@birdeliyazariz
|
Uyandığımda etrafım tablolarla doluydu. Nereden olduğumu hatırlamam saniyelerimi aldı. Boynum feci ağrıyordu. Yanımda oturur vaziyette uyuyan Fırat'ın da omzunu çürütmüşümdür kesin off! Uyanmamasına özen göstererek yerimden kalktım. Etrafta üzerine örtebileceğim battaniye ararken çekyatın altında olan pikeyi fark ettim. Eğilerek zorla da olsa ses çıkarmadan pikeyi almıştım. Üstüne örtüp geri yerime oturdum. Bu sefer onun kafası omzumdaydı. Telefonumu çıkartıp WhatsApp'a düşen bildirimleri okumaya başladım.
Pamuk prens(es): nereye kayboldu bu ikili
Al sancak: bize ne lan iki aşk böceğinden
Atgüneş: evet oğlum sal Fırat'ı senin sevgilin var onunla ilgilensene
Kocammm: Göksel'le atölyeye geldik uyuya kaldı
Kocammm mı? Fırat'ı böyle kaydetmediğime emindim. Ben uyurken telefonumu mu kurcalamıştı?
Pamuk prens(es): Atölye? Evlenme teklifi de et kardeşim
Al sancak: bizi bile götürmedin oraya...
Atgüneş: oha düğün ne zaman
Kocammm: yakında kdmzmsmzms
Pamuk prens(es): önce ben evleniyorum hoşt
Atgüneş: yarın gidip Gülce'den isteyelim Sude'yi
Kocammm: bana uyar istemeyi yarın yapalım bitsin bu iş
Pamuk prens(es): Sude'ye sorayım
Al sancak: bu çocuk gerçekten evlenir de Gamze ile ben evlenmezsek Mert ölür
Pamuk prens(es): yine ne yaptım amk
Al sancak: sus mert sinirimi bozuyorsun şu an
Atgüneş: Gülce olur dedi
Pamuk prens(es): sen ne ara sordun lan
Kocammm: Göksel uyansın ona da sorarım kabul ederse geliriz
Yia benim fikrimi önemsiyor çok şeker. Şaka böyle biri değilim. Kendi kendime gülerek okumaya devam ettim.
Al sancak: #hanımcılıkkazanacak
Atgüneş: #Yunusg
Pamuk prens(es): Sude de kabul ettiii istemeye gidiyoruz lan istemede ne yapılır
Kocammm: kahve içmek dışında bilmiyorum onu da dizilerde gördüm tuzlu veya her halt karıştırılmıs geliyor sakın içme
Pamuk prens(es): aklımda tutmayı denerim
Al sancak: ben de Allah'ın emri kısmını biliyorum
Atgüneş: çiçek çikolata götürme adeti de benden
En son yazılanlar bunlardı.
Göksel: en önemli şeyi de ben getireyim bari
Pamuk prens(es): en önemli şey neyyy
Göksel: söz yüzükleri süper zekalar
Atgüneş: doğru ben de neyi unuttuk diyordum
Yanımda ki oluşan kıpırdanma Fırat'ın uyandığında haberciydi. "Günaydın kocam?" Kocam yazısını gördüğümü anladığında gülümsedi. "Fıtrat çok güzel durmadı gözüme diğerlerinin lakapları çok iyi olmuş da bana niye Fıtrat?" Bilmiş bir tavırla cevapladım. "Fıtrat yaradılış demektir. Senin de yaradılışın bana yazılmış ondan Fıtrat." Aslında ismiyle dalga geçmek için yaptığımı bilmesine gerek yoktu değil mi? Hem üzülmemiş olurdu. "Kalbimden vuruldum şu an şoktayım." İşte bazen mutluluk tatlı yalanlarla da gelir kapınıza. "Akşam isteme var?" Kafasını salladı. "Mert bey gerçekten evleniyor." Üstündeki pikeyi katlayıp yanına bıraktı. Ayağa kalkıp beni de ellerimden tuttu ve yanına çekti. "Gitme vakti akşam olmadan halletmemiz gereken çiçekler, çikolatalar vesaire falan fistan var." Kesinlikle dolu dolu bir gün olacaktı.
Atölyeden çıktıktan sonra beni evime bırakıp kendi Mert'lerin yanına gitti. Akşam olmasını beklerken saatleri saymış,yemek yapmış, üstümü değiştirip evi toplamıştım. Üstümde yeşil vücuda yapışan kare yaka bluz vardı. Altıma İspanyol paça siyah pantolon giymiştim.
Pamuk prens(es): çıkıyor muyuz
Atgüneş: ilk defa geç hazırlanmadın farkında mısın
Al sancak: Mert hayra alamet değil bu iş bok yoluna gitmez inşallah
Kocammm: azını hayra götünü çayıra aç balık
Atgüneş: Fırat azına acı biber sürsünler kardeşim
Pamuk prens(es): Şok Şok Şok ünlü Mert Can Kalender gerginlikten öldü. Sevgilisi ve arkadaşları bu durumu nasıl karşıladı? İşte magazin X'de bu hafta!
Göksel: Uskzkdkkzkdkxkdkxdkkdkdd
Atgüneş: abartttt
Al sancak: arkadaşlarının röportajları: iyi ki öldü. (Opsiyonel)
Kocammm: Jkdkzmdkzmdkxkdk
Pamuk prens(es): Yunus Git!(Yankılı)
Göksel: ben hazırım Fırat ne zaman gelirsin?
Kocammm: çıktım bile
Bu sefer motorla değil arabayla gidecektik. Önce Enes'i sonra Yunus'u alacak en son ben ve Mert'in evine uğrayıp Sude'lere geçecektik. Mert, heyecandan Fırat'a 'Senin çelengi yaptırdığın yere söyle cenazem için çelenk hazırlığına başlasınlar.' bile demişti. Bu geceyi atlatırsak çoğu geceyi hep beraber atlatırız evelAllah. Kapı sesiyle yerimden kalkıp çantamı omzuma attım. Aşağı inen merdivenlerde çantamdaki telefon çalmaya başladı. Kocammm arıyor. Yazısı gülümsememi sağladı. Kocammm üç m ile çok komik duruyordu.
Arabayı görünce adımlarım hızlandı. Artık alışmıştım bu arabaya. Ön yolcu koltuğuna kendimi attığımda arkadaki ikili selam verdi. "Selam Enes. Selam Yunus. Selam size ey mümin kardeşlerim." Gülüşerek Mert'i almaya,yola çıktık. Mert'i kapının önünde ileri geri yürürken bulmak herkesi kahkahaya boğmuştu. Mert kaşlarını çatıp arabaya atladı. "Şoför bey sürün. Yetişmem gereken müstakbel karım var." Adam sanki nikâha yetişecek. Sude'lere varmamız üç dakika anca sürmüştü. Mert'le evleri aşırı yakındı. Kapıyı elimizde çiçek ve çikolatayla çaldığımız esnada arkamızdaki kapı açıldı. "Yanlış kapı Enes. Buraya dönün." Hepimiz 180 derece döndük. "Selam Gülce'm." Enes,sevgilisini öperek daireye geçti. Ardından hepimiz Gülce'ye selam verip ayakkabıları çıkardık. Salondaki üçlü koltuğa Yunus, Fırat ve ben yapışmıştık. Karşımızda ki ikili koltukta Gülce'yle Enes oturuyordu. Sude henüz ortalıkta yoktu. Gülce ortamdaki gergin havayı almak için "Daha daha nasılsınız?" klasik girişi yaptı. Ben iyiyim. O iyi. Şu,bu,onlar derken Sude içeri geldi.
Gülce'nin aksine elbise giymişti. Gülce, üstüne esmer tenine yakışan kırmızı ince askılı bluz altına da siyah mini etek giymişti. Sude, bedenine tam oturan mor mini elbisesi içinde muhteşem duruyordu. Mert'in ıslık çaldığını duymuştum. "Kahvelerinizi nasıl istersiniz?" Görüntüsüne zıt çekingen sesi gülümsetti. Ortamdaki erkeklerin ne kadar hayvan olduklarını bilmiyordu sanırım. "Orta şekerli." İlk konuşan Gülce olmuştu. Arkadaşının gerginliğini almak için yanına geçti. "Herkes orta şekerli içiyor balım gel biz yapalım kahveleri." Sude başını salladı. Yunus kolumu dürtmüştü. "Neden seni kardom olarak görüyorum anladım mı şimdi? Kız utanıyor sense küfür ediyorsun." Siktirsin gitsin küfür ediyorum diye utanmıyorum sanıyor mal. Fırat'ın yanında nasıl utandığımı görseydi dalga geçerdi pislik.
Sude,içeri kahve tepsisiyle girince Fırat Mert'e kaş göz işareti yaptı. Tabii aptal Mert içmemesi gerektiğini unutup kahveyi hüpletmişti bile. Muhtemelen tuzlu olan kahve daha midesine uğramadan Mert öksürük krizine girdi. Yanımdaki Fırat "Salak yemin ediyorum geri zekalı!"diye homurdanıyordu. Yunus, hiç düşünmeden lafa girdi. "Allah'ın emiri peygamberin kavli ile Sude'yi bu Mert malına istiyoruz." Gülce daha Sude'ye istiyor musun diye sormadan Enes "Verdik gitti!"diye sevinçle bağırdı. İki kız da neye uğradığını şaşırmıştı. Alışırlar, sonuçta ya seve seve ya da gerisini siz biliyorsunuz. Kocası olunca zorla da olsa bu hallerini kabullenir.
Gülce, Enes'in ensesine patlatıp "Ne diye gül gibi kankamı hemen verdin dangalak!" diyince biz üçümüz kahkahaya boğulduk. Gecenin sonu tatlı olarak fıstıklı baklavaya bağlanınca mutlulukla başımı Fırat'ın omzuna yasladım. "Atlattık ha?" Başını salladığını hissediyordum. "Atlattık püsküllü belam." Huzurlu gülüşümle tatlılarını yiyen arkadaşlarımıza bakıyordum.
Hiç kimse olan Fırat'ın herkesi olan Göksel'in hikayesi de böyle sonlandı. |
0% |