Yeni Üyelik
25.
Bölüm
@birdeliyazariz

İlk turu Fırat önde kapattı. Sonrasında Arel hızlandı santim farkla Fırat hala önde gidiyordu. Herkes heyecan içinde izliyorken ben korku içinde bakıyordum yarışa. 3. tura yaklaştıklarında Fırat, Arel'e fark atarak gaza yüklendi. Bulut kadar hızlı kullanmıyordu lakin can güvenliği yine de tehlikedeydi.

Yan tarafımda duran Mert ve Enes gerginliğimin farkındalardı. "Sakin ol ilk defa yapmıyor bunu." İlk değildi belki de ama ya son olursa? 5. Yani son tura girdiklerinde Fırat önde devam ediyordu. "Rahat rahat kazandı sevgilin ağlama korkak kız." Elfin gülerek omuz attı. Dalga geçtiğini bildiğimden bende omuz atarak "Miray'a orta parmak çekme sırası bende gibi duruyor."diyerek Miray'a döndüm. Bu esnada Fırat bitiş çizgisini geçmişti.

 

"Şimdi sırrını öğrenmem gerekecek püskülü bela." Güle oynaya yanıma gelmişti. Miray'ın gözlerinin bu yöne döneceğini biliyordum. Tabii ki yanılmadım saniyesinde Fırat'la bana baktı. Ben Elfin gibi değil de daha türk işi olsun istediğimden biraz daha farklı şeyler yaptım. Nah çektiğimde çıkan ses hem Miray'ı şoka uğrattı hem de bizimkileri gülme krizine soktu. Kayra'nın kazanmasına gerek kalmamıştı. Kazanmıştık! Hassiktir kazanmıştı! Sırrı söylemem gerekiyordu.

Panikle Fırat'a döndüm. "Yanlız kaldığımız ilk an söylesem olur mu?" Muhtemelen aşk itirafı falan bekliyordu o yüzden heyecanla başını salladı. "Olur." Kayra yüksek sesle "Ama eğlencem yarım kaldı!" diye söyleniyordu. Karan, sevgilisinin yanına gidip belinden yakaladı. Sonrası onların özeline girer düşüncesiyle Fırat'a döndüm. "Senin yanakların mı kızardı? Utandın mı sen?" Bakışları kız çocuğu büyüten annelere benziyordu. "Niye utanayım!" Sesim istediğimden yüksek çıkmıştı. Dibime kadar sokulup belimden yakaladı. "Belki yakınlıktan? Ya da büyüklerin yaptığı şeylerden?" Bu beni iyice çocuk bellemişti! Ona gösterirdim bildiklerimi de ortam müsait değil ki! "Kapa çeneni ya psikolojimi bozuyorsun Fırat Aydın!"

Adam dellendi iyice yapıştı bana imdat diye bağıracağım şimdi!

 

"Abi bunlar gidiyor. Ağlıyorlar diye cici bebe hediye ettik yiyerek gidiyorlar." Agladıklarını sanmasam da cici bebeyi yediklerine emindim. Mert ne ara cici bebe bulmuş da bu avanaklara vermişti orası meçhuldü. "Hıhı gitsinler. Biz de gidelim." Fırat ne dediğinin kendi de farkında değildi muhtemelen. Dalgın bakışları üzerimde geziniyordu. Turan, tebrik etmek için yanımıza geldiğinde Fırat geri çekildi. "Gecenin eğlencesi farklıydı da bu daha komikti iyi ki geldiniz." Tokalaşıp geri çekildiler. Fırat da başını salladı. "Bence de eğlenceli oldu,mallar ardlarına bakmadan gittiler." İkisinin sıkıcı konuşmasını çekmemek için WhatsApp'a girdim.

 

Pamuk prens(es): nasıl da ağladılar mallar hahahahahahahaaaa kötü kadın gülüşü

 

Atgüneş: sen cici bebeyi nereden buldun lan

 

Al sancak: sahiden Mert o nerenden çıktı

 

Göksel: insan arkadaşlarına da verir be Mert

 

Pamuk prens(es): ama çok üstüme geliyorsunuz ağlarım şimdi

 

Al sancak: boş yapma da aç şarkı aç azıcık göbek atalım

 

Yunus'tan beklenmeyecek bir mutluluk yayılıyordu.

Mert,telefonunu hoparlöre bağlayarak Yalın - Yaz gülü şarkısını açtı.

 

Fırat ve Turan'ın konuşması da bitmiş ki Fırat elimi tuttu. "Dans edelim mi?" Başımı salladım. "Edelim." Gerginliğimi az da olsa alırdı.

 

"Senin yerin benim yanımsa

İlk adımı, ah, kim atıyorsa atsın

Bi' zahmet aşsın duvarları."

 

Beni kendi etrafımda döndürüp belimden kavradı. Arkaya doğru yatırıp tekrar yolladı. Kendi etrafımızda dönüyor sonra tekrar vals gibi pozisyon alıp şarkının ritmiyle hareket ediyorduk. Dakikalar birbirini kovaladı herkes kendini dansa kaptırdı. Fırat bunu fırsat bilerek motora atladı. "Bin bakalım püsküllü belam." Sorgusuz sualsiz bindim motora. Belinden tuttuğum an gaza bastı. Yol bu sefer tanıdıktı. Kendi atölyesine gidiyorduk. Atölyenin kapısına motoru bırakıp cebinden anahtar çıkardı. "Şimdi sırrını söylemenin tam sırası." Ya söylediklerimden sonra benden nefret ederse? Kapıyı açıp içeri geçti,ardından benden girip kendi hapishanemin kapısını üstüme kapadım.

 

"Fırat,ben neden psikoloji okuyorum biliyor musun?" Şimdi söylemezsem bir daha asla cesaret edemem. Mimikleri değişti. Kaşları çatıldı. "Neden?" derken sesindeki soğukluk iliklerime işledi.

"Annem ve babam da psikoloji okumuş. Çok tanınan kişiler." Konuyu nereye bağlayacağımı anlamış mıydı? Derin derin nefesler aldım. "Erna Slaven ailemin hastasıydı. İkisi de hipnozla uğraşıyor. Bilinçaltına hükmetmek de diyorlar kendi aralarında." Fırat'ın yüz hatları gevşedi. Daha kötü şeyler bekliyordu sanki veya duymaktan korktuğu şeyler bunlar değildi.

"Zaten biliyorum püsküllü belam. Ailenin iyi insanlar olmadığını, mafyalarla çalıştığının farkındayım. Seni de öyle olmaya zorluyorlar değil mi?" Nereden biliyordu? Çok önceden mi öğrenmişti? Beni ve ailemi araştırmıştı değil mi? Tabii ben mal olduğumdan farkına dahi varmamıştım.

 

"Özür dilerim. Onlarla çalışmak istemiyorum ama ikisi de benim ailem." Anne,babanız kötü de olsa sizin parçanızdır. Nasıl bırakılır sizi büyütenler? "Çalışmak istemiyorsan seni zorlayamazlar ben varım. Onlara kim olduğumu iletmen yeterli güzelim." Göz kırpıp çekyata oturdu. Rahat nefesler almaya başladığımda mutlulukla kendimi yanına bıraktım. Saat 23.48 olmuştu çoktan. Uykuyla ağırlaşan gözlerime daha fazla dayanamadım. Kafam Fırat'ın omzuna düştüğünde ben çoktan uykuya yenilmiştim.

Loading...
0%