş olmalıydı. Ortamda tek saşıran ben miyim yani? Çok kırıcı bunlar!

 

Pamuk prens(es): ortam çok güzel oldu

 

Fıtrat: en son pinyata görüp sinir krizi geçiriyordum

 

Atgüneş: hâlbuki Yunus mutlulukla almıştı onu elbisesinin eteklerini tutarak ağaca asmayi deniyordu

 

Al sancak: elbise ayağıma dolanıyor

 

Fıtrat: cidden çıldırmak üzereyim her şey ters gidiyor elimde kalacaksınız o elbiselerle

 

Göksel: elbise mi giydiniz cidden

 

Pamuk prens(es): evettt Sude de çok beğendi en son sevinç çığlıkları atıyordu

 

Atgüneş: gülce ile arkasına bakmadan kaçıyordu

 

Fıtrat: n'olur evimin bahçesinden siktir olup gidin

 

Al sancak: tamam o zaman biz odana geçelim

 

"Çıkalım mı?" Telefona daldığımı Arel söyleyene kadar fark etmemiştim. Yerimden kalkarak kapıya ilerledim. Minik el çantamı askıdan alarak siyah İnce topuklu ayakkabılarımı giydim.

Gamze siyah elbisesinin altına beyaz topuklu geçirip beyaz çantasını omzuna astı. Arel'le beraber merdivenden inerken Gamze peşimizden geliyordu.

"Erken gidiyoruz gibi?" Soruma karşı Arel "Hayır,saat dokuza geliyor."diyerek açıklama yaptı.

 

Araba yerine motoru seçersem elbisem işimi çok zorlaştıracağından Bulut'un arabasına geçtim. Ardımdan da Arel gelip yanıma oturdu. Yolculuk fazla sessiz geçip gitti. Fırat'ın villadan hallice müstakil evine vardığımızda Arel elini belime atmıştı. Sahiplenici tuttumu rahatsız hissettiriyordu. Normalde içimi kıpır kıpır eden bir durum olabilirdi fakat çevremizde çok insan vardı.

 

Evin bahçesine geçtiğimizde elbiseli görmeyi umduğum üçlü maalesef takım elbise giymişti. Enes sarı saçlarına fön çekip geriye yatırmış,yeni tarz deniyor olmalıydı.

Mert beyaz gömlek altına beyaz pantolonla yemeklerden uzak durması gereken biblolar gibiydi. Yunus abisine benzer beyaz gömlek altına siyah pantolon giymişti. Üçünün yanında dikilen Fırat siyahlara bürünmüş 'Doğum günüm değil cenazemiz var!' havası veriyordu. Bakışları bizleri bulduğunda dördü de şoka girdi. Düşman olarak nitelendirdikleri Arel'le gelmem dikkatlerini çekmiş olmalıydı.

 

Nikto'dan

 

Sabahtan beri ellerim heyecanla titriyordu. Günlerdir Göksel'in beni görünce ne tepki vereceğini, nasıl karşılayacağını merak ediyordum. Üstümdeki siyah gömleğin düğmelerini iliklerken telefonuma düşen bildirim titreyen ellerimin buz kesmesine yetmişti.

 

Arel: yaşattığın yaşamadan ölmezmiş insan

 

Bir şeyler çevirdiği belliydi. Ne yaptığını bilmesem de korku içimi kaplamıştı. Nikto hesabıma girmeyi denediğimde Instagram hesabın şifresinin değiştirildiğini söyledi. Arel Sönmez hesabımın şifresini bilen üç kişi arasındaydı. Bana bu yönden de kazık atmış olamazdı değil mi? Bahçeye çıktığımda üçlünün elbiseleri çıkarıp gömlek ve pantolon giymişlerdi çok şükür.

 

Yönümü bahçede gelenlere çevirdim. Sertab denen kız bile gelmişti. Hesabıma giremediğim yetmezmiş gibi Göksel'e yazmaya cesaret de edemiyordum. Geniş bahçe kapısından içeri yemyeşil mini elbisesi ve açık saçlarıyla Göksel girdi. Yanında Arel vardı. Yanında. Arel. Vardı.

 

Eli Göksel'in belinde duruyordu. Benim kadar şaşkın olan üçlüye döndüm. Hepsi benim adıma da şaşkın duruyor çünkü Göksel'e anonim olarak yazdığımı biliyorlardı. Gülümseyerek başımı öne eğdim. Yunus, elini omzuma koymuştu.

"Abi iyi misin?" Gülümsemeye devam ediyordum. "Sevdiğim kızın bana doğum günü hediyesi husumetli olduğum çocukla evime gelmesi oldu. Daha ne kadar iyi olabilirim ki?"

 

Göksel'den

 

Instagram da karşıma çıkan resim ve açıklamayla yutkunamadım.

2.715 beğeni 3 yorum

Fırataydın: Ben teoride boynuma atlarsın sanmıştım

 

Yunussonmez: atlatırsın Fırat bizler yanındayız

 

Mertcankalender: sana kız mı yok o hesabı da geri alacağım rahat ol

 

Enesakgunes: rahat ol düzeltiriz

 

 

 

 

(Selam🤍 yeni bölüm diyen olursa şuracıkta ölüvericem artık yeterrr dünden beri üst üste yedi sekiz bölüm ekledim buraya)

 

Loading...
0%