Yeni Üyelik
20.
Bölüm
@birdeliyazariz

Fırat'ın atölyesinden çıkıp arabaya döndük. Yolda aramaların ardı arkası kesilmediği için Fırat pes edip arabayı sağ çekmişti. Üç dakika boyunca telefondaki Turan isimli çocukla konuşup sonrasında yola devam etmemiz gerektiğini söylemişti. Otoban yolu boyunca nereye gittiğimiz sorgulamamıştım. Ta ki tabelada Bornova kavşağı yazana kadar. Karşıyaka sınırları içinden çoktan çıkmıştık ve yeni farkına varıyordum!

"Tam olarak nereye gidiyoruz?" Gözleri yolu takip ederken net sesi arabada yankılandı. "Kimsem olur musun çocuk yurduna gidiyoruz." Bir yurtta ne işleri olabilirdi ki? "Yurtla işimiz yok. Sadece buluşma noktamız orası." Aklımdaki soruları sormadığım halde tahmin yürütüp cevabını vermişti.

 

Sessizlik içinde geçen 2 saatlik yolun sonunda Kimsem olur musun çocuk yurduna gelmiştik. Fırat arabadan inerken temkinli bakışları etrafta geziniyordu. Bense her gün yaptığım şeyler arasında yurt ziyareti de varmış gibi rahattım. Yurdun bahçesinde yaşı bize yakın bir sürü genç vardı. Normal çocuk yoktu? Gördüğüm manzara sanki yurttaki çocuklar büyümüş de orda yaşamaya devam ediyormuş hissi uyandırıyordu. Tüylerim diken diken olsa da korkmadan yurdun kapısına kadar Fırat'ı takip ettim. İçlerinden kumral dalgalı saçlarıyla bana benzeyen lakin yaş olarak benden küçük duran kız söze girdi. "Bu kim? Neden çok fazla kişiye haber verdin mal Turan!" Kız yanındaki siyah saçlı esmer yakışıklı çocuğa vuruyordu. Çocuk Fırat'la yaşıt duruyordu. Fırat yurdun bahçesine geçtiğinde herkes baş selamı verip yanımıza yaklaştı. Etrafta saydığım kadarıyla 6 kişi vardı.

 

"Selam organ mafyası kurbanları!" Kızın vurduğu esmer çocuk hiddetle "Hepsi amaçsızların suçu!" diye çıkıştı.

Sol tarafımda kalan sarışın dalgalı kısa saçlara sahip benden küçük duran oğlan "Benim ekibime bulaşma Turan,"diye tavrını ortaya koydu. "Sen zararlı çıkarsın. Abimin senin kankan olmasını umursamam. Biz yetim çocuklarız, kaybedecek hiçbir şeyimiz yok." Sarışının yanındaki onun kadar sarışın tahminimce kız kardeşi oğlanın koluna girdi. "Tamam Alp sakin ol." Çocuk elini kızın beline koyup alnından öpmüştü. Vazgeçtim hiç kardeş havası vermiyorlar! "Sakinim Oya. Gayet sakinim." Son cümlesini Turan dediği çocuğa bakarak kurmuştu. Fırat olaya el atıp "Sikerim sizin sakinliğinizi beyefendi çizgimden çıkarmayın beni de anlatın ne bok yediğinizi!" Beyefendi çizgisinin sınırları da baya geniş galiba. Çünkü çok iyi küfürlü yükselmeler yaşıyor beyefendimiz.

 

"Oya, ablasını bulmak istiyordu. Alp'de bağlantılar kurarak örgütten bulmalarını istedi. Buldular da. Esas sorun kızın organ mafyası içinde çok sağlam yeri olması. Bir anda bizim örgütün yerini tespit ettiler. Sonrası tehtit mesajları. Agâh'ın saçma planı şeklinde ilerledi."

Tüm cümleyi tek nefeste kuran çocuğa döndüm. Turan'a benzeyen ama daha ufak duran biriydi. Bana elini sallayarak "Ben Poyraz bu arada,"dedi. Bende gülümseyerek el salladım. "Göksel bende." Fırat'ın sesi ikimizin arasına girmişti. "Fırat bende. Anlamı güç olan. Tek darbe ile ağzını burnunu yer değiştirmeden abinin etekleri altına sığın Poyraz." Sevimli sevimli konuşan çocuğa ne kızıyorsun dağ ayısı! Ya daha dün ellerimi tutup bana güzel sözler söyledin nasıl soğuk kanlı bir delisin! Turan kendi çapında sinirlenip "Yardım ediyor musun etmiyor musun?"diye sadede gelmemiz gerektiğini belirtti. 'Etme,boş ver. Elalemin derdi seni niye gerdi?'diyesim vardı da neyse.

 

Telefonumdan gelen bildirimle ortamdaki kaosu bıraktım.

 

Pamuk prens(es): Fırat hepimizi aradı mi yoksa aşkı bana ozel mi

 

Atgüneş: dünya yanarken orospu saçıni tararmis hesabı organ mafyası skini kessin mert de bir işe yaramayı öğren

 

Pamuk prens(es): ne kadar kırıldım anlatamam benim narin kulaklarım bu sözleri sesli duymadığı için çok mutlu

 

Al sancak: gel ben senin kulağına çok güzel fısıldayacam amina koyayım kızları peşimize takiyordun az kalsın

 

Atgüneş: seninle bir daha aynı yolda yürüyenin yolundan asfaltla geçsinler de altında kal o asfaltin mert

 

Pamuk prens(es): çok güzel hakaret ediyorsunuz eriyorum sizlere

 

Göksel: ne döndü ben yokken dedikodu kazanı

 

Pamuk prens(es): dedikodu günah be bacım bizde ne arasın

 

Al sancak: nasıl çarpılmıyor hayretler içinde izliyorum

 

Göksel: anlatın hadi ya bu ortam çok korkunç normallige ihtiyacim var

 

Atgüneş: kız bizi normal sanıyor baskı balataları sıyırdı

 

Pamuk prens(es): Fırat aniden arayınca AVM de ortak bir alanda buluştuk

 

Al sancak: bu mal kızlar yanımızdayken sesli şekilde "Organ mafyası ya sorun yok hallederiz." dedi

 

Atgüneş: onlar da bizimle gelmeyi denedi

 

Göksel: siz nerdesiniz

 

Pamuk prens(es): konya yolundayızzz

 

Al sancak: AVM otobüsündeyiz Bornova'ya gelene bindik size en yakın yerde inip yürüyeceğiz

 

Atgüneş: gelince konuşalim şu an bir teyze bizi dikizliyor

 

Pamuk prens(es): baştan söyleyeyim torununa bizden birini almayı denerse üçlü yaptığımızı teyzeye itiraf ederim

 

Al sancak: BİZ ÜÇLÜ YAPMIYORUZ Kİ

 

Pamuk prens(es): doğru dörtlü yapıyoruz ama teyze bunu bilmiyor

 

Göksel: umarım dördüncü kişi Fırat değildir

 

Atgüneş: ÜÇLÜ VEYA DÖRTLÜ YAPMIYORUZ DELİRTMEYİN BENİ

 

Kahkaha atmaya başladığımda ortamdaki gözler beni buldu.

Elimdeki telefonu havaya kaldırıp "Komik bir şey görmüş olamaz mıyım? Dönün işinize!" diye bağırmamı bende beklemiyordum. Buradaki herkes psikolojimi bozmuştu sahiden.

Loading...
0%